Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğinde duruşumuz çok net

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin, "Şartlarımızı yerine getirmek için gerekli adımları atmamaları halinde süreci donduracağımızı hatırlatmak istiyorum. Türkiye olarak duruşumuz çok nettir." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (DPA)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (DPA)
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğinde duruşumuz çok net

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (DPA)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (DPA)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. 
Milletin, İslam aleminin ve tüm insanlığın geride bırakılan Kurban Bayramı'nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rabbimden hepimize hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle nice bayramlara eriştirmesini diliyorum. Kurbanlarını keserek yaptıkları hayır ve hasenatla bayramın bereketini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşmak suretiyle bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, İslam'ın beş şartından biri olan hac farizasını yerine getirerek Türkiye'ye dönmeye başlayan vatandaşların ibadetlerinin de mebrur ve makbul olmasını Allah'tan diledi.

"15 Temmuz ihanetinin nesiller boyunca hatırlanmasını sağlamak hepimizin boynunun borcudur"
Geçen hafta idrak edilen bir diğer önemli günün de 15 Temmuz darbe girişimin altıncı yıl dönümü olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Dünya tarihinde eşine az rastlanabilecek bir feraset, cesaret ve fedakarlıkla milletimiz tarafından akamete uğratılan 15 Temmuz ihanetinin nesiller boyunca hatırlanmasını sağlamak hepimizin boynunun borcudur. Pek çok yerde başarıyla uygulanan sinsi bir senaryoyu ülkemize de teşmil etmek isteyenlerin heveslerini canları pahasına gün doğmadan kursaklarında bırakan milletimizin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Rabbim ülkemizi bir daha böyle bir ihanetle karşı karşıya bırakmasın diyorum. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize sıhhat ve afiyetler diliyorum."

İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleri süreci
Son yapılan Kabine Toplantısı'ndan bu yana yurt içinde ve yurt dışında pek çok programa katıldıklarını, görüşmeler gerçekleştirdiklerini, yürütülen çalışmaları da yakından takip ettiklerini dile getiren Erdoğan, Türkiye'ye eser kazandırmak, vatandaşlara hizmet etmek için gece gündüz demeden çalışmayı sürdürdüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Haziran'daki Kabine Toplantısı'nın ertesi günü NATO Liderler Zirvesi'nde Türkiye'yi temsil etmek üzere İspanya'ya gittiklerini anımsatarak, Ukrayna-Rusya savaşı sebebiyle önemli bir dönemde yapılan zirvede Türkiye'nin küresel ve bölgesel krizler konusundaki yaklaşımlarını en üst düzeyde dile getirdiklerini vurguladı.
NATO'nun genişleme politikasının Türkiye'nin hassasiyetleri çerçevesinde yürümesi konusunda gayet açık ve kesin bir tavır ortaya koyduklarının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelikleri sürecinin başlaması için masaya getirdiğimiz şartların kabulü üzerine şartlı onayımızı üye ülkelerle paylaştık. Bu ülkelerin şartlarımızı yerine getirmek için gereken adımları atmamaları halinde süreci donduracağımızı buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Ana muhalefetin, yavru muhalefetin öyle veya böyle değişik değişik bir şeyler söylemesi biz bu ülkede iktidarda olduğumuz sürece bizi bağlamaz. Özellikle İsveç'in bu konuda iyi bir görüntü vermediğini görüyoruz. Bizim Türkiye olarak bu konuda duruşumuz çok nettir, gerisini kendileri bilir."

"Ordumuza olan güvenimiz bir kat daha artmıştır"
İspanya programının ardından temmuzun ilk günü Milli Savunma Üniversitesine bağlı Harp Enstitülerinin diploma törenine katıldıklarını aktaran Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin personel temin ve eğitim sistemini 15 Temmuz'un ardından modern bir yaklaşımla ve günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırmıştık. Milli Savunma Üniversitemizin diploma töreninde yeni sistemin gayet verimli bir şekilde çalıştığını; Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerimize iyi yetişmiş subaylar kazandırdığını görmekten memnuniyet duyduk. Bu tablo karşısında FETÖ'cü alçakların tasfiyesinin hemen ardından en zor döneminde Türkiye'nin en kritik ve başarılı sınır ötesi harekatlarını gerçekleştiren ordumuza olan güvenimiz bir kat daha artmıştır." dedi.
Erdoğan, ertesi gün de aslında Bursa'da bir dizi programa katılacağını ancak küçük bir rahatsızlık sebebiyle programlara birkaç günlüğüne ara verdiğini belirtti.
İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin, Türkiye'ye 5 Temmuz Salı yaptığı resmi ziyaretle çalışmalarına kaldıkları yerden devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, ertesi gün de Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'u Beştepe'de ağırladıklarını kaydetti.
Erdoğan, Malezya Başbakanı İsmail Sabri Yakup'un 7 Temmuz'da yaptığı resmi ziyarette iki ülke ilişkilerini Kapsamlı Stratejik Ortaklık Seviyesine yükseltme kararı aldıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaptıkları telefon görüşmelerinde bölgenin barış ve huzuru konusundaki telkinlerini kendileriyle ayrı ayrı paylaştıklarını söyledi.
Bayram günlerinde de telefon diplomasisinin kesintisiz devam ettiğini dile getiren Erdoğan, İsrail Başbakanı Yair Lapid, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz El Suud ile telefonda görüştüğünü aktardı.
Ayrıca Suudi Arabistan Kralı Hadimul Haremeyn Şerifeyn Selman bin Abdülaziz El Suud ile de telefonda görüştüğünü kaydeden Erdoğan, Türk cumhuriyetlerinden Afrika'ya, Ortadoğu'dan Balkanlar'a kadar dost ve kardeş ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarıyla pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaşanan yangınları yakından takip ederek görevlendirdiği bakanlardan her aşamada bilgi aldığını ve gereken yönlendirmeleri yaptığını vurguladı.
Erdoğan, "Milletimizin şanlı direnişinin sembol mekanlarından İstanbul Saraçhane'de düzenlenen 15 Temmuz mitinginde vatandaşlarımızla kucaklaşarak şehitlerimizi yad ettik, gazilerimize şükranlarımızı sunduk. O gün Cumhur İttifakı'nın diğer kanadı Sayın Devlet Bahçeli ile beraber Saraçhane Meydanı'nda bulunduk." diye konuştu.
Erdoğan, yarın yapılacak Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi ve Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin yedinci toplantısı vesilesiyle bugün Tahran'a gideceğini belirterek, perşembe günü de Milli Güvenlik Kurulu Toplantısının gerçekleştirileceğini bildirdi.
Erdoğan, cuma günü İstanbul'da çeşitli açılışlara katılacağını, cumartesi de Kayseri programlarını gerçekleştireceklerini söyleyerek, "Durmak yok, yola devam. Aşkınan çalışan yorulmaz, inancımız budur diyerek Türkiye'yi büyütmeye, itibarını artırmaya, içeride ve dışarıda milletimizin çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkartacak, milleti hak ettiği refah seviyesine kavuşturacak projeleri planlayıp, inşa ettiklerini ve Türk vatandaşlarıyla birlikte tüm insanlığın hizmetine sunduklarını anlatan Erdoğan,"Yatırım, istihdam, üretim, ihracat odaklı büyüme stratejilerimize uygun biçimde hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlerin meyvelerini almanın mutluluğunu şu anda yaşayan ülkelerin başında geliyoruz." dedi.
İzmit Körfezi'ni otomobille mevcut yolu kullanarak geçmenin 1,5- 2 saat, feribotla da sadece deniz kısmıyla yaklaşık 1 saat sürdüğünü anlatan Erdoğan, yoğun günlerde çok uzun saatlerde ancak katedilebilen İzmit Körfez geçişinin artık Osmangazi Köprüsü'yle 5 dakikada tamamlanabildiğini söyledi.
"Osmangazi Köprüsü'nden sadece 8 Temmuz günü tam 80 bin 624 araç geçti Bay Kemal. Bu öyle herkesin karı değil, bu inanmış kadroların karıdır." diyen Erdoğan, şayet bu köprü olmasaydı bu kadar aracın feribotla taşınmasının mümkün olamayacağını, kara yolunun kilitlenip, seyahatlerin kesintiye uğrayacağını ve ulaşımın çileye dönüşeceğini anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti:
"İzmir-İstanbul Otoyolu, senin milletvekili olduğun yer Bay Kemal ve Osmangazi Köprüsü sayesinde bu güzergahta yapılan yolculuk çile olmaktan çıkmış, artık keyif halini almıştır. Nitekim 5 Temmuz ile 16 Temmuz tarihleri arasında Osmangazi Köprüsü'nü günlük ortalama 54 bin araç kullanmıştır. Böylece araç başı ortalama 6,5 saat ve toplam 4,2 milyon saat vakit tasarrufu ile 2,5 milyon litre yakıt tasarrufu elde edilmiştir. Sonuçta sadece bu tarihlerde İzmir-İstanbul Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü sayesinde ülkemiz yakıttan, zamandan ve emisyondan 140 milyon liralık bir kazanç sağlamıştır. Osmangazi Köprüsü ve İzmir-İstanbul Otoyolu'nun 2016 yılından bugüne garanti karşılama oranları yüzde 36'dan yüzde 116'ya çıkmıştır. Bu durum devlet kasasından tek kuruş harcanmadan inşa edilen projenin, devlete üste kazanç da sağlamaya başladığını gösteriyor."



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.