Irak Meclisi’nden çekilme kararı almıştı: Şii lider Mukteda es-Sadr’ın bir sonraki adımı merakla bekleniyor

Mukteda es-Sadr destekçilerine “toplu cuma namazı kılma” çağrısında bulundu.

İşsiz üniversite mezunları atama için Yeşil Bölge yakınında gösteri düzenledi (EPA)
İşsiz üniversite mezunları atama için Yeşil Bölge yakınında gösteri düzenledi (EPA)
TT

Irak Meclisi’nden çekilme kararı almıştı: Şii lider Mukteda es-Sadr’ın bir sonraki adımı merakla bekleniyor

İşsiz üniversite mezunları atama için Yeşil Bölge yakınında gösteri düzenledi (EPA)
İşsiz üniversite mezunları atama için Yeşil Bölge yakınında gösteri düzenledi (EPA)

Irak’ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr dün (pazar) yaptığı yazılı açıklamada, 1999’da suikast sonucu öldürülen Şii dini merci Muhammed Sadık es-Sadr’ın Necef kentindeki Kufe Camii’nde kıldığı ilk cuma namazının yıldönümünde Bağdat’ın Sadr ilçesinde toplu cuma namazı kılma çağrısında bulundu. Sadr, kendisine yakınlığıyla bilinen Muhammed Salih el-Iraki aracılığıyla 3 önemli mesaj verdi. Sadr bu mesajlarda, Ekim 2021’deki seçimlerden sonra “binbir zorlukla” Meclis’te 73 sandalye kazanılmasının ardından neden Sadr Hareketi Meclis Grubu’nu geri çektiğini açıklıyor.
Bazı yerel gözlemciler, Mukteda es-Sadr’a yakın isimlerin parti tabanını önümüzdeki günlerde harekete geçirmek amacıyla yaptıkları “hazırlıklı olun” çağrılarının yanı sıra toplu cuma namazı çağrısı ve El-Iraki’nin verdiği mesajlar, Sadr’ın kendini siyasette yeniden konumlandırma ve 73 milletvekilinin çekilmesiyle birlikte hayal kırıklığı yaşayan parti tabanını konsolide etme girişimi olarak değerlendiriyor.
Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki grupların liderleri, Sadr’ın bir sonraki adımını endişe ve merakla bekliyor. Zira bu liderlerin hükümet kurma çabalarını engelleme konusunda Sadr’ın bir adım atması bekleniyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Sadr Hareketi’ne yakın bir kaynak, “Sadr, milletvekillerinin Meclis’i terk etme meselesinde yaşananlar karşısında asla sessiz kalmayacak. Bugün yardımcısıyla (Salih Muhammed el-Iraki) birlikte destekçilerine moral vermek ve daha sonra onları harekete geçirmek için çalışıyor. Kesinlikle bir şey olacak. Ancak biz şu ana kadar bunun niteliği hakkında bilgi sahibi değiliz. Sadr Hareketi destekçilerinin çoğu, Sadr’ın vereceği tek işaretle denklemi tersine çevirebilme gücüne sahip olduğuna inanıyor” ifadelerini kullandı.
Sadr’ın atacağı bir sonraki adım sadece siyasi hasımları için değil aynı zamanda sokaktaki vatandaş için de endişe ve merak konusu. Çünkü bu adım birçok ihtimale açık. Bu ihtimallerin en hafifi, Ekim 2019’daki gösterilerde olduğu gibi başa gelecek hükümeti düşürebilecek geniş çaplı gösteriler düzenlenmesi. Nitekim 2019’daki gösteriler Başbakan Adil Abdülmehdi hükümetini düşürmüştü.
Ancak en tehlikeli ihtimal, Sadr ile Şii hasımları ve silahlı gruplar arasında silahlı çatışmanın patlak vermesi. İki taraf da silahlı gruplara ve silah cephaneliklerine sahip. Çoğu çevreler ülkedeki Şii nüfuzunu tehlikeye atacak olan böyle bir seçeneğin gerçekleşmesine ihtimal vermemekle birlikte bu seçenek endişe ve korku uyandırmaya devam ediyor.
Sadr ve yardımcılarının yürüttüğü psikolojik operasyonlar, Sadr'ın bir sonraki adımına ilişkin beklentilere dair fikir veriyor. Sadr’ın ofisinden önceki gün yapılan açıklamada, partinin tabanına Sadr’a destek gösterileri düzenleme çağrısında bulunuldu. Fakat daha sonra yapılan açıklamada, Sadr destekçilerinden bir sonraki işarete kadar beklemeleri istendi. Bu adım görünüşe göre tüm taraflarda büyük bir endişe ve gerginlik yarattı. Bu adımın ardından Sadr kanadından Meclis’ten çekilme gerekçeleriyle ilgili açıklamalar yapıldı ve toplu namaz için çağrıda bulunuldu.
Sadr Hareketi destekçileri geçtiğimiz günlerde “Konuşan Topluluk” isimli bir Telegram kanalı kurdu. Bu kanalda Sadr Hareketi’nin Meclis’teki sandalyelerinin çalındığı ve haksızlık yapıldığına dair paylaşımlar yapılıyor. Bu paylaşımlardan bazılarında, yolsuzluk yapanların cezalandırılacağı (bunun hangi yöntemlerle yapılacağı belirtilmiyor) ve ülkenin bu kişilerinin ellerine teslim edilmeyeceği belirtiliyor. Grupta, Şii silahlı grupların 2015’te Selahaddin vilayetindeki Beyci Petrol Rafinerisi’ndeki ekipmanları çaldığı iddia edilen eski tarihli bir belge yayımlandı. Grupta ayrıca her gün silahlı grupların liderlerini hedef alan paylaşımlar yapılıyor.
Konuşan Topluluk adı, Mukteda es-Sadr’ın babası Muhammed Sadık es-Sadr’ın Saddam Hüseyin’e karşı mücadeleye katılan destekçilerinin oluşturduğu topluluğa verdiği isimden geliyor. Tekrar gündeme gelen bu isim muhtemelen bu sefer Koordinasyon Çerçevesi ile mücadele bağlamında kullanılıyor.
Siyasi analist Ramazan el-Beldran, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Sadr Hareketi destekçileri, hareketin meclisten çekilme gerekçesiyle ilgili acilen daha çok açıklama bekliyor. Bence çekilmenin siyasi açıdan bir mazereti olamaz. Fakat bu, bir oldu bitti ile gerçekleşmiş olabilir” dedi.
Bedran, “İç ve dış faktörler onları bunu yapmaya zorladı. Benim değerlendirmeme göre, Sadr Hareketi, Kürt ve Sünnilerle yaptığı ittifakı bozması için yargının ve bazı silahlı grupların çok büyük baskısı altındaydı. Sadr Hareketi destekçilerinin bugün yaptığı şeyler önemli bir gözden geçirmedir. Bunun gelecekte sonuçları olabilir. Bence ülke birçok ihtimale açık. Fakat bu ihtimaller net değil. Sadr Hareketi destekçileri bir şeyler yapabilir” diye konuştu.



İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)

Yerel medya bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeybatısında açtığı ateş sonucu bir Filistinlinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı (WAFA), İsrail güçlerinin bölge yakınlarında bir grup sivili hedef aldığını, bunun sonucunda çok sayıda ölenler ve yaralananların olduğunu bildirdi.


Mısır-Rusya görüşmelerinde Sudan, Suriye, Lübnan ve Gazze'deki gelişmeler ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Rusya görüşmelerinde Sudan, Suriye, Lübnan ve Gazze'deki gelişmeler ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yoluyla ed-Dabaa Nükleer Santrali’nde ilk reaktör basınç kabının kurulum törenine katıldı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ile Rusya arasında dün gerçekleşen görüşmelerde Sudan, Suriye, Lübnan ve Gazze’deki son durum ele alındı. Görüşme, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında yapılan telefon konuşması kapsamında gerçekleşti. İki ülke arasındaki ikili ilişkiler ile ortak ilgi alanlarındaki bölgesel ve uluslararası konular üzerine süregelen koordinasyon ve istişarelerin bir parçası olarak yürütüldü.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre görüşmede, ‘Mısır ile Rusya arasındaki yakın ilişkiler ve özellikle ekonomik ve ticari alanlarda artan iş birliği’ ele alındı. Abdulati, iki ülkeyi birbirine bağlayan ‘stratejik ortaklıktan’ duyulan memnuniyeti dile getirerek bunun çeşitli sektörlerde ikili iş birliğinin temel çerçevesini oluşturduğunu vurguladı. Ayrıca, devam eden ortak projeleri ilerletmenin önemine dikkat çekti ve bunların başında gelen ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin, Rus yatırımlarının güçlendirilmesine ve iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay video konferans yöntemiyle ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin birinci ünitesine ait basınç kabının yerleştirilmesi törenini takip etmiş ve santral için gerekli nükleer yakıtın satın alınmasına ilişkin belgeyi imzalamıştı. Uzmanlar bu adımı ‘nükleer enerji üretimine giden yolda ilk aşama’ olarak değerlendirdi.

Ed-Dabaa Nükleer Santrali, Mısır’ın ilk nükleer enerji santrali olma özelliğini taşıyor. Santral, Akdeniz kıyısındaki Matruh vilayetine bağlı ed-Dabaa kentinde bulunuyor. Rusya ile Mısır, Kasım 2015’te santralin kurulmasına yönelik iş birliği anlaşması imzalamış, projeye ilişkin sözleşmeler ise Aralık 2017’de yürürlüğe girmişti.

Ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin görünümü, Kasım 2025 (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)Ed-Dabaa Nükleer Santrali’nin görünümü, Kasım 2025 (Mısır Nükleer Güç Santralleri Kurumu)

Abdulati dün yapılan telefon görüşmesinde, ‘Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararının uygulanmasının ve ABD Başkanı’nın Gazze için hazırladığı barış planının ikinci aşamasına geçilmesinin önemine’ vurgu yaptı. Ayrıca ‘uluslararası istikrar gücünün ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için görevlerini yerine getirebilmesi gerektiğini’ belirtti.

Mısır Dışişleri Bakanlığı’na göre Abdulati, görüşmede, ‘Mısır’ın Dörtlü Mekanizma çerçevesinde Sudan’daki çatışmayı durdurmak ve ülkenin birliğini ve bütünlüğünü korumak için yürüttüğü çabaları’ aktardı. Ayrıca Mısır’ın ‘Lübnan’ın birliği, egemenliği, güvenliği ve istikrarına verdiği destek’ doğrultusunda benimsediği tutumları hatırlattı. Suriye konusunda ise Mısır’ın ‘ülkenin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiği’ yönündeki net tutumunu yineleyerek, ‘ülkenin istikrarını zayıflatacak her türlü adım ve müdahaleye karşı olduklarını’ ifade etti ve ‘Suriye halkının beklentilerini karşılayacak kapsayıcı bir siyasi sürecin’ hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

Mısır, geçtiğimiz kasım ayı sonunda yaptığı açıklamada, ‘Sudan’da dışlayıcı olmayan bir siyasi sürecin başlatılması’ yönündeki umutlarını dile getirmiş ve ‘Sudan’ın egemenliğine saygı gösterilmesi gerektiğini’ vurgulamıştı.

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve ABD’den oluşan Dörtlü Mekanizma, Sudan’da ateşkes sağlanması için çalışıyor. Mekanizma, geçtiğimiz eylül ayında Washington’da bakanlar düzeyinde bir toplantı yapmış ve ‘Sudan’daki silahlı çatışmanın çözümü için tüm çabaların gösterilmesi gerektiğini’ vurgulamıştı. Ağustos ayında ise üç aylık bir ‘insani ateşkes’ sağlanmasını, bunu kalıcı bir ateşkesin izlemesini ve dokuz ay içinde bağımsız bir sivil hükümet kurulmasına yönelik siyasi sürecin başlatılmasını içeren bir ‘yol haritası’ sunmuştu.

Kanlı çatışmalar nedeniyle aileleriyle birlikte yaşadıkları yerden kaçmak zorunda kalan Sudanlı çocuklar, el-Faşir yakınlarındaki bir kampta oturuyor. (Reuters)Kanlı çatışmalar nedeniyle aileleriyle birlikte yaşadıkları yerden kaçmak zorunda kalan Sudanlı çocuklar, el-Faşir yakınlarındaki bir kampta oturuyor. (Reuters)

Telefon görüşmesinde İran’ın nükleer programına ilişkin son gelişmeler de ele alındı. Abdulati, ‘gerilimin azaltılmasına, güven inşasına ve uygun koşulların oluşturulmasına yönelik çabaların sürdürülmesinin önemine’ dikkat çekti. Bu yaklaşımın, tüm tarafların çıkarlarını gözeten kapsamlı bir anlaşmaya ulaşılması için gerçek bir diplomatik fırsat yaratabileceğini ve bunun bölgesel güvenlik ile istikrara katkı sağlayacağını ifade etti.

Öte yandan Abdulati ve Lavrov, Ukrayna krizindeki son durumu da değerlendirdi. Mısır Dışişleri Bakanı, Kahire’nin ‘diyalog ve diplomatik yollarla barışçıl çözümlere ulaşılması gerektiğini savunan tutumunu’ yineleyerek, bu yaklaşımın uluslararası güvenlik ve istikrarın korunması açısından gerekli olduğunu vurguladı.


Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı hakkında 5 önemli nokta

Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)
Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)
TT

Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı hakkında 5 önemli nokta

Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)
Gıda maddeleri yüklü bir tır, sınırın Mısır tarafında, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriş izni vermesini bekliyor, 27 Temmuz 2025. (AFP)

Mısır, Katar ve altı ülke daha dün yaptıkları açıklamada, İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nı yalnızca tek yönlü olarak açma ve Gazze sakinlerinin sadece Mısır’a geçişine izin verme niyetiyle ilgili endişelerini dile getirdi.

Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT) çarşamba günü yaptığı açıklamada, Refah Sınır Kapısı’nın ‘önümüzdeki günlerde’ yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır’a çıkışına izin verecek şekilde açılacağını duyurmuştu. Ancak Kahire, tek yönlü geçişi öngören bir anlaşmanın bulunduğunu yalanladı.

Aşağıda Refah Sınır Kapısı hakkında bilinmesi gereken beş temel nokta yer alıyor:

1 - Hayati bir geçiş noktası:

Refah Sınır Kapısı, abluka altındaki Gazze Şeridi’ne insani yardım girişinin sağlandığı kritik bir hat konumunda. Özellikle gıda ve yakıt tedariki açısından, elektrikten yoksun bırakılan bölgeye enerji akışının sağlanmasında önemli rol oynuyor.

Uzun yıllar boyunca burası, Gazze’den çıkışına izin verilen Filistinlilerin bölgeden ayrılabildiği başlıca kapı oldu. İsrail’in 2007’den bu yana uyguladığı abluka nedeniyle küçük ve kapalı bölgeden çıkış için en önemli güzergâh niteliğini taşıdı.

2005 ile 2007 yılları arasında Refah, Filistin Yönetimi tarafından işletilen ilk sınır kapısıydı. Ancak 2006’daki Filistin yasama seçimlerinde Hamas’ın kazanmasının ardından (Fetih Hareketi ile yaşanan çatışmalar sonrasında yönetimi tamamen devralmasıyla birlikte) kapı Hamas’ın Gazze üzerindeki kontrolünün sembollerinden biri haline geldi.

2 - İsrail kontrolü:

7 Mayıs 2024’te İsrail ordusu, silah kaçakçılığı şüpheleri ve ‘terör amaçlı kullanıldığı’ iddiaları gerekçesiyle Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını ele geçirdi.

Bu tarihten sonra Birleşmiş Milletler’in (BM) kullandığı geçişler de dahil olmak üzere Gazze’ye açılan kapıların büyük bölümü kapatıldı.

19 Ocak’ta İsrail ile Hamas arasında kısa süreli bir ateşkes sırasında kapı geçici olarak yeniden açıldı. Bu süre zarfında bazı yetkili kişilerin ve yardım tırlarının geçişine izin verildi.

