Mısır’da nükleer santral konusunda daha kapsamlı bir yol izleniyor

Rosatom’a ilk elektrik santrali için ruhsat verildi.

Mısır ve Rusya liderleri, ed-Daba nükleer santralinin inşaası için Kahire’de anlaşma imzalandı. (Arşiv)
Mısır ve Rusya liderleri, ed-Daba nükleer santralinin inşaası için Kahire’de anlaşma imzalandı. (Arşiv)
TT

Mısır’da nükleer santral konusunda daha kapsamlı bir yol izleniyor

Mısır ve Rusya liderleri, ed-Daba nükleer santralinin inşaası için Kahire’de anlaşma imzalandı. (Arşiv)
Mısır ve Rusya liderleri, ed-Daba nükleer santralinin inşaası için Kahire’de anlaşma imzalandı. (Arşiv)

Rus şirketi Rosatom, Mısır ed-Daba nükleer santralinde ilk nükleer üniteyi inşa etme ruhsatının verilmesini ‘önemli bir adım’ olarak nitelendirirken bunun inşaat çalışmalarının başlamasının önünü açtığını vurguladı. Ed-Daba, Mısır tarafından inşaatı başlatılan ilk nükleer santral olma özelliğini taşıyor. Santral, başkent Kahire’nin yaklaşık 300 km kuzeybatısında, Akdeniz kıyısındaki Mersa Matruh şehrinde inşa ediliyor. Mısır Nükleer ve Radyolojik Düzenleme Kurumu (ENRRA) iki gün önce, ed-Daba nükleer santralinde ilk elektrik ünitesinin inşası için onay verdi.
Rus devletine bağlı nükleer enerji şirketi Rosatom’un Genel Müdürü Alexey Likhachev dün şu açıklamada bulundu:
“Ed-Daba nükleer santrali, Afrika Kıtası’nda neslinin ilk örneği olacak. Ayrıca ülkeye, bölgedeki teknolojik önderliğini güçlendirmesi için de bir temel sağlayacak.”
Mısır, Rusya ile iş birliği içinde, her biri bin 200 megavat kapasiteli 4 nükleer reaktörden oluşan ve toplam 4 bin 800 megavat güç sağlayacak ed-Daba santralini inşa ediyor. Rosatom’a bağlı mühendislik birimi Atomstroyexport’ta Nükleer Santraller İnşaatı Projeleri Yönetimi’nde Başkan Yardımcısı Alexander Korchagin açıklamasında şunları söyledi:
“Ruhsat belgelerini hazırlarken harika bir iş çıkardık. Bu da doğal olarak, Mısır düzenleyici otoritesi tarafından bir inşaat ruhsatı verilmesiyle sonuçlandı. Şimdi bizi, ilk güç ünitesinde beton dökümünün başlaması ve inşa sürecinin aktif aşamasına geçiş dahil olmak üzere başka iddialı görevler bekliyor.”
Kahire ile Moskova arasında 2017 yılında ed-Daba nükleer santralinin kurulması için bir anlaşmaya varıldı. İmzalanan anlaşmalar, Rusya’nın tesisin inşası için faaliyete geçmesini, tesisin işletilmesi süresince nükleer yakıt tedariki sağlamasını, santralin faaliyete geçtiği ilk 10 yıl boyunca işletme ve bakımına destek olmasını ve Rus tarafının kullanılmış nükleer yakıtı depolamak üzere bir tesis inşa etmesini içeriyordu. Mısırlı yetkililere göre nükleer santralin ilk kısmının ve deneme süresinin 2026 yılına kadar tamamlanması bekleniyor.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.