Fransa basınına sızan raporlar: Eyfel Kulesi'nin her yeri pas, kapsamlı onarılması gerekiyor

Rapor: Eyfel Kulesi'nin her yeri pas, kapsamlı onarılması gerekiyor

Kule şimdi korkunç bir durumda (EPA)
Kule şimdi korkunç bir durumda (EPA)
TT

Fransa basınına sızan raporlar: Eyfel Kulesi'nin her yeri pas, kapsamlı onarılması gerekiyor

Kule şimdi korkunç bir durumda (EPA)
Kule şimdi korkunç bir durumda (EPA)

1899'da Eyfel Kulesi'nin yapımı sona erdiğinde uzmanlar kulenin 20 yılın sonunda yıkılacağına inanıyordu. 133 yıl sonra Eyfel Kulesi, hala Fransa'nın en önemli sembollerinde biri.
Ancak Fransız Marianne dergisine sızdırılan gizli raporlar, bu tarihi anıtın şu anda harap durumda olduğunu ve pasla dolu olduğunu iddia ediyor.
Fransız dergisi Marianne'e sızdırılan raporlara göre Eyfel Kulesi "kötü durumda ve fazlasıyla paslanmış halde". Uzmanlar, kulenin "tamamıyla tamir edilmesi" gerektiği yönünde görüş sunarken, yapının 2024 Paris Olimpiyatları'ndan önce sadece dış görünüşü güzelleştiriliyor.

İsmi açıklanmayan bir kule yetkilisi Marianne dergisine yaptığı açıklamada, "Kuleyi tasarlayan mimar Gustave Eiffel burayı şu anda ziyaret ederse kalp krizi geçirirdi" dedi.
Bu demir kule 324 metre yüksekliğinde, 7 bin 300 ton ağırlığında, tahmini saflığı ve yüksek kalitesiyle bilinen erimiş demir kullanılarak inşa edildi.
1899'da Eyfel Kulesi'ni tasarlayan ve inşa eden şirkette çalışan Eiffel, yapının uzun ömürlü olmasının karşısındaki en büyük riskin pas olduğunu söylemişti.
Kule, 2024 Olimpiyatları için 60 milyon Euro'ya tekrar boyanacak. Tarihi yapı, bu vesileyle 20. defa tekrar boyanmış olacak.

Kulenin boyasının sökülüp ardından iki yeni kat boya sürülmesi gerekiyordu, ancak geçtiğimiz yıllarda Korona salgını nedeniyle bu yapılamadı.
Uzmanlar, Sete şirketinin, kaybedeceği turizm geliri nedeniyle kuleyi uzun süreliğine kapatmak istemediğine dikkat çekti.
Kule yılda yaklaşık 6 milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. Böylece kule, Disneyland, Louvre Müzesi ve Versailles Sarayı'ndan sonra Fransa'nın en çok ziyaret edilen dördüncü yapısı haline geliyor.
Eyfel Kulesi'nin 2020'de “Korona” nedeniyle kapanması 52 milyon avroluk zarara neden olmuştu.



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe