Irak Yüksek Yargı Konseyi’nden önceki kararlarında değişikliğe gitme sinyali

Bu kararlar arasında cumhurbaşkanı seçim oturumuna Meclis üyelerinin üçte ikisinin katılması şartı da bulunuyor.

Irak Yüksek Yargı Konseyi’nden önceki kararlarında değişikliğe gitme sinyali
TT

Irak Yüksek Yargı Konseyi’nden önceki kararlarında değişikliğe gitme sinyali

Irak Yüksek Yargı Konseyi’nden önceki kararlarında değişikliğe gitme sinyali

Irak’ta Ekim 2021’de düzenlenen seçimlerden birinci çıkan Sadr Hareketi’nin Meclis’ten çekilmesiyle ülkedeki siyasi krizin derinleştiği bir ortamda, Yüksek Yargı Konseyi dün (salı) yaptığı açıklamada, farklı koşullar altında alınan kararlarda değişikliğe gidebileceğini belirtti.
ABD Yüksek Mahkemesi’nin, geçen hafta kürtaj yasağıyla ilgili daha önceki bir kararını iptal etmesine atıfta bulunulan açıklamada, “Irak’taki Temyiz Mahkemesi ve Federal Mahkeme, zamanın koşullarına göre alınan ve bu mahkemelerde çalışan eski yargıçların içtihat yetkisini aşan kararlarda değişiklik yapmayı da içeren birtakım kararlar aldı. Bu yargıçların arkasından gelen yargıçlar bu kararların değiştirilmesi gerektiğini gördü” ifadelerine yer verildi.
Konsey değişiklik yapılacak kararların hangileri olduğunu açıklamadı. Konsey bu kararlardan daha önce mevcut olmayan koşulların artık var olması sebebiyle değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Iraklı siyasi güçler bu açıklama karşısında sessizliğini koruyor. Hukukçu gözlemciler ise Federal Mahkeme’nin 2010-2014 arasında ‘sayıca en fazla meclis grubu’ ifadesiyle ilgili içtihadına dikkat çekiyor. Bu içtihat siyasi grupların görüşleriyle de örtüşmüyor. Bu içtihat sonucu daha önce Adil Abdülmehdi hükümeti kuruldu.
Yüksek Federal Mahkeme bu yıl içinde bir dizi anayasal ve hukuki kararlar aldı. Bu kararlar bazı tarafların lehine, bazı tarafların da aleyhine oldu. Bu kararların başında ise Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) cumhurbaşkanı adayı Hoşyar Zebari’nin adaylığının reddedilmesi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) petrol ihraç etmesinin Irak Anayasası’na aykırı kabul edilmesi geliyor. Federal Mahkeme ayrıca ikinci kez cumhurbaşkanı adaylık kapısını açarken, cumhurbaşkanı seçiminin yapılacağı her iki oturuma da Meclis üyelerinin üçte ikisinin katılmasını şart koştu. Bu karar tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Siyasi çevreler Federal Mahkeme’nin söz konusu kararlarının Koordinasyon Çerçevesi’nin lehine olduğu görüşünde. Fakat Sadr’ın Meclis’ten çekilmesi ve Koordinasyon Çerçevesi’nin en büyük meclis grubu haline gelmesinin ardından Yüksek Yargı Konseyi’nin eski kararlarında değişiklik yapacağını ilan etmesi birçok soruya yol açtı.
Ulusal Waii (Farkındalık) Hareketi lideri Salah Arbavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Irak içtihat hukukunu dikkate almıyor. Bu nedenle Federal ve Temyiz de dahil olmak üzere Irak’taki mahkemeler kendilerini karar değişiklikleriyle karşı karşıya bulabiliyor. Nitekim Federal Mahkeme daha önce Temsilciler Meclisi’nin kanun tasarısı sunmasını engelledi. Ancak 2015’te bu hakkı Meclis’e şartlı bir şekilde tanımıştı. Bu bir çelişki değil sadece bir düzeltme. Ancak aksi istikamette değil. Aksine yargıca karar almada esneklik tanıyacak bir istikamette” dedi.
Arbavi, “Federal Mahkeme kararlarını ilgilendiren Irak Anayasası’nın 94’üncü maddesi artık sorun haline geldi ve ondan kurtulmak gerekir. Bu madde var oldukça içtihat hukukunu dikkate almayız. Kararlar değiştirilebilir ancak eski eğilimlerle entegre bir şekilde olmalı” ifadesini kullandı.
Hukuk uzmanı Emir ed-Daami, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Federal Mahkeme, cumhurbaşkanı seçiminin üçte ikilik çoğunlukla yapılmasını gerektiren Anayasa’nın 70’inci maddesi içtihat veya yorum kabul etmez. Değişiklik ile kastedilen şeye sayıca en fazla meclis grubu yorumu örnek verilebilir. Nitekim Federal Mahkeme bu meseleyi yorumlarken sayıca en fazla meclis grubunun ilk Meclis oturumunda kayıt alına alınması gerektiğine karar verirken daha sonra bunu değiştirerek, cumhurbaşkanı seçiminden sonra kaydedilebileceğine işaret etti” diye konuştu.



İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamadan önce köy sakinlerine uyarıda bulundu

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).
TT

İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki bir köyü bombalamadan önce köy sakinlerine uyarıda bulundu

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bir köyü hedef alan hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP).

İsrail askeri sözcüsü Avichaiy Adraee, bugün Güney Lübnan sakinlerine, özellikle de Yanuh köyüne acil bir uyarıda bulundu.

X platformunda şunları yazdı: “İsrail Savunma Kuvvetleri, Hizbullah'ın bölgedeki faaliyetlerini yeniden kurma yönündeki yasaklı girişimlerine karşı koymak için yakın gelecekte Hizbullah'ın askeri altyapısına saldıracaktır.”

Adraee sözlerine şöyle devam etti: “Ekli haritada kırmızıyla işaretlenmiş bina ve bitişik binaların sakinlerine sesleniyoruz: Hizbullah tarafından kullanılan bir binanın yakınında bulunuyorsunuz ve güvenliğiniz için derhal tahliye olmalı, binadan ve çevredeki binalardan en az 300 metre uzaklaşmalısınız.”

Adraee, “İşaretlenmiş binaların bulunduğu bölgede kalmak sizi riske atar” uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi'nde çatışmanın başlamasıyla bir yıldan fazla süren karşılıklı bombardımanın ardından, geçen yıl kasım ayında ABD arabuluculuğuyla İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes sağlandı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan'daki mevzilerini kontrol etmeye devam ediyor ve ülkenin doğu ve güneyine yönelik saldırılarını sürdürüyor.


Suriye: Kuneytra'daki BM komitesi ‘İsrail ihlallerini’ belgeleyecek

İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)
İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)
TT

Suriye: Kuneytra'daki BM komitesi ‘İsrail ihlallerini’ belgeleyecek

İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)
İsrail askeri araçları Suriye'nin güneyindeki bölgelere girdi. (İsrail ordusu)

İsrail güçleri, Suriye’nin güneyinde bulunan Kuneytra’nın güney kırsalındaki Sayda el-Hanut köyüne altı askeri araçla girdi. Aynı zamanda, İsrail ihlallerini belgelemek üzere bir Birleşmiş Milletler (BM) heyeti Kuneytra vilayetine ulaştı.

Suriye devlet televizyonu el-İhbariyye bugün yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin dört evi aradığını ve dört kontrol noktası kurduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre, İsrail güçleri yaklaşık iki hafta önce Şam kırsalında Hermon Dağı eteklerinde bulunan Beyt Cin kasabasında 13 kişiyi öldürmüş, yaklaşık 25 kişiyi de yaralamıştı.

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden bu yana, Kuneytra ve Dera kırsalında İsrail’in neredeyse günlük olarak düzenlediği askeri adımlar kayda geçiyor. Bu operasyonlara bazı kişilerin gözaltına alınması da eşlik ederken, gözaltına alınanlardan bir kısmının daha sonra serbest bırakıldığı, diğerlerinin ise halen tutulduğu belirtiliyor.

Şam kırsalındaki Beyt Cin kasabasında operasyon düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)Şam kırsalındaki Beyt Cin kasabasında operasyon düzenleyen İsrail askerleri (İsrail ordusu)

El-İhbariye’ye göre, İsrail ordusuna ait askeri noktalar, Hermon Dağı zirvesinden başlayarak Dera vilayetine komşu olan Yermuk Havzası’na kadar uzanıyor. Kuneytra’da sekiz, Dera’da ise bir İsrail askeri üssü bulunuyor.

Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)

Öte yandan BM’ye bağlı bir gerçekleri araştırma komitesi, bugün sabah saatlerinde Kuneytra vilayetine ulaştı.

Kuneytra Valiliği’nden yapılan açıklamada, heyetin görevinin, ‘İsrail işgal güçlerinin sivillere ve mülklerine yönelik ihlallerini belgelemek’ olduğu belirtildi.

 Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)Suriye'nin Kuneytra vilayetinde Birleşmiş Milletler (BM) logosu taşıyan araçlar (Telegram)

BM heyetinin, perşembe günü Kuneytra kırsalındaki Han Arnabe kasabasından bazı sakinlerle bir araya gelerek ‘İsrail işgal güçlerinin ihlallerini’ yerinde incelediği bildirildi.


Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.