Suudi Arabistan ve ABD stratejisinin merkeziyetçiliği

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan ve ABD stratejisinin merkeziyetçiliği

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Büyük küresel meydan okumaların ve ABD'nin güçlü müttefiklere ihtiyacının olduğu bir ortamda Cidde'de düzenlenen ABD-Suudi Arabistan Zirvesi, uluslararası gelişmelerin başında geliyor.
Sadece Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşı değil aynı zamanda ABD'nin, Çin ve Ortadoğu'daki ABD müttefikleri üzerindeki rekabetinden duyduğu endişe sebebiyle ABD'nin karşılaştığı meydan okumalar büyük.
Ayrıca tüm dünyanın, İran'ın nükleer silahlara sahip olması ve tüm dünyayı rahatlatacak uluslararası küresel bir mutabakatla ilgili müzakerelerin belirsizliği ve mutabakatın imzalanması konusundaki zorluklar hakkında duyduğu endişenin yanı sıra, İran Cumhuriyeti'nin bölgedeki saldırgan davranışları hem Suudi Arabistan hem ABD için ortak bir meydan okumayı temsil ediyor.
ABD'nin, iki ülke arasında, 1945 yılında Kral Abdulaziz Al Suud -Allah rahmet etsin- ve dönemin ABD Başkanı Roosevelt arasındaki görüşmeyle başlayan ve 80 yıldır devam eden ilişkilerle ilgili politikası sağlam tarihi rotasında olsaydı, bu ziyarete bu kadar büyük önem atfedilmezdi.
Ancak Biden yönetimi, Suudi Arabistan'a karşı aykırı ve iş birliğine dayanmayan veya ABD-Suudi Arabistan ilişkisinin hususiyetini kavramayan bir tutum sergiledi.
Bu da iki ülke arasındaki diplomatik, askeri, ekonomik ve siyasi ilişkilerin gerilmesine neden oldu. Ta ki Beyaz Saray, Suudi Arabistan ile ilişkileri eski dönemine döndürme -her ne kadar eski dönemden daha güçlü ve daha iyi olmasa da- ihtiyacını idrak edene kadar.
ABD Başkanı Biden'ın, Suudi Arabistan ziyareti, Hadimü'l Harameyn-i Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile görüşmesinin hedefleriyle ilgili paylaştığı açık mektubu başta olmak üzere, ABD'den yapılan açıklamaların merkezinde, Washington ve Riyad arasında stratejik ilişkilerin yeniden inşa edilmesi meselesi var.
Bu durum, ABD'nin Ortadoğu'daki ittifaklarını yeniden şekillendirmesinde Suudi Arabistan'ın köşe taşı olduğunu, Suudi Arabistan ve onun siyasi liderliği, sahip olduğu ekonomik ağırlık ve lider pozisyonu olmadan ABD'nin ittifaklarını yeniden şekillendiremediğini gösteriyor.
ABD Başkanı, mektubunda, ziyaretinin en önemli eksenlerini -birincisi Rusya ile yüzleşmek, ikincisi Çin ile yüzleşmek için olabilecek en iyi şekilde konumlanmak ve üçüncüsü Washington'ın bölgedeki müttefikleriyle ortaklığı güçlendirmek- açıkladıysa da bu eksenler, Arap dünyasının karşıt görüşleriyle, öncelikle Suudi Arabistan Krallığı'nda ve ardından Biden ile daha geniş bir zirvede bir araya gelecek olan Arap ülkelerinin bazı liderleriyle görüşmelerde karşılaşabilir.
Ancak Suudi Arabistan'daki görüşmenin sırrı, Suudi Arabistan'daki siyasi liderliği, Biden'ın bu zirvede duyacağı en büyük ağırlık haline getiriyor.
Suudi Arabistan'ın yakın belleğinin emin olma ihtiyacı duyduğu şey, Biden yönetiminin, tüm tarafların ortak çıkarlarını güçlendirecek şekilde ve başka ülkelere düşman olmasını beklemeden -çünkü bu düşmanlık Ortadoğu halklarının çıkarlarına katkı sağlamaz- ABD'nin Suudi Arabistan ve bölge ülkeleriyle ilgili politikasını uygulamakta ciddi olup olmadığıdır.
Suudi Arabistan ve Riyad Zirvesi'ne katılacak ülkeler, halklarının çıkarlarına özen gösteriyorlar. Gelecekte kuracakları ittifaklar, halklarının çıkarlarına ve güvenliğine hizmet etmeli.
Independent Türkçe Genel Koordinatörü Muhammed Zahid Gül'ün makalesine göre,  ABD, coğrafya ve sorumluluk bakımından uzak bir noktadayken, bizzat Ortadoğu ülkeleri veya başka ülkeler arasındaki savaşlarda taraf olmayacaklar. 
Bunun eşdeğeri, ABD'nin, Yemen'deki çatışmaya son vermek için çalışması, Filistin meselesini iki devletli çözüme dayalı olarak çözmesi ve bunu sağlamak için pratik tedbirler alması, İran'ın bölge ülkeleri için oluşturduğu tehdide kararlı ve kesin bir şekilde son vermesi, Arap ülkelerindeki tüm İranlı silahlı milisleri çıkarmak için çalışmasıdır.
ABD'nin ittifaklar oluşturma konusunda talepleri olduğu gibi Suudi Arabistan ve onun bölgedeki müttefiklerinin de talepleri ve hakları var. 



