İsrail'in saldırılarının bedelini Tahran’daki önde gelen isimler ödüyor

Devrim Muhafızları’ndan üst düzey bir subayın, Tel Aviv için casusluk yaptığı suçlamasıyla tutuklandığını bildirildi.

Bir süre önce öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, (önde) Hüseyin Taib  (sağ arkada) ve tutuklandığı iddia edilen Ali Nasiri (sol arkada) (Fars)
Bir süre önce öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, (önde) Hüseyin Taib (sağ arkada) ve tutuklandığı iddia edilen Ali Nasiri (sol arkada) (Fars)
TT

İsrail'in saldırılarının bedelini Tahran’daki önde gelen isimler ödüyor

Bir süre önce öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, (önde) Hüseyin Taib  (sağ arkada) ve tutuklandığı iddia edilen Ali Nasiri (sol arkada) (Fars)
Bir süre önce öldürülen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, (önde) Hüseyin Taib (sağ arkada) ve tutuklandığı iddia edilen Ali Nasiri (sol arkada) (Fars)

New York Times gazetesi, İsrail'in İran'daki saldırılarının ve casusluk faaliyetlerinin İranlı üst düzey isimlerin görevden alınmasına sebep olduğunu iddia etti. Gazetenin haberinde, İran'ın istihbarat şefi 59 yaşındaki Hüseyin Taib’in geçen hafta aniden görevden alınması, İsrail’in faaliyetlerini engelleyememesi ile ilişkilendirildi. New York Times, İsrail ve İranlı yetkililer ile uzmanlara dayandırdığı haberinde, İsrail'in casusluk ağının İran güvenlik çevrelerinin derinlerine sızdığını yazdı. Haberde, Taib'in görevden alınması, İsrail'in İran'daki casusluk faaliyetlerini artırmasına bağlandı. 
Hüseyin Taib on yıldan fazla bir süredir İran'da en çok korkulan isimlerden biriydi ve en geniş istihbarat aygıtına başkanlık ediyordu. İçerideki muhalif halk hareketlerini ve rejime tehlike unsuru olduğu düşünülen siyasi figürleri işlevsiz hale getirdi. İran dışında yaşayan muhalifleri ve düşman isimleri hedef alan gizli operasyonları yönetti. 59 yaşındaki din adamı ve istihbarat şefi Hüseyin Taib uzun bir süredir dokunulmaz görünüyordu. Ancak İsrailli ve İranlı yetkililere göre Hüseyin Taib, İsrail’in İran’da düzenlediği operasyonları engelleyemediği için geçen hafta aniden görevden alındı.  
İsimlerinin gizli tutulmasını talep eden İsrailli istihbarat yetkililerine göre İran’ın Türkiye’deki İsraillileri hedef alma çabası başarısızlıkla sonuçlandı. Ayrıca bu girişimler, Ankara ile Tahran arasında diplomatik bir gerilime de neden oldu. Hüseyin Taib’in şansı ise bu aşamada yaver gitmedi ve dengeler aleyhine değişti. Taib’in görevden alınması, İran yönetiminin, İsrail tehditlerine karşı yeni bir güvenlik strateji benimsenmesi ve daha farklı kadrolarla hareket edilmesi ihtiyacını itiraf etmesi anlamına geliyor.  
İran’ın reformist kanattan Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde cumhurbaşkanı yardımcısı olan din adamı Muhammed Ali Abtahi, 2009 yılında muhafazakarlar tarafından devrildi ancak üst düzey ilişkilerini korumayı başardı. İran’daki son durumla ilgili telefonda bilgi veren Abtahi, "İran'daki güvenlik ihlalleri ve İsrail'in geniş kapsamlı operasyonları, en güçlü istihbarat örgütümüzü zaafa uğrattı. Her zaman güvenlik alanındaki gücümüz İran İslam Cumhuriyeti’nin temelini oluşturmuştur. Ancak bu geçen yıl ciddi anlamda zarar gördü” dedi.  
İran Devrim Muhafızları’nda önemli bağlantıları olan bir kaynağın aktardığına göre, Devrim Muhafızları’nın üst düzey subaylarından Ali Nasiri, İsrail için casusluk yaptığı gerekçesiyle gizlice tutuklandı. Nasiri’nin tutuklanması, Savunma Bakanlığı'nın füze geliştirme programında yer alan onlarca görevlinin, gizli askeri bilgileri ve tasarım planlarını İsrail’e sızdırma şüphesiyle gözaltına alınmasının ardından gerçekleşti. İsrail geçen yıl boyunca, Taib’in istihbarat aygıtının korumaktan sorumlu olduğu nükleer ve askeri tesisler de dahil olmak üzere İran içindeki saldırılarının kapsamını genişletti ve saldırılarını yoğunlaştırdı. İsrailli yetkililerden biri, uyguladıkları stratejinin bir bölümünün, siyasi liderler ile savunma ve istihbarat teşkilatı arasında bir çatışma yaratacağı umuduyla, Devrim Muhafızları'nın İsrail'e karşı yürüttüğü örtülü savaştaki başarısızlıklarını ifşa etmeyi içerdiğini söyledi. 
İsrail'in casusluk ağın, üst düzey İranlı yetkililerin itiraf ettiği gibi, İran güvenlik çevrelerinin derinlerine sızmayı başardı. Hatemi dönemi İstihbarat Bakanı Ali Yunusi geçen yıl, İranlı yetkililerinin hayatlarını korumak için dikkatli olmaları gerektiği uyarısında bulunmuştu. İsrailli ajanlar, uzaktan kumandalı robotlarla ve hızla seyir eden araçlardan ateş ederek suikastlar gerçekleştirdi. Ayrıca hassas füze ve nükleer tesislere yönelik insansız hava araçlarıyla saldırılar yaptı. İran Devrim Muhafızları ajanını kaçırarak İran içinde sorguya çekti. Tahran, İsrail’in geçtiğimiz mayıs ayında iki İranlı bilim insanını öldürdüğünden şüpheleniyor.  
