Suriyeli doktorun mobil kliniği, Lübnan'daki Suriyeli mülteciler için can simidi oldu

Savaştan kaçtıktan sonra bir süre sebze satmak zorunda kalan Suriyeli doktor projesini hastaların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde genişletmeyi istiyor.

Suriyeli doktor Firas el-Gazban, günlerini mobil kliniğinde Suriyeli mültecileri ve Lübnan vatandaşlarını tedavi ederek geçiriyor. (Reuters)
Suriyeli doktor Firas el-Gazban, günlerini mobil kliniğinde Suriyeli mültecileri ve Lübnan vatandaşlarını tedavi ederek geçiriyor. (Reuters)
TT

Suriyeli doktorun mobil kliniği, Lübnan'daki Suriyeli mülteciler için can simidi oldu

Suriyeli doktor Firas el-Gazban, günlerini mobil kliniğinde Suriyeli mültecileri ve Lübnan vatandaşlarını tedavi ederek geçiriyor. (Reuters)
Suriyeli doktor Firas el-Gazban, günlerini mobil kliniğinde Suriyeli mültecileri ve Lübnan vatandaşlarını tedavi ederek geçiriyor. (Reuters)

Suriyeli doktor Firas el-Gazban, günlerini ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlere tıbbi hizmetler sunmak amacıyla Lübnan'daki uçsuz bucaksız Bekaa Vadisi'nde dolaşan mobil kliniğinde, Suriyeli mültecileri ve Lübnan vatandaşlarını tedavi ederek geçiriyor.
Daha önce Suriye'de aile hekimi olarak çalışan Gazban, 2017 yılında ülkesindeki savaştan komşu ülke Lübnan'a kaçtı. O sırada ne parası, ne işi ne de yasal statüsü olduğunu söyleyen Dr. Gazban bu yüzden geçimini sağlamak ve kendisinden beş ay sonra Lübnan'a gelen ailesinin bu yolculuğunun masrafını karşılayabilmek için sebze sattığını belirtti.
Lübnan'daki ilk günlerinde ne parası, ne işi, ne de yasal belgeleri olduğunu söyleyen Suriyeli doktor, pazarlarda sebze satmaya başladığını, daha sonra internette kamplarda gönüllü doktor olarak çalışabileceği bir fırsatla karşılaştığını belirtti. Ancak kamplarda sadece üç ay gönüllü olarak çalışabilen Dr. Gazban, bu süre zarfında Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan gayri resmi kamplarda sağlık hizmetlerinin ne kadar kötü olduğunu fark etti ve tıbbi alandaki uzmanlığını mültecilere yardım etmek için kullanma kararı aldı.
YakalaLasai.PNG
Suriyeli doktorun Lübnan'daki mobil kliniği. (Reuters)
Üç ay süren gönüllü doktorluğun ardından eski işine geri dönmek zorunda kaldığını ve küçük bir manav açtığını aktaran Dr. Gazban, yine de her gün iki-üç saat  kampa uğradığını ve kliniğe benzer bir çadır aldığını söyledi. Suriyeli doktor insanlara yardımcı olmak için mobil klinik projesinin buradan çıktığını belirtti.
Dr. Gazban süreçte Lübnan makamlarından yasal belgelerini aldı ve böylece başka bir tıp doktoru, bir gönüllü ekibi ve yerel bir kuruluşla iş birliği yaparak ‘Kesintisiz Tıbbi Avantaj’ projesini başlatabildi.  Dr. Gazban, kendisi ve sağlık ekibinin ‘mobil klinik’ aracılığıyla tedavi ettiği insanların çoğunun Suriyeli mülteciler olduğunu belirtti.
Hastalarının çoğunun Suriyeli mültecilerden ve ev sahibi Lübnanlılardan çocuklar ve yaşlılar olduğunu ifade eden Suriyeli doktor, genel olarak, ülkeyi vuran ekonomik kriz nedeniyle son dönemde tedavi için kendilerine başvuran Lübnanlıların sayısının arttığını kaydetti.
Kısıtlı kaynaklarla hastaları tedavi eden 37 yaşındaki doktor, Suriye'de çene ve kafatası kırıkları ve beyin kanamaları dahil olmak üzere savaş yaralanmalarını tedavi etmek için eğitim aldı.
Dr. Gazban, bu deneyimlere dayanarak, Lübnan'daki mülteci kamplarında tedavi ettiği kişilerin şikayet ettikleri rahatsızlıkların, Suriye'deki savaş sırasında gördüklerine kıyasla basit olduğunu belirtti.
Suriyeli doktor kampta bir çadırın gölgesinde yanık şikayeti olan bir hastanın tedavisi sırasında şunları söyledi:
“Suriye'de gördüklerimizle kıyaslayınca burada gördüklerimiz sadece hafif yaralar ve yanıklar. Hiçbir şey sayılmazlar. Suriyeli doktorlar olarak bizler için bunlar çok basit yaralanmalar.”
Beş çocuk babası olan Dr. Gazban, hastaların evde olduğu zamanlarda bile ister gece ister gündüz günün her saatinde ona ulaşabildiklerini, hatta tüm ev halkının insanlara yardım etmek için onunla birlikte gönüllü olduğunu ve birçok hastanın kendini evlerinde hissettiklerini ifade etti. Suriyeli doktor, acil bir durumda kendini suçlu hissetmemek için telefonunu asla kapatamadığına da dikkat çekti.
Mobil klinikle ilgili görüşlerini aktaran hastalardan Muhammed isimli Suriyeli bir mülteci, “Çok kez hayatımızı kurtardı, masrafları düşürüp hastaneye götürüyor. İnsanlara sunduğu hizmetten dolayı bazen büyük kliniklerin ve hastanelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
 Kendisi ve sağlık ekibinin karşılaştığı zorluklara da değinen Dr. Gazban, karşılaştığı en büyük zorluğun, tahlil yapamaması nedeniyle hastalığı doğru teşhis edememek olduğunu ve bunun da hastalara ilaç vermek ve tedavinin değiştirilmesine ya da tedavinin aynen devam etmesine bağlı olarak sonuçları beklemek zorunda kalmalarına neden olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre 2018 yılında hizmete giren mobil klinik, Bekaa Vadisi genelindeki yaklaşık 40 kampta Suriyeli mültecilere ve Lübnanlı vatandaşlara ücretsiz yahut cüzi bir miktarda ücret karşılığında sağlık hizmeti veriyor.
Bir bağış kampanyasıyla başlattığı projenin, zorlu koşullarda altında hayatlarını sürdüren, bazen uygun hijyen koşullarına sahip olmayan bazen de temiz içme suyuna ulaşamayan insanlara yardım etmek için Bekaa Vadisi ve ötesinde yüzlerce kampa yayılmasını uman Suriyeli doktor, “İnşallah (proje) büyür ve daha büyük klinikler açarak ihtiyaçları karşılayabiliriz” dedi.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.