ABD-Çin ticaret görüşmesinde gündem artan enflasyon

Biden yönetimi, Çin ürünlerine yönelik bazı gümrük önlemlerini kaldırmayı düşünüyor (AP)
Biden yönetimi, Çin ürünlerine yönelik bazı gümrük önlemlerini kaldırmayı düşünüyor (AP)
TT

ABD-Çin ticaret görüşmesinde gündem artan enflasyon

Biden yönetimi, Çin ürünlerine yönelik bazı gümrük önlemlerini kaldırmayı düşünüyor (AP)
Biden yönetimi, Çin ürünlerine yönelik bazı gümrük önlemlerini kaldırmayı düşünüyor (AP)

Washington'un enflasyonu kontrol altına almak amacıyla bazı Çin ürünlerine yönelik sert tarifeleri yumuşatma baskısı altında olduğu bir zamanda Çin Başbakan Yardımcısı Liu He bugün ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ile görüşme gerçekleştirdi.
Asya devine karşı ticaret savaşı başlatan eski ABD Başkanı Donald Trump (2017-2021) döneminde Çin ile ABD arasındaki ilişkilerde son derece bozuldu. Buna birde iki ülkenin Ocak 2020'de ticaret anlaşması imzalamasına rağmen, bazıları hala yürürlükte olan geniş bir ürün yelpazesine sıkı gümrük vergileri getirilmesi eşlik etti.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, artan enflasyonu frenleme arayışında. Bu sebeple Çin ürünlerine yönelik bazı tarife önlemlerini kaldırmayı düşünüyor.
Xinhua haber ajansına göre, ekonomik sorunları ele alan Liu He ve Janet Yellen gerçekleştirdikleri sanal görüşme sırasında ‘küresel ekonominin ciddi zorluklarla karşı karşıya’ olduğunu vurguladı.
Haberde, görüşmelerin ‘yapıcı’ olduğu ve ABD'nin talebi üzerine gerçekleştiği kaydedildi.
Ajans, katı tarifelerin görüşüldüğünü aktarırken, Pekin'in ABD'deki Çin ürünlerine zarar veren bu önlemler hakkındaki ‘endişesini’ dile getirdiğini bildirdi.
İlk sert tarife grubu 6 Temmuz 2018'de uygulandı, ardından Çin'den yılda 350 milyar dolar değerinde ithalat da dahil olmak üzere üç tarife daha uygulandı.
İlk sert tarifenin süresi ABD’deki herhangi bir şirket uzatma talebinde bulunmadığı sürece yarın otomatik olarak sona eriyor.
Biden yönetimi, ABD’lilerin yaşadığı eşi görülmemiş enflasyon ışığında bu katı tarifeleri gevşetme baskısı altında.
Xinhua’ya göre, Liu ve Yellen, ‘küresel tedarik zincirlerinin istikrarını sürdürmenin hem ülkelerin hem de dünyanın çıkarına olduğunu’ vurguladı.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”