WHO: Kovid-19 vakaları 110 ülkede artıyor, salgın henüz bitmedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

WHO: Kovid-19 vakaları 110 ülkede artıyor, salgın henüz bitmedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Kovid-19 vakalarının 110 ülkede artış gösterdiğine dikkati çekerek, salgının bitmediği uyarısında bulundu.
Örgütün Cenevre merkezindeki basın toplantısında konuşan WHO Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Kovid-19 vakalarına dair son gelişmeleri değerlendirdi.
Kovid-19'un alt varyantlarından BA.4 ve BA.5'in 110 ülkede vaka artışlarını tetiklediğini belirten Ghebreyesus, "Küresel vaka artışlarında yüzde 20 yükselme görülürken WHO'nun 3 bölgesinde ölüm oranları arttı" dedi.
Ghebreyesus, "Salgın değişim gösteriyor. Virüsle mücadelede ilerleme kat ettik fakat salgın henüz bitmedi" değerlendirmesinde bulundu.
Dünya genelinde test, vaka bildirme ve genom sıralamalarının azalmasından ötürü WHO'nun virüs takip kabiliyetinin sınırlandığını vurgulayan Ghebreyesus, "Mevcut Omikron varyantının takibi ve bundan sonra belirecek varyantların analizi giderek zorlaşıyor" şeklinde konuştu.
Ghebreyesus, mevcut vaka artışlarının Kovid-19'u daha tehlikeli hale getirmemesi için aşılamanın önemine dikkati çekerek, "son 18 ayda dünyada 12 milyardan fazla aşı dozunun dağıtıldığı" bilgisini paylaştı.
Dünya genelinde sağlık çalışanları ve 60 yaş üzeri kişilerin aşılanma oranının yüzde 75 olduğunu kaydeden Ghebreyesus, ülkelere "nüfuslarının en az yüzde 70'ini aşılama" çağrısında bulundu.



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism