THY Teknik AŞ ile Oman Air arasında uçak bakım anlaşması imzalandı

AA
AA
TT

THY Teknik AŞ ile Oman Air arasında uçak bakım anlaşması imzalandı

AA
AA

Türk Hava Yolları (THY) Teknik AŞ ile Umman'ın ulusal hava yolu şirketi Oman Air arasında 10 yıl süreli komponent bakım ve ikame yedek parça desteği anlaşması imzalandı.
THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, yapılan anlaşmayla THY Teknik AŞ, Oman Air'in filosunda yer alan Boeing 737NG ve Boeing B737 MAX uçakları için komponent bakım ve ikame yedek parça desteği sağlayacak ve sahip olduğu tecrübeyi Oman Air filosuna aktaracak.
Açıklamada görüşlerine yer verilen THY Teknik AŞ Genel Müdürü Mikail Akbulut, Oman Air'in komponent bakım ve ikame yedek parça desteği için kendilerini tercih etmesinden duyduğu mutluluğu dile getirerek "Dünyanın birçok farklı bölgesinde bulunan 900'den fazla uçağa komponent bakım ve destek hizmeti sunan bir şirket olarak, Oman Air'in beklentilerini en iyi şekilde karşılayıp bize duyulan güveni boşa çıkarmayacağız." ifadesini kullandı.
Oman Air Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Kaptan Nasser Ahmed Al Salmi ise uçakların bakın ihtiyaçlarının tek merkezden karşılanması noktasında THY Teknik AŞ'ye güvendiklerini belirtti.



Erdoğan ve Netanyahu, ziyaretlerde bulunma ve ortak enerji arama operasyonlarına başlama konusunda anlaştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta İsrail Başbakanı Netanyahu ile bir araya geldi (DPA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta İsrail Başbakanı Netanyahu ile bir araya geldi (DPA)
TT

Erdoğan ve Netanyahu, ziyaretlerde bulunma ve ortak enerji arama operasyonlarına başlama konusunda anlaştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta İsrail Başbakanı Netanyahu ile bir araya geldi (DPA)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York'ta İsrail Başbakanı Netanyahu ile bir araya geldi (DPA)

Türkiye ve İsrail, enerji aramaları için sondaj ağları kurma ve bunları Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırma konusunda anlaştı.

AA’nın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile de karşılıklı ziyaret konusunda anlaştı.

İsrail ve Türkiye geçtiğimiz yıl tam diplomatik ilişkiler yeniden kurulduğundan bu yana ilişkilerini onarmaya çalışıyor.

Erdoğan'ın bu hafta başında New York'ta düzenlenen 78. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturum aralarında Netanyahu ile görüşmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerdeki gelişmenin son adımı oldu.

Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada Netanyahu'yu Türkiye'ye davet ettiğini, daha sonra İsrail'i de ziyaret edeceğini söyledi.

Erdoğan açıklamasında, “İnşallah çok fazla gecikmeden bu adımı atacağız ve birinci derecede enerji konusu olmak üzere İsrail'le enerji sondaj çalışmasını başlatacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı aynı zamanda Türkiye üzerinden Avrupa'ya enerji nakil hatlarını işletmeye başlayacaklarını aktardı.

Erdoğan, Ankara'nın turizm, enerji ve teknoloji alanlarında işbirliği de dahil olmak üzere İsrail ile ortak ticareti geliştirmeye çalıştığını belirtti.

İsrail, doğalgazı Doğu Akdeniz üzerinden taşıyacak bir boru hattı projesi kurmaya çalışıyor. Ekonomik sıkıntılarına çare arayan Türkiye ise, büyük kazançlar getirmesi beklenen bu proje için büyük bir merkez olma arzusunda.


Türkiye, yabancılara yönelik nefret eylemlerini durdurmak için adımları hızlandırdı

İstanbul'daki turistler (Arşiv EPA)
İstanbul'daki turistler (Arşiv EPA)
TT

Türkiye, yabancılara yönelik nefret eylemlerini durdurmak için adımları hızlandırdı

İstanbul'daki turistler (Arşiv EPA)
İstanbul'daki turistler (Arşiv EPA)

Türkiye’de ırkçılıkla mücadele amaçlı atılan adımlar kapsamında, sosyal medya platformları üzerinden Araplara ve yabancılara karşı nefret ve saldırıları teşvik eden grup hesabın yöneticisi gözaltına alındı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamaya göre, sosyal medya platformu X’de (eski adıyla Twitter), Türkiye’ye kaçak yollarla giren Afganların videolarını paylaşan ‘Hudut Namustur’ sayfasının sahibini güvenlik güçleri gözaltına aldı.

Fotoğraf Altı: Aykırı Haber Genel yayın yönetmeni Batuhan Çolak’ın gözaltı süresi 24 saat daha uzatıldı. (Çolak’ın X hesabı)
Aykırı Haber Genel yayın yönetmeni Batuhan Çolak’ın gözaltı süresi 24 saat daha uzatıldı. (Çolak’ın X hesabı)

Şu ana kadar, sosyal medyada kullanılan nefret söylemleriyle halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçlarından 14 ilde 27 şüpheli hakkında gözaltı kararı alındı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da X hesabından yaptığı açıklamada, 14 ilde eş zamanlı operasyonlar kapsamında 27 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. 

Başsavcılık, şüpheliler hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçlardan soruşturma başlattı.

Çarşamba günü gözaltına alınanlar arasında, Suriyeli ve yabancı mültecilerin Türkiye’de bulunmasına karşı çıkmasıyla tanınan, Aykırı Haber Genel yayın yönetmeni Batuhan Çolak da vardı.

Türkiye’deki Suriyeli ve yabancı mültecilere yönelik karşıt söylemleriyle tanınan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, gazeteci Çolak’ın gözaltı kararına tepki gösterdi.

FOTO: İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya. (X hesabı)
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya. (X hesabı)

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre Çolak’ın gözaltı süresi 24 saat daha uzatıldı.

Türkiye’de sosyal medya üzerinden yapılan yoğun provokasyon, Suriyeli mültecileri hedef alarak başlayan ve Arap vatandaşları ve turistleri de kapsayacak şekilde genişleyen saldırılarla eşi benzeri görülmemiş bir artış gösterdi.

Konu, İstanbul’da Faslı bir turistin taksici tarafından darp edilerek öldürülmesi, Trabzon’da Kuveytli turist Muhammed Raşid El-Ajmi’nin dövülmesi ve bazı Yemenli ve Mısırlılara yönelik saldırılara kadar ulaştı.

Birkaç gün önce hükümetin ‘ülkenin demografik olarak işgaline’ son vermediği takdirde, ekim ayından itibaren Türkiye genelinde yabancıları hedef alacağını açıklayan Müdafaa Hareketi’nin sosyal medya hesabının yönetenlerden Rauf Köse gözaltına alındı.

Müdafaa Hareketi, ÖZGÜR DER’in cumartesi günü İstanbul Saraçhane’de düzenlediği ırkçılık karşıtı mitingi provoke etmişti.

FOTO: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. (DPA-Arşiv)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. (DPA-Arşiv)

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, X hesabında sosyal medyaya yönelik gözaltı operasyonlarını eleştirerek şunları yazdı;

“Her geçen gün büyüyen sığınmacı meselesi Türk Milleti’nin ortak kaygısı ve hassasiyetidir. Sürekli yaptığınız gibi insanlarımızın haklı tepkisini bastırarak, konuyu gündeme taşıyanları susturarak, tutuklayarak sorunu çözemezsiniz. Zaten çözmek gibi bir niyetiniz olmadığını da milletimiz artık çok iyi biliyor. Şunu unutmayın ki Türk Milleti’nin demografik geleceği söz konusu olduğunda, milletini seven hiçbir evladımız bu gidişata sessiz kalmaz ve kalmayacaktır.”

Son dönemde yabancıları ve Arap turistleri hedef alan, önce İstanbul’da yoğunlaşan, daha sonra diğer şehirlere yayılan ırkçı saldırılara ilişkin şikayetler arttı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre hükümetin, mart ayı sonunda yapılması planlanan yerel seçimlerden önce uygulamaya başladığı tedbirlerle bağlantılı olarak, ikamet şartlarını ihlal eden binlerce sığınmacı sınır dışı edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ağustos ayında yaptığı bir konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Tarihimizde, kültürümüzde, inancımızda yeri olmayan ırkçılık ve yabancı düşmanlığının toplumumuza sirayet etmesine izin veremeyiz. Asırlardır mazlum ve mağdurların sığınağı olmuş devletimizin tertemiz siciline birkaç kendini bilmezin leke sürmesine göz yumamayız.”


Türkiye, Araplara yönelik nefret ve ırkçılık eylemlerini durdurmak için harekete geçti

Türkiye’den ayrıldıktan sonra Midilli sahiline yanaşan göçmenler (DPA)
Türkiye’den ayrıldıktan sonra Midilli sahiline yanaşan göçmenler (DPA)
TT

Türkiye, Araplara yönelik nefret ve ırkçılık eylemlerini durdurmak için harekete geçti

Türkiye’den ayrıldıktan sonra Midilli sahiline yanaşan göçmenler (DPA)
Türkiye’den ayrıldıktan sonra Midilli sahiline yanaşan göçmenler (DPA)

Araplara ve yabancılara karşı nefret ve ırkçılık eylemlerini durdurmaya yönelik bir hamle olarak değerlendirilen bu hareketle, Suriyeli ve diğer mültecilerin Türkiye’de bulunmasına karşı çıkmasıyla tanınan Aykırı Haber sitesi Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak gözaltına alındı.

Aykırı sitesinde dün yer alan haberde, Çolak’ın dün sabah saatlerinde gözaltına alındığı ve sağlık kontrollerinin ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü bilgisi verildi.

Çolak’ın gözaltı nedeni açıklanmadı.

Batuhan Çolak, bir kadın avukata cinsel saldırı suçundan yargılandığı davada iyi hal indirimi ile 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Türkiye’deki Suriyeli ve yabancı mültecilere yönelik düşmanlığı ve ırkçılığıyla tanınan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, gazeteci Çolak’ın gözaltı kararına tepki gösterdi.

Benzeri görülmemiş bir artış

Türkiye’de sosyal medya üzerinden yapılan yoğun provokasyon, Suriyeli mültecileri hedef alarak başlayan ve Arap vatandaşları ve turistleri de kapsayacak şekilde genişleyen saldırılarla eşi benzeri görülmemiş bir artış gösterdi.

Konu, İstanbul’da Faslı bir turistin taksici tarafından dövülerek öldürülmesi, Trabzon’da Kuveytli turist Muhammed Raşid El-Ajmi’nin dövülmesi ve bazı Yemenli ve Mısırlılara yönelik saldırılara kadar ulaştı.

Birkaç gün önce, hükümet ‘ülkenin demografik olarak işgaline’ son vermediği takdirde, Ekim ayından itibaren Türkiye genelinde yabancıları hedef alacağını açıklayan Müdafaa Hareketi’nin sosyal medya hesabının yönetenlerden Rauf Köse gözaltına alındı.

Müdafaa Hareketi, ÖZGÜR DER’in Cumartesi günü İstanbul Saraçhane’de düzenlediği ırkçılık karşıtı mitingi provoke etmişti.

sxdf
Geçen ay Yunanistan ile Türkiye arasındaki sınır bölgesinde yakalanan göçmenler (AFP)

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Müdafa Hareketi’nin sosyal medya hesabından yapılan paylaşımla ilgili, ‘Kanunlara uymamaya tahrik’ suçundan soruşturma başlattı.

Başsavcılık tarafından yapılan açıklamada, “Adı geçen sosyal medya adresinin kullanıcıları, organizatörleri ile tüm bileşenlerinin tespiti için ilgili kolluk birimlerine gerekli talimatlar verilmiştir” denildi.

Müdafa Hareketi’nin bildirisinde şu ifadelere yer verilmişti;

“Ekim ayından itibaren istanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Antalya, Mersin, Adana, Hatay, Samsun, Gaziantep illerimiz başta olmak üzere ülkemizin demografik olarak işgal, kültürel olarak istila edilişine karşı milli cemiyetler tarafından Milli Müdafaa mitingleri düzenlenecektir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ağustos ayında yaptığı bir konuşmada, insan kaçakçılarına karşı alınan tedbirleri içeride ve sınır hattında artırdıklarını dile getirdi.

Erdoğan konuşmasında ayrıca şunları söyledi;

“Yılbaşından bu yana 143 bin düzensiz göçmenin ülkemize girişini engelledik. Kaçak olarak ülkemizde bulunan veya suça bulaşanları da tespit ediyor ve süratle sınır dışı ediyoruz. Tarihimizde, kültürümüzde, inancımızda yeri olmayan ırkçılık ve yabancı düşmanlığının toplumumuza sirayet etmesine izin veremeyiz. Asırlardır mazlum ve mağdurların sığınağı olmuş devletimizin tertemiz siciline birkaç kendini bilmezin leke sürmesine göz yumamayız.”

Son dönemde yabancıları ve Arap turistleri hedef alan, önce İstanbul’da yoğunlaşan, daha sonra diğer şehirlere yayılan ırkçı saldırılara ilişkin şikayetler arttı.

Hükümetin, Mart ayı sonunda yapılması planlanan yerel seçimlerden önce uygulamaya başladığı tedbirlerle bağlantılı olarak, ikamet şartlarını ihlal eden binlerce sığınmacı sınır dışı edildi.


İstanbul'da kaydı bulunmayan Suriyeliler için süre uzatımı olmayacak

(AA)
(AA)
TT

İstanbul'da kaydı bulunmayan Suriyeliler için süre uzatımı olmayacak

(AA)
(AA)

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı, başka illerde kayıtlı olmalarına rağmen kendilerine tanınan sürede İstanbul'dan ayrılmadığı tespit edilen geçici koruma kapsamındaki Suriyelilere 24 Eylül Pazar gününden itibaren ilgili yaptırımların uygulanacağını bildirdi.

Göç İdaresi Başkanlığının açıklamasında, İstanbul Valiliğince 28 Temmuz 2023'te yapılan duyuruda, il dışında kayıtlı olmalarına rağmen halihazırda İstanbul'da bulunan geçici koruma kapsamındaki Suriye uyruklu yabancıların 24 Eylül 2023'e kadar kayıtlı oldukları illere dönmeleri gerektiğinin belirtildiği hatırlatıldı.

Geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin 24 Eylül Pazar gününe kadar kayıtlı oldukları illere dönmek üzere İstanbul İl Göç İdaresi Müdürlüğüne başvurmaları halinde kendilerine yol izin belgesi verileceği aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Bu süre uzatılmayacaktır. 24 Eylül 2023 itibarıyla Valiliğimiz tarafından yapılacak denetimlerde, İstanbul'da yasal kalış hakkı olmadığı halde kendilerine tanınan süre sonunda ilimizden ayrılmadığı tespit edilen geçici koruma kapsamındaki Suriye uyruklu yabancılar, Geçici Barınma Merkezlerine alınarak, kayıtlı oldukları illerde kalmaları amacıyla 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ve Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamında idari yükümlülükler getirilerek öngörülen yaptırımlar uygulanacaktır.

Açıklamada, 6 Şubat'taki depremlerden etkilenen illerden gelen ve kendilerine daha önce yol izin belgesi verilen geçici koruma kapsamındaki Suriye uyruklu yabancıların ise ikinci bir duyuruya kadar İstanbul'da kalışlarına izin verileceği duyuruldu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı Enver'den ayrımcılığa karşı ortak açıklama

(AA)
(AA)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı Enver'den ayrımcılığa karşı ortak açıklama

(AA)
(AA)

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu'na katılmak üzere New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı Enver, "Müslümanlara ve Kutsallarına Karşı Artan Nefret, Hoşgörüsüzlük, Ayrımcılık ve Şiddet Eylemleri"ne ilişkin ortak açıklama yaptı.

BM Genel Kurulu'nun 78. Oturumunun Üst Düzey Oturumu marjında 20 Eylül'de New York'ta bir araya gelindiği anımsatılan ortak açıklamada, başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinde Müslümanlara ve kutsallarına karşı artış eğilimindeki nefret, hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve şiddet eylemlerinin ürkütücü boyutlara ulaştığı derin bir endişeyle ifade edildi.

Müslümanlara yönelik yabancı düşmanlığı, olumsuz profilleme, önyargıyla şekillenen,
karakterize olan yeni bir ırkçılık biçiminin ortaya çıktığı kaydedilen açıklamada, İslam İşbirliği Teşkilatının 21 Eylül'de New York'ta düzenlenecek Yıllık Koordinasyon Toplantısı'nda, Kur'an-ı Kerim nüshalarının yakılmasının önlenmesi konusunun görüşüleceği belirtildi.

Terörizm ve şiddete varan aşırıcılığın, herhangi bir din, millet, medeniyet veya etnik grupla ilişkilendirilemeyeceği ve ilişkilendirilmemesi gerektiği vurgulanan açıklamada, 15 Mart'ın "İslam Karşıtlığıyla Mücadele Uluslararası Günü" kabul edilmesi hakkındaki 76/254 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararının kabulü memnuniyetle karşılandı.

"Bu tür eylemlerin barış için bir tehdit oluşturduğunun altını çiziyoruz"

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 53. oturumu sırasında, Kur'an-ı Kerim'e yönelik tekrarlanan saygısızlıklarla kendini gösteren kasıtlı ve aleni dini nefret eylemlerindeki endişe verici artışın tartışıldığı ve kutsal kitapların yakılmasını dini nefret olarak tanımlayan kararın kabul edildiği acil oturumun da memnuniyetle karşılandığı aktarılan açıklamada, BM Genel Kurulu'nun 25 Temmuz'da kabul ettiği "Nefret Söylemiyle Mücadelede Dinler ve Kültürler Arası Diyalog ve Hoşgörünün Teşvik Edilmesi"ne ilişkin kararı anımsatıldı.

Bu kararın, dinleri veya inançları temelinde kişilere yönelik her türlü şiddet eylemini ve dini sembollerine, kutsal kitaplarına, ibadet yerlerine, dini mekanlarına ve mabetlerine yönelik eylemleri uluslararası hukuka aykırı olarak nitelediği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyinin 31 Temmuz 2023 tarihli 18. Olağanüstü Oturumu'nda kabul edilen ve İslam'ı karalama kampanyasının yoğunlaşmasının yanı sıra İslam dininin sembollerine karşı şiddet, yabancı düşmanlığı eylemleri ve bunlarla bağlantılı hoşgörüsüzlüğün kışkırtılmasından duyulan endişeyi ifade eden kararı hatırlatarak, dini nefret, ırkçılık, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı niteliğindeki bu tür eylemlerin barış için bir tehdit oluşturduğunun ve şiddet kültürünü teşvik ettiğinin altını çiziyoruz.

"Saldırganlığı teşvik eden popülist söylemleri en güçlü şekilde kınıyoruz"

"Son dönemde bazı Avrupa ülkelerinde ifade özgürlüğü kisvesi altında Kur'an-ı Kerim nüshalarının yakıldığı olayların yanı sıra İslam'a ve Müslümanlara yönelik istismar, nefret söylemi ve saldırganlığı teşvik eden popülist söylemleri en güçlü şekilde kınıyoruz" ifadesi kullanılan açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinin 16/18 sayılı kararının tam ve etkili bir şekilde uygulanması için en üst düzeyde siyasi taahhüdün temel rolünü bir kez daha hatırlatıyor ve devletleri, din veya inanca dayalı şiddete teşvikin suç sayılmasının önemine özel dikkat göstermeye ve hesap verilebilirliği temin etmeye yönelik acil adımlar atmaya teşvik ediyoruz. Dinler ve inançların zenginliğini ve insan haklarına saygıya dayalı bir hoşgörü ve barış kültürünü teşvik etmek amacıyla küresel diyaloğu canlandırmaya yönelik güçlendirilmiş çabalar hakkındaki 76/254 sayılı Birleşmiş Milletler kararında yer alan çağrıyı yineliyor, hükümetler de dahil olmak üzere ilgili tüm paydaşlara, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve nefret söyleminin uluslararası insan haklarına uygun olarak ele alınmasına yönelik çabaları artırmaları yönünde çağrıda bulunuyoruz.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları temsilcilerini kabul etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları temsilcilerini kabul etti
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları temsilcilerini kabul etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları temsilcilerini kabul etti

Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kuruluna katılmak üzere New York'ta bulunan Erdoğan, Türkevi'nde temaslarını sürdürüyor.

Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. Görüşme basına kapalı gerçekleşti.


Hazine ve Maliye Bakanlığı, Bakan Şimşek'in arkadaşına arazi satıldığı iddialarını yalanladı

Mehmet Şimşek (AA)
Mehmet Şimşek (AA)
TT

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Bakan Şimşek'in arkadaşına arazi satıldığı iddialarını yalanladı

Mehmet Şimşek (AA)
Mehmet Şimşek (AA)

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın sosyal medya hesabından, bir gazetede yer alan "Milyarlık arazi Şimşek'in dostuna" başlıklı habere ilişkin açıklama yapıldı.

Açıklamada, habere konu olan ihalenin gerçekleştiği tarihin 13 Nisan 2023 olduğu belirtilerek, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in söz konusu tarihte Bakanlık görevini icra etmediği gibi Türkiye'de de bulunmadığı bildirildi.

Ayrıca, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in bakanlığa atandığı ilk gün olan 4 Haziran'da Bakanlığın birimleri ile bağlı kurum ve kuruluşların üst düzey bürokratlarına net bir talimat verdiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

Bakan Şimşek, bu talimatıyla 'Mezardan babam çıkıp gelse dahi benim akrabalarım ya da arkadaşım olduğunu ifade eden hiç kimseye kamuda ayrıcalık tanınmayacaktır.' ifadesini açıkça belirtmiştir. Bu yaklaşım, Hazine ve Maliye Bakanı'mız Sayın Mehmet Şimşek'in geçmiş 11 yıllık bakanlığı döneminin net bir duruşudur. Bu çerçevede, bir fotoğraf karesi ve zorlama bir ifadeyle 'arkadaşı olduğu için bu araziyi aldı' imasıyla yapılan bu haber kesinlikle doğru değildir. Bir fotoğraf karesiyle oluşturulmak istenen algı gazetecilik etiğine de aykırıdır. Ayrıca, haberi yapan gazeteci bizi arayıp haberin doğru olup olmadığını sormamıştır. Gazeteciliğin en temel unsuru olan 5N1K kuralına uyulmadan sadece 'çamur at izi kalsın' mantığıyla yapılan bu haber gazetecilik değildir. Bu gazeteci, masa başında kendi hikayesini yazarak bilinçli bir şekilde kamuoyunu yanıltma yoluna gitmiştir. Bu haberi kaynağına sormadan yapan gazeteci hakkında gerekli hukuki süreç başlatılacaktır.


Fransız dergisi Historia: Atatürk'ün izinden giden Erdoğan, Kemalist mirası dünya görüşüne göre yeniden yazıyor

Fransız tarih dergisi Historia, cumhuriyetin 100. yılı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk algısını da konu edindi (AA)
Fransız tarih dergisi Historia, cumhuriyetin 100. yılı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk algısını da konu edindi (AA)
TT

Fransız dergisi Historia: Atatürk'ün izinden giden Erdoğan, Kemalist mirası dünya görüşüne göre yeniden yazıyor

Fransız tarih dergisi Historia, cumhuriyetin 100. yılı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk algısını da konu edindi (AA)
Fransız tarih dergisi Historia, cumhuriyetin 100. yılı ve Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Atatürk algısını da konu edindi (AA)

Dora Mengüç

Fransa'da yayımlanan tarih dergisi Historia son sayısında Türkiye'nin 100. yılından hareketle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü kapağına taşıdı. Dergi "1923-2023. Atatürk adıyla anılan Mustafa Kemal'in yarattığı Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılı" başlığını attı. Atatürk için "Türklerin Babası" yorumu yaptığı Eylül 2023 sayısının kapağında "Yüz yıl önce Atatürk modern Türkiye'yi inşa etti" ifadesini kullandı.

Independent Türkçe

Historia son sayısının neredeyse tamamını ayırdığı Atatürk ile ilgili yazarlar ve akademisyenlerin çeşitli görüş ve eleştirilerine yer verdi, "Moderni yaratan adamın gidişatına ve eylemine bakıyoruz" diyerek kuruluşunun 100. yılını kutlacak Türkiye Cumhuriyeti'nin dünden bugüne gelişim ve değişimini ele aldı.

