Dünya'nın en soğuk yerlerinden birinde Mars'taki uzaylı yaşamının "detaylı şablonu" bulundu

Kuzey Kutbu'ndaki mikroplar, yaşamın Mars'ta maruz kalabileceği aynı koşullar altında varlığını sürdürüyor

NASA'nın uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de olası mikrobiyal yaşam formlarını arıyor (NASA)
NASA'nın uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de olası mikrobiyal yaşam formlarını arıyor (NASA)
TT

Dünya'nın en soğuk yerlerinden birinde Mars'taki uzaylı yaşamının "detaylı şablonu" bulundu

NASA'nın uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de olası mikrobiyal yaşam formlarını arıyor (NASA)
NASA'nın uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de olası mikrobiyal yaşam formlarını arıyor (NASA)

Bilim insanları, Mars'taki uzaylı yaşamına dair "detaylı şablonun" Dünya'nın en soğuk bölgelerinden birinde bulunabileceğine inanıyor.
The Independent'ın haberine göre, Kanada'da Yüksek Arktik Bölgesi'ndeki oksijensiz ortam, Kızıl Gezegen'le yaygın tuz birikintileri ve olası soğuk su kaynakları gibi bazı temel özellikleri paylaşıyor. Bu da araştırmacılara hangi Dünya dışı varlıkları bulabileceklerini göstermede etkili olabilir.
McGill Üniversitesi'nden araştırmacılar, permafrostun (Dünya'nın yüzeyinin altında buzla birbirine bağlanmış toprak, çakıl ve kumdan oluşan kalıcı donmuş katman) altında daha önce hiç tanımlanmamış mikroplar buldu.
Dahası, bu organizmalar Mars'ta tespit edilenler gibi (metan, sülfit, sülfat, karbon monoksit ve karbondioksit) basit inorganik bileşikleri yiyip soluyarak hayatta kalabiliyor.
ISME J'de yayımlanan araştırmanın başyazarı Elisse Magnuson, "Aktif mikrobiyal toplulukları başarıyla tespit edebilmemiz için tortu üzerinde birkaç yıl çalışmamız gerekti" diyor.

"Çevrenin tuzluluğu mikropların hem çıkarılmasına hem de dizilenmesine müdahale ediyor, bu nedenle aktif mikrobiyal toplulukların kanıtını bulabilmemiz çok tatmin edici bir deneyim oldu."
Araştırmacılar, Kuzey Kutbu'ndaki Lost Hammer Spring'de bulunan bir mikrobiyal topluluğun DNA'sını izole ederek, birçoğu daha önce hiç görülmemiş 110 mikroorganizmanın genomlarını yeniden oluşturmayı başardı.
Bu da bilim insanlarına söz konusu organizmaların bu aşırı ortamda nasıl hayatta kalabileceğini belirlemeleri için bir temel sağladı. McGill Doğal Kaynak Bilimleri Fakültesi'nden Lyle Whyte, "Lost Hammer Spring'de bulduğumuz ve tanımladığımız mikroplar şaşırtıcı çünkü diğer mikroorganizmaların aksine, yaşamak için organik maddeye veya oksijene bağlı değiller" dedi.

"Bunun yerine, hepsi Mars'ta da mevcut olan metan, sülfürler, sülfat, karbon monoksit ve karbondioksit gibi basit inorganik bileşikleri yiyip soluyarak hayatta kalıyorlar. Ayrıca atmosferdeki karbondioksit ve nitrojen gazlarını da tutabiliyorlar. Bunların hepsi mikropların Dünya ve ötesindeki çok aşırı ortamlarda hayatta kalmaya ve gelişmeye son derece iyi adapte olmasını sağlıyor."



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space