İran: Doha müzakereleri ‘olumlu’ geçti

ABD'nin İran Özel Elçisi Rob Malley, 25 Mayıs 2022'de Senato brifingi için hazırlanıyor (AFP)
ABD'nin İran Özel Elçisi Rob Malley, 25 Mayıs 2022'de Senato brifingi için hazırlanıyor (AFP)
TT

İran: Doha müzakereleri ‘olumlu’ geçti

ABD'nin İran Özel Elçisi Rob Malley, 25 Mayıs 2022'de Senato brifingi için hazırlanıyor (AFP)
ABD'nin İran Özel Elçisi Rob Malley, 25 Mayıs 2022'de Senato brifingi için hazırlanıyor (AFP)

ABD ile İran arasında ‘2015 nükleer anlaşmasının canlandırılması’ kapsamında Doha’da gerçekleştirilen dolaylı müzakereler, kayda değer bir ilerleme sağlanmadan sona erdi. Ancak İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, ABD'nin ilerleme eksikliğinden dolayı ‘hayal kırıklığını’ dile getirmesine rağmen ülkesinin Doha'daki son turla ilgili değerlendirmesinin ‘olumlu’ olduğunu söyledi.
İran medyası Abdullahiyan'ın Katarlı mevkidaşı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Doha'daki son görüşmeler hakkında bir telefon görüşmesi yaptığını bildirdi.
Abdullahiyan, “Doha görüşmelerinin son aşamasına ilişkin değerlendirmemiz olumlu. İyi, güçlü ve kalıcı bir anlaşmaya varma konusunda ciddi olduğumuza sizi temin ederim ve eğer ABD gerçekçiyse; anlaşmaya varmak mümkün. Baş müzakerecimiz her zaman teklifler sunuyor, kabul edilebilir bir anlaşmaya varılması için adımlar atıyor ve gerçekçi bir anlaşmaya varılana kadar müzakereleri sürdürmeye kararlıyız” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
“Katar Dışişleri Bakanı İran, Avrupa Birliği ve ABD arasındaki dolaylı üçlü görüşmeleri yapıcı ve olumlu olarak nitelendirdi. Katar, müzakerelerin bu aşamasını önemli olarak nitelendirdi ve İran'dan istenen sonuçlara ulaşılana ve tüm taraflar taahhütlerine dönene kadar görüşmelere ev sahipliği yapmaya devam etmek için hiçbir çabadan kaçınmayacak" dedi.
Katar resmi ajansı QNA'nın haberine göre, telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ikili ilişkiler, son bölgesel gelişmeler, nükleer anlaşma görüşmelerindeki son gelişmeler ele alındı ve ortak çıkar konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
ABD Çarşamba günü müzakerelerde ‘herhangi bir ilerleme’ kaydedilememesinden dolayı ‘hayal kırıklığını’ dile getirmişti. Müzakereler Tahran'ın Devrim Muhafızları'nı terör listesinden çıkarma talebi nedeniyle askıya alınmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, görüşmelerin sona ermesinden birkaç saat sonra şunları söyledi:
“İran'ın bir kez daha AB'nin girişimine olumlu yanıt vermeyi reddetmesi ve dolayısıyla hiçbir ilerleme kaydedilmemesi bizi hayal kırıklığına uğrattı. Görüşmeler başarısız oldu. Çünkü İran Kapsamlı Ortak Eylem Planı ile ilgisi olmayan konuları gündeme getirdi ve anlaşmayı yeniden canlandırmak mı yoksa toprağa gömmek mi istediği konusunda önemli bir karar vermeye hazır görünmüyor.”
ABD sözcüsünün açıklaması, Avrupa Birliği'nin İran ile müzakerelerden sorumlu koordinatörü Enrique Mora'nın Doha görüşmelerinin birliğin umduğu ‘ilerleme’ ile sonuçlanmadığını açıklamasından kısa bir süre sonra geldi.
Mora, İran'ın baş müzakerecisi Ali Bakıri ile yaptığı görüşmenin ardından Twitter'dan şunları yazdı:
“Doha'da iki yoğun dolaylı görüşme günü. Maalesef AB ekibinin umduğu ilerlemeye henüz yol açmadı. Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi yolunda bölgesel istikrara hizmet eden anlaşmayı eski haline getirmek için daha büyük bir aciliyetle çalışmaya devam edeceğiz. Nükleerin yayılmasını önlemek ve bölgesel istikrarı desteklemek üzere kilit bir anlaşmayı canlandırmak için daha da fazla çalışmaya devam edeceğiz."
Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi; İngiltere, ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Almanya ile İran arasında 2015’te imzalanmıştı. ABD eski Başkanı Donald Trump ülkesini, ‘kötü bir anlaşma’ olarak nitelediği ‘nükleer anlaşmadan’ 2018'de tek taraflı olarak çekti ve İran'a yönelik ekonomik yaptırımları tekrar uygulamaya koydu. Tahran yönetimi de aşamalı olarak nükleer faaliyetlerine döndü. KOEP’in yeniden ve tam olarak canlandırılması için geçen yıl Avusturya'nın başkenti Viyana'da yeniden başlayan görüşmeler, geçtiğimiz Mart ayında askıya alındı. İran, DMO’nun ABD’nin ‘yabancı terör örgütleri listesinden’ çıkarılmasını ve kendisine uygulanan tüm ekonomik yaptırımların sonlandırılmasını talep ediyor. ABD ise şu ana kadar bu taleplere olumlu yanıt vereceğine dair bir işaret göstermedi. Joe Biden yönetimi, DMO’nun terör örgütleri listesinden çıkarılmasının, Demokrat kanadı Kongre’de zor durumda bırakacağını öngörüyor.
Avrupa Birliği Sözcüsü Peter Stano'ya göre, Doha'daki görüşmeler Viyana müzakerelerinin alternatifi değil, daha ziyade ABD ile İran arasındaki önemli sorunları çözmeyi ve büyük ülkelerle diğer müzakerelerde ilerleme sağlanmasını amaçlıyor.
Doha'da ABD'nin İran Özel Elçisi Robert Malley başkanlığındaki bir ABD heyetiyle gerçekleşen dolaylı görüşmeler, Biden'ın önümüzdeki ayın ortasında Suudi Arabistan'a yapacağı beklenen ziyaretten önce gerçekleşti.
ABD Dışişleri Bakanlığı daha önce "Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın tam olarak uygulanmasına karşılıklı bir dönüş için Viyana'da müzakere ettiğimiz anlaşmayı derhal sonuçlandırmaya ve uygulamaya hazırız. Ancak bunun için İran'ın nükleer anlaşmanın ötesindeki ek taleplerinden vazgeçmeye karar vermesi gerekiyor” açıklamasında bulunmuştu.



İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
TT

İsrail, son saldırıların akabinde Batı Şeria'daki bazı bölgeleri kuşattı

Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde gerçekleştirilen bir operasyon sırasında iki İsrail asker (AP)

İşgalci İsrail askerleri, Filistinliler tarafından İsrail'in kuzeyinde ve Ramallah yakınlarında gerçekleştirilen saldırıların ardından, Batı Şeria'daki birçok şehirde yer alan köy ve beldeye boğucu bir kuşatma uyguladı. Bu saldırılar, çeşitli bölgelerde yerleşimciler tarafından Filistinlilere karşı her gün düzenlediği saldırılar ve işgalci İsrail güçleri tarafından gerçekleştirilen tutuklamaların devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Filistinliler tarafından gerçekleştirilen son saldırılardan önce, İsrail'in Batı Şeria'daki saldırıları devam etti. Bu saldırılar sırasında çeşitli koşullarda birçok Filistinli öldü. İsrail, Filistinlilere yönelik baskınlarını, tutuklamalarını ve diğer saldırgan eylemlerini sürdürüyor.

Cuma günü İsrail'in kuzeyindeki Afula yakınlarındaki Beysan kentinde iki İsraillinin öldürüldüğü saldırının ardından, İsrail güçleri saldırının failinin geldiği Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesine boğucu bir kuşatma uyguladı.

fv
İsrail ordusunun dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlediği operasyon sırasında barikatlarla katılan bir yol (AP)

İşgalci İsrail güçleri, Kabatiya ve çevresindeki onlarca eve baskın düzenlerken birçok Filistinliyi gözaltına alarak sahada sorguya çekti. Gözaltına alınanların bir kısmı yakınlardaki gözaltı merkezlerine nakledildi. Gözaltına alınanlar arasında saldırılara karışanlardan Ahmed Ebu er-Rub'un ailesi, arkadaşları ve saldırıyla bağlantılı olduğundan şüphelenilen kişiler de vardı.

Baskın düzenlenen evlerin bazı odaları, ev sakinlerinin gözaltına alınmasının ardından askeri karargaha dönüştürüldü. Diğer evlerin sakinleri ise sokakların ve altyapının geniş çapta tahrip edilmesi ve beldenin yan girişlerinin çoğunun toprak setlerle kapatılması nedeniyle tamamen terk etmek ve bölgenin dışına kaçmak zorunda kaldı.

Öte yandan İsrail, Batı Şeria'nın merkezindeki Ramallah'ın kuzeybatısındaki yaklaşık 10 köye ve beldeye, Modi'in Illit Yahudi yerleşim biriminden 700 metre uzaklıktaki Hashmonaim kontrol noktası yakınlarındaki güvenlik çitine Filistinli silahlı bir kişinin ateş açtığı gerekçesiyle, herhangi bir can kaybı olmamasına rağmen, bir başka boğucu kuşatma uyguladı.

İsrail güçleri, Ni'lin köyünün ana girişini kapatarak insan ve araç giriş ve çıkışlarını engelledi. Kharbatha Bani Harith köyüne giden yol da kapatılırken bölge sakinlerinin giriş-çıkışları sırasında sıkı önlemler alındı. Atara askeri kontrol noktası da kapatıldı. Bunun sonucunda Filistinliler, Ramallah'ın kuzeybatısı ve batısındaki birkaç köye ve beldeye ulaşmalarını engelleyen ciddi bir trafik kriziyle karşı karşıya kaldı.

Filistin hükümetinin bir organı olan Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu, geçtiğimiz ekim ayında yayınladığı bir raporda Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici bariyerlerin toplam sayısının, askeri kontrol noktaları ve kapılar dahil olmak üzere 916'ya ulaştığını bildirdi. Rapora göre bunların 243'ü 7 Ekim 2023'ten sonra inşa edilen demir kapılardı.

gbh
Dün Cenin'in güneyindeki Kabatiya beldesinde düzenlenen operasyona katılan İsrail güçleri (AP)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'un bildirdiğine göre Ramallah yakınlarında meydana gelen olayın milliyetçi bir saldırı değil, bir Filistinlinin kuş avına çıktığı bir olay olduğu sonradan ortaya çıktı. İsrail ordusu tarafından daha sonra yapılan açıklamada, kuş avı için kullanılan silaha el koymak ve soruşturma yapmak amacıyla avcıyı aramak için bölgeye uygulanan kuşatmanın devam ettiği belirtildi.

Tüm bunlar olurken Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde günlük olarak tutuklama kampanyaları da devam ediyor. Bu tutuklama kampanyalarında, çoğu El Halil’den olmak üzere en az 14 Filistinli tutuklandı. Bunların arasında bir kadın ve bir çocuk da vardı. Cuma akşamı İsrail'in kuzeyinde bir bölge sakini tarafından düzenlenen saldırının ardından operasyonun sürdürüldüğü Kabatiya beldesinde tutuklananlar bu sayıya dahil değil.

Öte yandan Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde yerleşimcilerin saldırıları devam ederken, yerleşimciler Ramallah'ın batısındaki Bil'in beldesi girişinde Filistinlilere ait araçlara saldırarak maddi hasara yol açtı. Nablus'un güneyindeki Akraba bölgesine bağlı Khirbet Yanoun yerleşim biriminde yerleşimcilerin düzenlediği başka bir saldırıda bir Filistinli yaralandı.

Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’na göre işgalci İsrail güçleri ve yerleşimciler kasım ayı boyunca 2 bin 144 saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılardan 360’ı Ramallah ve el-Bireh illerinde, 348’i El Halil’de, 342’si Beytlahim’de ve 334’ü Nablus’ta meydana geldi.


Arap dünyasından İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararına tepki

Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
TT

Arap dünyasından İsrail'in Somaliland'ı tanıma kararına tepki

Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)
Cuma günü Somaliland'ın başkenti Hargeisa'da İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararını kutlayanlar (AFP)

Somali, İsrail'in Somaliland'ı bağımsız bir devlet olarak tanıma kararına karşı Arap ve İslam dünyasının desteğine güveniyor. Arap Birliği (AL), Somali’nin bu konudaki talebine dün acil bir delegeler toplantısı düzenleyerek yanıt verdi.

Somali'nin Kahire Büyükelçisi ve AL Daimi Temsilcisi Ali Abdi Avari, Şarku’l Avsat gazetesine verdiği demeçte, ülkesinin Tel Aviv'in açıklamasını reddetmek ve Somali'nin egemenliğini savunmak için Arap ve İslam düzeyinde harekete geçtiğini doğruladı. Bu adımlar arasında AL tarafından acil bir toplantı düzenlenmesi talebinin de olduğunu söyleyen Avari, ülkesinin diplomatik çabaları çerçevesinde yakında bir AL-İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesi toplantısı yapılması çağrısında bulunduğunu belirtti.

İsrail'in ayrılıkçı Somaliland bölgesini tanıma kararı, Filistin Yönetimi, Hamas ve Mogadişu’nun, bu kararla Somaliland’ın İsrail'in yaklaşık iki yıl önce Gazze Şeridi’ndeki savaşın başlamasından bu yana sürdürdüğü Filistinlileri yerinden etme planı çerçevesinde Filistinliler için yeni bir sürgün yeri haline gelebileceği uyarısında bulunmalarına yol açtı.

Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, İsrail'in bu hamlesinin yerinden edilme meselesini yeniden gündeme getireceğinden ve Tel Aviv'in, yeniden inşa ve istikrar için somut planlar bulunmamasına rağmen, Batı Şeria ve Gazze'ye baskı uygulayarak bunu yapmaya zorlayacağından endişe duyduklarını ifade ettiler.

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in bu adımı karşısında alaycı bir tavırla dikkati çeken bir tutum sergiledi. Somaliland'ın bağımsızlığını tanımayacağını açıklayan Trump, “Somaliland'ın ne olduğunu gerçekten bilen var mı?” diye sordu.


Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor

Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor
TT

Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor

Humus cami saldırısının kurbanları için yas tutarken DEAŞ yeniden tehdit ediyor

Humus şehrinde, Cuma namazı sırasında Vadi ez-Zeheb mahallesindeki İmam Ali bin Ebu Talib Camii'ne düzenlenen bombalı saldırının kurbanları için cenaze töreni düzenlendi. Çok sayıda insan ve yetkilinin katıldığı tören, sıkı güvenlik önlemleri altında gerçekleşti. DEAŞ'a bağlı aşırılıkçı grup "Saraya Ensar el-Sünne", bombalı saldırının sorumluluğunu yeniden teyit ederek, gelecekte benzer saldırılar düzenleme sözü verdi. Saldırıda 8 kişi hayatını kaybetti, 18 kişi yaralandı. Olay, Arap ve uluslararası alanda kınandı ve ülkedeki azınlıklar arasında artan korkulara yol açtı.

Güvenlik gelişmelerine paralel olarak, Suriye yetkilileri, Suriye-Lübnan sınırında yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken aralarında eski rejimin subaylarının da bulunduğu 12 kişinin yakalandığını duyurdu.

İlgili bir siyasi bağlamda, dün, Halep'te gerilimlerin tırmandığı bir dönemde, "Suriye Demokratik Güçleri" lideri Mazlum Abdi'nin, güçlerinin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin anlaşmanın pratik uygulaması hakkında görüşmek üzere önümüzdeki günlerde Şam'ı ziyaret edebileceğine dair çelişkili haberler ortaya çıktı.