(Wikipedia)
(Wikipedia)

Fransız tarih dergisi "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'si Cumhuriyetin 100. yılını kutlarken Historia, 'Türklerin babası' Atatürk olarak bilinen vesayet sahibi Mustafa Kemal'e geri dönüyor" ifadelerine yer verdi. Dergide yer alan yazıların sorduğu sorular Türkiye'nin dünü ile bugünü arasındaki yola işaret ediyor:

Atatürk, büyük bir reformcu olarak hem Türkleşmiş hem de Batılılaşmış ülkesini moderniteye sağlamlaştırdı. 1920'deki aşağılayıcı Sevr Antlaşması'ndan sonra Türk milleti nasıl inşa edildi? Kemal'in politikası nasıl belirleyici oldu? Simgenin arkasındaki adam kimdi? Bu mirasa Türk devletinin şu anki başkanı tarafından sorgulanmasına rağmen neden hala sahip çıkıldığını anlamak için en iyi uzmanlar tarafından yazılmış aydınlatıcı bir rapor sunuyoruz"

Atatürk'e övgü ve yergi

Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih içindeki varlığı ile "Kırılgan Kemalist Miras", "Modern Türkiye'nin mucidi Atatürk", "Kartların Ustası Atatürk", "Batı'ya doğru", "Otoriter Cumhuriyetçi", "Sorumlu ama suçlu değil", "İslam gözetim altına alındı", "Efsanenin arkasında", "Avrupalılar Atatürk bilmecesiyle karşı karşıya" ve "Türk yüzyılı hayali" gibi faklı başlık ve konular altında Atatürk'ü inceleyen yazıların yayımlandığı dergide Gazi'ye yönelik övgüler kadar sert eleştiriler de yer alıyor. 

"Batılılaşmış Türkiye'nin temelini attı"

Historia'daki "100 yıl önce Atatürk modern Türkiye'yi icat etti" başlıklı yazıda Mustafa Kemal Atatürk'ün batılılaşmış Türkiye'nin temellerini attığı anımsatılıyor. "Dünya savaşının sonunda ve asırlık bir rejimin çöküşünde, Osmanlı ordusunda görev yapan genç bir subay, Müttefiklere karşı galip geldi ve hem “Türkleşmiş” hem de Batılılaşmış yeni bir Türkiye'nin temellerini attı" cümlelerine yer veriliyor. 

(Wikipedia)
(Wikipedia)

Mustafa Kemal Atatürk'ün reformcu kişiliği ön plana çıkartılıyor. Türkiye'nin Sevr Anlaşması'ndan Lozan'a uzanan kuruluş yolculuğu ise şu cümlelerle özetleniyor:

Küçük bir ordunun lideri olan Kemal, buradan itibaren Tarihin gidişatını tersine çevirecek ve 1923'te ilan edilen, yeni Cumhuriyet'in çok daha lehine olan yeni bir barış anlaşmasını dayatacaktır" 

Anıtkabir vurgusu, "diktatör" ve "popüler tarikat" benzetmeleri

Historia dergisinde Le Monde gazetesinde de makalelerine yer verilen Fransız gazeteci Marc Semo'nun "Modern Türkiye'nin mucidi Atatürk" başlıklı makalesinde ise Anıtkabir için "Ankara'da resmi ziyaretler için zorunlu uğrak yer" ifadesi kullanılıyor. 

PeyzaX
(PeyzaX)

Lenin ve Mao'ya dair büst ve portreler kendi ülkelerinde kaybolurken Atatürk için durumun tam tersi olduğunun altı çiziliyor, bununla birlikte Türkiye'de Gazi'ye yönelik ilgi "popüler tarikat" olarak yorumlanıyor:

Sade gri taş bir bina, Atatürk'ün - 'Türklerin babası', daha doğrusu Meclis tarafından kendisine 1934'te verilen 'Türk-baba' unvanının mozolesi - Ankara'nın eski merkezine hakim... Ve Atatürk'ün zorunlu uğrak yeri olmaya devam etmekte. Resmi ziyaretlerde tüm devlet başkanları veya yabancı hükümet temsilcileri buraya geliyor. 2017'de 'Atatürk'ün biyografisi' kitabının yazarı Fabrice Monnier, 'Dünya tarihindeki benzersiz bir gerçek, ortadan kaybolmasının üzerinden yarım yüzyılı aşkın bir süre geçmesine rağmen, bir diktatörün hayattayken olduğu gibi neredeyse aynı resmi ve popüler tarikata bağlı olmaya devam etmesi' diye belirtiyor. Lenin ve Mao'nun büst ve portreleri kendi ülkelerinde neredeyse yok oldu. Atatürk'ün heykelleri hala Türk kasaba ve köylerinde, her yerde duruyor. Sivil kıyafetli veya üniformalı portreleri tüm resmi binalarda asılı. Jakoben modelden esinlenerek Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkıntıları üzerinde laik bir cumhuriyet kuran general, her yerde varlığını sürdürüyor.

"Büyük reformcu aşağılayıcı Sevr Antlaşması'ndan sonra Türk milletini nasıl inşa etti?"

