Ortadoğu'daki ilk spinal ligasyon ameliyatı Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleştirildi

Dubai. (Reuters)
Dubai. (Reuters)
TT

Ortadoğu'daki ilk spinal ligasyon ameliyatı Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleştirildi

Dubai. (Reuters)
Dubai. (Reuters)

BAE’de doktorlardan oluşan ekip, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin ilk spinal ligasyon ameliyatını başarıyla gerçekleştirdi.
DPA’nın bildirdiğine göre Dubai'deki Burjeel Hastanesi doktorları, omurgasında bilinmeyen bir nedenden dolayı eğrilik olan Ürdünlü 13 yaşındaki bir kızı ameliyat etti.
Hastanede ortopedi cerrahı olan Dr. Firas Hasban, ortaokul üçüncü sınıf öğrencisi olan Ürdünlü Selma'nın göğüs ve bel eğrisinin 65 derece olduğunu ve bu durum nedeniyle kısa gövdeli, alt kamburlu, düzensiz pelvisli ve sırt ağrısı olan sırt deformitesi bulunduğunu bildirdi. Doktor çarşamba günü yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Omurga eğriliğini düzeltmek için geleneksel seçenek, spinal füzyon cerrahisidir. İki veya daha fazla omur, vidalar kullanılarak kalıcı olarak tek bir yapıya birleştirilir. Ancak bu ameliyat omurganın hareketini ve büyümesini sınırlar.”
Dr. Hasban, 2019'da ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nin, omurganın hareketini ve esnekliğini korurken omurların kaynaşmasını engellemeden sürekli büyümesine izin veren minimal invaziv bir teknik olan vertebral cisim ligasyonu adı verilen yeni bir omurga eğriliği tedavisini onayladığını belirtti.
Ayrıca ameliyatın nasıl gerçekleştiğine dair şunları söyledi:
 “Sırtın kesilerek omurilik ve sinir köklerinin manipüle edilmesini içeren omurilik ameliyatlarından farklı olarak, eğri dışında omurgaya elastik bir kord üzerine kemik vidaları ile tutturulduğu endoskop aracılığıyla karında gizli kesiler yapıyoruz.  Bu ameliyatın avantajı, hastanın ameliyat sonrası çok miktarda kan kaybetmesini veya şiddetli ağrı yaşamasını engellemesi ve spinal füzyon ameliyatına göre daha hızlı iyileşmesidir. Ameliyattan sonra Selma'nın durumu oldukça iyi. Dört hafta sonra spor da dahil olmak üzere tüm aktivitelerini herhangi bir kısıtlama olmaksızın yapabilecek.”



Savaşın, çocukların DNA'sı üzerindeki etkisi ortaya kondu

Suriye'de 2011'de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca çocuk mülteci oldu veya ülke içinde yerinden edildi (Reuters)
Suriye'de 2011'de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca çocuk mülteci oldu veya ülke içinde yerinden edildi (Reuters)
TT

Savaşın, çocukların DNA'sı üzerindeki etkisi ortaya kondu

Suriye'de 2011'de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca çocuk mülteci oldu veya ülke içinde yerinden edildi (Reuters)
Suriye'de 2011'de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca çocuk mülteci oldu veya ülke içinde yerinden edildi (Reuters)

Bilim insanları savaşın çocuklarda DNA düzeyinde olumsuz etkiler yaratabildiğini ortaya koydu. 

Savaş ve çatışma ortamının çocukların ruh sağlığı üzerinde ciddi, uzun süreli bir yansıması olabileceği biliniyor. 

Diğer yandan biyolojik açıdan nasıl bir hasar aldıkları hakkında daha az araştırma yürütüldü.

Birleşik Krallık'taki Surrey Üniversitesi'nin liderliğindeki araştırma ekibi, Lübnan'daki gayriresmi yerleşimlerde yaşayan Suriyeli mültecilerle bir çalışma yürüttü.

JAMA Psychiatry adlı hakemli dergide dün (20 Kasım) yayımlanan çalışmada, 6-19 yaşındaki 1507 mülteciden tükürük örnekleri alındı. 

Bilim insanları daha sonra bu örneklerdeki DNA metilasyonunu (DNAm) inceledi. DNA'daki biyolojik bir süreç olan metilasyonda DNA kodu değişmeden genler açık veya kapalı duruma geçiyor.

Normal gelişimde önemli bir rol oynayan DNAm, beslenme biçimi, stres ve travmadan etkilenebiliyor.

Araştırmacılar ayrıca çocuklar ve onların bakımını üstlenen kişilerle anketler yaparak savaşla ilgili olaylara ne kadar maruz kaldıklarını belirlemeye çalıştı.

Bulgular, savaşın DNAm'de değişikliklere yol açtığını ve bunun çocukların fiziksel ve zihinsel sağlığı üzerinde uzun vadeli bir etki bırakabildiğini gösteriyor. 

Değişimlerden bazıları, sinir hücrelerinin iletişim kurması ve hücrelerdeki materyallerin taşınması gibi kritik işlevlerde yer alan genlerle bağlantılıydı.

Sözkonusu değişimler DNA dizilimini değiştirmiyor. Ancak yoksulluk ve zorbalık gibi travmatik olaylarda benzer etkilere bugüne kadar rastlanmadı. Bu da savaşın çocukların biyolojisinde çok daha farklı bir etki yarattığını ortaya koyuyor.

Bilim insanları DNAm değişimlerinin kız ve oğlan çocuklarındaki farklılıklarını da analiz etti. 

İki cinsiyet de durumdan etkilenmesine karşın savaş olaylarına maruz kalan kız çocuklarının, özellikle stres tepkisi ve beyin gelişimiyle bağlantılı genlerde daha ciddi DNA değişiklikleri gösterdiğini saptadılar.

Makalenin başyazarı Michael Pluess "Savaşın çocukların ruh sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yarattığı yaygın bir bilgi olsa da çalışmamız, bu etkinin altında yatan biyolojik mekanizmalara dair kanıtlar buldu. Ayrıca savaşın daha yavaş epigenetik yaşlanmayla bağlantılı olduğunu keşfettik; bu da savaşın çocukların gelişimini etkiliyor olabileceği anlamına gelebilir" diyor:

Sonuç olarak çalışmamız, savaşın ortasında kalan milyonlarca çocuk için zihinsel stresin ötesinde, savaşın trajik maliyetinin daha net bir resmini çiziyor.

Independent Türkçe, Science Daily, National News, JAMA Psychiatry