Irak’ta iki avukat, Nuri el-Maliki’ye atfedilen ses kayıtlarının incelenmesi talebiyle Savcılığa başvurdu

İki avukat Maliki’ye ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının incelenmesi için yargıya başvurdu.

Bağdat’ta geçen hafta cuma namazının ardından düzenlenen Maliki karşıtı gösteriler sırasında Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını taşıyan bir gösterici (AFP)
Bağdat’ta geçen hafta cuma namazının ardından düzenlenen Maliki karşıtı gösteriler sırasında Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını taşıyan bir gösterici (AFP)
TT

Irak’ta iki avukat, Nuri el-Maliki’ye atfedilen ses kayıtlarının incelenmesi talebiyle Savcılığa başvurdu

Bağdat’ta geçen hafta cuma namazının ardından düzenlenen Maliki karşıtı gösteriler sırasında Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını taşıyan bir gösterici (AFP)
Bağdat’ta geçen hafta cuma namazının ardından düzenlenen Maliki karşıtı gösteriler sırasında Mukteda es-Sadr’ın fotoğrafını taşıyan bir gösterici (AFP)

Irak’ta geçen hafta sosyal medyada dolaşıma giren Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki’ye ait olduğu iddia edilen ses kaydı toplumun büyük bir kesiminin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bazı gözlemciler bu kayıtların Maliki için ciddi hukuki sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerken, iki avukat kayıtların incelenmesi talebiyle savcılığa başvuruda bulundu. Başvuru sahibi avukatlardan Selsebil Abduşşinit ‘kayıtların Irak ulusal güvenliğine zarar verici nitelikte olduğunu ve mezhep çatışması ve fitne çıkarmaya teşvik ettiğini’ söyledi.
Gazeteci ve aktivist Ali Fadıl, geçen hafta çarşamba günü elinde Maliki’ye ait olduğunu iddia ettiği 48 dakikalık ses kaydı bulunduğunu belirterek, ‘halk ve siyaset çevreleri üzerinde oluşturacağı etki ivmesini ve sansasyonu sürdürmek’ amacıyla her gün ses kaydından bir veya iki dakikalık kesitler yayınlayacağını duyurdu. Başlangıç olarak ses kaydından birkaç kesit paylaşan Fadıl, toplumda oluşturduğu ivmeye göre önümüzdeki günlerde geri kalan kısımları da yayınlayacağını ifade etti.
Fadıl’ın dün paylaştığı bölümde son derece tehlikeli ifadeler yer alıyor. Maliki’ye ait olduğu iddia edilen ses kaydında, “Bir sonraki aşama savaş aşamasıdır. Dün bunu Başbakan (Mustafa) el-Kazımi’ye söyledim. (Kazımi ile görüşmesinde) ‘Sana yahut ordu ve polise güvenmiyorum, onlar hiçbir şey yapmadı, Irak hiç kimsenin çıkamayacağı yıkıcı bir savaşla karşı karşıya, eğer Sadr, Halbusi ve Mesut Barzani’nin yönelimlerini engelleyebilirsek o zaman iş başka’ dedim” ifadeleri kullanılıyor.
Ses kaydında bahsedilen konu yaklaşık iki ay öncesine dayanıyor. Nitekim o dönem Sadr, Barzani ve Halbusi Vatanı Kurtarma İttifakı kurduklarını ilan etti. Sadr, başkanlığındaki Sadr Hareketi’ni (Meclis’te 73 sandalyesi vardı) yaklaşık 1 ay önce Meclis’ten çekti.
Kayıttaki sesin sahibi ‘savaş aşamasına hazırlık olarak’ 10 ila 15 arasında silahlı oluşumu silah ve teçhizatla donattığını söylüyor. Kayıtta ayrıca ‘Sadr’ın saldırması halinde dini merciyi (Ali es-Sistani) ve insanları korumak için Necef’e saldıracağım. Haşdi Şabi beni hayal kırıklığına uğrattı. Ona güvenebileceğimi sanmıyorum. Onlar korkaklar topluluğu’ ifadeleri kullanılıyor.