3 - Yeniden açılacak mı?

10 Ekim 2025’te, ABD, Mısır ve Katar arabuluculuğunda Gazze’de yeni bir ateşkes anlaşması yürürlüğe girdi.

 Refah Sınır Kapısı’nı kullanarak Gazze Şeridi'nden Mısır'a geçen yabancı pasaport sahibi Filistinliler, 19 Kasım 2023 (DPA)Refah Sınır Kapısı’nı kullanarak Gazze Şeridi'nden Mısır'a geçen yabancı pasaport sahibi Filistinliler, 19 Kasım 2023 (DPA)

O dönemde İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, sınır kapısının yeniden açılmasına yönelik planlardan söz etmişti. Ancak Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisi, kapının ‘ikinci bir duyuruya kadar’ kapalı kalacağını açıkladı.

Aralık ayının başında İsrail hükümeti, Refah Sınır Kapısı’nın ‘önümüzdeki günlerde’ yalnızca Gazze sakinlerinin Mısır’a çıkışına izin vermek amacıyla açılacağını duyurdu. Mısır ise tek yönlü geçişe izin veren bir anlaşmanın bulunmadığını belirterek iddiayı reddetti.

COGAT, ‘ateşkes anlaşması ve siyasi direktif doğrultusunda Refah Sınır Kapısı’nın önümüzdeki günlerde sadece Gazze halkının Mısır’a çıkışı için açılacağını’ bildirdi.

Buna karşılık Mısır, ‘yetkili bir kaynak’ üzerinden yaptığı açıklamada, “Eğer kapının açılması konusunda mutabakat sağlanırsa, geçiş hem giriş hem çıkış yönünde olur; bu, ABD Başkanı Donald Trump’ın planında yer alan şekildir” ifadelerini kullandı.

COGAT, kapının Avrupa Birliği Sınır Yardım Misyonu gözetiminde çalışacağını, bunun da ‘Aralık 2025’te uygulanan mekanizmaya benzer’ olacağını açıkladı.

Trump’ın planı, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının temelini oluşturuyor ve Refah Sınır Kapısı’nın insani yardım girişini sağlamak üzere yeniden açılmasını öngörüyor.

Ancak ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail makamları, kapının açılmasını geciktiriyor. İsrail, bu gecikmeden Hamas’ı sorumlu tutarak, örgütün hâlâ bölgede bulunan rehinelerin tümünün cesetlerini teslim etmediğini iddia ediyor.

4 - Kerem Şalom Sınır Kapısı:

Uluslararası yardımlar genellikle Akdeniz kıyısındaki Port Said ve Ariş limanlarına ulaşıyor, buradan da Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafına gönderiliyor.

Yardım tırı şoförlerinin aktardıklarına göre, araçlar Refah kontrol noktasını geçtikten sonra birkaç kilometre uzaklıktaki Kerem Şalom Kapısı’na yönlendiriliyor.

Bu noktada sürücüler araçlardan iniyor ve tırlar kapsamlı bir aramadan geçiriliyor. İsrail tarafından onaylanan yükler boşaltılıyor, ardından Gazze’ye giriş izni bulunan başka araçlara yeniden yükleniyor.

5 - Diğer geçiş noktaları:

Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes anlaşması, Gazze Şeridi’ne günlük 600 yardım tırının girişini öngörüyor.

Ancak BM’ye göre İsrail hâlâ anlaşmada belirtilenden daha az sayıda tırın girişine izin veriyor. Bu tırların çoğu Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan, kalan kısmı ise Kisufim Sınır Kapısı’ndan geçiş yapabiliyor.

Gazze ile İsrail’in güneyi arasında yer alan Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısı sırasında tahrip olmuştu.

Kapı 2025 yılının başında kısa bir süre için yeniden açıldı, ancak daha sonra tekrar kapatıldı ve ne zaman faaliyete geçeceği belirsizliğini koruyor.

Savaş başlamadan önce faaliyet gösteren başka geçiş noktaları da vardı; ancak İsrail makamları bu kapıların yeniden açılıp açılmayacağı konusunda henüz bir açıklama yapmış değil.