Ürdün'ün "Ortadoğu'da NATO benzeri askeri ittifak önerisi" tartışılıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Ürdün'ün "Ortadoğu'da NATO benzeri askeri ittifak önerisi" tartışılıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İran'ın iç işlerine müdahalede bulunmasından duyduğu endişe nedeniyle Ürdün'ün de dahil olduğu Arap ülkelerinin çoğu son yıllarda Tahran yönetimi ile ilişkilerinde "soğuk ve mesafeli" resmi bir dile bağlı kalmayı sürdürüyor.
Tahran'ın nükleer silaha sahip olmasını engelleme yönündeki uluslararası tutumun gölgesinde, Arap Birliği zirvelerinin sonuç bildirgelerinde "Arap ülkelerinin İran'ın kendi iç işlerine müdahale endişesi" ana konular arasında yer almaya devam ediyor.
İsrail, Suriye, Suudi Arabistan ve Irak'la sınırları olan Ürdün, bu kapsamda Ortadoğu'nun önde gelen çekişme ve krizlerine komşu ülke konumunda olmasına rağmen istikrarını koruyabiliyor.
Bugüne kadar bölgedeki hiçbir krizden etkilenmeyen Ürdün'ün, İran güçlerinin varlık gösterdiği kuzey komşusu Suriye'de yaşananlardan ciddi anlamda endişelenmeye başladığı belirtiliyor.

Ürdün Kralı'nın İran'a ilişkin açıklamaları
Ürdün Kralı 2. Abdullah, son açıklamalarında Rusya'nın Suriye'nin güneyindeki varlığını sükunet kaynağı olarak değerlendirmişti.
Rus güçlerinden boş kalan bölgeyi artık İranlı ve ona bağlı grupların doldurabileceğine işaret eden Kral Abdullah, bu nedenle ülkesinin Suriye sınırında tansiyonun yükselebileceğini söylemişti.
Kral Abdullah, Temmuz 2021'de uluslararası bir yayın kuruluşuna yaptığı açıklamada da ülkesinin İran yapımı insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırıya maruz kaldığını kaydetmişti.

Ürdün'den Arap askeri ittifakının kurulmasına destek
Amerikan CNBC kanalına geçen hafta değerlendirmelerde bulunan Kral Abdullah, ülkesinin Ortadoğu'da NATO'ya benzer bir askeri ittifak kurulmasını destekleyeceğini söyledi.
Ürdün'ün onlarca yıldır NATO ile aktif olarak işbirliği yaptığını kaydeden Kral Abdullah, NATO'ya benzer askeri ittifakın kurulmasına destek verecek ülkeler arasında yer alacaklarını ifade etti.
Kral Abdullah, böyle bir askeri ittifak için "vizyon ve misyon beyanının çok açık olması ve rolünün iyi tanımlanması gerektiğine, aksi takdirde herkesin kafasını karıştıracağına" dikkati çekti.
Ürdün Kralı'nın söz konusu bölgesel askeri ittifak vizyonu, Ürdün'ün Suriye'deki İran milislerinin varlığına dair endişeleriyle örtüşüyor.
Bu sebeple Arap askeri ittifakı önerisinin, Amman'ın endişelerini benimseyen tüm Arap ülkeleri tarafından kabul edilebileceği öngörülüyor. Hatta ABD Başkanı Joe Biden'ın Suudi Arabistan'a ziyareti sırasında yapılacak ABD-Arap Zirvesi'nde konunun gündeme gelmesi bekleniyor.
Ürdünlü uzmanlar ise böylesi bir askeri ittifakın başarılı olamayacağı görüşünü savunuyor.

 Bölgesel askeri ittifak başarılı olur mu?
Ürdünlü askeri uzman Memun Ebu Nevvar, Anadolu Ajansı (AA) muhabirine yaptığı açıklamada, Arap askeri ittifakının başarısızlıkla sonuçlanacak bir öneri olduğunu savunarak, "Askeri ittifakın Ürdün'e faydası olmaz ve başarısız olur" dedi.
Ancak bu düşüncenin bölgenin birlik bağlarını güçlendirme konusunda yararlı olabileceğine işaret eden Ebu Nevvar, böylesine bir ittifakın bölge ülkelerini, istihbarat verileri alışverişi konusunda birbirine bağlayabileceğini ifade etti.
Askeri ittifakta yer alacak ülkelerin düşmanlarını belirlemeleri gerektiğine dikkati çeken Ebu Nevvar, "Bu düşmanın İran olacağını varsayarsak, bölgeyi Şii Araplar ve Sünni Araplar olarak bölebileceğini göz ardı etmememiz gerekir" değerlendirmesinde bulundu.
Ebu Nevvar, muhtemel Arap askeri ittifakına dair şunları kaydetti:
"Arap NATO'sunun stratejik hiçbir önemi yok. Çünkü Arap ülkeleri arasında ortak bir zemin yok. Askeri güçle birlikte büyük ihtilaflar gün yüzüne çıkabilir. Arap güvenliği, Arap Birliğinin belirlediği ortak savunma anlaşmasıdır ancak o da etkin değil."

"Arap halkları bu tür bir ittifakı benimsemez"
Askeri uzman Ebu Nevvar, "Arap hükümetleri ve rejimleri bu yönde bir ittifakta mutabık kalsa ve Arap NATO'sunu kursalar bile bölge halkları tarafından benimsenmeyecektir" dedi.
Ebu Nevvar, bu düşüncesini de İsrail'le ilişkilendirerek, "İsrail'in bu oluşuma üye ülkelerden birinde varlık göstermesi halk tarafından işgal olarak görülecektir. Arap NATO'su imkansız bir şey, ayrıca çıkar ve vizyonlar da çakışacaktır" diye konuştu.
Ortadoğu'da herhangi bir ittifaka girme çabası olmayan ülkeler olduğunu vurgulayan Ebu Nevvar, bu ülkelerin sadece Arap Birliği bünyesindeki ortak savunma işbirliğiyle yetinmekten yana olduklarını aktardı.
Ebu Nevvar, Arap Birliğindeki ortak savunma işbirliğinin etkin olması halinde Kral Abdullah'ın önerdiği askeri ittifakın görevini göreceğini ve Arap bölgesine yönelik tehditlere karşı caydırıcı olacağını dile getirdi.
İran'ın özellikle bu dönemde Ürdün'e yönelik düşmanca bir eyleme girmeyeceğini savunan Ebu Nevvar, Ürdün'ün müttefikleri sayesinde caydırıcılığı olduğunu ifade etti.
Ebu Nevvar, sonuç olarak Ürdün Kralı Abdullah'ın söz konusu askeri ittifak önerisiyle İran'a yönelik baskıları artırma mesajı verdiği yorumunu yaptı.

"Ortadoğu NATO oluşumu, gerçekte mümkün olmayacak bir öneri"
Ürdünlü siyasi analist Amir es-Sebayile de "Ortadoğu NATO oluşumu, gerçekte mümkün olmayacak bir öneri. Irak'ın düşmesi ve diğer bölgesel gelişmeler üzerine daha önce de bu yönde girişimler oldu ancak karmaşık bir düşünce ve büyük anlaşmazlıklar olarak sonuç vermedi" ifadelerini kullandı.
Sebayile, halihazırda bölgesel siyasi dönüşümler sonucu güvenlik koordinasyonunun var olduğuna dikkati çekti.
İsrail'in Ortadoğu ülkeleriyle birlikte ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) çatısı altında yer aldığı ve bundan sonra da Arap ülkeleriyle normalleşme sürecine girildiğini hatırlatan Sebayile, "Bu da Tel Aviv ile bölge ülkeleri arasında güvenlik ve askeri koordinasyonun kaçınılmazlığı anlamına geliyor" dedi.
Körfez'deki Arap ülkelerinin İran nükleer anlaşmasından sonra daha çok savunmaya yoğunlaştığını ifade eden Sebayile, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen'de alevlenen olayların yanı sıra istikrarsızlığı Körfez bölgesine taşıma girişimleri, Arapların güven ve askeri koordinasyonunu yeniden gözden geçirmeye sevk etti."

Ürdün ve İsrail'in aynı askeri ittifak içinde yer alması parlamentoda reddedilir
Ürdünlü milletvekili ve hukukçu Salih el-Armuti, Ortadoğu NATO'su fikrinin olgunlaşması halinde Ürdün Meclisi tarafından reddedileceği görüşünü savundu.
ABD Başkanı Joe Biden'in "İsrail güvenliğine hizmet edeceğini" söylediğini hatırlatan Armuti, bu olası askeri ittifakın İsrail'i kapsayacağını bu sebeple Ürdün tarafından bunun reddedileceğini iddia etti.
"Ne yazık ki Ürdün hükümeti bu proje (Ortadoğu NATO'su) hakkında Ürdün vatandaşını ve kamuoyunu bilgilendirmedi. Bu fikri yabancı gazete ve dergilere yapılan açıklamalarla değil, resmi organlarımız aracılığıyla duymamız gerekiyordu."



Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.


Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
TT

Berri: Barack'ın Lübnan'ı Suriye'ye ilhak etme söylemi "kabul edilemez bir hata"

Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)
Lübnan Parlamento Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Michel Issa'yı kabul etti (Parlamento Başkanlığı)

Lübnan Parlamentosu Başkanı Nebih Berri, ABD Büyükelçisi Tom Barrack'ın Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesi çağrısıyla ilgili zaman zaman yaptığı tehditleri kabul edilemez bir hata olarak nitelendirerek reddetti. Berri, "Hiç kimse Lübnanlıları tehdit edemez. Özellikle diplomatlar ve hele ki Büyükelçi Tom Barrack gibi bir isim tarafından Lübnanlılara bu şekilde hitap etmek, akıl almaz bir durumdur. Lübnan'ın Suriye'ye ilhak edilmesiyle ilgili söyledikleri ciddi ve kesinlikle kabul edilemez bir hatadır." dedi.

Öte yandan Berri, Basın Sendikası'ndan bir heyete, ilgili yasa konusunda yaşanan görüş ayrılıklarına rağmen, gelecek mayıs ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerinin iptal edilmeyeceğini ya da ertelenmeyeceğini vurguladı.

Parlamento başkanlığından yapılan açıklamaya göre Berri'nin ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Michel Issa'yı 24 saat içinde ikinci kez kabul etmesi dikkat çekiciydi; zira görüşmede "iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin yanı sıra genel durumdaki gelişmeler ve güncel olaylar" ele alındı.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.