Ticaret Bakanı Muş: Haziran ayında ihracat 23,4 milyar dolar oldu

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur." dedi.

AA
AA
TT

Ticaret Bakanı Muş: Haziran ayında ihracat 23,4 milyar dolar oldu

AA
AA

Muş, Erzurum'da Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinin (DAİB) açılışında, haziran ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Türkiye'nin ihracatta 2021 yılında yakaladığı başarıyı 2022 yılının ilk 6 ayında da devam ettirdiğini belirten Muş, şöyle konuştu:
"Geride bıraktığımız haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Memnuniyetle belirtmek isterim ki bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır. Böylelikle 2022 yılının ilk 6 ayının tamamında, en yüksek aylık ihracat değerine ulaştık ve altıda altı yaptık. Yılın ilk 6 ayında ülkemiz toplamda 126 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir."
Haziran ayı ithalatının ise 31,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildiren Muş, "Enerji kalemi 8,1 milyar dolarlık payla bu ay da ithalatımızda önemli bir yer tutmuştur." ifadesini kullandı.

"Tersine bir küreselleşme dönemine girdiğimizin sinyallerini alıyoruz"
Küresel ekonomide uzun bir süredir salgın süreciyle başlayan ve halen devam eden küresel tedarik zincirlerindeki bozulmalar ile arz-talep dengesizliklerinin neden olduğu sorunlarla mücadele ettiklerini dile getiren Muş, Ukrayna'daki savaşın gerek enerji gerekse tarım ürünleri fiyatlarında ciddi artışlara neden olduğunu, piyasalardaki dalgalanmaları daha da artırdığını söyledi.
Tüm bunların neticesinde, birçok gelişmiş ülkede rekor düzeye ulaşan enflasyonun, insanlık için başat bir sorun haline geldiğini aktaran Muş, "Nitekim ABD ve İngiltere'de son 40 yılın zirvesine yerleşen enflasyon, Avro Bölgesi'nde de çift hanelere ulaşarak rekorlar kırmaktadır." ifadesini kullandı.
Buna karşın, son haftalarda açıklanan veriler ve enflasyonla mücadele için duyurulan politikaların, gelinen noktada küresel ekonomide bir yavaşlama olması ihtimalinin güçlendiğini gösterdiğine işaret eden Muş, şöyle konuştu:
"Nitekim Dünya Bankası, geçtiğimiz ay yayımladığı 'Küresel Ekonomik Beklentiler' raporunda 1970'lerde yaşanan stagflasyon durumu ile günümüzde yaşanan gelişmeler arasında bazı benzerlikler kurmuştur. Bu doğrultuda, birçok uluslararası kuruluşun küresel büyüme tahminlerini düşürdüğüne şahit olmaktayız. OECD, küresel büyüme tahminini yüzde 3'e çekerken, Dünya Bankası da beklentisini yüzde 2,9 olarak güncellemiştir. Bu atmosferde, artan korumacı politikalar ve küresel değer zincirlerinde yaşanan değişimler ile tersine bir küreselleşme dönemine girdiğimizin sinyallerini alıyoruz."
Bakan Muş, küresel sorunların çözümü için her zamankinden daha çok dayanışma ve iş birliğine ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler'in gıda fiyatlarındaki artışın, iklim değişikliği nedeniyle özellikle Afrika'da yaşanan kuraklık ile birleşerek 2023'te bir gıda krizine dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.
Hükümet olarak, küresel çapta giderek büyüyen sorunları yakından takip ederek gerekli adımları hızla attıklarını dile getiren Muş, lojistik operasyonların zorlaştığı bir dönemde iş insanlarıyla sürekli istişare ederek önlerindeki engelleri tek tek kaldırmak için yoğun mesai harcadıklarını aktardı.

Sermaye kontrolü iddialarına yanıt
Bu kapsamda, ticari diplomasi faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürüterek transit geçiş belgelerinden yeni hatların açılması ve limanların kullanılmasına kadar birçok konuda kapsamlı müzakereler gerçekleştirdiklerini bildiren Muş, şöyle devam etti:
"Şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Ekonomimize güvenen, yatırım yapan, üreten, ihraç eden herkese sonuna kadar destek olmaya ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Özellikle son günlerde bazı çevreler tarafından sermaye kontrolüne ilişkin iddiaların maksatlı şekilde ortaya atıldığını üzülerek görmekteyiz. Bunlar itibar edilmemesi gereken iddialardır, bunların tamamı lafügüzaftır. Türkiye, kurallı serbest piyasa sisteminin etkin bir şekilde işlediği gelişmiş bir ekonomidir ve serbest piyasa sisteminden asla taviz vermemiştir ve vermeyecektir."
Türkiye'de yerli ve yabancı sermayenin, güven içerisinde yatırım yapabilecek bir ekonomik iklimin içerisinde olduğunu ve kurallı serbest piyasa konusundaki bu kararlı tutumundan asla vazgeçmeyeceğini vurgulayan Muş, şunları kaydetti:
"Nitekim küresel ekonominin tökezlediği böylesi bir ortamda Türkiye ekonomisi, 2021 yılında yüzde 11 gibi bir oranla yakaladığı büyüme ivmesini, 2022'nin ilk çeyreğinde de devam ettirmiş ve yüzde 7,3 oranında büyümüştür. Söz konusu 15 aylık dönemde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışımızın neredeyse yarısı, net ihracatımızdan kaynaklanmıştır. Bir diğer ifadeyle, ülkemizin yerli ve milli değerleri, yani iktisadi bağımsızlık mücadelemizin sivil neferleri olan ihracatçılarımız, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmaya devam etmiştir. Öte yandan büyümenin öncü göstergelerinden olan Sanayi Üretim Endeksimiz yıllık yüzde 10,8 artarak ekonomideki üretim ivmesinin devam ettiğini göstermiştir."
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye'nin ithalat miktarını artırmadığını, artan rakamın ithal enerji fiyatı olduğunu belirterek "Bugün karşı karşıya olduğumuz enerji kaynaklı dış ticaret açığı da tüm dünyada artan enerji fiyatlarının bir sonucudur." dedi.

"Toplam ithalat artışımızın yaklaşık yüzde 57’si enerji ithalatından kaynaklanmıştır"
Muş, dünyada artan enerji fiyatlarının ithalat rakamlarındaki yansımalarının devam ettiğini söyledi.
Bu noktada, ithalattaki artış içerisinde enerji fiyatlarının etkisi üzerine detay vereceğini bildiren Muş, "Enerji ithalatımız, 2022 ocak-haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 155 artarak 47,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Toplam ithalat artışımızın yaklaşık yüzde 57’si enerji ithalatından kaynaklanmıştır." ifadelerini kullandı.
Muş, ithalat artışında enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin etkisinin açıkça görüldüğüne dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Nitekim 2022 ocak-mayıs döneminde küresel enerji fiyatları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 83 artış göstermiştir. Küresel emtia fiyatlarındaki artışa paralel olarak en son açıklanan verilere göre 2022 Ocak-Nisan döneminde ülkemiz ithalat birim değer endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artış göstermiştir. Ancak ithalat endeksimiz sadece yüzde 1,8 ile sınırlı bir artış göstermiştir. Diğer taraftan, enerji ithalat birim değer endeksi aynı dönemde yüzde 190 artış gösterirken enerji ithalat miktar endeksi ise yüzde 5,3 azalış göstermiştir. Aslında miktarsal olarak azalış varken rakamsal olarak ciddi bir artışla karşı karşıyayız. Yani Türkiye ithalat miktarını artırmamıştır. Artan, ithal enerjinin fiyatıdır. Bugün karşı karşıya olduğumuz enerji kaynaklı dış ticaret açığı da tüm dünyada artan enerji fiyatlarının bir sonucudur."

"Uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz"
Bakan Muş, aynı dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranının, yine enerji hariç yüzde 93,4 düzeyinde gerçekleştiğini belirterek, 246,2 milyar dolara ulaşan 12 aylık ihracatla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022 yılı sonu için işaret ettiği 250 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerlediklerini dile getirdi.
Martta faaliyetlerine başlayan İhracatı Geliştirme AŞ'nin bugüne kadar 3,4 milyar liranın üzerine kefalet verdiğine işaret eden Muş, "Ticaretimizin daha üst seviyelere ulaşması kapsamında yürüttüğümüz çalışmalardan bir diğeri de uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldıran ticaret anlaşmalarıdır. Bu kapsamda, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasındaki Tercihli Ticaret Düzenlemesi'nin, Resmi Gazete'de yayımlanarak dün itibarıyla yürürlüğe konmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu düzenleme ile anlaşmaya ilişkin yükümlülüklerini tamamlayan 12 ülke arasında, belli ürünlerde karşılıklı gümrük vergisi ve ek mali yükümlülükler, daha düşük oranlarda uygulanacaktır." diye konuştu.
Haziranda ticari diplomasi faaliyetlerini hızlandırdıklarını aktaran Muş, şöyle devam etti:
"Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından düzenlenen 12. Bakanlar Konferansı'na iştirak ederek DTÖ'nün kapsayıcı reform sürecinin başlatılması konusu başta olmak üzere ülkemizin tutumunu net biçimde ortaya koyduk. Cenevre programımız kapsamında ayrıca ABD, Çekya ve Lübnanlı muhataplarımızla ikili görüşmelerde bulunduk. Gaziantep'te düzenlenen '2. Türk-Arap İş Zirvesi'ne katılarak Türkiye ile Arap ülkeleri arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi konusunda iş dünyalarımız için yol gösterici çalışmalarda bulunduk. Yine 'D-8 Yatırım Forumu'na katılarak İslam dünyasının hızla gelişen 8 ekonomisinin ticaret ve yatırımlara ilişkin potansiyelini önümüzdeki dönemde daha verimli değerlendirmesi gerektiği çağrısında bulunduk."
Muş, yakın coğrafyayla ticari ilişkileri geliştirmek ve var olan sorunları ortadan kaldırmak için ay içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistanlı muhatapları ile ikili görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.

"Gümrük vergilerimizde gerektiği takdirde bazı düzenlenmelere başvurduk"
Bir yandan yakın coğrafya ile ticaret potansiyelini en verimli şekilde değerlendirmek için çalışmalarına devam ettiklerini, diğer yandan hizmet ihracatını geliştirmeye yönelik de önemli adımlar attıklarını vurgulayan Muş, şunları kaydetti:
"Bunun yanı sıra ihracatımıza yeni pazarlar kazandırmak ve dünya ticaretindeki konumumuzu güçlendirmek için çeşitli girişimlerde bulunuyor ve çağın ihtiyaçlarına uygun strateji ve destek mekanizmalarını hayata geçiriyoruz. Bu manada 6 Haziran'da düzenlenen Sağlık Hizmeti İhracatı Zirvesi ile Yeni Desteklerimiz ve 'Heal in Türkiye' portalının tanıtımını gerçekleştirdik. Öte yandan, 6 Temmuz’da İstanbul’da lansmanını gerçekleştireceğimiz Uzak Ülkeler Stratejisi ile kapsamlı analizler sonucunda belirlenen uzak ülkelere ihracatımızı dört kat artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, ülkemiz üreticilerini haksız rekabetten korumak ve ekonomik kalkınmamızı sağlıklı temellere oturtmak amacıyla, ticaret politikası araçlarımızı etkin bir şekilde kullanmaktayız. Bu anlamda, yerli üretimimizi desteklemek amacıyla gümrük vergilerimizde gerektiği takdirde bazı düzenlenmelere başvurduğumuzu da belirtmek isterim."
Muş, teknoloji ve sürdürülebilirlik trendlerine erkenden uyum sağlayan, yatırım kararlarını bu yönde alarak verimlilik artışına giden aktörlerin, küresel ekonomideki payının arttığını anlattı.

"Mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim"
Bu yılda da ihracatın ekonomik büyümenin ana unsuru olacağına inandığını söyleyen Muş, "Sanayimizde son yıllarda gösterdiğimiz atılımları devam ettireceğimize, ihracatın ve yatırımların itici bir güç olduğu mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim. Şunu herkes iyi bilmeli ki ülkemizin İstiklal ve Milli Mücadele ruhu 103 yıl önce nasılsa, bugün de aynı şekilde mevcudiyetini korumaktadır. Bu noktada, büyük özveri ve gayret ile çalışmalarını sürdüren tüm ihracatçılarımıza şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum." dedi.
Muş, Bakanlık ile sıkı iş birliği içerisinde çalışan Türkiye İhracatçılar Meclisi'nde gerçekleşen seçimler sonucunda göreve gelen TİM Başkanı Mustafa Gültepe'yi ve yeni yönetim kurulunu tebrik etti.
Konuşmalar öncesinde Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinin (DAİB) yeni hizmet binasının açılışını kurdele keserek yapan Muş, bar ekibi gösterisini izledi.
Programa, Vali Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti Erzurum milletvekilleri Recep Akdağ ve Zehra Taşkesenlioğlu Ban, TİM Başkanı Gültepe, AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, MHP İl Başkanı Naim Karataş, İl Emniyet Müdürü Levent Tuncer, İl Jandarma Komutanı Albay İlker Şimşek ve iş adamları katıldı



Çin, enerji ve tarım alanlarında Rusya ile daha yakın iş birliği arayışında

Rusya Başbakanı Mihail Mişustin (sağda) Çin Başbakanı Li Çiang ile tokalaşırken (EPA)
Rusya Başbakanı Mihail Mişustin (sağda) Çin Başbakanı Li Çiang ile tokalaşırken (EPA)
TT

Çin, enerji ve tarım alanlarında Rusya ile daha yakın iş birliği arayışında

Rusya Başbakanı Mihail Mişustin (sağda) Çin Başbakanı Li Çiang ile tokalaşırken (EPA)
Rusya Başbakanı Mihail Mişustin (sağda) Çin Başbakanı Li Çiang ile tokalaşırken (EPA)

Çin Başbakanı Li Çiang dün yaptığı açıklamada, Çin'in enerji, tarım ve diğer yatırım alanlarında Rusya ile iş birliğini artırmaya hazır olduğunu söyledi.

Çin Resmi Haber Ajansı Xinhua, Moskova’da Rusya Başbakanı Mihail Mişustin ile yaptığı görüşme sırasında açıklamalarda bulunan Çin Başbakanı Li'nin Mişustin’e Çin'in Rusya'dan daha fazla tarım ve gıda ürünü ithal etmeyi memnuniyetle karşıladığını söylediğini aktardı.

Xinhua haberinde, Çin'in Rusya'nın Çinli şirketlerin bu ülkede yatırım yapması ve faaliyet göstermesi için daha fazla imkan sağlamasını umduğunu belirtti.

Öte yandan Rusya Başbakanı Mişustin, Çin Başbakanı Li’ye iki taraf arasındaki iş birliğinin dış zorluklar karşısında defalarca dayanıklılığını kanıtladığını söyledi.

Rusya hükümetinin internet sitesinde yayınlanan toplantı tutanaklarına göre Mişustin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji alanındaki iş birliğimiz özellikle stratejik nitelikte ve petrol, gaz, kömür ve nükleer enerji sektörlerini kapsıyor.”

Pekin ve Moskova, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2022 yılının şubat ayında on binlerce Rus askerini Ukrayna'ya göndermeden birkaç gün önce ‘sınırsız’ stratejik ortaklık ilan etti.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, son on yılda Rusya Devlet Başkanı Putin ile 40'tan fazla kez bir araya geldi. Putin, son aylarda kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda Çin'i Rusya’nın müttefik olarak nitelendirdi.


Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
TT

Suudi Arabistan’dan Suriye’ye ilk ham petrol hibe sevkiyatı ulaştı

Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)
Suudi Arabistan'ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe programının ilk sevkiyatı Banias limanına yanaştı. (SANA)

Suudi Arabistan’ın Suriye enerji sektörüne yönelik hibe kapsamında gönderdiği ilk ham petrol sevkiyatı pazar günü Banias Limanı’na ulaştı. Yaklaşık 650 bin varil Suudi ham petrolü taşıyan tanker limana demirledi. Bu sevkiyat, toplam 1,65 milyon varil ham petrolden oluşan hibenin ilk bölümünü oluşturuyor.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan Haber Ajansı SPA’dan aktardığı habere göre teslimat Suudi liderliğinin talimatları doğrultusunda gerçekleştirildi. Krallığın Suriye’yi destekleme konusundaki kararlılığını sürdürecek.

Hibe anlaşması, 11 Eylül’de Suudi Kalkınma Fonu ile Suriye Enerji Bakanlığı arasında imzalanmıştı. Suudi Enerji Bakanlığı’nın gözetiminde uygulanan hibe; Suriye rafinerilerinin işletme kapasitesini artırmayı, operasyonel verimliliği ve mali sürdürülebilirliği sağlamayı, ekonomik kalkınmayı güçlendirmeyi, ekonomik zorlukların aşılmasına katkı sunmayı ve hayati sektörlerin büyümesini teşvik etmeyi hedefliyor. Böylece ulusal ve uluslararası düzeyde Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne destek verilmesi amaçlanıyor.

SPA, bu adımın Suudi Arabistan’ın Suriye halkının yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik süregelen çabalarının ve iki ülke arasındaki güçlü, tarihi bağların bir yansıması olduğunu vurguladı.


Trump, ekonomik baskıların ortasında Wall Street devlerini Beyaz Saray'da akşam yemeğine davet etti

Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
TT

Trump, ekonomik baskıların ortasında Wall Street devlerini Beyaz Saray'da akşam yemeğine davet etti

Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)
Beyaz Saray yakınlarındaki Lafayette Meydanı'nda Andrew Jackson heykelinin kaidesinde çalışan işçiler (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, JP Morgan, BlackRock ve Goldman Sachs gibi büyük finans kurumlarının CEO'ları da dahil olmak üzere bir grup önde gelen Wall Street liderini dün Beyaz Saray'da özel bir akşam yemeğine davet etti.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times'tan aktardığına göre bu hamle, yönetimin ekonomik performansı, özellikle de son seçimlerde önemli bir sorun olarak ortaya çıkan yaşam maliyeti konusunda artan baskı altında olduğu bir dönemde geldi.

sdefr
ABD Başkanı Donald Trump Oval Ofis'te konuşuyor. (Reuters)

Üst düzey katılım ve hassas zamanlama

Güvenilir kaynaklara göre, akşam yemeğine 12’den fazla üst düzey yönetici ve finans uzmanı katıldı. Bunlar arasında şu isimler yer aldı: JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, BlackRock CEO’su Larry Fink, Goldman Sachs CEO’su David Solomon, Blackstone CEO’su Stephen Schwarzman, KKR’ın kurucu ortağı Henry Kravis, milyarder Bill Ackman (Pershing Square), Nasdaq CEO’su Adena Friedman, Intercontinental Exchange CEO’su Jeffrey Sprecher ve New York Borsası Başkanı Lynn Martin.

xfv
BlackRock CEO'su Larry Fink, Hong Kong'da düzenlenen Küresel Finans Liderleri Yatırım Zirvesi’ne katıldı. (Reuters)

Bu toplantı, Trump’ın şirket liderleriyle ilişkileri derinleştirme çabasını ve yönetiminin, Amerikan sermaye piyasalarını güçlendirmeyi ve ulusal güvenlik açısından kritik olan yerel tedarik zincirlerini yeniden inşa etmeyi hedefleyen girişimlerini vurguluyor. Bu girişimler, özellikle yerel üretimi genişletmeye ve kilit endüstrileri yeniden konumlandırmaya odaklanıyor.

Ülkenin en büyük bankası JPMorgan, 10 yıl sürecek 1,5 trilyon dolarlık bir yatırım programı açıkladı. Bu program, tedarik zinciri ve üretim, savunma ve uzay, enerji bağımsızlığı ve ileri teknolojiler gibi ABD’nin ulusal güvenliği ve ekonomik dayanıklılığı açısından kritik sektörleri hedefliyor. Bu plan kapsamında banka, özellikle ulusal güvenlik ve ekonomik dayanıklılık açısından stratejik öneme sahip Amerikan şirketlerine doğrudan hisse ve risk sermayesi yatırımları yoluyla 10 milyar dolara kadar yatırım yapacak.

rgt
JP Morgan CEO'su Jamie Dimon, Miami'deki Kaseya Center'da düzenlenen Amerikan İş Forumu'nda konuşma yapıyor. (Reuters)

Reuters'a göre, bir Beyaz Saray yetkilisi, Trump'ın finans liderleriyle görüştüğünü doğruladı, ancak davetli listesini teyit etmedi.

