Libya: Seçim krizinin çözümü Cenevre görüşmelerinin sonuçlarına bağlı

Salih ve Mişri’ye eden heyetler, dün Cenevre'deki Birleşmiş Milletler merkezinde Williams'ın huzurunda anayasal sürecin önündeki engelleri tartışırken (AP)
Salih ve Mişri’ye eden heyetler, dün Cenevre'deki Birleşmiş Milletler merkezinde Williams'ın huzurunda anayasal sürecin önündeki engelleri tartışırken (AP)
TT

Libya: Seçim krizinin çözümü Cenevre görüşmelerinin sonuçlarına bağlı

Salih ve Mişri’ye eden heyetler, dün Cenevre'deki Birleşmiş Milletler merkezinde Williams'ın huzurunda anayasal sürecin önündeki engelleri tartışırken (AP)
Salih ve Mişri’ye eden heyetler, dün Cenevre'deki Birleşmiş Milletler merkezinde Williams'ın huzurunda anayasal sürecin önündeki engelleri tartışırken (AP)

Trablus merkezli Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih arasındaki seçimlerle ilgili anayasal çerçeve taslağının ele alındığı istişare görüşmeleri dün  Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams'ın gözetiminde İsviçre'nin Cenevre kentinde başladı.
Libya kamuoyu, bugün ertelenen seçimler için taraflar arasındaki anlaşmazlığı anayasal çerçevede çözmeyi amaçlayan görüşmelerin sonuçlanmasını bekliyor.
Salih ve Mişri’ye eşlik eden iki heyetin katıldığı toplantıya ilişkin açılış konuşmasını yapan Williams şu ifadeleri kullandı: “Bu görüşmelerin, seçim krizini çözmek amacıyla Kahire'deki Anayasal Yol için Ortak Komite'nin üçüncü ve son istişare turunun tamamlanmasından kısa bir süre sonra gerçekleşmesi sorumlu liderliğin bir kanıtıdır.”
Libya'daki BM Misyonu (UNSMIL) Williams’ın, önemli konularda fikir birliğine varmak için kapsamlı müzakereler ve anayasa taslağının ayrıntılı bir incelemesini yaptığını ve farklılıkların çözülmesi üzerinde çalıştığına dikkati çekerek, bu taslağın Kurucu Meclis tarafından 2017 yılında kabul edilmesinden bu yana ilk kez, iki konsey ciddi bir anayasa taslağı için inceleme yaptığını bildirdi. Williams ayrıca, “tarafların genel seçimlerin yapılması için çok önemli unsurlar, vazgeçilmez garantiler ve güvenlik araçları üzerinde anlaştıklarına” dikkati çekerek, “Libya'nın içinden geçtiği geçiş aşamaları ve geçici dönemler döngüsünün sona erdiğini” kaydetti.
BM yetkilisi, Cenevre toplantısının, Kahire istişareleri sırasında öne çıkan ve iki meclisin başkanlarının bir uzlaşmaya varmasını gerektiren önemli bir konuyu "tartışmayı amaçladığını" belirterek, ulusal seçimlerin mümkün olan en kısa sürede yapılması adına açık bir yol sağlamak için tarihleri, yöntemleri ve kilit aşamaları içeren geçiş önlemlerine atıfta bulundu.
Bu bağlamda ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile bir araya geldiği görüşmede, Cenevre görüşmelerini desteklemek adına Libya'daki kilit aktörlerle uzlaşmaya varmak için çalışmanın önemini vurguladı. Norland, ülkesinin, halka karşı sorumlu, birleşik ve seçilmiş bir hükümet lehine seçimler, uzun geçiş dönemleri ve birden fazla hükümet bekleyen Libyalıları desteklemeye devam ettiğini bildirdi.
Diğer yandan Temsilciler Meclisi tarafından Libya Başbakanı olarak seçilen Fethi Başağa, Cenevre toplantısında anayasal ve yürütme çerçevesinde anlaşmaya varma arzusunu dile getirerek, Temsilciler Meclisi Başkanı ile temasa geçtiğini söyledi. Kendisine hükümetinin toplantıya desteğinin güvencesini verdiğini söyleyen Başağa Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Toplantının geçiş aşamalarının sona ermesini garanti eden ve Libya halkının demokrasi, barışçıl güç aktarımı, istikrar, kalkınma ve refah özlemlerini gerçekleştirecek şekilde anayasal ve idari çerçevede cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin başarılı bir şekilde yapılmasına  yol açan bir Libya ulusal anlaşmasıyla sonuçlanmasını istiyorum” ifadelerini kullandı.
Salih ve Mişri, anayasa taslağındaki tartışmalı noktaları tartışmak üzere aralarında önemli bir toplantı düzenlemeye hazırlık için önceki gün Cenevre'ye gitti. Her iki konseyin üyeleri, bugün sona ermesi beklenen toplantıda seçimlerin anayasal temeline ilişkin tartışmalı maddelerin görüşüleceğini ve Kahire’deki son başarısızlığın nedeni olan yürütme erki dosyasının görüşülebileceğini söyledi.
Temsilciler Meclisi yasama yetkisini tek başına seçim yasasını hazırlamak için kullanmakta ısrar ederken, Devlet Danışma Konseyi büyük bir rol talep ediyor ve yasayı iki taraf arasında ortaklaşa geçirmeye çalışıyor.
Anayasa Taslağı için Kurucu Meclisin Anayasal İletişim Komitesi, Cenevre toplantısından önce Salih ve Mişri’ye eleştiride bulunarak, Cenevre toplantısını BM danışmanının “Kahire toplantılarını canlandırmaya yönelik bir girişim” olarak nitelendirdiği bir açıklama yaptı. Açıklamada, danıştay ve TM başkanlarının Libya halkını ve başkanlık ettikleri konseyi temsil etmediği bildirildi. Ayrıca, Libya halkının iradesiyle çelişen dış iradeye bağımlı olmanın sonuçları ve yabancı müdahale olmaksızın topraklarında istikrar hakkı olarak tanımladığı şey konusunda uyarıda bulunuldu.
Komite ayrıca, anayasa taslağının değiştirilmesine karışmama, halkın söz sahibi olduğu kabul veya ret konularının referanduma sunma hakkı da dahil olmak üzere Libya halkının, “iradesini soymaya devam etmenin bölümlerinden biri” olarak nitelendirdiği bu toplantıların sonuçlarını iptal etmek için birlik olmaya çağırdı.
Diğer yandan Dibeybe dünden önceki gün Trablus’ta yerinden edilmil çok sayıda Bingazilileri kabul ederek, yerinden edilenlerin ve onların sorunlarıyla ilgilenmenin sorumluluğu “hükümet ve hükümet kurumlarına ait” olduğunu ifade ederek, ulusal uzlaşma ve yeniden birleşmenin “Libya halkının arzuladığı bir hedef olduğuna dikkati çekti.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.