Ateşkes için ABD'den temas bekleyen Rusya sahada bastırıyor

Cidde görüşmelerinden (EPA)
Cidde görüşmelerinden (EPA)
TT

Ateşkes için ABD'den temas bekleyen Rusya sahada bastırıyor

Cidde görüşmelerinden (EPA)
Cidde görüşmelerinden (EPA)

Rusya bugün, Rusya'nın batısındaki Kursk bölgesinde kontrol ettiği bölgede günlerdir geri çekilen Ukrayna güçlerini yenmek için askeri baskısını sürdürdü. Askeri baskı, Suudi Arabistan'da yapılan ABD-Ukrayna toplantısının ardından Kiev'in Washington'un Rusya ile savaşta 30 günlük ateşkes ilan etme önerisini kabul etmesinin ardından geldi.

Cidde'de dün yapılan ABD-Ukrayna görüşmesine ilişkin ilk yorumunu yapan Kremlin bugün, önerilen ateşkesin Rusya tarafından kabul edilebilir olup olmadığı konusunda yorum yapmadan önce ABD'nin görüşmelerin sonucu hakkında kendisini bilgilendirmesini istediğini söyledi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov gazetecilere yaptığı açıklamada, başkanlar Vladimir Putin ve Donald Trump arasında yakın zamanda bir telefon görüşmesi yapılması ihtimalini göz ardı etmediğini söyledi. Moskova'nın ateşkesi kabul edip etmeyeceği sorusu üzerine Peskov gazetecilere şunları söyledi: “Aceleci davranıyorsunuz... Önümüzdeki günlerde Amerikalılarla temas kurmayı bekliyoruz ve teklif hakkında tam bilgi almak için onlara güveniyoruz. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'un önümüzdeki günlerde farklı kanallar aracılığıyla gerçekleşen görüşmeler ve varılan mutabakatlar hakkında bizi bilgilendireceklerini varsayıyoruz.”

Dün yapılan ortak açıklamada ABD ve Ukrayna, Kiev'in ABD'nin 30 günlük acil ateşkes önerisini kabul ettiğini ve Rus işgalinin ardından kalıcı barışın yeniden tesis edilmesine yönelik adımlar atıldığını duyurdu.

Açıklamada, ‘önerilen ateşkesin, Rusya tarafından eş zamanlı olarak kabul edilmesi ve uygulanması koşuluyla tarafların karşılıklı rızasıyla uzatılabileceği ve ABD'nin Moskova'yı Rusya'nın mütekabiliyetinin barışa ulaşmanın anahtarı olduğu konusunda bilgilendireceği’ ifade edildi.

Rus ajanslarının bildirdiğine göre, Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana ilk kez, Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Naryshkin ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın TASS haber ajansından aktardığına göre SVR tarafından yapılan açıklamada, “11 Mart 2025 tarihinde SVR Direktörü Sergey Naryshkin ile CIA Direktörü John Ratcliffe arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti” denildi. Bu görüşme Trump'ın ocak ayında ABD başkanlığının ikinci dönemi için Beyaz Saray'a dönmesinden bu yana yapılan ilk görüşme. AFP'ye göre söz konusu görüşme aynı zamanda, Rusya'nın 2022 başlarında Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana iki ülke arasında bu düzeyde gerçekleşen nadir bir istihbarat iletişimi.

Açıklamada, iki yetkilinin ‘uluslararası istikrar ve güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunmak ve Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerde çatışmanın yoğunluğunu azaltmak üzere düzenli olarak iletişim kurma’ konusunda mutabık kaldıkları belirtildi.

Rus kuvvetleri Kursk'ta ilerliyor

Rusya devlet medyası, Rus birliklerinin Ukrayna'nın işgali altındaki Sudja kasabasının merkezine girdiğini bildirdi. RIA Novosti'nin bir askeri komutana dayandırdığı haberine göre birlikler belediye binasına Rus bayrağı çekti.

Kursk bölgesinin en önemli nüfus merkezi olan Sudja, geçtiğimiz ağustos ayında Rusya topraklarına ani ilerleyişi sırasında Ukrayna güçlerinin kontrolü altındaydı. Ukrayna sınır bölgesinde bin kilometrekareden fazla bir alanı kontrol etmeyi başardı. Rusya aylardır bölgenin kontrolünü yeniden ele geçirmek için Kuzey Kore askerlerinin de desteğiyle şiddetli çatışmalar yürütüyor. Ukrayna kısa süre önce Kursk'taki birkaç köyden çekildi.