DEAŞ'ın ateş yağdırdığı İbn Wardan Sarayı

Tahribata tanık olan görevli, sarayın duvarlarına yağmur yağdığında gül kokusunun ortaya çıktığını söyledi.

İbn Wardan Sarayı'nın arka cepheden görünüşü. (Independent Arabia)
İbn Wardan Sarayı'nın arka cepheden görünüşü. (Independent Arabia)
TT

DEAŞ'ın ateş yağdırdığı İbn Wardan Sarayı

İbn Wardan Sarayı'nın arka cepheden görünüşü. (Independent Arabia)
İbn Wardan Sarayı'nın arka cepheden görünüşü. (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem
Suriye'nin batısındaki el-Hamra sakinleri tarafından aktarılan çöl masallarında, koyun çobanı Hamda adında yetim bir kızın aşk hikayesini anlatır. Kızın nefret ettiği, kendisi ile evlenmezse onu öldürmekle tehdid eden Diban adında amcasının oğlu vardı.
Günlerden bir gün kız sürüsünü otlatmak için dışarı çıkmış. İbn Wardan olarak bilinen saraya kadar gitmiş ve yayılmaları için sürüsünü serbest bırakmış. Kendisi de yorulduğundan kırmızı tuğladan yapılmış sarayın duvarlarının birinin dibinde, gölgede dinlenmeye başlamış. Uyku bastırıncaya kadar da sağanak yağmurdan korunmuş.
Bu sırada tesadüfen oradan geçmekte olan amcasının oğlu uyumakta olan kızı seyretmeye koyulmuş. Onun güzel yüzüne bakarak düşüncelere dalmış. Uykusundan uyandırıncaya kadar eliyle yüzünü okşamış. Sağanak yağmurun kesilmesinden sonra elini tutmuş. Bu sırada saray duvarlarından gül kokusu yayılmasıyla aralarında efsanevi bir aşk başlamış. Söz konusu olaydan sonra Araplar, bu sarayın büyüsünü, gizemini ve kalpleri birbirine yaklaştıran ve tanıdık hissettiren parfümünün büyüleyici kokusunu konuşur olmuş.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre bu hikaye, MS 6’ıncı yüzyılda Bizans döneminde, İmparator Justinianus döneminde inşa edilmiş eşsiz bir mimari yapı etrafında dönüyor. Saray adını Arap kabilelerinin büyüklerinin birinden alıyor. Siyah taş ve kare tuğladan yapılmış saray, kilise ve kışla olmak üzere üç yapıdan oluşuyor. Mimarlar, kilisenin yine İmparator Justinianus tarafından inşa edilen İtalya'daki San Vital kilisesine benzediğini söylüyor.

Güzellik ve gül kokusu
Rotamızdaki saraya giderken bizi Hama şehrinden alan araç, kavurucu haziran güneşinin altında ıssız bir yoldan yol aldı. Şoför, rüzgârın hızıyla, adeta şiddetli muharebeler bitmeden önce dikilen mayın tarlalarından tehlikeli yerlere girmekten korkar gibi hızla götürdü bizi.
Uzun mesafeler kat ederek giden otobüs, adeta bir gemi gibi süzülerek Feyaf ve Fıkar köylerini geçtikten sonra terk edilmiş ve yıkılmış kerpiç evler boyunca Hama’nın 60 km doğusundaki bir yoldan geçti ve İbn Wardan Sarayı’na ulaştı. Saray, Hamra kasabasından 20 km uzaklıktaydı.
Saray kapısının yanında duran ve kendisini ‘Ebû Velid’ olarak tanıtan elli yaşlarındaki bir köylü yıllarca saray muhafızlığı yaptığını söyledi. Benzer tasarım ve mimariye sahip üç binadan oluşan sarayın girişlerini anlatmaya başlayınca, kendisinin geniş bir tarih bilgisi olduğunu anladık. Birçok ziyaretçiyle görüşmesi sayesinde üç yabancı dile hakim olduğu, arkeoloji ve turizm konusunda kurslar aldığı da anlaşılıyordu.
Sarayın İmparator Justinianus döneminde mimar Isidore tarafından yapıldığını ve ölümünden bir yıl öncesine kadar burada kaldığını belirten Ebu Velid,  sarayın en ünlü Suriye arkeolojik yapıları arasında, mimari bir şaheser olduğunu vurguladı.
9.jpg
İbn Wardan Sarayı’nın yıkılan kısımları. (Independent Arabia)
Saray bekçisi, tarihçilerin sarayın tarihi ve mimari önemi hakkında yazdıklarını da aktardı. Sarayın ayırt edici özelliği olarak da duvarlarının gül suyuyla karıştırılmış kilden yapıldığını gösterdi.

Tahribat
Duvarlara su dökülünce saray turumuz kendine has bir büyüye tanıklık etti. Mimari alanda araştırmalar yürüten mühendis Muhammed el-Ahmed, mekanın estetiğinin sırrının, ‘ablak’ denilen tarzda inşa edilmiş bazalt taşlarından geldiğini söyledi.  İki katlı sarayın ortada bir avlusu var. Odaları d avluyu dört bir yandan çevreliyor. Kilise sarayın batısında yer alırken, kışla ise harap olmuş ve toprak altına gömülmüş durumda.
Saray bekçisi, depremler dolayısıyla binanın zarar gördüğünü aktardı. Sarayın son savaştan etkilendiğini ve aşırı gruplar tarafından saldırıya uğradıktan sonra bir kısmının yok edildiğini belirten Ebu Velid, “Ortalığı kasıp kavuran DEAŞ soyup yağmalamanın yanı sıra duvarları ve kemerleri yıktı. Üzerinde haç bulunan taşları da parçaladı” dedi.
10.jpg
Saraydaki tahribatın üstten görünümü. (Independent Arabia)
Savaşlara sahne olan bölgeleri toparlanmaya başlayan ülkede iç turizm, bu tür anıtları ziyarete açarak yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. Savaşın bıraktığı izlere ve saray surlarının bazı bölümlerinin yıkılmasına rağmen buraya ziyaretleri artırarak canlılık geri getirilmeye çalışılıyor. Böylelikle yüzlerce yıldır gül kokusu taşıyan duvarları delen mermi izleri, barut kokusuyla harmanlanarak günümüze kadar geliyor.



Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır ve Türkiye'deki toplantılar... Gazze anlaşmasının önündeki engelleri kaldırma çabaları

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki barınaklar arasında yürüyen Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi’nde halen tıkanmış durumda olan ateşkes anlaşmasını ilerletmek amacıyla arabulucuların temasları sürüyor. Kahire ve Ankara, anlaşma maddelerinin uygulanmasına ilişkin iki ayrı toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde yeni bir ilerleme sağlanması amacıyla yapılan kapsamlı toplantının ardından gerçekleştirildi.

Mısır ve Türkiye’de yapılan bu yeni toplantıların, Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlara göre, tıkanan anlaşmanın önündeki engelleri aşmaya yönelik girişimler niteliği taşıdığı belirtildi. Uzmanlar, İsrail’in ABD baskısı altında anlaşmanın ikinci aşamasına geçmeye itiraz etmeyebileceğini, ancak çekilmeler ve benzeri konulara ilişkin müzakereleri uzatarak uygulama sürecini aksatabileceğini vurguladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada, “Başbakanın talimatıyla, Esirler ve Kayıplar Koordinatörü Gal Hirsch, ordu, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet ve Mossad yetkililerinden oluşan bir heyetin başında Kahire’ye gitti” denildi.

İsrail heyeti, üst düzey yetkililer ve arabulucu ülkelerin temsilcileriyle bir araya geldi. Görüşmelerde, Ran Gvili’nin cesedinin geri alınmasına yönelik çabalar ve bu sürecin ayrıntıları ele alındı.

Filistinli gruplar, 10 Ekim’de başlayan ateşkesin ilk aşamasından bu yana 20 İsrailli esiri sağ olarak, 27’sinin de cesedini teslim etti. Ran Gvili’nin cesedi ise henüz bulunamadı. Hamas, Gazze’deki büyük yıkım nedeniyle aramaların zaman alacağını belirtirken, İsrail anlaşmanın ikinci aşamasını başlatmaya yönelik müzakereleri, söz konusu cesedin teslim edilmesine bağlamış durumda.

Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak Hamas, yaptığı açıklamada, Halil el-Hayye başkanlığındaki bir heyetin Ankara’da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü duyurdu. Açıklamada, söz konusu görüşmede ‘Gazze Şeridi’nde savaşı sona erdiren anlaşmanın uygulanma süreci ile sahadaki gelişmelerin’ ele alındığı ifade edildi.

Heyet, Gazze Şeridi’nde ‘İsrail’in süregelen hedef alma eylemleri ve tekrarlanan ihlallerine’ karşı uyarıda bulunarak, bunların ‘anlaşmanın ikinci aşamasına geçişi engellemeyi ve mevcut mutabakatları boşa çıkarmayı amaçladığını’ ifade etti.

Söz konusu iki temas, yaklaşık bir hafta önce ABD’nin Miami kentinde ateşkes anlaşmasının arabulucularını bir araya getiren toplantının ardından gerçekleşti. Toplantı sonrası yayımlanan ortak açıklamada, anlaşmanın uygulanmasına yönelik yolların ele alındığı bildirilmişti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail uzmanı olan Dr. Said Ukkaşe, Kahire ve Ankara’daki görüşmelerin, anlaşmanın uygulanmasını hızlandırmak, engelleri somut biçimde aşmak ve Washington’u İsrail üzerinde baskıyı artırarak tıkanan ikinci aşamaya geçmeye zorlamak açısından kritik bir zamanda yapıldığını söyledi. Ukkaşe, son kalan ceset meselesinin ise Hamas ve İsrail’in karşılıklı kazanım elde etmeye çalıştığı bir oyuna benzediğini dile getirdi.

Ukkaşe’ye göre, kulislerde dile getirildiği üzere Hamas cesedin yerini biliyor, ancak arabulucuların ve zaman baskısının etkisiyle ikinci aşamaya girerken elinde bir pazarlık unsuru tutmak istediği için teslim etmiyor. İsrail ise bundan yararlanarak, çekilmelerle bağlantılı yeni taahhütler üstlenmeden ilk aşamayı sürdürmeye devam ediyor.

Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mutava ise bu toplantılarda, özellikle cesedin ciddi bir engel oluşturması nedeniyle mevcut boşlukların nasıl kapatılacağının ele alındığını belirtti. Mutava, Hamas’ın Türkiye’deki temaslarının silahsızlanma düzenlemeleri ve uluslararası güçlerin sahaya girişi gibi konulara odaklandığını, Ankara’nın bu süreçte rol üstlenmeyi ve Washington ile ilişkilerini güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

r
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki yıkılmış evlerin genel görünümü (AFP)

İsrail, anlaşmayı zorlaştıran tutumlarını sürdürmeye devam ediyor. İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, ülkesinin ‘Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat’ın Ynet internet sitesinden aktardığına göre Katz, yerleşimleri korumak amacıyla Gazze Şeridi içinde bir güvenlik kuşağı oluşturulacağını belirterek, Hamas’ın silah bırakması gerektiğini, aksi takdirde ‘İsrail’in bu görevi bizzat üstleneceğini’ ifade etti.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, salı akşamı Refah’ta patlayıcı infilakı sonucu bir İsrail subayının yaralanmasından Hamas’ı sorumlu tutmaya çalıştı ve ekim ayında yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ihlal edildiğini öne sürdü. Hamas ise patlamanın İsrail’in tamamen kontrolü altındaki bir bölgede meydana geldiğini, olayın ‘savaş kalıntılarından’ kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Netanyahu’nun Hamas’a yönelik suçlamaları, ABD’de Başkan Donald Trump ile yapması beklenen görüşmeden birkaç gün önce geldi. İsrail basınında yer alan haberlere göre Netanyahu, Trump’ı İsrail ile Hamas’ın kontrol alanları arasında kalıcı sınır olarak sarı hattın kabul edilmesine ikna etmeyi hedefliyor. Bu durumun, Gazze Şeridi’nin yüzde 58’inin İsrail tarafından işgal edilmesi anlamına geleceği ifade ediliyor.

Ukkaşe, İsrail’in Trump ile yapılacak görüşmenin ardından ikinci aşamaya geçilmesine karşı çıkmadığını açıklayabileceğini, ancak bunun teorik düzeyde kalacağını belirterek, uygulamada müzakere takvimini ve maddelerin hayata geçirilmesini uzatacağını, bu süreçte belirleyici unsurun ABD baskısı olacağını söyledi.

Mutava ise İsrail’in engelleyici tutumunu sürdüreceğini, Trump’ın da tüm sorunların tek seferde çözülemeyeceğinin farkında olduğunu dile getirdi. Mutava’ya göre, devam eden toplantılar engelleri aşamalı olarak çözmeyi amaçlıyor ve Trump, anlaşmanın çökmediğini göstermek için ikinci aşamanın gelecek ocak ayında başlatılmasını istiyor.


İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de iki Filistinliyi öldürdü

 Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)
Gazze'nin Beyt Lahya kentinin kuzeydoğusundaki Yeşil Hat içinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen patlamaların ardından duman yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze Şeridi'nde iki Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

İsrail ordusu, iki "teröristin" Gazze'nin güneyindeki "sarı hat"ı geçerek İsrail güçlerine yaklaştığını belirtti.

Açıklamada, iki adamın "acil bir tehdit" oluşturduğu ve kimliklerinin tespit edilmesinin ardından "etkisiz hale getirildiği" belirtildi.

İsrail güçleri, Filistinli Hamas grubuyla 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkesin ardından Gazze Şeridi'ndeki sarı hattın gerisine çekildi.

Beton bloklar ve sarı işaretlerle belirlenen hat, Gazze Şeridi'nde yeni bir toprak bölünmesini temsil ediyor ve kıyı şeridine doğru 1,5 ila 6,5 ​​kilometre uzanıyor. Böylece İsrail, Gazze'nin alanının yarısından biraz fazlasını kontrol ediyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyyal Zamir, geçtiğimiz günlerde Sarı Hat’ı Gazze Şeridi ile yeni sınır olarak ilan etti.

Ateşkese rağmen, Gazze'de ara sıra yaşanan olaylar can kayıplarına yol açmaya devam ederken, İsrail ordusu da Hamas liderlerini ve merkezlerini hedef almayı sürdürüyor.


Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
TT

Suriye, Türk ve Rus varlıkları arasında bir denge kurmayı hedefliyor

Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)
Suriye ordusunun Lazkiye vilayetindeki Rus Hmeymim üssünün girişinde operasyon birliğine mensup bir asker- 29 Aralık 2024 (AFP)

İsrail televizyon kanalı i24NEWS, dün Suriyeli kaynaklara dayandırdığı haberinde Şam'ın, İsrail ile bir güvenlik anlaşmasına varmak için topraklarındaki Türk ve Rus varlığı arasında denge kurmak istediğini bildirdi.

Kanal, Suriye'nin ülkenin güneyinde ve Golan Tepeleri yakınlarında Rus güçlerinin konuşlandırılmasını İsrail ile müzakereleri güçlendirmenin bir yolu olarak gördüğünü belirtti.

Televizyon haberinde, İsrail'in Suriye'deki Rus varlığının devamı konusunda Amerika Birleşik Devletleri ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'ya yakın bir kaynak, İsrail ve Suriye arasında güvenlik anlaşması konusunda son haftalarda önemli ilerleme kaydedildiğini ve yakında imzalanmasının mümkün olduğunu bildirdi.

İsrail'in i24NEWS haber sitesine konuşan kaynak, bu son atılımın ABD Başkanı Donald Trump'ın önemli çabaları sayesinde gerçekleştiğini belirterek, diplomatik bir ilave içerecek olan anlaşmanın, yakın gelecekte bir Avrupa ülkesinde yapılacak üst düzey bir Suriye-İsrail görüşmesinde imzalanmasının muhtemel olduğunu kaydetti.

Suriyeli kaynak, Eş-Şara ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında yapılacak bir görüşmede doğrudan imzalanma olasılığını da göz ardı etmediğini ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail kanalından aktardığına göre Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani geçen ay, Şam'ın 1974 Ateşkes Anlaşması'na dayalı, bazı küçük değişikliklerle ve tampon bölgeler olmaksızın, yıl sonuna kadar Suriye ve İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasına varılmasını beklediğini söyledi.

İsrail ise eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra İsrail ordusunun Suriye'de ele geçirdiği tüm mevzilerden İsrail'in çekilmesi yönündeki Suriye'nin talebini reddediyor.

i24NEWS'e göre İsrail kaynakları, İsrail ordusunun Suriye topraklarında şu anda kontrol ettiği dokuz noktadan bazılarından çekilmesinin ancak Suriye ile tam bir barış anlaşması karşılığında gerçekleşeceğini, güvenlik anlaşması karşılığında olmayacağını belirtiyor.