Wall Street ile yönetim arasındaki istikrarsız ilişki

Wall Street’in Trump yönetimiyle ilişkisi, kasım seçimlerinden sonra çalkantılı bir seyir izledi. Başlangıçta yöneticiler, özellikle rekabet ve düzenleyici konularda iş dünyasını destekleyen bir yaklaşım benimsenmesini beklerken, maliyet düşürme gibi adımların atılması bu erken iyimserliği azalttı. Trump’ın Fed Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirileri de merkez bankasının bağımsızlığına bağlılığı konusunda şüpheler yarattı.

ty6
Goldman Sachs CEO'su David Solomon, Hong Kong'da düzenlenen Küresel Finans Liderleri Yatırım Zirvesi'nde konuşma yapıyor. (Reuters)

Ancak son dönemde endişeler yatıştı ve üst düzey bankacılar, Trump tarafından atanan düzenleyicilerin sektöre yönelik kuralları gevşetme yönündeki destekleyici açıklamalarından memnuniyet duydu. Bu gelişme, JPMorgan, Goldman Sachs ve Morgan Stanley’nin hisse fiyatlarının dün rekor seviyelere ulaşmasına katkıda bulundu.

Önemli yokluklar ve gergin ortam

Finans sektörünün tüm liderleri akşam yemeğine katılmadı:

- Citigroup CEO'su Jane Fraser, önceden planlanmış bir Asya gezisiyle çakışan programı nedeniyle özür diledi. Fraser'ın daha önce başkanla bir araya gelerek mortgage devleri Freddie Mac ve Fannie Mae'nin özelleştirilmesi planlarını görüştüğünü belirtmekte fayda var.

- Bank of America CEO'su Brian Moynihan akşam yemeğine davet edilmedi. Moynihan, geçmişte başkana bankacılık hizmetleri sunmayı reddettikleri iddiaları nedeniyle bu yılın başlarında Trump'ı kızdıran liderler arasındaydı.

Wall Street yöneticileri, özellikle Beyaz Saray'ın bazı büyük teknoloji gruplarına gümrük vergisi uygulamakla tehdit etmesinin yanı sıra, Paul Weiss hukuk firması ve büyük üniversiteler gibi grupları hedef almasının ardından, başkanı kamuoyunda eleştirmekten çekiniyorlar.

sd
New York Borsası (AP)

Yatırımcılar, bu üst düzey toplantıdan kaynaklanabilecek herhangi bir politika değişikliği veya düzenleyici değişiklikleri yakından takip edecekler. Örneğin, vergi politikaları, finansal düzenlemeler veya ticaret anlaşmalarındaki değişiklikler, belirli sektörlerin veya piyasanın genelinin performansını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu görüşmelerin olası sonuçlarını anlayarak, yatırımcılar ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmak veya olası riskleri azaltmak için kendilerini daha iyi konumlandırabilirler.

Aynı zamanda gözlemciler, Beyaz Saray'da düzenlenen üst düzey akşam yemeğini, finans sektörünün iktidar koridorlarında devam eden etkisinin bir kanıtı olarak görüyorlar. ABD ekonomisi hassas bir dengeyle karşı karşıya olduğundan, yönetim ekonomik gündemini şekillendirmek için bu şirket liderlerinin uzmanlığından ve görüşlerinden yararlanmaya çalışıyor.

Trump, yönetimi küresel ticaret ortaklarıyla gerilimleri ele alırken ve ekonomik büyümeyi artırmaya çalışırken, son aylarda iş dünyası liderleriyle özel toplantılar düzenledi. Yönetimin daha geniş ekonomik gündemi, yerli üretimi genişletmeye, kilit sektörleri yeniden ülkeye getirmeye ve özel sektör yatırımlarından yararlanarak ABD'nin ileri teknoloji üretimi ve enerji tedarik zincirlerinde konumunu güçlendirmeye odaklanıyor.