Suriye: El-Hol Kampı’nda ‘DEAŞ kadın polislerinin işlediği suçlar ve beyin yıkama faaliyetleri’ endişeleri artırıyor

BM verilerine göre El-Hol Kampı’nda 18 ay içinde 100 kişi öldü.

Bu yılın başından beri yaklaşık 600 Iraklı aile El-Hol Kampı’ndan ayrıldı (Şarku’l Avsat)
Bu yılın başından beri yaklaşık 600 Iraklı aile El-Hol Kampı’ndan ayrıldı (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye: El-Hol Kampı’nda ‘DEAŞ kadın polislerinin işlediği suçlar ve beyin yıkama faaliyetleri’ endişeleri artırıyor

Bu yılın başından beri yaklaşık 600 Iraklı aile El-Hol Kampı’ndan ayrıldı (Şarku’l Avsat)
Bu yılın başından beri yaklaşık 600 Iraklı aile El-Hol Kampı’ndan ayrıldı (Şarku’l Avsat)

Suriye’nin Haseke vilayetinin doğusunda yer alan El-Hol Kampı bölmelerden birinde, siyah çarşaf giyen yüzleri peçeli bir grup kadın ve genç kız Rusça konuşan bir kadın öğretmeninin anlattıklarını can kulağıyla dinliyor. Din dersleri veren öğretmen, elinde bir kitap tutarak karşısındakilere yüksek sesle hitap ediyor. Aynı yerde balçıktan yapılan ve üzeri yırtık brandayla örtülen büyük çadırın duvarlarında DEAŞ flamaları asılı duruyor. Çadırın ortasında, üzerinde birçok çeşit yemek, tatlı ve üzüm bulunan bir yer sofrası bulunuyor. Öğretmenin, görünüşe göre bu kursu alan genç kızlara diploma ve hediye dağıtma hazırlığı kapsamında çadırın çeşitli yerlerine balonlar ve süs eşyaları asılmış.
Kamp yönetiminden bir güvenlik kaynağı, telefon görüşmesi üzerinden Şarku’l Avsat muhabirine yaptığı açıklamada, Kamu Güvenlik Güçleri’nin kısa süre önce çekilen 1 dakika 25 saniyelik bir görüntü ele geçirdiğini bildirdi. Kaynağa göre, videoda DEAŞ unsuru kadınların, Rusya Federasyonu’ndan ve Rusçanın konuşulduğu eski Sovyetler Birliği ülkelerinden göç eden kadın ve genç kızlara yönelik düzenlediği din kursunu tamamladıkları görülüyor. Kaynak, elde ettikleri bilgilerin, kadınların gizlice sözde ‘Şeriat Okulu’ kurduğuna ve beş kademede dersler verdiğine işaret ettiğini söyledi. Bu kademeler, dersleri öğrenmek ve dini kitapları ezberlemekle başlıyor. Son aşamada genç kızlar din derslerini tamamlamaya ve kamp içinde ‘Hisbe’ birimi adına çalışmak için hazırlanıyor. Bu birim, 2019’da sözde hilafeti ortadan kaldırılmadan önce DEAŞ’ın Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği alanlarda kurulmuştu. Bu birime katılanlar, DEAŞ’ın kadın polisi olarak çalışıyor.
Kaynak, bu tür faaliyetlerin, kampın içerisinde radikal ideolojinin yayılması ve DEAŞ türevi bir terör örgütünün doğması ihtimaline dair endişelere sebep olduğunu çünkü birçok çocuğun annesi tarafından beyninin yıkandığını söyledi. Kampta cinayet sayısı ve suikast girişimlerinin arttığına işaret eden kaynak, kampın bir suç bataklığına döndüğünü belirtti. Birleşmiş Milletlerin (BM) verilerine göre, El-Hol Kampı’nda yılbaşından bu yana yaklaşık 30 cinayet işlendi. Son 18 ay içinde ise 100’den fazla kişi öldürüldü.
Bu konunun hassasiyetinden dolayı isminin açıklanmasını istemeyen kaynak, son dönemde yapılan incelemelerin, örgütün 15 yaş altı çocuklara silah taşıma eğitimi verdiğini ve örgüt ideolojisini aşıladığını ortaya çıkardığını ifade etti. Kaynak bu çocukların ‘şeriat’, savaş sanatları, silah taşıma ve ideolojik eğitimler, çocuklara nasıl savaşılacağını, örgütün uyuyan hücrelerinin kampa düzenleyeceği olası bir saldırıya nasıl destek vereceklerinin öğretildiğini söyledi.
Kamu Güvenlik Güçleri (Asayiş) dün (çarşamba) susturucu takılı silahla öldürülen 3 kişinin cesedine ulaştı. Cesetlerin kimlikleri belirlenemeyen bir adam ve iki kadına ait olduğu öğrenildi. Üçünün de kamp içinde DEAŞ’a bağlı silahlı gruplar tarafından öldürüldüğü tahmin ediliyor. Kamp yönetiminin verilerine göre, bu ay kamp içinde işlenen 9 cinayetle birlikte yılbaşından bu yana kaydedilen cinayet sayısı 31’e yükseldi. Verilere göre, yerinden edilen 9 Suriyeli ile Kürt Kızılay’da görev yapan bir sağlık çalışanı ve 14 Iraklı mülteci hayatını kaybetti. Ayrıca kimliği belirlenemeyen 8 kişinin cesedine ulaşıldığı ve 14 kişiye düzenlenen suikast girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığı belirtiliyor.
BM, Haseke vilayetinin 45 kilometre doğusundaki El-Hol Kampı’nda son 18 ayda çoğu kadın 100’den fazla kişinin öldürüldüğünü bildirdi. BM Suriye Koordinatörü İmran Rıza, Kürt güvenlik güçlerinin kontrolündeki El-Hol Kampı’nın giderek daha güvensiz hale geldiğini ve çocukların geleceği olmayan bir hayata mahkum edildiklerini söyledi. Rıza, kamptakilerin yüzde 94'ünün kadın ve çocuklardan oluştuğunu söyledi.



