Yılın ilk yarısında otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 9,3 azaldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Yılın ilk yarısında otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 9,3 azaldı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç satışları, yılın ilk yarısında 2021'in aynı dönemine göre yüzde 9,3 azalışla 357 bin 904 adet olarak gerçekleşti.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD), ocak-haziran dönemi ve haziran ayına ilişkin Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazar Değerlendirme Raporu'nu yayınladı.
Buna göre, yılın ilk yarısında otomobil ve hafif ticari araç pazarı, yüzde 9,3 daralarak 357 bin 904 adede geriledi.
Söz konusu dönemde otomobil satışları yüzde 10,3 azalarak 278 bin 282 adet, hafif ticari araç pazarı da yüzde 5,6 düşüşle 79 bin 622 adet olarak gerçekleşti.

 Haziranda yüzde 1'lik artış
Otomobil ve hafif ticari araç pazarı haziranda yüzde 1 artarak 80 bin 652 adede yükseldi. Söz konusu pazar, 10 yıllık haziran ayı ortalama satışlara göre yüzde 13,4 arttı.
Geçen ay 2021'in aynı dönemine göre otomobil satışları yüzde 2,9 artarak 64 bin 134 adede çıkarken, hafif ticari araç pazarı yüzde 5,5 azalarak 16 bin 518 adet oldu. 10 yıllık haziran ortalamasına göre otomobilde yüzde 14,9'luk, hafif ticaride yüzde 7,9'luk yükseliş görüldü.

En çok SUV otomobiller tercih edildi
İlk 6 ayda pazarın yüzde 89,1'ini vergi oranları düşük olan A, B ve C segmentlerindeki araçlar oluşturdu. C segmenti otomobiller 136 bin 297 adet ve yüzde 49'luk payla başı çekerken, B segmenti otomobiller 110 bin 201 adetle yüzde 39,6'lık pay aldı.
En çok tercih edilen gövde tipi yüzde 39,7 ile SUV otomobiller oldu. SUV otomobilleri, yüzde 36,1 ile sedan, yüzde 22,2 ile H/B otomobiller takip etti.

Satılan otomobillerin yüzde 70,4'ü benzinli
Söz konusu dönemde satılan otomobillerin yüzde 70,4'ünü benzinliler, yüzde 16,9'unu dizeller, yüzde 9,9'unu hibritler, yüzde 1,9'unu otogazlı araçlar oluşturdu. Elektrikli otomobil satış adedi ise 2 bin 263 oldu.
Ocak-haziran döneminde 1600cc altındaki otomobil satışları yüzde 11,8, 1600-2000cc aralığındaki satışlar yüzde 43,6, 2000cc üstü satışlar ise yüzde 35,2 azaldı.

Otomobil pazarının yüzde 77,8'ini otomatikler oluşturdu
Emisyon seviyelerine göre, 100-120 gr/km arasındaki otomobiller ilk 6 aylık pazarda yüzde 40,5, 120-140 gr/km arasındaki otomobiller yüzde 26,2 pay aldı.
Satılan otomobillerin yüzde 77,8'ini otomatik şanzımanlı, yüzde 22,2'sini manuel şanzımanlı otomobiller oluşturdu.
Özel tüketim vergi dilimlerine ve motor tiplerine göre incelendiğinde satışların yüzde 83'ü benzin/dizel motor tipinde ve yüzde 80'lik vergi diliminde, yüzde 7,2'si benzin/dizel motor tipinde ve yüzde 70'lik vergi diliminde yer aldı.

Hafif ticaride en çok van gövde tipi tercih edildi
Hafif ticari araç pazarına gövde tipine göre bakıldığında, van gövde tipi yüzde 74,2'lik, kamyonet gövde tipi ise yüzde 13,4'lük pay aldı.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe