Sudan’da siyasi krizden çıkış için 3 aşamalı yeni girişim

Girişim, Sudan Egemenlik Konseyi üyesi Malik Ağar tarafından başlatıldı.

Hartum'da protestolar sürüyor. (AFP)
Hartum'da protestolar sürüyor. (AFP)
TT

Sudan’da siyasi krizden çıkış için 3 aşamalı yeni girişim

Hartum'da protestolar sürüyor. (AFP)
Hartum'da protestolar sürüyor. (AFP)

Sudan Egemenlik Konseyi üyesi Malik Ağar, ordunun ekim ayında askeri tedbirlerle iktidarı ele geçirmesinden bu yana ülkenin yaşadığı siyasi krizden bir çıkış yolu bulmak için üç aşamalı yeni bir girişim başlattı.
Girişim, ordu ile ülkedeki ana muhalefet Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri İttifakı (ÖDBG) ve Cuba Barış Anlaşması güçleri (eski silahlı gruplar) arasında geçiş dönemini yönetmek ve ulusal yetkilere sahip bir hükümet oluşturmak için yapılması planlanan bir anlaşmaya dayanıyor. Ulusal Kongre Partisi bu anlaşmanın dışında tutulacak.
 Ağar, acil girişim başlatarak ve protestolarla ilgili önceki görüşünden vazgeçerek siyasi çevreleri şaşırttı.
 Baında geçen ay çıkan haberlere göre Ağar, Sudan'da yaşananları devlete karşı isyan ve terörizm olarak nitelendirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Sokağa çıkanlar 8-15 yaş arası şiddete başvuran çocuklardır ve siyasi bir amaçları yoktur. Onların yeri oyun alanları ve okullardır.”
Sudan Egemenlik Konseyi üyesi, girişimini büyükelçilere ve ülkede faaliyet gösteren uluslararası ve yabancı misyonların temsilcilerine sundu. Girişim, ordu, Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri ve Cuba Barış Anlaşması'nı imzalayan güçler arasındaki diyalogla başlayan üç aşamayı içerecek. Ardından bir başbakan atanacak ve geçiş hükümeti kurulacak. Daha sonra ise feshedilen Ulusal Kongre Partisi hariç tüm Sudanlı partiler arasında bir diyalog için start verilecek.
 Ağar, ordu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan tarafından atanan Egemenlik Konseyi'ne Cuba barış anlaşması uyarınca Kuzey Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey'in bir temsilcisi olarak katıldı. Ancak bir önceki röportajında ‘darbeci’ olarak nitelendirdiği hükümete katılması, birçok kişinin tepkisini ve öfkesini çekiyor.
 Ağar, girişiminde, ekonomik krizi ele alarak ve barış sürecini ve geçiş yönetim yapılarını tamamlayarak bağımsız ulusal hükümetin üzerinde anlaşmaya varacağı görevleri belirledi. Yargı ve yargı erki ve bağımsız komisyonların yapıları geçiş döneminin sonuna kadar herkes için adil katılımı garanti eden özgür ve adil seçimler yapılması hedefiyle hazır hale getirilmesi planlanıyor. Girişimin en önemli önceliği, feshedilmiş Ulusal Kongre Partisi dışında tüm kesimlerin katıldığı kapsamlı bir ulusal diyalog çağrısında bulunmak.
Ağar'ın askeri darbe olarak değerlendirdiği, 25 Ekim'de Burhan'ın aldığı tedbirlerin ardından siyasi kriz karmaşık bir aşamaya girdi. Hem ABD hem de Suudi Arabistan, orduyu Egemenlik Konseyi'nde ve Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nde (ÖDBG) temsil edilen sivilleri bir araya getirmeyi başaran arabuluculuk için baskı yapmaya başladı. Darbeyi sona erdirmek için sivil taraftan bir vizyon sunma beklentisi oluştu.
 Ancak Burhan 4 Temmuz'da, ordunun ABD-Suudi arabuluculuğu ve üçlü BM mekanizması tarafından kolaylaştırılan sivillerle diyalogdan çekildiğini duyurarak arabayı atların önüne koştu. Ordu siyasetten çekilip, ordu ve hızlı destek güçlerinden oluşan bir Silahlı Kuvvetler Yüksek Kurulu oluşturma ve sivillerin ulusal yetkinliğe sahip bağımsız bir hükümet seçmesi için sahayı terk etme kararlılığını gösterdi. Bu, muhalefet tarafından ileriye doğru bir kaçış ve ‘ordunun iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmaya yönelik bir aldatmaca ve taktik’ olarak değerlendirildi.
Ağar'ın girişimi, ordu komutanı tarafından önerilen Silahlı Kuvvetler Yüksek Kurulu"nun, özgürlük ve değişim bildirgesi güçlerinin ve barış taraflarının geçiş döneminde asker-sivil ilişkisi üzerine sundukları vizyondan pek farklı değil.
 Sudan Egemenlik Konseyi üyesi, askeri bileşenlere, sivil bileşene ve barış ortaklarına yetkilerini ve görevlerini tanımlama konusunda üzerinde anlaşmaya varılacak bir ‘ilk belge’ sunma sözü verdi. Bu görev ve yetkilerin anayasal metinlerde formüle edilmesi ve önceki anayasal belgenin metinlerinin yorumlanmasına eşlik eden karışıklığı önlemek için Birleşmiş Milletler Misyonu'nun (UNITAMS) katkıda bulunduğu iki ulusal uzman ve bir uluslararası uzmandan oluşan bir teknik hukuk komitesinin oluşturulması amaçlanıyor.
 Ağar, yabancı diplomatlara hitaben yaptığı konuşmada, ülkede askeri yönetimin ele geçirilmesini takip eden koşulları “Çok karmaşık ve ülkeye çok pahalıya mal oldu" şeklinde nitelendirdi. Ordunun iktidarı ele geçirmesini ‘askeri darbe’ olarak tanımlamaktan kaçınan Ağar, daha önceki açıklamalarında 25 Ekim 2021'de yaşananların bir ‘askeri darbe’ olduğunu vurgulayarak şunları söylemişti:
“Askeri otorite iktidarı ele geçirdi ve bu prosedür, mantık ve askeri gelenek açısından, belirli bir otoriteye karşı darbe olarak adlandırılıyor. Askeri otorite açısından buna düzeltici bir devrim diyorlar. Bir iktidar değişikliği var ama adı önemli değil.”



Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Arabulucuların çıkmazı aşmak için seçenekleri neler?

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da bulunan Endonezya Hastanesi’nde kefene sarılmış kızı için ağlayan Filistinli bir baba (AFP)

Hamas'ın 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması önceliğinde ısrar etmesi ve geçici ateşkes önerisini göz ardı etmesinden sonra Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının tekrar başlaması yeni bir krizle karşı karşıya.

Özellikle İsrail'in gerilimi artırması ve ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki ay bölgeye yapacağı ziyaretin yaklaşması nedeniyle ateşkes anlaşmasını kabul etmeye kapıyı kapatmayan Hamas, daha önce Doha'da liderleriyle görüşen ABD Başkanı Donald Trump'ın rehine işlerinden sorumlu özel temsilcisi Adam Boehler'e kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması konusunda pozisyonlarının aynı olduğunu bildirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar bu durumu, Filistin hareketinin manevraları ile Binyamin Netanyahu hükümetinin gerilimi artırması arasında çok zor ‘parmak ısırma’ aşamasının tanımı olarak görüyor.

Uzmanlar arabulucuların rolü konusunda, kapsamlı bir anlaşmaya varmaya ya da iki tarafı yeniden yakınlaştırmaya çalışmak ile Hamas'ın hafta ortasında İsrailli muadile sunulmadan önce prensipte kabul ettiği son Mısır önerisine göre, ABD'nin ve muhtemelen Türkiye'nin desteği ve garantisiyle kapsamlı bir anlaşmaya yol açacak kısmi ateşkesi kabul etmeleri için iki tarafa baskı yapmak arasında bölünmüş durumda.

Alternatif bir öneri sunan Hamas'ın Gazze'deki lideri Halil el-Hayye, perşembe akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, ‘hareketin, İsrail'in bölgeden çekilmesini garanti altına alan ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdiren bir anlaşma çerçevesinde, tüm esirlerin İsrail tarafından alıkonulan mutabık kalınan sayıda Filistinliyle takas edilmesini öngören bir anlaşmayı derhal müzakere etmeye hazır olduğunu’ söyledi. El-Hayye, “Tüm esirlerin ve işgal tarafından tutulan mutabık kalınan sayıda mahkûmun serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir paket üzerinde müzakerelere derhal başlamaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Bunun karşılığında işgal, halkımıza karşı yürüttüğü savaşı tamamen durdurmalı ve Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmelidir” ifadelerini kullandı.

El-Hayye sözlerini şöyle sürdürdü: “Kısmi anlaşmalar Netanyahu ve hükümeti tarafından, bedeli tüm esirlerin feda edilmesi olsa bile, imha ve açlık savaşının sürdürülmesine dayalı siyasi gündemine bir kılıf olarak kullanılıyor. Biz bu politikanın bir parçası olmayacağız.”

El-Hayye, ABD Özel Temsilcisi Adam Boehler'in esir dosyası ve savaşın birlikte sona erdirilmesi yönündeki tutumunu memnuniyetle karşılayarak, bunun, ‘hareketin kapsamlı bir anlaşmaya varılması yönündeki tutumuyla kesiştiğini’ söyledi. Diğer yandan, ‘Hamas'ın bizim şartlarımıza uygun bir şey sunması halinde bu teklife sıcak baktıklarını’ belirten Boehler, esirler konusunda kapsamlı bir anlaşmaya varılması ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu ifade etti.

erlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)Yerlerinden edilmiş Gazzeli kadın ve çocuklar, eşyalarıyla birlikte bir kamyonetin arkasında seyahat ediyorlar. (AFP)

CNN, ismi açıklanmayan bir Hamas liderinin pazartesi günü “Kahire'den gelen İsrail teklifini reddediyoruz ve kapsamlı bir anlaşma istiyoruz” dediğini aktardı.

Maariv gazetesi tarafından dün yayınlanan yeni bir ankete göre İsraillilerin yüzde 62'si çatışmaların durdurulması ve Gazze Şeridi'nden çekilme karşılığında tüm esirlerin bir kerede serbest bırakılacağı bir anlaşmaya destek verirken, yüzde 21'i buna karşı çıktı, yüzde 17'si ise fikrini belirtmedi.

Hamas'ın tutumunun ardından dün İsrailli bir güvenlik kaynağı, ‘İsrail'in Gazze Şeridi üzerindeki askeri baskıyı yoğunlaştıracağını, bu reddin Hamas'a ve üst düzey yetkililerine zarar vereceğini, havadan, denizden ve karadan askeri baskının artacağını’ söyledi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich dün X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Hamas'a cehennemin kapılarını açmanın ve Gazze Şeridi'ni tamamen işgal edene kadar çatışmaları yoğunlaştırmanın zamanı geldi” dedi.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, “Hamas'ın nihai çözüme adım adım değil, bir kezde ulaşılmasını istediğini ve bu isteğin ABD'nin arzusuyla uyumlu olduğunu” belirterek, bunun Trump'ın Ortadoğu ziyareti öncesinde Amerikan baskısıyla karşılaşabilecek olan Binyamin Netanyahu'nun arzusuyla çeliştiğine işaret etti.

Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)Beyt Lahiya'da İsrail saldırısında öldürülen akrabaları için ağlayan Filistinli bir kadın (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, askıdaki ateşkesin ‘parmak ısırma’ aşamasında olduğuna inanıyor. Özellikle de Beyaz Saray'daki toplantıda Trump'ın talimatıyla bu ayın sonuna kadar mühleti olduğunun farkına varan Netanyahu'nun büyük tırmanışıyla birlikte bu çok zor bir aşama. İsrail medyasına sızan bilgilere göre Hamas da bunun farkında ve bu nedenle İsrail Başbakanı üzerindeki baskıyı arttırmayı reddediyor.

Er-Rakab, İsrail'in önerisinin Netanyahu tarafından reddedilmek üzere sunulduğunu, özellikle de çekilmeden ya da esirlerin serbest bırakılmasının anahtarlarından bahsetmemesi gibi birçok kusuru olduğunu ve Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ çağrısında bulunan yanıtının Washington'dan gelen önceki açıklamalarla örtüştüğü için İsrail içinde geniş kabul gördüğünü belirtti.

Başta Kahire ve Doha olmak üzere arabulucular Hamas'ın pozisyonu hakkında yorum yapmadı. Ancak Halil el-Hayye'nin kapsamlı bir anlaşmaya bağlı kalınması yönündeki konuşmasından önce Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani perşembe günü Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, “Filistin halkının acılarını sona erdirecek bir anlaşmaya varmak için görüşleri yakınlaştırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)İsrail'in Gazze'nin Şucaiyye mahallesinde bir konuta düzenlediği saldırının gerçekleştiği bölgeyi inceleyen Filistinli arama kurtarma görevlileri (AFP)

Er-Rakab, Mısır ve Katar'ın Hamas'ın ‘kapsamlı bir anlaşma’ talebini dikkate almaksızın kısmi bir ateşkese varmak ve uzlaşmaya yönelik yaklaşımlar oluşturmak için agresif bir şekilde hareket edeceğine inanıyor. Hamas, Mısır'ın kalıcı bir ateşkesin önünü açan son kısmi önerisini kabul etmeye istekli. İsrail hafta ortasında, hareketin silahsızlandırılmasını da içeren bir teklifle karşılık verdi, ancak bu teklif reddedildi.

Mısır ve Katar krizi çözüp görüşleri yakınlaştırana kadar Washington'un önemli bir adım atmayacağına inanan Ferec, ABD'nin Hamas'a garanti vermesi koşuluyla Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde özel bir baskıyla ABD müdahalesinin belirleyici olacağına inanıyor.

Ferec'e göre arabulucuların ‘kapsamlı anlaşmanın’ tamamlanması, ABD taahhüdü ve pratikte savaş öncesiyle aynı olmayan silahsızlanmanın reddinin nasıl aşılacağına dair anlayışlar dışında bir seçeneği yok.