Netanyahu'nun ofisi: Hamas, asker Itay Chen'in cenazesini teslim etti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
TT

Netanyahu'nun ofisi: Hamas, asker Itay Chen'in cenazesini teslim etti

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bir tünelden çıkarılan cesedi taşıyan Hamas mensupları (AP)

İsrail Başbakanlık Ofisi dün, Gazze Şeridi'ndeki Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla Hamas'tan bir askerin cenazesini teslim aldığını duyurdu ve kimlik tespit sürecinin ardından cenazenin asker Itay Chen'e ait olduğunu bildirdi.

Hamas daha önce, İsrail'in Hamas ve ICRC ekiplerinin bölgeye girmesine izin vermesinin ardından, Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde, halen İsrail güçleri tarafından işgal altında olan bölgede tutulan bir rehinenin cesedini bulduğunu açıklamıştı.

10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşması kapsamında Hamas, Gazze Şeridi'nde tuttuğu 20 rehinenin tamamını, İsrail'in serbest bıraktığı yaklaşık 2 bin Filistinli mahkûm karşılığında teslim etti.

g
Gazze şehrinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arama çalışmaları sırasında Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) araçlarının yanında nöbet tutan Hamas mensupları (EPA)

Hamas, ölen rehinelerin cenazelerini teslim etme sözü verdi, ancak savaşın yol açtığı yıkım nedeniyle cenazelerin yerini tespit etmenin zor olduğunu belirtti. İsrail ise Hamas'ı kendisini oyalamakla suçladı.

Chen'in cenazesinin teslim edilmesiyle Hamas, Gazze Şeridi'nde olan 28 cesetten 21'ini iade etmiş oldu.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri, İsrail'in Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana öldürülen 270 Filistinlinin cenazesini teslim ettiğini söyledi.

İsrail istatistiklerine göre, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail’in güney yerleşimlerine düzenlediği saldırıda bin 200 kişi öldü ve 251 kişi esir alınarak Gazze Şeridi'ne götürüldü.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkililerinden elde ettiği bilgiye göre Hamas'ın saldırısına yanıt olarak İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği askeri harekat, 68 binden fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine yol açtı.

