Hamideti Daklu, Darfur’dan kimlere mesaj verdi?  

Muhammed Hamdan Daklu (Getty Images) 
Muhammed Hamdan Daklu (Getty Images) 
TT

Hamideti Daklu, Darfur’dan kimlere mesaj verdi?  

Muhammed Hamdan Daklu (Getty Images) 
Muhammed Hamdan Daklu (Getty Images) 

Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) ‘zırhlı araçlara ve güçlü silahlara’ sahip olduğu yönündeki açıklaması ülkede, ‘niyetiyle’ ilgili bir tartışma yarattı. Orgeneral Hamideti, yaklaşık bir aydır ayrılmadığı Darfur’daki Hızlı Destek Kuvvetleri’nin merkezinin önünde kendisine bağlı askerlere hitaben bir konuşma yaptı ve askeri birliklerinin gücüyle övündü. Hamideti’nin bu konuşmasıyla Hartum’da kimlere mesaj verdiği ya da dışlandığı için öfkeli mi olduğu merak konusu oldu.  
 Hamideti askerlerine hitaben şunları söyledi:
“Komutanınız, Sudan’daki zırhlı birliklerin de komutanı oldu, burada Hızlı Destek Kuvvetleri’nin zırhlı birliklerinden söz ediyorum, başka zırhlılardan değil. Bizde büyük zırhlı araçlar yok, BTR zırhlı personel taşıyıcılarımız var, bu araçlar dört çeker Land Cruiser’lara eşlik edebilir. Sizlerle gurur duyuyorum, sizi çok takdir ediyorum, çünkü başarısız olmadınız, elinizdeki silahları muhafaza ettiniz, eski olmalarına rağmen aktif bir şekilde kullandınız. Kimsenin tahammül edemeyeceği kadar sabrettiniz, biz de sizinleyiz, sizi ihmal etmeyiz, gerekirse kanımızı veririz, yakında sorunlarınızı çözeceğiz.’’  
Hamideti’nin bahsettiği ‘zırhlı araçların’ ordu yönetimiyle anlaşmazlık konularından biri olduğu söyleniyor. Ordu, yasa dışı silahların toplanmasında kullanılmak üzere, geçici olarak Hızlı Destek Kuvvetleri’ne BTR model 54 zırhlı personel taşıyıcı vermişti. Ancak görev tamamlandıktan sonra Hızlı Destek Kuvvetleri araçlara el koyarak, iade isteklerini görmezden geldi. 
Aynı zamanda Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan Hamideti, askerlerine teyakkuz halinde olmaları ve eğitimlerini sürdürmeleri talimatı verdi. Orgeneral Hamideti, “Biz sorun çıksın istemiyoruz, Allah sorun vermesin, ancak sizin yüzde yüz hazır olmanızı istiyoruz biz zaten her zaman hazır olmaya çalışıyoruz’’ dedi.  
Hızlı Destek Kuvvetleri (Acil Destek Güçleri) 2013 yılında Sudan ordusu için yardımcı bir güç olarak oluşturulmuştu. Hızlı Destek Kuvvetleri genelde silahlandırılmış dört çekerli pikaplar ve zırhlı cipler kullanıyor. Ayrıca Rus ve Çin menşeli silahlar, Doçka (Duşka) model uçaksavar silahlarına sahipler.  Hızlı Destek Kuvvetleri ‘Darfur isyanlarına’ müdahalede bulunmuş ve sahada önemli başarılar elde etmişti. Özellikle 'Goz Dango Muharebesi' olarak bilinen ünlü savaşta, Adalet ve Eşitlik Hareketi (JEM) güçlerini mağlup etmeyi başardılar. Sudan’da Ömer el-Beşir’e karşı başlatılan ‘Aralık Devrimi’nde’, Ömer el-Beşir Hızlı Destek Kuvvetleri’ni protestoları bastırmak ve rejimi korumak için Hartum’a getirdi. Ancak Hamideti, devlet başkanının talimatlarını dinlemeyerek, koruması gereken bazı kurumları ele geçirdi ve böylelikle rejimin yıkılmasına katkı sundu. Ancak 2019 yılında Hartum’da ‘Genelkurmay Katliamı’ olarak bilinen, ‘oturma eylemine askeri müdahalede’ yer almakla suçlandılar. Söz konusu müdahalede yüzlerce sivil hayatını kaybetmişti. Katliamla ilgili fotoğraf ve görüntülerde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin personelleri de  yer almıştı. Buna rağmen Hamideti hiçbir zaman söz konusu ‘katliamda’ dahli olduğunu kabul etmedi. Oysa protestoculara müdahale genelkurmay başkanlığının önünde olmuştu ve Daklu’nun güçleri de o esnada bölgenin kontrolüne sahipti. Sudan ordusu aleni bir biçimde ‘katliamı’ planladıklarını itiraf etmişti. Dönemin Askeri Meclis’inin Sözcüsü Şemseddin Kebaşi, “Gösteriyi dağıttık ve olan oldu” demişti. Bu olay ‘devrimci güçlerin’ Hamideti ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne bakışını değiştirdi.  
 Paramiliter bir güç olan Hızlı Destek Kuvvetleri kurulduğundan bu yana ‘ordu’ ile rekabet halinde. Bu rekabet ilk defa 2021 Eylül ayında darbe girişiminde bulunan subayların yargılanması esnasında aleniyet kazandı. Başarısız darbe girişiminde bulunan üst düzey subaylardan biri, darbe girişimini, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin orduya yönelik tehlike arz etmesiyle ilişkilendirdi. Ordu Genel Komutanı Abdulfettah el-Burhan'ın, ‘Hızlı Destek Kuvvetleri ile ordunun ilişkilerinin bal-kaymak gibi olduğu’ yönündeki açıklamalarına rağmen, ABD'nin Afrika işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee, haziran ayındaki ziyaretinde, ülkesinin ‘Acil Destek Kuvvetleri ile ordu arasında bir ayrılma durumunun, ülkede bir çatışma ortamı yaratabileceği’ yönünde endişeleri olduğunu dillendirdi.  
 Gözlemciler, Sudan Genelkurmay Karargahı’ndaki güvenlik önlemlerini, muhtemel çatışmalara hazırlık olarak yorumluyor. Genelkurmay Karargahı’nın çevresine devasa beton bloklar yerleştirildi ayrıca kum torbalarıyla mevziler güçlendirildi. Gözlemciler bu önlemlerin, göstericilere karşı değil, Hızlı Destek Kuvvetleri de dahil olmak üzere olası bir çatışmaya hazırlık mahiyetinde olduğunu değerlendirdi.
Hamideti yaklaşık bir aydır Darfur’dan ayrılmıyor. Bunun gerekçesini ise bölgedeki aşiretler arasında barış sağlama faaliyetlerine bağlıyor. Öte yandan bazı analistler, Hamideti’nin ordu yönetimiyle arasının bozulduğunu ve durumları uzaktan takip etmek için Hartum’dan ayrıldığını iddia ediyor. Hamideti daha önceki bir açıklamasında Darfur’da üç ay kalmayı planladığını duyurmuştu. Alışılmışın dışındaki bu karar, Hamideti’nin ‘niyetinin ne olduğunun’ sorgulanmasına neden oldu. Oysa Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olarak Hartum’da bulunması gerekiyor. Ülkede protesto gösterileri yaşanırken Sudan ordusu ile Etiyopya ordusu arasında da ciddi bir gerginlik söz konusu. Hızlı Destek Kuvvetleri’nin Etiyopya ordusuyla girişilecek muhtemel bir çatışmaya müdahil olmaktan kaçındığı konuşuluyor. Muhammed Hamdan Daklu’nun Hartum’da ‘zırhlı araçlar konuşmasıyla’ kimlere mesaj verdiği ise bilinmiyor.



İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
TT

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir bin kişi ile Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi

Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)

Kudüs'teki İslami Vakıflar Dairesi, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah (Pazar) Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini bildirdi.

Vakıflar Dairesi'ne göre: bu sabah Ben-Gvir, İsrail Likud partisinden bir Knesset üyesi olan Amit Halevi birlikte bin 251 yerleşimci ile bir provokatif bir yürüyüşe öncülük etti.

İsrail basınında yer alan video görüntülere göre, Ben Gvir, baskını Filistin topraklarını gasbeden bir grup İsrailliyle birlikte gerçekleştirdi.

Baskında Yahudilik inancına göre Tapınak'ın yıkılış dönümünü (Tişa BeAv) anma gerekçesiyle Mescid-i Aksa'nın avlusunda Talmud ayinleri gerçekleştirildi..

frtgbftr
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz Mayıs ayında Kudüs'ün Eski Şehrindeki Şam Kapısını ziyaret etmek üzere yürürken (Reuters)

Ben-Gvir, Ortadoğu'daki en hassas bölgenin kurallarına karşı gelerek Tapınak Tepesi'nde dua ettiğini söyledi. Müslüman yetkililerle on yıllardır süren hassas “statüko” düzenlemeleri uyarınca Tapınak Tepesi Ürdünlü bir dini kurum tarafından yönetiliyor ve Yahudiler burayı ziyaret edebiliyor ancak dua edemiyor.

Tapınak Tepesi İdaresi (TMA) adlı küçük bir Yahudi kuruluşu tarafından yayınlanan videolarda Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'nde ibadet eden bir gruba liderlik ettiği görülüyor. İnternette dolaşan diğer videolarda ise dua ederken görülüyor.

Ben-Gvir daha önce bölgeyi ziyaret etmiş ve burada Yahudilerin ibadet etmesine izin verilmesi çağrısında bulunmuş, Başbakan Binyamin Netanyahu da bunun İsrail'in politikası olmadığı yönünde açıklamalar yapmıştı. Ben-Gvir yaptığı açıklamada İsrail'in Gazze savaşında Hamas'a karşı zafer kazanması ve orada silahlı gruplar tarafından tutulan İsrailli rehinelerin geri dönmesi için dua ettiğini söyledi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamının kontrolünü ele geçirmesi çağrısını yineledi.

İsrail'in Tapınak Tepesi'ndeki kuralları değiştirdiği yönündeki iddialar Müslüman dünyasında öfke yaratacak ve geçmişte şiddet olayları patlak vermişti. Bugün herhangi bir şiddet olayı yaşanmamıştır.

fghyu
Bir İsrailli sertlik yanlısı 23 Haziran 2025 tarihinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın Batı Duvarı önünde yürürken (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, Ben-Gvir'in Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyareti kınayarak bunun “tüm kırmızı çizgileri aştığını” söyledi.

Sözcü Rudeyne yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun, özellikle de ABD yönetiminin, yerleşimcilerin suçlarına ve aşırı sağcı hükümetin Mescid-i Aksa'daki provokasyonlarına son vermek, Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurmak ve insani yardım getirmek için derhal müdahale etmesi gerektiğini söyledi.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı'nın Mescid-i Aksa'ya saldırısını kınayarak kabul edilemez bir provokasyon  olarak nitelendirdi.

Filistin Haber ve Bilgi Ajansı'na WAFA göre aşırılık yanlısı sömürgeci Tapınak Tepesi örgütleri, İncil'de ‘Tapınağın yıkılışının yıldönümü’ olarak bilinen güne denk gelen bugün Mescid-i Aksa'ya geniş çaplı bir baskın düzenlenmesi çağrısında bulundu.

Kudüs Valiliğine göre bu yılki yıldönümü Mescid-i Aksa için en tehlikeli günlerden biri olarak görülüyor çünkü Tapınak Tepesi grupları, hükümetin aşırılık yanlısı gündemlerinin arkasında tam bir uyum içinde olmasından yararlanarak dini ve yasal kırmızı çizgileri aşmak için niteliksel bir girişimle üç Ağustos'u en büyük saldırı günü haline getirmeyi planlıyor.

fghyju
Kudüs (DPA)

WAFA, Ben-Gvir'in polis memurlarına İsrailli yerleşimcilerin Mescid-i Aksa'da dans etmelerine ve şarkı söylemelerine izin vermeleri yönünde talimat vermesinden sadece birkaç hafta sonra, özellikle de geçtiğimiz Mayıs ayında camiye düzenlediği baskın sırasında Tapınak Tepesi'nde dua ve secdenin mümkün hale geldiğini ve mevcut statükonun açık ve tehlikeli bir şekilde ihlal edildiğini açıklamasının ardından, yeni gerçeklikleri zorla dayatmanın önünü açan bir adım olarak bu tırmanışa eşi benzeri görülmemiş bir kışkırtma ortamının eşlik ettiğine dikkat çekti.