Mısır iklim değişikliği kapsamında Afrika diplomasisini sürdürüyor

Mısır, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlaması için Afrika’ya yardım çağrısında bulundu

Afrika’da iklim değişikliğinin etkileri konusunu ele alan Mısır toplantısından bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Afrika’da iklim değişikliğinin etkileri konusunu ele alan Mısır toplantısından bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır iklim değişikliği kapsamında Afrika diplomasisini sürdürüyor

Afrika’da iklim değişikliğinin etkileri konusunu ele alan Mısır toplantısından bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Afrika’da iklim değişikliğinin etkileri konusunu ele alan Mısır toplantısından bir kare (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlamaya yönelik çalışmaların büyük maliyetini karşılamak üzere Afrika ülkelerine finansal destek sağlanması çağrısında bulundu. 
Afrika Birliği’nin Mısır Daimi Misyonu, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da “Afrika kıtasında temiz enerji kaynaklarına adil bir geçiş” konulu bir tartışma toplantısı düzenledi. Toplantıya, Kasım ayında düzenlenecek 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) ev sahipliği yapma hazırlıkları çerçevesinde Afrika Birliği’nin (AfB) Genel Merkezi’ni ziyaret eden Mısır Cumhurbaşkanlığı heyeti de katıldı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Mısır’ın Addis Ababa Büyükelçisi ve AfB Daimi Temsilcisi Muhammed Ömer Cad, Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın COP27’ye hazırlık için başta AfB olmak üzere tüm taraflar ve bölgesel kuruluşlarla yakın ilişkiler kurmaya kararlı olduğunu belirtti. Muhammed Cad Cumhurbaşkanlığı’nın, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve enerjiye erişim sağlamayı amaçlayan gelişmekte olan ülkelerdeki ve Afrika ülkelerindeki tüm ekonomik ve sosyal sektörlerde adil bir geçiş sağlanması konularına önem verdiğini belirtti. Ayrıca Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın COP27’nin taahhüt verme aşamasından uygulama aşamasına geçiş ve uluslararası iklim eylemi alanında somut sonuçlar elde edilmesi açısından bir kilometre taşını temsil etmesi için bu ülkelerin endişelerini ele alan bir dizi girişim başlatılmasına yönelik niyetini de vurguladı.
AfB Genel Merkezi’ni ziyaret eden Mısır heyetine başkanlık eden ve COP27’nin Mısır heyetinin baş müzakerecisi olan İklim Değişikliği, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma İdaresi Direktörü Muhammed Nasır, küresel olarak bir gıda ve enerji krizine yol açan uluslararası zorlukları ve halihazırda karşı karşıya olunan zorluklar ışığında bunların Afrika kıtasındaki yansımalarını ele aldı.
Muhammed Nasır, Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın, Afrika kıtasının adil geçiş gündemini uygulama ihtiyaçları konusunda uygun maliyet ve uygun finansmana erişimini artıracak girişimler geliştirmeye kararlı olduğunu belirtti. Nasır, kıta ülkelerinin toplam emisyonlarının toplam küresel emisyonların yüzde 4’ünü geçmemesine rağmen, adalet olgusunun Afrika’nın iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama maliyetini karşılamada katkı sağlamayı gerektiğini vurguladı
Toplantıya, AfB İklim Değişikliği Komiseri Josefa Sacko, Afrika Birliği Enerji ve Altyapı Komiseri Emani Ebuzeyd, Senegal Daimi Temsilcisi ve Avrupa Birliği’nin (AB) AfB Temsilcisi katıldı.
Toplantı sırasında, katılımcılar, Mısır Cumhurbaşkanlığı’nın COP27 Konferansı sırasında, somut ilerleme kaydedilmesine yönelik desteğini vurguladı. Cumhurbaşkanlığının uluslararası taahhütlerin uygulanması, iklim değişikliğine uyum gündeminin desteklenmesi ve Afrika kıtasının özel koşullarına uygun olarak finansmana erişim sağlanmasının yanı sıra yerel toplulukların uyum çabalarını desteklemek için mekanizmalar geliştirilmesi, ülkelerdeki sosyal ve ekonomik durumlar ve kalkınma amacıyla uluslararası ortaklıklar geliştirilmesi ve bunlardan yararlanılması konusunda kararlı olduğu belirtildi. 
Diğer yandan, Mısır’ın Cuba Büyükelçisi Mutaz Abdulkadir, Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit’i, 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) etkinliklerine katılmaya davet etti. Büyükelçi Mutaz Abdulkadir, Mısır’ın bu önemli uluslararası foruma Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit’in katılımını heyecanla beklediğini zira Mısır’ın, konferans faaliyetleri kapsamında, Afrika ülkelerinin iklim değişimi ile ilgili sorunlarını ve zorluklarını gündeme getirmeye kararlı olduğunu ayrıca Güney Sudan’ın katılımına önem verdiğini belirtti.



Libya Ulusal Ordusu etkisini güneye doğru genişletiyor

Hafter'in Sabha'daki çatışması, Güney Libya'da kalkınmaya odaklı bir girişimin başlatılmasına yol açacak (Genel Komutanlık)
Hafter'in Sabha'daki çatışması, Güney Libya'da kalkınmaya odaklı bir girişimin başlatılmasına yol açacak (Genel Komutanlık)
TT

Libya Ulusal Ordusu etkisini güneye doğru genişletiyor

Hafter'in Sabha'daki çatışması, Güney Libya'da kalkınmaya odaklı bir girişimin başlatılmasına yol açacak (Genel Komutanlık)
Hafter'in Sabha'daki çatışması, Güney Libya'da kalkınmaya odaklı bir girişimin başlatılmasına yol açacak (Genel Komutanlık)

Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) güney bölgelerindeki nüfuzunu, Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Geçici Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) aleyhine genişlettiği düşünülen bir hamleyle, LUO'nun ikinci komutanı Saddam Hafter, dün Sabha kentinde "entegre hizmet ve askeri binalar" içeren bir projenin temelini attı.

Saddam Hafter, çarşamba günü Sabha'ya yaptığı ziyarette, LUO'nun "Vizyon 2030"unun bir parçası olarak nitelendirdiği "Güney İçin Birlikte" girişimini başlattı ve bu girişimin "güvenliğin, kalkınmanın temeli haline getirilmesine dayandığını" ifade etti.

Saddam Hafter, "güney şehirlerini modern yol ağlarıyla bağlamak ve tarım projelerini desteklemek için çalıştıklarını, böylece bu şehirlerin acı çekmenin veya ötekileştirmenin kanalları değil, kalkınma ve üretim merkezleri haline geldiklerini" söyledi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre merhum Devlet Başkanı Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana, güney şehirlerinin sakinleri yıllardır "dışlanma, ayrımcılık ve devlet hizmetlerinin eksikliğinden" şikayet ediyor.


Ebu Lulu... Sudan savaşının en önemli kanlı figürlerinden biri

"El Fasher Kasabı" lakaplı, "Abu Lulu"nun dolaşımda olan fotoğrafı
"El Fasher Kasabı" lakaplı, "Abu Lulu"nun dolaşımda olan fotoğrafı
TT

Ebu Lulu... Sudan savaşının en önemli kanlı figürlerinden biri

"El Fasher Kasabı" lakaplı, "Abu Lulu"nun dolaşımda olan fotoğrafı
"El Fasher Kasabı" lakaplı, "Abu Lulu"nun dolaşımda olan fotoğrafı

Geçtiğimiz cumartesi günü El Faşir'in Hızlı Destek Kuvvetleri'ne (HDK) geçmesinden önce pek fazla tanınmayan "Ebu Lulu" lakaplı Fatih Abdullah İdris, Sudan'da terörün sembolü haline geldi ve hızla ünlendi.

Şehrin düşüşünden kısa bir süre önce, el Faşir'de sakallı ve gür saçlı bir adamın mahkumları yargısız infaz ettiğini gösteren videolar sosyal medyada dolaşıyordu. Şehrin düşüşünü izleyen şiddetin sembolü haline gelen bu adam, el Faşir trajedisini, savaş ve devletin çöküşünün yarattığı kaosu temsil ediyordu. HDK, kimliğini bilmediğini iddia ederek onunla herhangi bir bağlantısı olduğunu inkar etmiş ve daha sonra tutuklanıp el Faşir'ın Shala hapishanesinde tutulduğunu açıklayarak bir soruşturma komitesi kurmuş olsa da defalarca paylaştığı korkunç videolar ona ve HDK'ye karşı yaygın bir öfkeye yol açtı. Medya ona "El Faşir Kasabı" lakabını taktı.

rgt
İnternette dolaşan bir fotoğrafta, "El Faşir Kasabı" lakaplı "Ebu Lulu"nun saldırıların gerçekleştiği yerde vahşetini sergilediği görülüyor.