Chen, Hamas'ın İsrail'in güneyindeki kasabalara ve askeri üslere düzenlediği sürpriz saldırıda görev başındaki bir askerdi.

gt
İsrail'in Hamas ile imzaladığı ateşkes anlaşması kapsamında serbest bırakılan mahkûmlar, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi önünde onları bekleyen kalabalığa el sallıyor. (AP)

ABD arabuluculuğunda sağlanan ateşkes, tekrar eden şiddet olaylarına rağmen büyük ölçüde sürdü. Filistin sağlık yetkilileri, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail saldırılarında 239 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi; bunların yaklaşık yarısı, geçen hafta İsrail’in askerlerine yönelik silahlı bir saldırıya karşılık verdiği gün yaşamını yitirdi.

İsrail, üç askerinin öldürüldüğünü ve ateşkes anlaşması kapsamında güçlerinin geri çekildiği hatlara yaklaştığını iddia ettiği onlarca Hamas mensubunu hedef aldığını açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki sağlık yetkilileri bugün erken saatlerde, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bir adamın İsrail ateşiyle öldürüldüğünü açıkladı. İsrail ordusu, ordunun halen işgal ettiği bölgelere geçen ve doğrudan tehdit oluşturan bir ‘teröristi’ öldürdüğünü duyurdu.


ABD'nin "Gazze gücü" projesi rezervasyonlarla kuşatılmış durumda

Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
TT

ABD'nin "Gazze gücü" projesi rezervasyonlarla kuşatılmış durumda

Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)
Hamas dün Gazze'de bir İsrail askerinin cesedini bulduğunu ve onu İsrail'e teslim etmeye hazır olduğunu duyurmasının ardından silahlı kişiler cesetleri taşıyor (Reuters)

Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç kurulmasını öngören BM Güvenlik Konseyi kararının yapısı ve yetkileri konusundaki çekinceler askıda kaldı. Bazı taraflar önerinin hükümlerinin açıklığa kavuşturulmasını talep ederken, kaynaklar, anlaşmazlıkların Güvenlik Konseyi'nin güç hakkında bir karar almasını engelleyebileceği endişesini dile getirdi.

ABD, pazartesi günü Güvenlik Konseyi'nin birkaç üyesine Gazze'de uluslararası bir güç kurulmasını öngören bir karar taslağı gönderdi. Güç, 2027 yılı sonuna kadar Gazze Şeridi'ni yönetmek üzere geniş bir yetkiye sahip ve bu yetkinin uzatılma olasılığı da olacak. ABD'li bir yetkili, Axios'a yaptığı açıklamada, bu gücün "barışı koruma gücü değil, uygulama gücü" olacağını ve "Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılmasını sağlayarak Gazze'deki güvenlik ortamının istikrarına katkıda bulunacağını" söyledi.

Arabulucu bir ülkeden bilgili bir kaynak Şarku'l Avsat'a, anlaşmazlıkların devam etmesi halinde Güvenlik Konseyi kararı olmadan Washington'un kararıyla bu güçlerin oluşturulma olasılığından endişe duyduğunu belirtti. Bu, İsrail'in tercih ettiği formül olup, arabulucu ülkeler veya garantörler tarafından kabul edilmemekte.

Konuyla ilgili bilgi sahibi Filistinli kaynaklar, Şarku'l Avsat'a, Filistin Yönetimi'nin Amerikan tasarısını Arap grubuyla görüşerek metinde değişiklik talep edeceğini söyledi.


Eritre Cumhurbaşkanı: Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinden kıyısındaki ülkeler sorumlu

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Eritre Cumhurbaşkanı: Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinden kıyısındaki ülkeler sorumlu

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz hafta Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir arya geldi (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, Kızıldeniz bölgesinde askeri üslerin kurulmasına izin vermenin istikrarsızlık için bir bahane olduğunu ve bölgedeki halkların, dış güçlerin bu rolü üstlenmesine gerek kalmaksızın, bu hayati uluslararası su yolunda seyrüsefer güvenliğini sağlamaktan kendilerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Afwerki dün akşam Mısır ziyareti sırasında Mısır’da yayın yapan ‘Kahire el-İhbariyye’ televizyon kanalına verdiği röportajda şunları söyledi:

“Kızıldeniz’e kıyısı olan ülkeler arasındaki entegrasyon son derece önemli. İş birliğini güçlendirmek için ortak mekanizmaların kurulması gerekiyor.”

