Karpuz çekirdeğinden faydalanmanın 3 yolu

Karpuz çekirdeğinden faydalanmanın 3 yolu
TT

Karpuz çekirdeğinden faydalanmanın 3 yolu

Karpuz çekirdeğinden faydalanmanın 3 yolu

Sıcak yaz aylarında susuzluğumuzu gideren karpuz, A ve C vitamini yanı sıra antioksidan özelliğiyle öne çıkan mükemmel bir besin.
Onlymyhealth sitesinde yayınlanan makale göre karpuz çekirdeklerini tüketmekte herhangi bir sorun yok. Birkaç tanesinin yanlışlıkla yutulması araştırmacılara göre tamamen güvenli bir durum.
Karpuz çekirdeklerinden faydalanmanın 3 yolu:
Karpuz çekirdeğini filizlenmesini sağlamak
Chia ve keten tohumu gibi karpuz da B vitamini, potasyum, magnezyum ve çinko içeriyor. Bu besinlerin hepsinin sağlığa faydalı olduğu araştırmalar ile kanıtlandı. Karpuz çekirdekleri aynı zamanda sağlıklı yağ ve protein kaynağı. Ancak proteinin dozunu tam ayarlamak için çekirdeklerin siyah kabuklarından ayrılması gerekiyor. Bu işlem, birkaç gün sürüyor.
Karpuz çekirdeklerini ilk olarak suda bekletin. Çekirdeklerin filizlenene kadar birkaç gün suda kalması gerekiyor. Fırında veya güneşte kurumaya hazır hale geldikten sonra çekirdekleri sağlıklı bir atıştırmalık olarak tercih edebilirsiniz.
Kavrulmuş karpuz çekirdekleri
Karpuz çekirdeklerini kavurmak mümkün. Bunun için çekirdekleri gevrek bir hale getirmek için fırını yaklaşık 160 dereceye getirin. Yaklaşık 15 dakika sonra karpuz çekirdekleri kavrulacaktır. Daha iyi bir tat için biraz tuz ve biraz zeytinyağı ekleyebilirsiniz.
Karpuz çekirdeği yağı
Karpuz çekirdeğinden fayda görmenin birkaç yolu daha var. Karpuz çekirdeği yağı, diğer adıyla kalahari veya ootanga yağı, yemek pişirmede veya salatalarda kullanılabilir. Hatta cilt bakımında bile tercih edebilirsiniz. Karpuz çekirdeği yağının tek dezavantajı ise ucuz olmamasıdır.
 



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe