Ticaret Bakanı Muş: Haziran ayında ihracat 23,4 milyar dolar oldu

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur." dedi.

AA
AA
TT

Ticaret Bakanı Muş: Haziran ayında ihracat 23,4 milyar dolar oldu

AA
AA

Muş, Erzurum'da Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinin (DAİB) açılışında, haziran ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Türkiye'nin ihracatta 2021 yılında yakaladığı başarıyı 2022 yılının ilk 6 ayında da devam ettirdiğini belirten Muş, şöyle konuştu:
"Geride bıraktığımız haziran ayında ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 artışla 23,4 milyar dolar olmuştur. Memnuniyetle belirtmek isterim ki bu rakam, tüm zamanların en yüksek aylık ihracat rakamıdır. Böylelikle 2022 yılının ilk 6 ayının tamamında, en yüksek aylık ihracat değerine ulaştık ve altıda altı yaptık. Yılın ilk 6 ayında ülkemiz toplamda 126 milyar dolar ihracat gerçekleştirmiştir."
Haziran ayı ithalatının ise 31,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildiren Muş, "Enerji kalemi 8,1 milyar dolarlık payla bu ay da ithalatımızda önemli bir yer tutmuştur." ifadesini kullandı.

"Tersine bir küreselleşme dönemine girdiğimizin sinyallerini alıyoruz"
Küresel ekonomide uzun bir süredir salgın süreciyle başlayan ve halen devam eden küresel tedarik zincirlerindeki bozulmalar ile arz-talep dengesizliklerinin neden olduğu sorunlarla mücadele ettiklerini dile getiren Muş, Ukrayna'daki savaşın gerek enerji gerekse tarım ürünleri fiyatlarında ciddi artışlara neden olduğunu, piyasalardaki dalgalanmaları daha da artırdığını söyledi.
Tüm bunların neticesinde, birçok gelişmiş ülkede rekor düzeye ulaşan enflasyonun, insanlık için başat bir sorun haline geldiğini aktaran Muş, "Nitekim ABD ve İngiltere'de son 40 yılın zirvesine yerleşen enflasyon, Avro Bölgesi'nde de çift hanelere ulaşarak rekorlar kırmaktadır." ifadesini kullandı.
Buna karşın, son haftalarda açıklanan veriler ve enflasyonla mücadele için duyurulan politikaların, gelinen noktada küresel ekonomide bir yavaşlama olması ihtimalinin güçlendiğini gösterdiğine işaret eden Muş, şöyle konuştu:
"Nitekim Dünya Bankası, geçtiğimiz ay yayımladığı 'Küresel Ekonomik Beklentiler' raporunda 1970'lerde yaşanan stagflasyon durumu ile günümüzde yaşanan gelişmeler arasında bazı benzerlikler kurmuştur. Bu doğrultuda, birçok uluslararası kuruluşun küresel büyüme tahminlerini düşürdüğüne şahit olmaktayız. OECD, küresel büyüme tahminini yüzde 3'e çekerken, Dünya Bankası da beklentisini yüzde 2,9 olarak güncellemiştir. Bu atmosferde, artan korumacı politikalar ve küresel değer zincirlerinde yaşanan değişimler ile tersine bir küreselleşme dönemine girdiğimizin sinyallerini alıyoruz."
Bakan Muş, küresel sorunların çözümü için her zamankinden daha çok dayanışma ve iş birliğine ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, Birleşmiş Milletler'in gıda fiyatlarındaki artışın, iklim değişikliği nedeniyle özellikle Afrika'da yaşanan kuraklık ile birleşerek 2023'te bir gıda krizine dönüşebileceği konusunda uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.
Hükümet olarak, küresel çapta giderek büyüyen sorunları yakından takip ederek gerekli adımları hızla attıklarını dile getiren Muş, lojistik operasyonların zorlaştığı bir dönemde iş insanlarıyla sürekli istişare ederek önlerindeki engelleri tek tek kaldırmak için yoğun mesai harcadıklarını aktardı.

Sermaye kontrolü iddialarına yanıt
Bu kapsamda, ticari diplomasi faaliyetlerini yoğun bir şekilde yürüterek transit geçiş belgelerinden yeni hatların açılması ve limanların kullanılmasına kadar birçok konuda kapsamlı müzakereler gerçekleştirdiklerini bildiren Muş, şöyle devam etti:
"Şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum. Ekonomimize güvenen, yatırım yapan, üreten, ihraç eden herkese sonuna kadar destek olmaya ve sahip çıkmaya devam edeceğiz. Özellikle son günlerde bazı çevreler tarafından sermaye kontrolüne ilişkin iddiaların maksatlı şekilde ortaya atıldığını üzülerek görmekteyiz. Bunlar itibar edilmemesi gereken iddialardır, bunların tamamı lafügüzaftır. Türkiye, kurallı serbest piyasa sisteminin etkin bir şekilde işlediği gelişmiş bir ekonomidir ve serbest piyasa sisteminden asla taviz vermemiştir ve vermeyecektir."
Türkiye'de yerli ve yabancı sermayenin, güven içerisinde yatırım yapabilecek bir ekonomik iklimin içerisinde olduğunu ve kurallı serbest piyasa konusundaki bu kararlı tutumundan asla vazgeçmeyeceğini vurgulayan Muş, şunları kaydetti:
"Nitekim küresel ekonominin tökezlediği böylesi bir ortamda Türkiye ekonomisi, 2021 yılında yüzde 11 gibi bir oranla yakaladığı büyüme ivmesini, 2022'nin ilk çeyreğinde de devam ettirmiş ve yüzde 7,3 oranında büyümüştür. Söz konusu 15 aylık dönemde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla artışımızın neredeyse yarısı, net ihracatımızdan kaynaklanmıştır. Bir diğer ifadeyle, ülkemizin yerli ve milli değerleri, yani iktisadi bağımsızlık mücadelemizin sivil neferleri olan ihracatçılarımız, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmaya devam etmiştir. Öte yandan büyümenin öncü göstergelerinden olan Sanayi Üretim Endeksimiz yıllık yüzde 10,8 artarak ekonomideki üretim ivmesinin devam ettiğini göstermiştir."
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye'nin ithalat miktarını artırmadığını, artan rakamın ithal enerji fiyatı olduğunu belirterek "Bugün karşı karşıya olduğumuz enerji kaynaklı dış ticaret açığı da tüm dünyada artan enerji fiyatlarının bir sonucudur." dedi.

"Toplam ithalat artışımızın yaklaşık yüzde 57’si enerji ithalatından kaynaklanmıştır"
Muş, dünyada artan enerji fiyatlarının ithalat rakamlarındaki yansımalarının devam ettiğini söyledi.
Bu noktada, ithalattaki artış içerisinde enerji fiyatlarının etkisi üzerine detay vereceğini bildiren Muş, "Enerji ithalatımız, 2022 ocak-haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 155 artarak 47,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Toplam ithalat artışımızın yaklaşık yüzde 57’si enerji ithalatından kaynaklanmıştır." ifadelerini kullandı.
Muş, ithalat artışında enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin etkisinin açıkça görüldüğüne dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Nitekim 2022 ocak-mayıs döneminde küresel enerji fiyatları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 83 artış göstermiştir. Küresel emtia fiyatlarındaki artışa paralel olarak en son açıklanan verilere göre 2022 Ocak-Nisan döneminde ülkemiz ithalat birim değer endeksi, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artış göstermiştir. Ancak ithalat endeksimiz sadece yüzde 1,8 ile sınırlı bir artış göstermiştir. Diğer taraftan, enerji ithalat birim değer endeksi aynı dönemde yüzde 190 artış gösterirken enerji ithalat miktar endeksi ise yüzde 5,3 azalış göstermiştir. Aslında miktarsal olarak azalış varken rakamsal olarak ciddi bir artışla karşı karşıyayız. Yani Türkiye ithalat miktarını artırmamıştır. Artan, ithal enerjinin fiyatıdır. Bugün karşı karşıya olduğumuz enerji kaynaklı dış ticaret açığı da tüm dünyada artan enerji fiyatlarının bir sonucudur."

"Uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz"
Bakan Muş, aynı dönemde ihracatın ithalatı karşılama oranının, yine enerji hariç yüzde 93,4 düzeyinde gerçekleştiğini belirterek, 246,2 milyar dolara ulaşan 12 aylık ihracatla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2022 yılı sonu için işaret ettiği 250 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerlediklerini dile getirdi.
Martta faaliyetlerine başlayan İhracatı Geliştirme AŞ'nin bugüne kadar 3,4 milyar liranın üzerine kefalet verdiğine işaret eden Muş, "Ticaretimizin daha üst seviyelere ulaşması kapsamında yürüttüğümüz çalışmalardan bir diğeri de uluslararası ticaretin önündeki engelleri kaldıran ticaret anlaşmalarıdır. Bu kapsamda, İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri arasındaki Tercihli Ticaret Düzenlemesi'nin, Resmi Gazete'de yayımlanarak dün itibarıyla yürürlüğe konmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu düzenleme ile anlaşmaya ilişkin yükümlülüklerini tamamlayan 12 ülke arasında, belli ürünlerde karşılıklı gümrük vergisi ve ek mali yükümlülükler, daha düşük oranlarda uygulanacaktır." diye konuştu.
Haziranda ticari diplomasi faaliyetlerini hızlandırdıklarını aktaran Muş, şöyle devam etti:
"Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) tarafından düzenlenen 12. Bakanlar Konferansı'na iştirak ederek DTÖ'nün kapsayıcı reform sürecinin başlatılması konusu başta olmak üzere ülkemizin tutumunu net biçimde ortaya koyduk. Cenevre programımız kapsamında ayrıca ABD, Çekya ve Lübnanlı muhataplarımızla ikili görüşmelerde bulunduk. Gaziantep'te düzenlenen '2. Türk-Arap İş Zirvesi'ne katılarak Türkiye ile Arap ülkeleri arasında ticari ve ekonomik ilişkilerin daha da güçlendirilmesi konusunda iş dünyalarımız için yol gösterici çalışmalarda bulunduk. Yine 'D-8 Yatırım Forumu'na katılarak İslam dünyasının hızla gelişen 8 ekonomisinin ticaret ve yatırımlara ilişkin potansiyelini önümüzdeki dönemde daha verimli değerlendirmesi gerektiği çağrısında bulunduk."
Muş, yakın coğrafyayla ticari ilişkileri geliştirmek ve var olan sorunları ortadan kaldırmak için ay içerisinde Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistanlı muhatapları ile ikili görüşmeler gerçekleştirdiklerini söyledi.

"Gümrük vergilerimizde gerektiği takdirde bazı düzenlenmelere başvurduk"
Bir yandan yakın coğrafya ile ticaret potansiyelini en verimli şekilde değerlendirmek için çalışmalarına devam ettiklerini, diğer yandan hizmet ihracatını geliştirmeye yönelik de önemli adımlar attıklarını vurgulayan Muş, şunları kaydetti:
"Bunun yanı sıra ihracatımıza yeni pazarlar kazandırmak ve dünya ticaretindeki konumumuzu güçlendirmek için çeşitli girişimlerde bulunuyor ve çağın ihtiyaçlarına uygun strateji ve destek mekanizmalarını hayata geçiriyoruz. Bu manada 6 Haziran'da düzenlenen Sağlık Hizmeti İhracatı Zirvesi ile Yeni Desteklerimiz ve 'Heal in Türkiye' portalının tanıtımını gerçekleştirdik. Öte yandan, 6 Temmuz’da İstanbul’da lansmanını gerçekleştireceğimiz Uzak Ülkeler Stratejisi ile kapsamlı analizler sonucunda belirlenen uzak ülkelere ihracatımızı dört kat artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca, ülkemiz üreticilerini haksız rekabetten korumak ve ekonomik kalkınmamızı sağlıklı temellere oturtmak amacıyla, ticaret politikası araçlarımızı etkin bir şekilde kullanmaktayız. Bu anlamda, yerli üretimimizi desteklemek amacıyla gümrük vergilerimizde gerektiği takdirde bazı düzenlenmelere başvurduğumuzu da belirtmek isterim."
Muş, teknoloji ve sürdürülebilirlik trendlerine erkenden uyum sağlayan, yatırım kararlarını bu yönde alarak verimlilik artışına giden aktörlerin, küresel ekonomideki payının arttığını anlattı.

"Mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim"
Bu yılda da ihracatın ekonomik büyümenin ana unsuru olacağına inandığını söyleyen Muş, "Sanayimizde son yıllarda gösterdiğimiz atılımları devam ettireceğimize, ihracatın ve yatırımların itici bir güç olduğu mevcut büyüme ortamını sürdürülebilir kılacağımıza eminim. Şunu herkes iyi bilmeli ki ülkemizin İstiklal ve Milli Mücadele ruhu 103 yıl önce nasılsa, bugün de aynı şekilde mevcudiyetini korumaktadır. Bu noktada, büyük özveri ve gayret ile çalışmalarını sürdüren tüm ihracatçılarımıza şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum." dedi.
Muş, Bakanlık ile sıkı iş birliği içerisinde çalışan Türkiye İhracatçılar Meclisi'nde gerçekleşen seçimler sonucunda göreve gelen TİM Başkanı Mustafa Gültepe'yi ve yeni yönetim kurulunu tebrik etti.
Konuşmalar öncesinde Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinin (DAİB) yeni hizmet binasının açılışını kurdele keserek yapan Muş, bar ekibi gösterisini izledi.
Programa, Vali Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti Erzurum milletvekilleri Recep Akdağ ve Zehra Taşkesenlioğlu Ban, TİM Başkanı Gültepe, AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Öz, MHP İl Başkanı Naim Karataş, İl Emniyet Müdürü Levent Tuncer, İl Jandarma Komutanı Albay İlker Şimşek ve iş adamları katıldı



Kurye kılığına giren hırsız 11 milyon dolarlık kripto para çaldı

Kurye gibi davranan şüphelinin, kurbanın cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını ve 11 milyon doların üzerinde kripto parasını alıp kaçtığı bildirildi (AFP)
Kurye gibi davranan şüphelinin, kurbanın cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını ve 11 milyon doların üzerinde kripto parasını alıp kaçtığı bildirildi (AFP)
TT

Kurye kılığına giren hırsız 11 milyon dolarlık kripto para çaldı

Kurye gibi davranan şüphelinin, kurbanın cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını ve 11 milyon doların üzerinde kripto parasını alıp kaçtığı bildirildi (AFP)
Kurye gibi davranan şüphelinin, kurbanın cep telefonunu, dizüstü bilgisayarını ve 11 milyon doların üzerinde kripto parasını alıp kaçtığı bildirildi (AFP)

ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı San Francisco'da kurye kılığına giren bir hırsızın, mağdurun cep telefonu, dizüstü bilgisayarı ve 11 milyon dolarlık kripto parasını çaldığı bildirildi.

San Francisco Chronicle'ın ulaştığı polis raporuna göre soygun, cumartesi sabahı saat 06.45 civarında Mission Dolores mahallesindeki bir evde gerçekleşti.

Polis, sahte kuryenin mağduru koli bandıyla bağlamadan önce silahını çekip tehdit ettiğini söyledi. Rapora göre, şüpheli daha sonra dijital varlıkları, bir dizüstü bilgisayarı ve mağdurun telefonunu alarak kaçtı.

Mağdurun yaralanıp yaralanmadığı veya herhangi birinin tutuklanıp tutuklanmadığı bilinmiyor.

Bu pervasız soygun, kripto para soygunlarının giderek arttığı bir dönemde gerçekleşti. Saldırganlar, milyonlarca dolar değerindeki hesaplara erişmek için kripto yatırımcılarını hedef alıyor.

Los Angeles'ta eski bir Los Angeles Polis Teşkilatı (LAPD) polisi ve İsrailli gangster olduğu iddia edilen birine, kripto paralarını vermezse silahla vurup su işkencesi uygulamakla tehdit ettikleri öne sürülen genç bir çocuğun kaçırılmasına ilişkin dava açıldı.

Bölge Başsavcı Yardımcısı Jane Brownstone, cuma günü Gabby Ben ve eski LAPD memuru Eric Halem'in tutuklandığını duyurdu.

Los Angeles Times'a göre her iki adam da suçlamaları reddetti.

Mahkeme belgelerine göre 51 yaşındaki Ben, iki kez dolandırıcılıktan hüküm giymiş ve daha önce İsrail'e sınır dışı edilmişti. Bölge savcısı, duruşmada Ben'in "İsrail mafyasıyla bağlantıları" olduğunu iddia etti.

Öte yandan 38 yaşındaki Halem, LAPD'de 13 yıl geçirmiş eski bir polis. LA Times'a konuşan eski ortakları, 2022'de görevden ayrıldığını ve kariyeri hakkında bir realite TV programı hazırlamayı düşündüğünü söyledi.

Ben, Halem ve 4 kişinin geçen aralık ayında Los Angeles'ın Koreatown semtindeki lüks bir apartman dairesine giderek kripto para ticareti yapan bir genci kaçırmaya çalıştıkları iddia edildi.

İddiaya göre eve girdiklerinde her iki adam da silahlıydı ve gencin orada olmadığını gördüler. Genç adam geri döndüğünde onu kelepçelediler ve parasını çalmak için kripto para cüzdanını açmasını istediler.

Bölge savcısına göre genç adam boş bir cüzdana erişim sağlayıp blöf yaparak durumdan kurtulmaya çalıştı.

Kaçıranlar daha sonra dediklerini yapmazsa genci ayağından vurup duşta su işkencesi uygulamakla tehdit etti. Savcılar, gencin nihayetinde pes edip 350 bin dolarlık kripto para birimi barındıran bir kripto cüzdanına erişim sağladığını söyledi.

Kefaletle serbest bırakılma talebi reddedilen iki adam da yargılanmayı bekliyor.

Olay, bir kripto para yatırımcısının İtalyan bir iş insanını New York'taki lüks dairesinde iki haftadan fazla süre rehin tuttuğu iddiasıyla Manhattan'da tutuklanmasından birkaç ay sonra yaşandı.

İş insanı yetkililere, 6 Mayıs'ta New York'a geldiğini ve John Woeltz'in dairesine gittiğini söyledi. Woeltz'in daha sonra elektronik cihazlarını ve pasaportunu çaldığı ve ardından iş insanının Bitcoin şifresini talep ettiği öne sürüldü.

İddiaya göre iş insanı bunu reddedince, Woeltz ve başka bir adam onu ​​rehin tuttu ve iki haftadan fazla süre boyunca işkence yaptı; bu işkenceler arasında tellerle elektrik vermek, kafasına silah dayamak ve 5 katlı binanın çıkıntısından sallandırmak da vardı.

Woeltz'a iki kez saldırı, adam kaçırma, hukuka aykırı alıkoyma ve suç teşkil eden silah bulundurma suçları isnat edildi.

Independent Türkçe


Kasım’da ABD imalat faaliyetleri 4 ayın en düşük seviyesine geriledi

Missouri'deki Clycomo fabrikasında robotik kollar bir Ford Transit kamyonunun şasisini kaynaklıyor (Arşiv - Reuters)
Missouri'deki Clycomo fabrikasında robotik kollar bir Ford Transit kamyonunun şasisini kaynaklıyor (Arşiv - Reuters)
TT

Kasım’da ABD imalat faaliyetleri 4 ayın en düşük seviyesine geriledi

Missouri'deki Clycomo fabrikasında robotik kollar bir Ford Transit kamyonunun şasisini kaynaklıyor (Arşiv - Reuters)
Missouri'deki Clycomo fabrikasında robotik kollar bir Ford Transit kamyonunun şasisini kaynaklıyor (Arşiv - Reuters)

Kasım ayında ABD’de imalat faaliyetleri son dört ayın en düşük seviyesine geriledi. Standard & Poor’s Global’in açıkladığı öncü imalat PMI, Ekim’deki 52,5 puandan 51,9 puana düştü. 50 puan üzerindeki değer hâlâ büyümeyi işaret etse de yavaşlama ekonomik momentumun azaldığını gösteriyor.

Yeni siparişler düşerken stoklar rekor kırdı: Yeni siparişler endeksi 54,0’dan 51,3 puana gerilerken, bitmiş ürün stokları anket tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Sektör temsilcileri, talep toparlanmazsa önümüzdeki aylarda üretimde yavaşlama yaşanabileceğini belirtiyor.

Hizmet sektörü denge sağladı: İmalat ve hizmet sektörlerini kapsayan bileşik PMI 54,8’e yükseldi. Hizmet sektörü endeksi 55,0 puana çıkarak imalat sektöründeki yavaşlamayı telafi etti.

İş dünyası güveni yükseldi: S&P Global, iş dünyasının önümüzdeki yıl için güveninin arttığını, bunun faiz indirimi beklentileri ve siyasi belirsizliklerin azalmasıyla bağlantılı olduğunu açıkladı.

Enflasyon ve maliyet endişeleri sürüyor: Şirketlerin talep ettiği fiyat endeksi 56,0’a, girdi maliyetleri endeksi ise 63,1’e yükseldi. Fed’in faiz indirimlerine rağmen, yüksek enflasyon ek indirim ihtimalini sınırlıyor.


Suudi Aramco, ABD’li şirketlerle, 30 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladı

Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu  (Şarku’l Avsat)
Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Aramco, ABD’li şirketlerle, 30 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladı

Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu  (Şarku’l Avsat)
Suudi Aramco Başkanı ve CEO’su Mühendis Amin bin Hasan en-Nasır, Washington’da düzenlenen bir panelde konuştu (Şarku’l Avsat)

Suudi Aramco, ABD’li büyük şirketlerle toplam değeri 30 milyar doları aşan 17 mutabakat zaptı ve anlaşmalar imzaladığını açıkladı. Şirketin yaptığı anlaşmalar, Aramco’nun bağlı kuruluşları üzerinden yürütülecek.

Bu duyuru, Mayıs ayında açıklanan yaklaşık 90 milyar dolar değerindeki 34 mutabakat zaptı ve anlaşmanın devamı niteliğinde. Böylece Aramco’nun ABD’li şirketlerle potansiyel iş birliği hacmi yaklaşık 120 milyar dolara ulaştı.

Aramco tarafından yapılan açıklamaya göre anlaşmalar; LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz), finansal hizmetler, ileri seviye araç üretimi, tedarik ve satın alma alanlarını kapsıyor. Anlaşmalar, Washington’da düzenlenen 2025 ABD-Suudi Yatırım Forumu kapsamında duyuruldu.

Aramco Başkanı ve CEO’su Amin Nasser, ABD şirketlerinin 1933’teki kuruluş döneminden bu yana Aramco’nun büyümesinde kritik rol oynadığını belirterek, imzalanan yeni anlaşmaların inovasyon ve büyüme için yeni fırsatlar yaratacağını ifade etti.

Yeni mutabakat zaptı ve anlaşmaların detayları

LNG (Sıvılaştırılmış Doğal Gaz):

MidOcean Energy: Lake Charles LNG projesine olası yatırım için mutabakat zaptı.

Commonwealth LNG: Louisiana’daki LNG tesisi projesi ve Aramco Trading’in LNG ve gaz satın alma olasılığı.

Tedarik ve Hizmetler:

SLB, Baker Hughes, McDermott, Halliburton, Nesser, KBR, Flowserve, NOV, Worley ve Fluor gibi ABD’li şirketlerle yüksek kaliteli malzeme ve profesyonel hizmet tedariki için çeşitli anlaşmalar imzalandı.

İleri Seviye Araç Üretimi:

Sciencesko: Karbon fiber ve ileri kompozit malzemelerin yerel üretimini değerlendirmek için mevcut mutabakat zaptı uzatıldı.

Finansal Hizmetler:

Loomis Sayles, Blackstone, PGIM: Varlık yönetimi ve yatırım alanında ortaklık.

JPMorgan: Nakit yönetimi alanında stratejik iş birliği.