68 milyar dolarlık varlığı yöneten CEO, "sahilde oturup başka hiçbir şey yapmamak için" işi bıraktı

"Başka bir şey düşünmüyorum"

Büyük İstifa dalgasıyla kendi isteğiyle işten ayrılan çalışanların sayısı giderek artıyor (Temsili görsel / Unsplash)
Büyük İstifa dalgasıyla kendi isteğiyle işten ayrılan çalışanların sayısı giderek artıyor (Temsili görsel / Unsplash)
TT

68 milyar dolarlık varlığı yöneten CEO, "sahilde oturup başka hiçbir şey yapmamak için" işi bıraktı

Büyük İstifa dalgasıyla kendi isteğiyle işten ayrılan çalışanların sayısı giderek artıyor (Temsili görsel / Unsplash)
Büyük İstifa dalgasıyla kendi isteğiyle işten ayrılan çalışanların sayısı giderek artıyor (Temsili görsel / Unsplash)

68 milyar dolarlık yatırım firması Jüpiter Fon Yönetimi'nin CEO'su Andrew Formica, ABD'de başlayan ve Avrupa'da da yaygınlaşan Büyük İstifa dalgasına katıldı.
1 Ekim'de görevinden ayrılmaya hazırlanan Formica bu hafta Bloomberg'e verdiği röportajda, "Sadece sahilde oturup başka hiçbir şey yapmamak istiyorum. Başka bir şey düşünmüyorum" dedi.
51 yaşındaki Formica, 68 milyar dolarlık varlığı yöneten bir şirketten emekli olmak için nispeten genç görülüyor.
Öte yandan Birleşik Krallık merkezli Jüpiter'in son yılları da pek iç açıcı geçmiyor.
Şirket verilerine göre müşteriler art arda 4 yıldır firmadan para çekiyor. 2022'nin sadece ilk üç ayında fondan yaklaşık 1,7 milyar dolar çekildi.
Ancak Formica, ayrılma kararının şirketin karşı karşıya kaldığı zorluklarla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.
Avustralya'da doğup büyüyen, Birleşik Krallık'ta ise yaklaşık 30 yılını geçiren yönetici, yaşlı ebeveynleriyle vakit geçirmek için köşesine çekilmek istediğini ifade ediyor.
CEO'luk görevine 2019'da başlayan Formica, "İş dünyası ve piyasalar son derece zorlu bir dönemden geçerken böylesine harika ve kendini işine adamış bir ekiple çalıştığım için gururluyum" diye konuştu.
Şirketten yapılan açıklamada da, "Andrew'un uzun vadeli planı ailesiyle birlikte Avustralya'ya geri taşınmak. Şirketin gelecek dönemde tutarlı ve güçlü bir liderliğe sahip olmasını sağlama amacıyla pozisyonunu devretmek için doğru zaman olduğunu düşünüyor" ifadeleri yer aldı.
Independent Türkçe, Fortune, Futurism



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe