Libyalılar ülkelerindeki ‘Batı nüfuzundan’ Afrika Birliği’ni sorumlu tutuyor

Libyalı siyasetçiler kaybettikleri rolü geri kazanmayı istiyorlar.

Menfi Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Fakih başkanlığındaki heyeti karşılarken (Başkanlık Konseyi)
Menfi Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Fakih başkanlığındaki heyeti karşılarken (Başkanlık Konseyi)
TT

Libyalılar ülkelerindeki ‘Batı nüfuzundan’ Afrika Birliği’ni sorumlu tutuyor

Menfi Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Fakih başkanlığındaki heyeti karşılarken (Başkanlık Konseyi)
Menfi Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Musa Fakih başkanlığındaki heyeti karşılarken (Başkanlık Konseyi)

Libyalı siyasetçiler, Afrika Birliği’nin (AfB) ülkelerindeki rolünün gerilemesine itiraz ederek, bu durumun Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu’na (UNSMIL) ve bazı komşu ülkelere mevcut krize müdahale için daha fazla alan açtığını belirtiyor.
Temsilciler Meclisi Üyesi Abdusselam Nasiye, Afrika Birliği’nin Libya’nın eski rejimiyle ilişkilerine dikkat çekerek, Afrika’nın Libya’daki rolünün büyük ölçüde gerilemesinin sorumlusunun Afrika Birliği olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Abdusselam, “Bu durum, Libyalıların büyük bir kesiminin özellikle 17 Şubat Devrimi’ni takip eden ilk yıllarda söz konusu bölgesel örgüte güvensizlik duymasına yol açtı. Afrika Birliği’nin Libyalılara içinde bulundukları krizden çıkmalarına yardım etme konusundaki rolünün gerilemeye devam etmesi nedeniyle Afrika Birliği’nin mahcup rolü karşısında Libya dosyası üzerindeki Batı hegemonyasını arttı ve BM Misyonu ile bölgedeki ülkelerin mevcut krize müdahale boyutu genişledi” dedi.
Abdusselam, Afrika Birliği’ne, Libya’da kaybettiği rolünü geri alması çağrısında bulunarak, birliğin BM Genel Kurul’daki büyük oy gücünü kullanarak Libya krizi konusunda uluslararası ve bölgesel uzlaşının olmamasından faydalanmasını talep etti.
Afrika Birliği’nin son yıllarda düzenlediği birçok zirvenin programında Libya krizine yer verildi. Nitekim zirvelerin sonuç bildirisinde, Libya’daki paralı askerlerin ülkeyi terk etmesi ve genel seçimlerin düzenlenmesi taleplerinin dile getirilmesi bunu gösteriyor.
Silvium Araştırma ve Çalışmalar Vakfı Başkanı Cemal Şeluf, Afrika Birliği’nin Libya’da dışlandığı yönündeki iddiaların, birliğin Libya meselesinden uzaklaşmayı haklı gösterme bahanesinden ibaret olduğunu belirtti. Şeluf, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Afrika Birliği ülkeleri, BM Libya Misyonu Başkanlığı makamına bir Afrikalı ismi aday gösterme ve destekleme konusunda kendi aralarında uzlaşıya varmakta başarısız oldu. Uzlaşmadaki başarısızlık ve Libya’daki BM Misyonu’na başkanlık yapması için Afrikalı bir ismin desteklenmemesi, birlik ülkelerinin Libya sahnesinde aktif bir oyuncu olmaları imkanını ortadan kaldırdı. Bu, birliğin heba ettiği ilk fırsat değil” dedi.
Bazı gözlemcilerin, Afrika Birliği ülkelerinin iç çekişmeler ve zorlu ekonomik koşullarla meşgul olduğu yönündeki analizlerini anlayışla karşıladığını söyleyen Şeluf, “Birlik ülkelerinin rolünün gerilemesinin ana sebebi, birliğin Avrupa ülkeleri ve ABD’nin kararlarına bağlı olmasıdır. Çünkü aralarında ekonomik ortaklık ilişkileri var” ifadesini kullandı.
Afrika Birliği’nin Libya’ya olan ilgisinin, Güney Afrika’dan Libya’ya giden düzensiz göçmenler ve onlara yönelik ihlallerinin olup olmadığıyla sınırlı kaldığını belirten Şeluf, birlik ülkelerinin BM Güvenlik Konseyi’ne verdiği brifinglerde ve doğrudan yaptıkları açıklamalarda bu durumun görülebildiğini kaydetti.
BM Libya Misyonu Başkanı Jan Kubis’in geçen yılın sonlarında istifa etmesinden bu yana BM koridorlarında bu görevi üstlenecek isimle ilgili tartışmalar sürüyor. BM üyesi bazı ülkeler Afrikalı bir ismin seçilmesini reddediyor.
El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden araştırmacı Dr. Emira Abdulhalim, Afrika Birliği’nin Libya’da herhangi bir siyasi çözüme liderlik etmesine ihtimal vermediğini söyledi. Abdulhalim, “Birlik kıtanın bazı meselelerinde başarılı oldu fakat Sahel Bölgesi’nde yoksullukla, silahların ve terörün yaygınlaşmasıyla mücadeleyle meşgul olduğu için Libya’daki gelişmelerle ilgili herhangi bir özel teklifi veya girişimi takip etmeye vakit bulamıyor” ifadesini kullandı.
Afrika Birliği Komisyonu Başkanı’nın Libya Özel Temsilcisi Waheeda Al-Ayari, Afrika’nın ve Batı’nın Libya’da oynadığı rollerin farklılığıyla ilgili bir soruya, bu meselenin büyük batılı ülkeler ile birlik arasında bir rekabet ortamı varmış gibi yansıtılmasını reddetti.
“Libya, her grubun girişim önerisinde bulunduğu bir yarış pisti değildir. Çatışmayı kimin çözebileceği hususunda bir rekabet yok. Uluslararası toplum Libya meselesini ortak bir tutumla ele almalı” diyen Ayari, Afrika Birliği ve ülkelerinin büyük batılı ülkelere tabi olduğu iddialarını yalanlayarak, sözlerine şöyle devam etti:
“Birliğin kurulmasındaki temel amaç bağımsız kararlar almaktır. Komşu Afrika ülkeleri ve Avrupa ülkeleri Libya’da yaşananlardan, paralı askerlerin varlığından, silahlardan ve düzensiz göçten zarar görüyor. Libya meselesi 2011’den bu yana birliğin masasında. Birliğin göçmenler konusuna verdiği önem, bunun tamamen insani bir insani konu olmasından kaynaklanıyor.”
Afrika Birliği’nin şu anda Libya’da üstlendiği role değinen Ayari, “Biz, ulusal uzlaşıya ve 1. Berlin Konferansı’nda uluslararası toplumun benimsediği mevcut siyasi süreci desteklemeye odaklanıyoruz. Birliğin Libya ile ilgili Yüksek Düzeyli Komitesi, uzlaşı için birleştirici bir konferans düzenlemeyi planlıyor. Afrika himayesinde Libyalıların öncülük edeceği konferansta Libyalılar kendi gündemlerini belirleyecek. Bu, mevcut sürecin başarısız olması halinde tamamlayıcı bir süreç olabilir” ifadelerini kullandı.



Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
TT

Güneye konuşlanmaya hazırlanan Lübnan ordusu, vatandaşlara geri dönüş konusunda sabırlı olmaları çağrısında bulundu

Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)
Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından Sur kentinde İsrail bombardımanı sonucu yıkılan binanın enkazı arasında duran bir adam Lübnan bayrağı sallıyor. (Reuters)

Lübnan ordusu bugün yaptığı açıklamada, ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ülkenin güneyindeki konuşlanmasını tamamlamaya çalıştığını duyurdu. Ordu ayrıca, vatandaşlara anlaşma uyarınca İsrail güçleri geri çekilene kadar bu güçlerin bulunduğu köy ve kasabalara dönmek için sabırlı olmaları çağrısında bulundu.

Ordudan yapılan açıklamada, “Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte ordu, Lübnan hükümeti tarafından emredildiği üzere güneydeki konuşlanmayı tamamlamak için gerekli tedbirleri almaya ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon içinde görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır” denildi.

Lübnan ordusu ayrıca diğer bölgelere dönen bölge sakinlerini, İsrail ordusunun geride bıraktığı ‘patlamamış mühimmat ve şüpheli nesnelere’ karşı dikkatli olmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre, Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı, Suriye ile el-Masnaa Sınır Kapısı yolunun tadilatı için hazırlıklara başladığını bildirdi.

NNA, bakanlığın ‘İsrail saldırısı sonucu hizmet dışı kalan köprülerin durumunu değerlendirmek ve gerekli hamleleri başlatmak üzere’ kuzeydeki kara sınır kapılarını denetlemeye başladığını belirtti.

İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkes anlaşması bugün yerel saatle sabah 4'te yürürlüğe girdi.

İsrail, Gazze Şeridi'ne yönelik savaşını eylül ayında Lübnan'a doğru genişletti ve Ekim 2023'ten bu yana İsrail'le karşılıklı bombardımanda bulunan Hizbullah'ın çok sayıda üst düzey komutanını öldürdü.