Somali'nin kıyılarını koruma kabiliyetinin yanı sıra Eritre, Yemen, Cibuti ve Sudan'ın da kıyılarını koruma kabiliyetine sahip olduğunu vurgulayan Eritre Cumhurbaşkanı, bölgenin karmaşıklığının, yerel çabaları güçlendirmek yerine dış alternatiflere başvurmaktan kaynaklandığını belirtti.

Kızıldeniz'in jeopolitik öneminin, herhangi bir dış müdahaleyi haklı çıkarmayacağını ve Eritre ile Mısır'ın bu konudaki vizyonlarının tamamen uyumlu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Afwerki, “Devletler arasında yakınlaşan görüşler, hükümetlerin, cumhurbaşkanlarının veya siyasi partilerin tercihleri değil, bölgedeki halkların çıkarlarını yansıtmaktadır. Her hükümet, bu temel ilkeyi korumak ve bölgesel iş birliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunmak için kendi yetenekleri konusunda net bir vizyona sahip olmalı” ifadelerini kullandı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Eritre Cumhurbaşkanı Isaias Afwerki, geçtiğimiz perşembe günü Mısır'ı ziyaret ederek Büyük Mısır Müzesi'nin açılışına katıldı. Cumhurbaşkanı Afwerki bu ziyaret kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile bir araya geldi. Görüşmede, Kızıldeniz'in güvenliğini sağlamak ve bu hayati su yolundaki seyrüseferi etkilememek için iş birliğinin güçlendirilmesinin önemi vurgulandı.

Mısır Cumhurbaşkanı, bölgedeki güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesine katkıda bulunmak için Mısır ile Eritre arasında ve komşu Arap ve Afrika ülkeleriyle koordinasyonun yoğunlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Afwerki, Kahire el-İhbariyye kanalına verdiği röportajda Afrika Boynuzu ülkelerinin, kendilerine bu konuda alan tanınırsa ve etnik veya kabile ayrımlarına ya da başarısız politikalara sürüklenmeden sorunları ele almak için bilinçli yaklaşımlar benimsenirse, sorunlarını yerel olarak çözebileceklerini vurguladı. Eritre Cumhurbaşkanı, bölge halklarının bu bölünmeler nedeniyle egemen kurumlara sahip devletler kurmakta zorluk yaşadıklarını ifade etti.

Afrika Boynuzu bölgesindeki ülkeler arasında ikili ve kolektif iş birliğinin büyüme, refah ve istikrarın sağlanması için gerekli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Afwerki, Mısır ile Eritre arasındaki ilişkilerin, bölgedeki kriz ve kargaşa durumunu değiştirmek amacıyla entegrasyon ve kapsamlı iş birliğine yönelik özel stratejik ilişkiler olduğunu vurguladı.

Afwerki’nin bu açıklamalarından birkaç gün önce, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed'in Etiyopya parlamentosunda yaptığı konuşmada Nil Nehri havzası ülkeleri Etiyopya, Sudan ve Mısır arasında Büyük Etiyopya Rönesans Barajı konusunda iş birliği yapılması ve karayla çevrili ülkesine denize erişim sağlamak için Eritreye koordinasyon çağrısında bulundu.

Sudan’ın Darfur eyaletinin Faşir şehrinde kontrolün Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçmesinin ardından ülkedeki son gelişmelere de değinen Eritre Cumhurbaşkanı, Sudan'daki istikrar ve güvenliğin Afrika Boynuzu'nda denge ve güvenliğin sağlanması için hayati önem taşıdığını, buradaki herhangi bir karışıklığın komşu ülkelerdeki gerilimleri tırmandırabileceğini ve bölgesel güvenliği doğrudan etkileyebileceğini belirtti.