Historia dergisinin ele aldığı konulardan biri de Türkiye'nin Lozan Antlaşması'na giden yolda neler yaşadığı ile alakalı:

1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu sonsuz görünüyordu. Ancak Sevr Antlaşması (1920) ile mağlup edilen bu ülkenin fiilen ortadan kalkacağı öngörülüyordu.  Atatürk daha sonra 1923 Lozan Antlaşması ile geçerli olan Türkiye sınırlarını zorla yeniden çizecekti"

Cumhuriyetin kuruluşuna "sancılı doğum" benzetmesi

Historia dergisindeki "Batıya doğru!" başlıklı makalede ise Mustafa Kemal'in hantal Osmanlı hanedanından kurtulduğu, yeni toplum projesini açıklarken, ülkenin dindarlarını dehşete düşürdüğü yorumuna yer veriliyor. 

Wikipedia
(Wikipedia)

Cumhuriyetin ilanı ise "sancılı doğum" diye niteleniyor:

Genç general Mustafa Kemal, Türk direnişinin örgütleyicilerinden biriydi. Türkiye'de modernlik çağı 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanıyla başlamıştır. 12 milyon Türk vatandaşını şaşırtan sancılı bir doğum... Bu 'Yukarıdan devrim', popüler bir kahraman ve benzersiz bir stratejist olan Kemal'in izinden giden bir grup üst düzey subay ve birkaç ilerici entelektüel tarafından istendi ve dayatıldı

Aynı yazıda Atatürk için "Temelde anti-komünist olmasına rağmen, Rus Bolşeviklerle ittifak kurarak onlardan silah ve mühimmat almakta bir an için tereddüt etmiyor" değerlendirmesi yapılıyor.

"1919'dan 1922'ye kadar Yunan işgalcilere karşı yürütülen çatışma sırasında, Lozan Antlaşması ve modern Türk devletinin kuruluşuyla sonuçlanan 'bağımsızlık savaşı' esnasında Mustafa Kemal, pragmatizmin sayısız örneğini verdi" ifadesi dikkat çekiyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün İslam ile ilgili ilişkisi hakkında  "Ülkenin yeni lideri, dini milliyetçi amaçlar için kullandıktan sonra, 1924'ten sonra onu nasıl susturacağını da biliyordu" yorumuna yer verilen "İslam gözetim altına alındı" başlıklı yazıda ise Atatürk'ün din ile bağlantısının günümüzde de tartışmalı bir konu olduğu iddia ediliyor:

Atatürk'ün genelde din, özelde ise İslam'la bağlantısı hala tartışmalı bir konu. Bazıları için Cumhuriyetin kurucusu, ateşli bir uygulayıcı olmasa da yine de İslam'ın simgelerine özel bir önem veren  inançlı bir Müslümandı. Bazıları için ise Mustafa Kemal bir agnostik, hatta bir ateistti; yalnızca dinin siyasi yaşamdaki yaygınlığına karşı mücadele etmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumdaki dini inançları yok etmeye de çalışıyordu"

Atatürk'ün güvendikleri...

Eylül ayı sayısının büyük bölümünü Mustafa Kemal Atatürk'e ayıran Historia dergisinde, Gazi'nin silah arkadaşlarıyla ilişkisi de ele alınıyor. 

(Atatürk Ansiklopedisi)
(Atatürk Ansiklopedisi)

Atatürk'ün hem askeri hem siyasi kariyeri boyunca İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak'a güvenebildiği öne sürülüyor:

Kurtuluş Savaşı'nın (1919-1922) Türk kahramanları, üç büyük şahsiyeti, Mustafa Kemal Atatürk ve onun neredeyse bambaşka egoları olan iki baş teğmeni Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü'dür. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'nin yenilgiyi teyit etmesi üzerine Mustafa Kemal, Suriye'yi İngilizlere karşı savunan 7. Osmanlı Ordusu'nun komutanlığını yaptı. 1938'deki ölümüne kadar en yakın işbirlikçileri olacak diğer iki subayla da bu cephede yakın ilişki kurdu. Onlar da kendisi gibi Harp Okulu mezunu Fevzi ve İsmet'tir. Her ikisi de çok dindar olsalar da, dindar olmasalar da, Osmanlı İmparatorluğu'nun haritadan silinme tehlikesi altında batılılaşması gerektiği yönündeki inancını paylaşıyorlardı"

Atatürk ve Osmanlı

Fransız dergisi Historia'da Atatürk ile ilgili ele alınan konulardan biri de Osmanlı Hanedanı ile kurduğu ilişki üzerine:

Mustafa Kemal'in siyasi emelleri, Ekim 1918'de, mütareke arifesinde VI. Mehmed'e yazdığı bir mektupta gün yüzüne çıktı. Genç general, Savaş Bakanı olma arzusunu dile getiriyordu. Sultan, siyasete bu girişi reddederek, Mustafa Kemal'in gelecekteki kararlarına damgasını vuracak bir düşmanlığı serbest bıraktı. Mehmed'in kendisini ölüm cezasına çarptırmasının ardından Kemal, 1299'dan bu yana imparatorluğu yöneten Osmanlı hanedanına 1922'de son vermekte hızlı davrandı

Erdoğan selefinin izinde

Atatürk'ün anısının günümüzde Türk hukuku tarafından korunduğunu belirten Historia dergisi,  25 Temmuz 1951'de "Atatürk'e karşı işlenen suçlara ilişkin kanun" çıkarıldığını hatırlatıp şu ifadeleri kullanıyor: 

