Mısır, COP27 konferansında su ve iklim konularını entegre edecek

Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad, Avustralyalı meslektaşı Tanya Plibersek ile dün Lizbon’da bir araya geldi. (Mısır Hükümeti)
Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad, Avustralyalı meslektaşı Tanya Plibersek ile dün Lizbon’da bir araya geldi. (Mısır Hükümeti)
TT

Mısır, COP27 konferansında su ve iklim konularını entegre edecek

Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad, Avustralyalı meslektaşı Tanya Plibersek ile dün Lizbon’da bir araya geldi. (Mısır Hükümeti)
Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad, Avustralyalı meslektaşı Tanya Plibersek ile dün Lizbon’da bir araya geldi. (Mısır Hükümeti)

Mısırlı yetkililer ve çeşitli ülkelerden meslektaşları ile birlikte, başta kasım ayında Mısır’ın Şarm eş-Şeyh şehrinin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı (COP27) olmak üzere yaklaşan uluslararası etkinliklerde su ve iklim değişikliği dosyasını öne çıkarmak için çalışıyor. Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Muhammed Abdulati, ekim ayında düzenlenecek 5’inci Kahire Su Haftası etkinlikleri ve COP27 konferansının yanı sıra gelecek yıl mart ayında New York’ta düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler 10 Yıllık Eylem Planı Orta Vadeli Kapsamlı Gözden Geçirme Konferansı’nda iklim değişikliklerinin su üzerindeki etkisinin gösterilmesinin önemini vurguladı. Abdulati dün bir sonraki iklim konferansındaki başkanlığına ilişkin program kapsamında planlanan Uluslararası Su Konferansı’na hazırlık için Yönlendirme Komisyonu’nun ilk toplantısına başkanlık etti. Toplantıya Mısır, İngiltere, Almanya, Hollanda ve Tacikistan’dan komite üyelerinin yanı sıra Gıda ve Tarım Örgütü, Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu, Stockholm Uluslararası Su Enstitüsü, Uluslararası Su Yönetimi Enstitüsü ve diğer kurumlar dahil olmak üzere etkinliğe sponsor olan birçok uluslararası kuruluşun temsilcileri katıldı.
Abdulati açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Çok sayıda Arap ve Afrika su bakanı, 5’inci Kahire Su Haftası etkinliklerine katılmaya davet edildi. Su Haftası için, su kıtlığı olan ülkelerin tavsiyelerini Birleşmiş Milletler 10 Yıllık Eylem Planı Orta Vadeli Kapsamlı Gözden Geçirme Konferansı’nda ele almak üzere ikinci üst düzey oturum gibi bir dizi adımı içermesi kararlaştırıldı. Ayrıca 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı hazırlıkları için bir dizi toplantı planlandı.”
Bakan COP27 başkanlığı programı kapsamında suyla ilgili faaliyetlerin hazırlandığını da sözlerine ekledi. Bu bağlamda, su konusuna ayrılacak günde çok sayıda üst düzey devlet adamının katılımını sağlamak için hazırlık yapıldığını kaydetti. Mısırlı Bakan, ülkesinin COP27 günlerinde 30’dan fazla uluslararası kuruluşla iş birliği içinde düzenlenecek olan bir uluslararası su konferansı düzenleme sürecine de öncülük ettiğini bildirdi.
Mısır’ın su dosyası ve iklim eylemi entegre etme çabaları kapsamında, su alanında iklim değişikliklerine uyum sağlamak amacıyla bir dizi kuruluş ve kalkınma ortağıyla iş birliği içerisinde uluslararası bir girişim başlatmak için hazırlıkların sürdüğünü açıkladı. Söz konusu girişim için 15 Haziran’da Almanya’nın Bonn şehrinde Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nde düzenlenen Bonn İklim Değişikliği Konferansı’nda girişimin sunulduğunu belirtti.
Diğer yandan Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmine Fuad, Lizbon’da düzenlenen 2022 BM Okyanuslar Konferansı’nda Avustralyalı meslektaşı Tanya Plibersek ile bir araya geldi.
Mısır’dan yapılan açıklamada, iki bakanın iklim değişikliğine uyumu, su yönetimini ve tek kullanımlık plastik poşetlere alternatif üretim teknolojisi ile biyoçeşitliliğin korunmasının yanı sıra Mısır’ın COP27 konferansına ev sahipliği yapılması ile iklim eylemi gündemini destekleme konularında ikili iş birliğini görüştüler.
Fuad, ülkesinin konferansı alınan kararları uygulamaya koymak, Glasgow’daki bir önceki konferansta verilen taahhütleri formüle etmek ve iklim eylemi hamlelerini dengeli bir şekilde sürdürmek üzere çalışmakta kararlı olduğunu söyledi.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.