Usame bin Ladin’in oğlu Fransa’da resim sergisi açtı

Ömer bin Ladin resimlerinin önünde poz verirken (AFP)
Ömer bin Ladin resimlerinin önünde poz verirken (AFP)
TT

Usame bin Ladin’in oğlu Fransa’da resim sergisi açtı

Ömer bin Ladin resimlerinin önünde poz verirken (AFP)
Ömer bin Ladin resimlerinin önünde poz verirken (AFP)

2011 yılında Pakistan'da ABD özel kuvvetleri tarafından öldürülen eski El Kaide lideri Usame bin Ladin'in oğlu Ömer bin Ladin evde karantina dönemlerinde kendini sanata adadı. Dünya çapında eserlerine artan talebin ardından Ladin’in oğlu çizimleri Fransa’da bir sergide yer alıyor.
Ömer bin Ladin karantina döneminde ‘önemli bir şey yapmadan evde vakit geçirdiklerini’ belirterek, “Eşim resim yapıyordu ve ben de bunu yapmaya çalışma ihtiyacı hissettim” dedi.

Youtube’dan izlediği videolarla çizim yapmayı öğrendiğini söyleyen Ömer, resim yapmanın kendisi için ilginç bir etkinliğe dönüştüğünü ifade etti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Bin Ladin, kişinin arzu ettiği şeyi elde etmesinin kendisini ‘çok mutlu’ eden bir adım olduğunu düşünüyor.

Sergilenen resimlerin çoğu, Suudi Arabistan'daki hayatının ilk yıllarını geçirdiği çocukluk ve ergenlik anılarını yansıtıyor.
Ladin açıklamasında, “Afganistan’a gitmeden önce 10 yaşındayken babamla birlikte Sudan’a taşındık” dedi.

Bu iki ülke Ömer bin Ladin'in çalışmalarında güçlü bir şekilde yer alıyor. Resimlerinden biri kırmızıya boyadığı dağları gösteriyor. Dağlar ‘muhteşem bir ülke’ olarak tanımladığı Afganistan'da yer alıyor.

Geçtiğimiz yıl pandemi sebebiyle resim sergilerinden biri iptal edildi. Ancak bu kez, çoğu bol renklerle karakterize edilen 30 kadar tablo, Ömer bin Ladin'in kendisine yakın olduğu yerin yöneticisinden bir davet alması üzerine ikinci el eşyaların sergilendiği dev bir pazarda sergilendi.



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe