Tunus Seçim Kurulu Başkanı Buasker: Anayasa referandumu büyük bir meydan okuma içeriyor

Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Buasker Tunus’ta basın toplantısı düzenledi. (EPA)
Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Buasker Tunus’ta basın toplantısı düzenledi. (EPA)
TT

Tunus Seçim Kurulu Başkanı Buasker: Anayasa referandumu büyük bir meydan okuma içeriyor

Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Buasker Tunus’ta basın toplantısı düzenledi. (EPA)
Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Buasker Tunus’ta basın toplantısı düzenledi. (EPA)

Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Faruk Buasker, 25 Temmuz'da yapılması planlanan anayasa referandumunun, değişken siyasi ortamın gölgesinde, büyük bir meydan okuma içerdiğini söyledi.  
Başkent Tunus’ta basın toplantısı düzenleyen Buasker, Seçim Kurulu’nun referandumu düzenlemeye hazır olduğunu belirterek, "Elimizdeki verilere göre, anayasa referandumuna katılacak kayıtlı seçmen sayısı 9 milyon 296 bin 64 kişi, bu sayı daha önceki seçimlerde 7 milyon civarındaydı. Seçim kurulu, referandum sürecini denetleyecek ve sandıkların güvenliğini sağlamak için 84 bin görevli istihdam edecek, sandıkların güvenliğini sağlamak için ordu ve güvenlik güçleriyle işbirliği içerisinde çalışacağız" ifadelerini kullandı.  
Seçim Kurulu’nun referanduma katılım oranlarıyla ilgili bir çalışma yapmadığını belirten Buasker, ‘anayasa referandumunun’ 45 ila 50 milyon dinar (14,5 ila 16 milyon dolar) olacağını tahmin ettiklerini ve bu konuda bir bütçe sıkıntılarının olmadığını kaydetti. Resmi gazetede 22 Nisan'da yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu ile ilgili hükümlerde değişikliğe gidilerek kurul başkanı ve diğer 7 üyenin Cumhurbaşkanı tarafından seçilebilmesi sağlanmıştı. Cumhurbaşkanı Said, Faruk Buasker’i 9 Mayıs’ta Seçim Kurulu’nun başına atadı.  
Buasker seçim sandıklarını denetleyecek kamu denetçileriyle ilgili ise, Seçim Kurulu’nun, görevlendirilecek kişilerin bağımsızlıklarını belirlemek için çeşitli prosedürler izlediğini ve tarafgir olduğu düşünülen bazı denetçilerin görevden azledildiğini söyledi.  
Bazı siyasi gözlemciler, hakimlerin üst üste dördüncü haftadır genel grevde olduğu, Tunus Genel İşçi Sendikası’nın zamanlamasını daha sonra belirlemek üzere genel grev kararı aldığı ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in kararlarına karşı siyasi muhalefetin büyüdüğü bir ortamda, anayasa referandumunun gerçekleştirilmesinin mümkün olamayabileceğini değerlendirdi. Tunus'taki birçok siyasi parti, Cumhurbaşkanı Said’i demokratik süreci baltalamakla itham ediyor.  
Demokratik Akım Partisi, ‘2011 Devrimi’ öncesine dönülmesini ilkesel olarak reddettiğini duyurdu. Sol tandanslı Demokratik Akım Partisi’nden yapılan açıklamada, Tunus’un yeni anayasasının taslağı oluşturulurken yeterli istişare sağlanmadığı vurgulandı. Cumhurbaşkanı Kays Said’e biat edilmesinden bir farkı olmayan ‘anayasa referandumuna’ katılmama kararı alındığı kaydedildi. Açıklamada, “Bu bir anayasa referandumu değil, Cumhurbaşkanı Kays Said’in şahsına yönelik bir oylamadır, dolayısıyla iştirak etmeyeceğimizi duyuruyoruz” denildi.  
Referanduma sunulacak ‘yeni anayasanın’ içeriği henüz duyurulmadı. Yeni anayasa taslağının yazım ekibinde yer alan anayasa profesörü Emin Mahfuz, “Anayasa taslağını zor koşullarda kaleme aldık, komisyon ciddi zorluklarla mücadele etti, umarım Tunus halkına sunulacak olan anayasa taslağı bu fedakarlıklar düzeyinde olmuştur” dedi.  
Yeni anayasa taslağının, birçok eleştiri ve soruyu gündeme getirmesi bekleniyor. Anayasa referandumunun birçok siyasi parti tarafından boykot edileceği öngörülüyor. Yeni anayasanın tekrar başkanlık sistemine geçilmesini, hükümetin parlamentoya karşı değil başkana karşı sorumlu tutulmasını içerdiği tahmin ediliyor. Tunus’taki anayasal kurumların geleceği de belirsiz.  



Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
TT

Filistinlilerden İsrailli protestoculara destek: Biz ölümü kutlamıyoruz

Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)
Filistin'deki örgütlerden biri, İsrail'deki protestoculardan etkilenerek "Birlikte yaşar, birlikte ölürüz" mesajı veriyor (Gazze Gençlik Komitesi/AP)

Öldürülen Filistinli çocukların fotoğraflarını taşıyan İsrailli eylemcilere karşı taraftan destek mesajı iletiliyor. Gazzeli eylemciler, Hamas'ın öldürdüğü İsrailli çocukların fotoğraflarıyla poz veriyor. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin üyeleri, "Filistinli çocukların fotoğraflarını kaldırdıklarını gördük ve biz de açık bir şekilde 'İsrailli çocukların öldürülmesine biz de karşıyız' demek istiyoruz" ifadesini kullanıyor.

Geçen hafta İsrail'deki sosyal medya kullanıcıları arasında yayılmaya başlayan fotoğrafların bazıları, 4 yaşındaki Ariel Bibas ve 9 aylık kardeşi Kfir'i de içeriyor. 

İsrail'de Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırıların sembolü haline gelen bu iki çocuk, anneleri Şiri Bibas'la birlikte kaçırılmıştı. Bir yıl sonra üçünün de cesetleri iade edilirken Hamas, bu ölümlerden İsrail'in hava saldırılarını sorumlu tutmuştu. 

Gazze Gençlik Komitesi, Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da hem Binyamin Netanyahu yönetimini hem de savaşı protesto eden ve İsrail'in öldürdüğü Filistinli çocukların fotoğraflarını her hafta gündeme getirmeye çalışan göstericilere "barış içinde birlikte yaşama" mesajı verdi. 

İbranice ve Arapça "Yaşamak istiyoruz" yazıyor 

Örgütün Mısır'da yaşayan kurucusu Rami Aman, İsrail gazetesi Haaretz'e şöyle konuştu:

İsraillilere, çektiği tüm acılara rağmen Filistinlilerin de 'öteki'nin insanlığını tanıdığını göstermek istedik. Şiddeti meşru kılmayı asla düşünmedik, Filistinlilerin ölümleri kutladığı fikrine karşı çıkmayı hedefliyoruz. Gazze halkı bu savaşın bitmesini, İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor.

Aman, Gazze Şeridi'nin nüfusuna işaret ederek "7 Ekim'de yaşananlar, 2,5 milyon kişinin ölümünü meşrulaştıramaz. Mesajımız duymak isteyen her İsrailliye ulaştı. Fotoğraflar ve mesajlar beklediğimizden daha çok yayıldı" dedi. 

2010'de kurulan Gazze Gençlik Komitesi, 500'ü aşkın aktif üyesinin olduğunu bildiriyor. 

Sosyal medyada İsraillilerin "Bu bana barış umudu verdi" ve "Irkçılık ve korku dolu bir gerçekliğe üflenen taze bir nefes" gibi yorumlar yaptığı görüldü. 

Gazze Gençlik Komitesi'nin Hamas gibi örgütler tarafından hedef alınmasından korkanlarsa "Onlar kendilerini tehlikeye atmadı mı?" ve "Cesur adamlar. Umudun kazanmasını sağlamalıyız" gibi ifadeler kullandı. 

Diğer yandan bu mesajı samimi bulmayanlar da var: 

Bu, Hamas'ın psikolojik savaş hamlesi. Bebekleri ve çocukları öldürdüler ve şimdi onların fotoğraflarıyla birlikte acınası biçimde boy gösteriyorlar.

Gazze Gençlik Komitesi'nin kurucularından Aman, İsrail'in kamu yayımcısı Kan'ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarının bunu Hamas'a karşı bir eylem gibi lanse etmesinden rahatsız olduğunu da söyledi. 

Amaçlarının İsrail'deki ailelere seslenmek olduğunu vurgulayan Aman, "Son 10 yılda Hamas'a karşı lafını sakınmayanlar ya Gazze'yi terk etmeye zorlandı ya da kendilerine uygulanan siyasi baskıları kullanarak yurtdışına iltica etti" demeyi de ihmal etmedi.

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı.

Hamas öncülüğündeki örgütlerin 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırılar, 1219 kişinin ölümüne neden olmuştu. 251 rehineden 49'u hâlâ Gazze'de. İsrail ordusu bunlardan 27'sinin öldüğünü bildiriyor. 

Independent Türkçe, Haaretz, AFP