Çok uluslu güçler Tiran ve Sanafir adalarından neden çekiliyor?

Tiran ve Sanafir adalarındaki çok uluslu güçler hakkında ne biliyoruz? Bu güçlerin adalardan ayrılması ne anlama geliyor?

Sina’daki Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler’in çalışmalarının kutlama ve törenlerinden bir kare (Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler resmi web sayfası)
Sina’daki Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler’in çalışmalarının kutlama ve törenlerinden bir kare (Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler resmi web sayfası)
TT

Çok uluslu güçler Tiran ve Sanafir adalarından neden çekiliyor?

Sina’daki Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler’in çalışmalarının kutlama ve törenlerinden bir kare (Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler resmi web sayfası)
Sina’daki Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler’in çalışmalarının kutlama ve törenlerinden bir kare (Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler resmi web sayfası)

ABD Başkanı Joe Biden dün Suudi Arabistan’daki yetkililerle birlikte “ABD kuvvetleri de dahil olmak üzere uluslararası barışı koruma güçlerinin Tiran ve Sanafir adalarından çekilmesini” gerektiren bir anlaşmaya varıldığını duyurdu.
Biden’ın açıklaması çok uluslu güçlerin Ortadoğu’daki hayati ve stratejik görevlerine bir kez daha ışık tutarken, aynı zamanda söz konusu anlaşmanın ne anlama geldiği, yerel ve bölgesel olarak yansımalarının neler olduğuna ilişkin soruları da gündeme getirdi.
Tiran ve Sanafir adalarındaki uluslararası güçlerin varlığının nedenlerini anlamak için 1979’da ABD himayesinde imzalanan Mısır-İsrail barış anlaşmasının maddelerine bakmak gerekiyor. Anlaşmanın ardından adalarda ‘çok uluslu bir güç’ konuşlandırılmasına karar verilmişti.
Çok uluslu Kuvvetler ve Gözlemciler’in resmi internet sitesine göre, Sina’da Birleşmiş Milletler’e bağlı barış gücü konuşlandırmak için Birleşşmiş Milletler Güvenlik Konseyi onayının alınamaması sebebiyle, anlaşmanın tarafları 1981’de BM Barış Gücü’ne alternatif olarak çok uluslu bir kuvvet kurulmasına yönelik bir protokolü müzakere etti.

Aynı internet sitesinde yayınlanan bir bölüme göre, söz konusu güçlerin Mısır, İsrail ve uluslararası temas noktalarında genel merkezi ve idari ofisleri bulunuyor ayrıca hazırlanan protokolde kuvvetlerin “Tiran Boğazı boyunca deniz seyrüsefer özgürlüğünü” sağlamaya 8 No’lu madde de bulunuyor.
Mısır ve Suudi Arabistan, 2016’da bir anlaşma imzaladı. 2017 yılında Mısır resmi olarak, iki ülke arasındaki resmi sınırları tanımlayan bir belge yayınladı. Belgeye göre, Kızıldeniz’deki Tiran ve Sanafir adalarının egemenliği Suudi Arabistan’a devredildi.

Çok uluslu güçlerin çalışma protokolü, eylem mekanizmasını tanımlıyor. Protokol “Çok uluslu güçleri yönetmekten sorumlu bir Genel Müdür’ün atanmasını, çok uluslu kuvvetin diğer kaynaklarca karşılanmayan masraflarının antlaşma tarafları tarafından eşit olarak üstlenilmesini” içeriyor. Aynı zamanda, anlaşma taraflarının çok uluslu gücün kurmasına yardımcı olma konusunda önemli rol oynayan ABD ve gözlemciler resmi olarak yıllık eylem giderlerinin üçte birini sağlamayı taahhüt ettiklerine de yer verildi.
Mısır, İsrail ve ABD tarafından sağlanan eşit finansmanın yanı sıra, çok uluslu güçler şu anda Finlandiya, Almanya, Japonya, Hollanda, Norveç, Kore Cumhuriyeti, İsveç, İsviçre, Birleşik Krallık hükümetlerinden katkı alıyor.

Askeri düzeyde ise, 13 ülke, kuvvetlerin çalışmaları kapsamındaki misyonlarına birlikleriyle katılıyor. Bu 13 ülke arasında Avustralya, Kanada, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Fiji, Fransa, İtalya, Japonya, Yeni Zelanda, Norveç, Birleşik Krallık, ABD ve Uruguay yer alıyor.
Uluslararası güçlerin merkezi Roma’da bulunuyor. Kuvvetlerin komutanı ve üyeleri Sina’da bulunurken, kuvvetlerin Genel Müdürü ve diğer yetkililerin temsilcileri Kahire ve Tel Aviv’de bulunuyor.
Tiran ve Sanafir adalarının olduğu deniz bölgesinde, çoklu kuvvetler Tiran Boğazı’nda deniz seyrüsefer güvenliğini sağlamak için önemli ekipmanlara sahip, İtalya’nın özel bir birimi yetkilendirildi. Şarm eş-Şeyh Limanı’nda güneyde yer alan çok uluslu kuvvet üssünün yakınında konuşlanan birlik, üç devriye gemisi ve mürettebatından, bir destek unsurundan ve birliğin güvenliğini artırmak için bir deniz müfrezesinden oluşuyor.
Resmi olarak 1981 yılında kurulan uluslararası güçler, 40 yılı aşkın süredir bölgede faaliyet gösteriyor. 2020 Kasım ayında, bir helikopterin Tiran Adası’nda düşmesi sonucu 6 ABD askerinin yanı sıra Fransa ve Çek Cumhuriyeti’nden iki asker hayatını kaybetti. ABD Başkanı Biden o dönemde yaptığı açıklamada, kurbanların ailelerine başsağlığı dilemiş ve tüm ABD’lilerin ‘fedakarlıklarını onurlandırma’ konusunda duyguları paylaştığını belirtmişti.
Mısır da ABD, Fransa ve Çek Cumhuriyeti hükümetlerine ve helikopter kazasında hayatını kaybeden uluslararası barış güçlerinin ailelerine taziyelerini iletti. Çok uluslu güçler kapsamında faaliyet gösteren ABD güçleri, hayatını kaybeden askerler için anma töreni düzenledi.
Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi Müsteşarı Yahya Kadvani, ABD Başkanı’nın, Mısır ordusunun ve uluslararası güçlerin Tiran ve Sanafir adalarından çıkışına ilişkin açıklamasının, deniz sınırlarını belirlemek ve iki adayı Riyad’ın egemenliğine geri döndürmek için Mısır-Suudi anlaşması bağlamında yapıldığını vurguladı.
Kadvani dolayısıyla adalarda uluslararası güçlerin varlığını sürdürmesine artık gerek kalmadığını, meselenin boğazda seyrüsefer serbestliği ve bölge ülkelerine hizmet konusunda gelişen ilişkilerine bırakıldığını düşünüyor.
Kadvani, Şarku’l Avsat’a, söz konusu anlaşma sonrası Riyad’ın iki adayı NEOM projesi bağlamında turizme açacağını belirtti. NEOM projesi Mısır ve Suudi Arabistan’ın çıkarlarına ve güvenliğine hizmet ettiğini de sözlerine ekledi.



Belkasım Hafter, hava seyrüsefer sistemini geliştirmek için bir Türk şirketiyle bir dizi sözleşme imzaladı

Doğu Libya ile Türkiye arasında sivil havacılık alanında iş birliği (Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu)
Doğu Libya ile Türkiye arasında sivil havacılık alanında iş birliği (Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu)
TT

Belkasım Hafter, hava seyrüsefer sistemini geliştirmek için bir Türk şirketiyle bir dizi sözleşme imzaladı

Doğu Libya ile Türkiye arasında sivil havacılık alanında iş birliği (Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu)
Doğu Libya ile Türkiye arasında sivil havacılık alanında iş birliği (Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter'in oğlu Belkasım'ın başkanlığını yaptığı Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu, hava seyrüsefer sistemini geliştirmek üzere bir Türk şirketiyle bir dizi sözleşme imzaladı.

Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu, direktörü Belkasım tarafından Ankara'da imzalanan sözleşmelerin ‘Doğu, Güney ve Orta Libya'daki havalimanlarına (Bingazi, Sabha, Sirte, Ubari, el-Abrak, Mertuba ve Tobruk) hava seyrüsefer sistemleri ile hava ve yer haberleşme sistemlerinin kurulumunu ve geliştirilmesini’ içerdiğini belirtti.

fergty6u7
Derne'deki projelerden biri (sosyal medya)

Libya'nın doğusundaki yetkililer Türkiye ile ilişkilerinde daha önceki suskunluklarını bir kenara bırakarak, parlamento tarafından atanan Usame Hammad hükümetindeki yetkililerin ziyaretlerinin yanı sıra Hafter'in oğulları Belkasım ve Saddam'ın ‘yeniden yapılanma’ ve silahlı kuvvetlere destek konularında yaptığı görüşmelerle ilişkileri daha da genişletme eğilimine girdiler.

Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu pazar akşamı yaptığı resmî açıklamada, direktörü Belkasım Hafter'in ‘fonun sivil havacılık sektörünü geliştirme planlarının bir parçası olarak Albavvaba Hizmetleri Limited Şirketi ile bir dizi stratejik ve önemli sözleşme’ imzaladığını duyurdu. Açıklamada, bu sözleşmelerin ‘ülkenin altyapısını rehabilite etmek ve böylece Libya genelinde istikrarı artırmaya ve kalkınmayı teşvik etmeye katkıda bulunmak için Libya Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Fonu tarafından yönetilen kapsamlı bir ulusal vizyon’ bağlamında geldiğine dikkat çekildi.

Nisan 2024 başında Belkasım Hafter Bingazi'de genel müteahhitlik, ekipman ve altyapı ile ilgili çeşitli projeleri uygulamak üzere Türk şirketleriyle iş sözleşmeleri imzaladı.

Bu gelişme, Türkiye'nin Hafter liderliğindeki güçlerin başkent Trablus'taki savaşından sonra uzun süren bir rekabetin ardından, ülkenin doğu ve güneyinde konuşlu LUO Genel Komutanlığı’na açık olduğu bir dönemde gerçekleşti. Öte yandan Libya Temsilciler Meclisi (TM), eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac'ın 2019 yılında Ankara ile imzaladığı sınır belirleme anlaşmasını yakında görüşecek.