Tunceli'deki Afgan çobanlar, neler yaptıklarını ve gelecek planlarını AFP'ye anlattı: 'Zorunda kalmadığı sürece kimse ülkesini terk etmez'

20 yaşındaki Afgan çoban Hafız Hasimi Meymene, yakın zamanda ülkesine dönmek istediğini belirtti (AFP)
20 yaşındaki Afgan çoban Hafız Hasimi Meymene, yakın zamanda ülkesine dönmek istediğini belirtti (AFP)
TT

Tunceli'deki Afgan çobanlar, neler yaptıklarını ve gelecek planlarını AFP'ye anlattı: 'Zorunda kalmadığı sürece kimse ülkesini terk etmez'

20 yaşındaki Afgan çoban Hafız Hasimi Meymene, yakın zamanda ülkesine dönmek istediğini belirtti (AFP)
20 yaşındaki Afgan çoban Hafız Hasimi Meymene, yakın zamanda ülkesine dönmek istediğini belirtti (AFP)

Fransız haber ajansı AFP, Tunceli'deki Mercan Vadisi'nde çobanlık yapan Afgan sığınmacılarla konuştu.
Afganistan'da kendisini nişanlısının beklediğini belirten Hafız Hasimi Meymene, "Zorunda kalmadığı sürece kimse ülkesini terk etmez" dedi.
20 yaşındaki genç, "Buraya geliyoruz, çobanlık yapıp para kazanıyoruz ve bunu da ailemize gönderiyoruz. Seneye Afganistan'a döneceğim, savaş bitti. Afgan hükümeti Taliban'la çatışırken ekonomi büyük darbe aldı. Ama şimdi dönmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Abdullah Umari ise 7 yıldır Türkiye'de olduğunu söyleyerek, "3 yıl çalışıp Afganistan'a gittim fakat sonra geri dönmeye karar verdim. Allah izin verirse ve sağlığım yerinde olursa ağustosta yeniden Afganistan'a gideceğim" ifadelerini kullandı.
4 yıldır Afganistan'daki eşini ve iki çocuğunu görmediğini anlatan 29 yaşındaki Süleyman Ezam da "Dağları seviyorum. Türkiye'nin dağları çok güzel" dedi.
Tunceli'de doğup büyüyen Mustafa Acun, halkın Afganların çobanlık yapıp sürülere bakmasına alıştığını söyledi.
Keçi sütünden peynir ve yoğurt yapan 67 yaşındaki Acun, "Çocuklarımız bu işi ya yapamıyor ya da yapmak istemiyor" dedi.
Süleyman Ezam.jpg
Ezam, sürüleri korumak için nöbet tuttuklarını belirtti (AFP)
Haberde, Afgan sığınmacıların vadiye İran üzerinden yürüyerek ya da kamyonlarla girdiği belirtildi.
ABD ordusunun Afganistan'dan çekilmesiyle 15 Ağustos'ta Taliban önce başkent Kabil'in daha sonra da tüm ülkenin kontrolünü ele geçirmişti.
 abdullah umari.jpg
Umari, birkaç kez Afganistan ile Türkiye arasında gidip geldiğini anlattı (AFP)
Mayısta İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, 30 Geri Gönderme Merkezi'nde 80 ülkeden 12 bin yabancı uyruklu kişinin yer aldığını ve bunlardan 7 bininin Afgan olduğunu söylemişti. Çataklı, bu yıl 9 bin 654 Afganın da sınırdışı edildiğini belirtmişti.

Independent Türkçe, AFP



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.