HDK, el Faşir'in ele geçirilmesi sırasında ciddi ihlaller ve suistimallerle suçlanan birkaç kişinin tutuklandığını duyurdu. Bunlar arasında "Ebu Lulu" olarak bilinen kişi de vardı. HDK sözcüsü El-Fatih Kureyşi, dün yaptığı basın açıklamasında, tutuklamaların üst düzey komutanlığın talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğini belirtti. İlgili hukuk komitelerinin, şüphelileri adalete teslim etmek için hazırlık soruşturmasına başladığını belirtti. Kureyşi, bu önlemlerin insan onuruna yönelik her türlü ihlali ve uluslararası anlaşmaları ihlal etmeyi önlemeyi amaçladığını ifade etti. HDK'nin adaletin sağlanmasını güvence altına almaya kesin olarak kararlı olduğunu vurguladı. Liderlik, hukukun üstünlüğüne ve herhangi bir ihlale karıştığı kanıtlanan herkesi, ne kadar sınırlı veya bireysel eylemlerden kaynaklanmış olursa olsun, sorumlu tutmaya olan tam bağlılığını yineledi. Ebu Lulu, vahşetini belgeleyen çok sayıda ses kaydında yer aldı ve herhangi bir grupla bağlantısı olduğunu reddederek, devlete karşı kendi isyancı grubuna liderlik ettiğini iddia etti. Bir kayıtta, sadece El Faşir'de "neredeyse bin kişiyi" öldürdüğü ile övünüyordu. Ancak HDK’nin iddialarına veya inkârlarına rağmen, askeri operasyonlara katılmıştı.

El Faşir'in düşmesinden önce, söz konusu kişinin Sudan'ın merkezinde şiddet uyguladığına dair söylentiler yayılmış ve Kuzey Hartum'daki "El-Cili Rafinerisi"nden alınan ve söz konusu kişiyi gösterdiği iddia edilen videolarda şiddet sahneleri yayılmıştı; ancak hiçbir bağımsız kuruluş bu videoların gerçekliğini kanıtlamadı.

Raporlar, kişinin faaliyetlerinin El Faşir'in kuzey kesimlerinde ve çevresinde yoğunlaştığını, ancak şiddet konusundaki kötü şöhretinin ülke geneline ve hatta dünyaya yayıldığını, adının birçok savaş alanında şiddet ve terörün sembolü haline geldiğini gösteriyor. Gözlemcilere göre "Ebu Lulu" gibi isimlerin ortaya çıkışı, Sudan'ı saran kapsamlı güvenlik ve ahlaki çöküş durumunu yansıtıyor. Bu durum, basit bir öldürmenin ötesine geçerek, övünme, filme alma ve faillerini yüceltme noktasına ulaşmış bir şiddet yaratıyor. Bu aynı zamanda, savaşın kasvetli bir yüzü ve devletin parçalanmasının, hukuk ve hesap verebilirliğin yokluğunun bir kanıtı.


İsrail, Batı Şeria'da zeytin hasadı sırasında gönüllü olarak çalışan iki Amerikalı Yahudi kadının sınır dışı edilmesini emretti

Batı Şeria'da zeytin toplayan Filistinlilere taş atan maskeli bir yerleşimci ve arkasındaki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da zeytin toplayan Filistinlilere taş atan maskeli bir yerleşimci ve arkasındaki İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail, Batı Şeria'da zeytin hasadı sırasında gönüllü olarak çalışan iki Amerikalı Yahudi kadının sınır dışı edilmesini emretti

Batı Şeria'da zeytin toplayan Filistinlilere taş atan maskeli bir yerleşimci ve arkasındaki İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da zeytin toplayan Filistinlilere taş atan maskeli bir yerleşimci ve arkasındaki İsrail askerleri (AFP)

İsrail, Filistin zeytin hasadı döneminde işgal altındaki Batı Şeria'ya ulaşan iki Amerikalı Yahudi gönüllünün sınır dışı edilmesini emretti. Bu kişilerin seyahatini kolaylaştıran STK'lar dün yaptıkları açıklamada, bu kişilerin sınır dışı edilmesinin emredildiğini bildirdi.

Zeytin hasadı sırasında gönüllüleri organize eden Birleşmiş Milletler ile Dayanışma ve İnsan Hakları İçin Hahamlar adlı STK'lar yaptıkları ortak açıklamada, Batı Şeria'nın kuzeyinde Nablus yakınlarındaki Burin köyüne ulaşmadan önce aralarında iki Amerikalı kadının da bulunduğu 11 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

İsrail ordusu, Filistin topraklarına erişimi engellemek için genellikle zeytin hasadı döneminde kullanılan kapalı askeri bölge emri çıkarmıştı. Gönüllüler ise alternatif bir yoldan bölgeye ulaşmaya çalıştı.

Açıklamada, "Gönüllüler, emirlerini yerine getirmek için askerlere yaklaştıklarında gözaltına alındılar" denildi.

Gruptaki İsrailli gönüllüler bir polis karakolunda sorgulanıp serbest bırakılırken, iki Amerikalının sınır dışı edildikleri bildirildi.

xs
  Batı Şeria'nın el Halil kentine bağlı Sa'ir köyünde dün İsrailli yerleşimciler ve askerler tarlada durarak, Filistinli çiftçilerin zeytin toplaması engelledi (AFP)

İsrail ordusu, soruşturmalarına yanıt vermesi için Fransız Haber Ajansı’nı (AFP) İsrail polisine yönlendirdi.

İki kuruluş, "Bu gönüllülerin sınır dışı edilmesi kararı, barışçıl insan hakları çalışmalarını ve İsrail ile Filistin'de adalet talep eden Yahudi seslerini susturma yönündeki rahatsız edici bir eğilimi yansıtıyor" açıklamasında bulundu.

İsrailli ve uluslararası gönüllüler, genellikle zeytin hasadı döneminde Filistinlilere yardım etmek için "koruyucu refakat" olarak bilinen bir yöntem kullanarak geliyorlar. Bu yöntem, İsrailli yerleşimcilerin çiftçilere saldırmasını ve hasadı aksatmasını engellemeyi amaçlıyor.

Bu yaklaşımın, özellikle gönüllülerle yerleşimciler arasında çok sayıda saldırı ve çatışmanın yaşandığı mevcut sezonda sınırlı bir etkiye sahip olduğu görülüyor.

AFP gazetecileri, bu sezon yerleşimciler tarafından Filistinli çiftçilere ve yabancı gönüllülere yönelik en az sekiz saldırıyı belgeledi. Bu çatışmalar genellikle ordunun gelişi ve kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanılmasıyla sonuçlanıyor, ancak saldırganların tutuklanması nadir olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nden (OCHA) aktardığına göre, Batı Şeria'daki 27 köy, yalnızca 7-13 Ekim haftasında hasat mevsimiyle ilgili saldırılara maruz kaldı.

Yerel bir yetkiliye göre, Ramallah yakınlarındaki Turmus Ayya kasabasında, hasadı aksatmak için gelen maskeli yerleşimcilerle çıkan çatışmada İsveçli bir gönüllünün bacağı ve kolu kırıldı.

Ekim ayı başlarında Burin köyünde kapalı askeri bölge emrini ihlal etmekle suçlanan 30'dan fazla yabancı gönüllü sınır dışı edildi.

İşgal altında bulunan Filistin topraklarındaki BM İnsan Hakları Ofisi temsilcisi Ajith Sunghay, "ciddi saldırıları" kınayarak, "endişe verici düzeydeki cezasızlıktan" duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

2021 tarım sayımına göre Batı Şeria, yaklaşık 3 milyon kişiye ait 8 milyondan fazla zeytin ağacına ev sahipliği yapıyor.

İsrail, Batı Şeria'yı 1967'den beri işgal altında tutuyor ve şu anda yaklaşık yarım milyon İsrailli yerleşimci buradaki yerleşimlerde yaşıyor.