Hüseyin Taib, tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle ülke çapında huzursuzluğun yaşandığı 2009 yılında Devrim Muhafızları istihbarat aygıtının başına getirildi. Taib daha önce İran-Irak savaşı sırasında kurulan Devrim Muhafızları’na bağlı paramiliter Besic güçlerinin başkanı olarak görev yapıyordu. İslam Devrimi Muhafızları Ordusu’nun ayrılmaz bir parçası olan gönüllü paramiliter güçler, ülke içindeki muhalif hareketleri bastırmada şiddet içeren yöntemler benimsedi. Taib’in başkanı olduğu süre zarfında Besic ülkedeki en korkulan aygıtlardan birine dönüştü. İran Dini Lideri Ali Hamaney'in güvenilir bir müttefiki olan Taib, Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi gibi muhalifleri ev hapsinde tuttu. Çifte vatandaşlığa sahip aktivistleri tutukladı. Komşu ülkelerdeki muhaliflerin kaçırılmasını organize etti. Örneğin, yurt dışına kaçan bir gazeteci cebren ülkeye iade edilmesinin ardından idam edildi. Devrim Muhafızları, bu hafta yayınlanan bir video kaydında Taib’in bu icraatlarını, gurur verici eylemler olarak niteledi.  
İran hükümetinden Devrim Muhafızları’na yakın bir yetkiliye göre Hüseyin Taib bir süredir İsrail'in İran'daki casus ağının kökünü kazıması ve İsrail saldırılarına karşılık vermesi için yoğun bir baskıya maruz kalıyordu. Haziran ayında tutuklanan üst düzey askeri yetkili Ali Nasiri, Devrim Muhafızları'nın Bilgi Koruma biriminde üst düzey bir görevde yer alıyordu. Bu birimin başlıca görevi, Devrim Muhafızları üyelerini denetlemek ve bilgi sızdırılmasını engellemektir. Nasiri’nin tutuklanmasının, artan İsrail saldırılarıyla ilişkili olduğu tahmin ediliyor. İsrail’in saldırılarının artması Tahran’da büyük bir endişeye neden oldu ve Taibi’nin azledilmesi yönünde sesler yükseldi. İranlı bir kaynağa göre Taibi güvenlik ihlallerini engellemek için bir yıl daha görevde tutulmasını talep etti. Ancak Türkiye’deki İsraillilerin hedef alınması yönündeki planlamalar, Ankara ile Tahran arasında ciddi bir diplomatik gerginliğe neden oldu.  
Adını açıklamak istemeyen üst düzey bir İsrail istihbarat yetkilisi 18 Haziran’da yaptığı açıklamada, Mossad’ın elinde İran’ın Türkiye’deki İsrail vatandaşlarına yönelik saldırılar düzenlemeyi planladığına dair bilgiler olduğunu söyledi. Bu süreçte İsrail’in yurt dışı temsilciliklerinde güvenlik en üst seviyeye çıkarıldı. İsrail Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’daki İsrailli turistlere otel odalarından ayrılmamaları uyarısı yaptı. İsrail bu süreçte Türk yetkililere, Hüseyin Taib’in İsrailli vatandaşlara yönelik saldırıların organizasyonunu yapan kişi olduğunu bildirdi. İran söz konusu planları, mayıs ayında suikasta maruz kalan Albay Seyyad Hüdayi’nin intikamını almak için yapmıştı. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade geçen hafta konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Tahran’ın Türkiye’deki İsrail vatandaşlarına saldırı planladığı yönündeki iddiaların saçma olduğunu ve Türkiye ile ilişkilerinin bozulmasını amaçlayan bir senaryo kapsamında uydurulduğunu öne sürdü.  
Türk basınında yer alan haberlere göre geçtiğimiz günlerde İstanbul'da İsrailli turistlere saldırı planladığı iddia edilen İranlı casusluk çetesi üyeleri yakalandı. 5’i İran 3’ü Türk vatandaşı olan ‘casusluk çetesi üyeleri’ gözaltına alındı. Söz konusu kişilerin yanındaki belgelere ve susturucu takılmış silahlara el konuldu. İsrail Başbakanı Naftali Bennet geçen hafta, Türkiye ile her alanda koordinasyon ve iş birliğinin sürdüğünü duyurdu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da ülkesinin bir ‘hesaplaşma noktası’ olmasına ya da terör saldırılarının gerçekleştirilmesine izin vermeyeceklerini vurguladı. Gözlemcilere göre bu son kriz Türkiye ve İsrail arasında daha fazla yakınlaşmaya yol açtı. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, söz konusu krizi görüşmek üzere geçen pazartesi günü Ankara’yı ziyaret etti.  
 İran'daki bazı muhafazakar kaynaklar, Hüseyin Taib’in görev süresinin dolduğunu ve bu değişimin olağan şartlar dahilinde gerçekleştirildiğini savundu. Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami'nin kararıyla, General Muhammed Kazımi, Devrim Muhafızları İstihbarat Kurumu’nun başına getirildi. Uzmanlar istihbarat ve güvenlik teşkilatlarının üst yönetimlerinde daha fazla değişiklik yapılacağı öngöründe bulunuyor.  



Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian


Mısır ve Katar, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi umuyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
TT

Mısır ve Katar, Gazze ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi umuyor

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na mensup bir savaşçı, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) personeli ve Hamas mensupları Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken alanda nöbet tutuyor. (EPA)

Mısır ve Katar, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının yakında uygulanacağına dair umutlarını dile getirdiler.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati bugün yaptığı açıklamada, ülkesinin ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı planın ilk aşamasını tamamlamak üzere olduğunu ve ikinci aşamanın yakında başlayacağını umduğunu belirtti.

Abdulati, Mısır'ın Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla insani yardımı daha büyük miktarlarda ve kısıtlama olmaksızın Gazze Şeridi'ne ulaştırmayı umduğunu söyledi. Ülkesinin Gazze'nin yeniden inşası konulu bir konferansın tarihini belirlemek için ABD ile koordinasyon içinde olduğunu açıklayan Abdulati, konferansın Mısır ve ABD'nin eş başkanlığında gerçekleştirileceğini ifade etti.

Güvenlik desteği konusuna da değinen Abdulati, bölgede istikrar ve güvenliği teşvik etme çabalarının bir parçası olarak, Mısır'ın Filistin polisinin eğitimine katılım konusunda Avrupa ülkeleriyle istişareye hazır olduğunu bildirdi.

Katar ise Hamas ve İsrail'in ‘çok yakında’ ikinci aşama görüşmelerine başlamasını umduğunu ifade etti.

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, Doha'da düzenlediği basın toplantısında, ABD'nin önerisiyle ulaşılan ve 10 Ekim'den beri yürürlükte olan Gazze ateşkes anlaşmasına atıfta bulunarak, “İki tarafı mümkün olan en kısa sürede ikinci aşamaya geçmeye zorlamamız gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Ensari, görüşmelerin Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail kontrolündeki bir bölgede bulunan tünellerde mahsur kalan Hamas savaşçılarının akıbeti gibi çetrefilli konuları da içereceğini kaydetti.