İran Cumhurbaşkanı, nükleer anlaşma için ülkesine yönelik suçlamalardan vazgeçilmesini istedi

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AA)
TT

İran Cumhurbaşkanı, nükleer anlaşma için ülkesine yönelik suçlamalardan vazgeçilmesini istedi

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi (AA)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, nükleer müzakerelerde sürdürülebilir bir anlaşmaya varılması için İran'a karşı "temelsiz" suçlamalardan vazgeçilmesi ve yaptırımların kaldırılması gerektiğini söyledi.
İran Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Reisi, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile telefonda görüştü.
Görüşmede, son turu Doha'da yapılan İran ile nükleer müzakereler ile Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenecek 2022 FIFA Dünya Kupası organizasyonuyla ilgili iki ülkenin işbirliği imkanları ele alındı.
Müzakerelerde Batılı tarafların İran'ın nükleer programına yönelik iddialarına işaret eden Reisi, bu iddiaları temelsiz olarak niteleyerek, "Görüşmelerle eş zamanlı olarak İran'a yönelik sürekli tekrarlanan suçlamalar ve iddialar, karşı tarafın müzakere sürecini siyasi olarak hedef aldığını ve ciddi bir müzakerenin gereklerine uymadığını gösteriyor" dedi.
Reisi, ülkesine yönelik yaptırımların hukuk dışı ve tek taraflı olduğunu ifade ederek, "Sürdürülebilir bir anlaşma, yaptırımların kaldırılmasını ve temelsiz iddiaların koşulsuz olarak terk edilmesini gerektirir" değerlendirmesinde bulundu.
Görüşme sırasında Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenecek 2022 FIFA Dünya Kupası'na da değinen Reisi, ülkesinin bu organizasyonda Katar'a kültürel ve ekonomik anlamda yardımcı olmaya hazır olduğunu dile getirdi.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani de İran'ın ülkesine verdiği destekten dolayı Reisi'ye teşekkür ederek, "Doha, Tahran'ın haklarını koruma ve diyalog yollarını ilerletme yolundaki tutumunu ve özellikle ikili ilişkileri ve işbirliğini güçlendirme iradesini desteklemektedir" dedi.
Al Sani, Reisi'nin Dünya Kupası organizasyonu konusundaki işbirliği ve destek talebini de memnuniyetle karşıladığını belirtti.

İran ile nükleer anlaşma ve müzakere süreci
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi (İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya) ve Almanya arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin denetim altına alındığı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma imzalanmıştı.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018'de ülkesini tek taraflı olarak anlaşmadan çekmesinin ardından Washington İran'a yönelik yaptırımları yeniden uygulamıştı. Bunun üzerine Tahran yönetimi de 2019 itibarıyla nükleer anlaşmadaki taahhütlerini aşamalı olarak askıya almıştı.
KOEP'in yeniden yürürlüğe konulması için Nisan 2021'de Avusturya'nın başkenti Viyana'da başlayan görüşmeler, İran ile ABD arasında çözüme kavuşamayan meseleler nedeniyle 11 Mart'ta askıya alınmıştı.
Bu süreçte Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) İran'da 3 noktada uranyum parçaları bulunduğuna dair bir rapor yayımlamıştı. Nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları İngiltere, Fransa ve Almanya ile ABD, UAEA Yönetim Kuruluna "İran'ın nükleer programıyla ilgili endişelerinin" yer aldığı bir karar taslağı sunmuş ve karar 8 Haziran'da kabul edilmişti.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in 25 Haziran'daki Tahran ziyaretinde, ABD ile İran arasında AB aracılığıyla yapılan dolaylı görüşmelerin Doha'da sürdürülmesine karar verilmişti. 29 Haziran'da yapılan görüşmelerde de ilerleme sağlanamadığı açıklanmıştı.
 



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.