Özellikle, anısına alenen hakaret eden veya küfreden herkesin bir ila üç yıl hapis cezasına çarptırılma riskiyle karşı karşıya olduğunu şart koşuyor... Bu nedenle, onun yaşam tarzı ve maceraları hakkındaki bilgiler ancak 1938'deki ölümünden sonra filtrelenmeye başladı

Dergi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da Mustafa Kemal Atatürk'ün izinden gittiğini ancak bunu aynı anlamda yapmadığı tespiti yapıp şu ifadeyi kullanıyor:

Erdoğan, selefinin izinden giderek, -ancak aynı anlamda olmasa da- yeni bir ulusal anlatı inşa etmeye çalışıyor. Erdoğan, üçüncü cumhurbaşkanlığı zaferine dayanarak 29 Ekim'de Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılını büyük bir tantanayla kutlamayı planlıyor. Ancak Atatürk'le ilişkileri de aynı derecede çelişkili: Hilafeti ortadan kaldıran ve laikliği kuran kâfiri aşağılasa da, milleti yaratan generale hayran kalmaya devam ediyor. Dolayısıyla Erdoğan, Kemalist mirasın bir parçası ve onu kendi dünya vizyonu ışığında yeniden yazıyor. Böylece Atatürk tarafından müzeye dönüştürülen Ayasofya, 2020 yılında yeniden ibadete açılmış ve Erdoğan, buradaki ilk büyük namazı kutlamak için Lozan Antlaşması'nın yıl dönümü olan 24 Temmuz'u seçmişti.

Independent Türkçe 


Dışişleri Bakanlığından, Süleymaniye'deki Arbat Havalimanı'na yapılan İHA saldırısına ilişkin açıklama

(AA)
(AA)
TT

Dışişleri Bakanlığından, Süleymaniye'deki Arbat Havalimanı'na yapılan İHA saldırısına ilişkin açıklama

(AA)
(AA)

Dışişleri Bakanlığı, Süleymaniye'deki Arbat Havalimanı'na yapılan İHA saldırısı hakkında, "Türkiye, hem Irak Merkezi Hükümetinden hem IKBY makamlarından PKK ve uzantılarını terör örgütü olarak tanımasını ve terörizmle samimi ve somut şekilde mücadele etmesini beklemektedir" açıklaması yaptı.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Irak'ta, PKK terör örgütü ve uzantılarının özellikle ülkenin kuzeyinde yoğunlaşan terör faaliyetlerinin ve bilhassa Suriye ile Irak arasında oluşturulan terör koridorundaki hareketliliğin yakından izlendiği belirtildi.

Süleymaniye'de bulunan Arbat Havalimanı'nda 18 Eylül'de meydana gelen patlamayla ilgili gelişmelerin dikkat çekici olduğuna işaret edilen açıklamada, "Patlama esnasında, KYB'ye bağlı 'Terörle Mücadele Grubu' mensuplarının PKK/YPG'li teröristlerle birlikte talim yapmakta oldukları anlaşılmaktadır. Bu gelişme, KYB’ye bağlı bazı güvenlik unsurlarının terör örgütü üyeleriyle işbirliğini açıkça ortaya koymuş olması bakımından vahimdir" ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

Yaşanan bu son olayla, terör örgütünün halkını adeta rehin aldığı Süleymaniye’ye yönelik tedbirlerimizin ne denli isabetli olduğu da bir kez daha teyit edilmiştir. Türkiye, hem Irak Merkezi Hükümetinden hem IKBY makamlarından PKK ve uzantılarını terör örgütü olarak tanımasını ve terörizmle samimi ve somut şekilde mücadele etmesini beklemektedir.


Aliyev, BM Genel Kurulu'ndaki hitabı dolayısıyla Erdoğan'a teşekkür etti

İlham Aliyev (AA)
İlham Aliyev (AA)
TT

Aliyev, BM Genel Kurulu'ndaki hitabı dolayısıyla Erdoğan'a teşekkür etti

İlham Aliyev (AA)
İlham Aliyev (AA)

Azerbaycan Cumhurbaşkanı, X hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

Aziz kardeşim. BM Genel Kurulu'ndaki hitabınızda Azerbaycan'a verdiğiniz destek için teşekkür ediyorum. Her zaman olduğu gibi bugün de kardeş Türkiye Azerbaycan'ın yanındadır ve hak davamıza destek veriyor. Azerbaycan ve Türkiye iyi günde de kederli anlarda da daima birliktedir. Uluslararası kuruluşlarda her zaman birbirimizin haklı tutumlarını savunuyoruz. Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimiz stratejik müttefiklik seviyesine yükseldi. Siz de ben de Azerbaycan'ın Ulusal Lideri Haydar Aliyev'in kardeşliğimizin sembolü olan 'tek millet, iki devlet' sözlerini daima hatırlayarak Azerbaycan ile Türkiye arasındaki sarsılmaz birliği yeni zirvelere taşıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu'ndaki hitabında "Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. Ermeniler dahil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması öncelikli hedefimiz olmalıdır. 'Tek millet, iki devlet' şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz" ifadelerini kullanmıştı.