Ses kayıtları hakkında kim ne dedi? 
Maliki’nin ofisinden art arda yapılan iki açıklamada da söz konusu kayıtların Maliki’ye ait olduğu iddiası yalanlandı. Açıklamada Deep Fake isimli yeni teknolojiyle sesleri değiştirilebildiği ve bu yol kullanılarak gerçeklerin çarpıtılmak istendiği belirtildi. Ancak azımsanmayacak sayıda yerel gözlemci Maliki’nin yalanlamasına inanmıyor ve “ses kaydında dile getirilen fikirlerin Maliki’nin fikirleriyle tamamen uyuştuğunu” söylüyor.
ABD’nin Arizona Üniversitesi’nden Iraklı araştırmacı Selim Suza, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda günlerdir devam eden bu tartışmayı değerlendirdi. Suza, paylaşımında, “Son sızdırılan ses kaydının gerçek olup olmadığından bağımsız olarak, Maliki’ye atfedilen bu kayıtlar, onun davranışları, düşünce yapısı ve siyasi görüşüyle uyuşuyor. Kayıtların gerçekten Maliki’ye ait olduğu konusunda bir an bile şüphe etmedim. Bilgiler, ses tonu, konuşma şekli, siyasi ve güvenlik meseleleri ele alma biçimi… tüm bunlar tartışmasız Maliki’ye ait” diye yazdı.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre, siyasi araştırmacı Yahya el-Kebisi, “Doğrusu Maliki’nin söyleminde bir yenilik yok. O, bu konuşmayı misafirlerinin önünde daima yapar. Fakat bu kez muhtemelen gün yüzüne çıktı. Ancak bu söylemdeki temel görüşler Maliki’nin 2003’te Irak siyaset sahnesine çıkmasından beri tekrarlanıyor” dedi.
Eski milletvekili ve muhalif siyasetçi Faik Şeyh Ali, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Kayıt montaj mı değil mi meselesini boş verin. Bu meseleyi ve tüm soruları güvenlik güçlerine bırak. Kendinize sadece şunu sorun: Önceki olaylara ve açıklamalara göre, bu sayın Maliki’nin bakış açısı mı yoksa sayın Mukteda es-Sadr’ın bakış açısı mı? Sayın Mukteda’dan ziyade Maliki’nin sert ve öfkeli bakış açısı görülmüyor mu?!”
Maliki’ye atfedilen bu kaydın muhtemel etkilerinin ne olacağı şimdilik bilinmiyor. Nitekim kayıtlarla ilgili açılan davaların sonuçlanması bekleniyor. Ayrıca Maliki’nin mensubu olduğu Şii Koordinasyon Çerçevesi liderleri arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle bu kayıtların Çerçeve’nin içinden bir isim tarafından sızdırıldığı ihtimali de bazı çevreler tarafından dile getiriliyor.
Ses kayıtlarında okların hedefinde olan Mukteda es-Sadr, kayıtlar yayınlandıktan sonra Twitter hesabından, “Bu sızıntılara önem vermeyin biz ona (Maliki’ye) bir değer vermiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.



Katarlı bir heyet, Suriye'de DEAŞ tarafından öldürülen Amerikalıların kalıntılarını aramaya başladı

Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki Amerikan askerleri (Arşiv- Şarku'l Avsat)
Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki Amerikan askerleri (Arşiv- Şarku'l Avsat)
TT

Katarlı bir heyet, Suriye'de DEAŞ tarafından öldürülen Amerikalıların kalıntılarını aramaya başladı

Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki Amerikan askerleri (Arşiv- Şarku'l Avsat)
Suriye'nin Deyrizor kırsalındaki Amerikan askerleri (Arşiv- Şarku'l Avsat)

Bilgi sahibi iki kaynak, Katar misyonunun, 10 yıl önce Suriye'de DEAŞ tarafından öldürülen Amerikalı rehinelerin kalıntılarını aramaya başladığını ve kalıntılarını kurtarmak için uzun süredir devam eden çabaları yeniden canlandırdığını söyledi.

Gücünün zirvesinde olduğu 2014-2017 yılları arasında Suriye ve Irak'ın geniş bölgelerini kontrol eden DEAŞ, Batılı rehineler de dahil olmak üzere çok sayıda kişiyi rehin alıp başlarını keserek öldürdü. Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre cinayetlerin görüntülerini yayınladı.

Kaynaklar, Katar Uluslararası Arama ve Kurtarma Ekibi'nin çarşamba günü bir grup Amerikalı ile birlikte arama çalışmalarına başladığını söyledi. Kaynaklar, Doha'nın son birkaç yıldır Fas ve Türkiye'deki deprem bölgelerine gönderdiği ekibin şu ana kadar üç kişinin cesedini bulduğunu bildirdi.

Kaynaklardan biri, Suriye'li bir güvenlik yetkilisi, cesetlerin kimliklerinin henüz tespit edilmediğini belirtti. İkinci kaynak ise görevin ne kadar süreceği henüz belli olmadığını ifade etti.

Katar’ın misyonu, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu hafta bölgeyi ziyarete hazırlandığı bir dönemde başladı. Bu durum, Katar'ın yakın müttefiki olan Suriye'deki yetkililerin ABD yaptırımlarını hafifletme çabalarıyla da örtüşüyor.