Alüminyum folyo aşırı sıcaklardan korunmanızı sağlayabilir

Temel bir mutfak ve sıcak hava dalgası eşyası

Unsplash
Unsplash
TT

Alüminyum folyo aşırı sıcaklardan korunmanızı sağlayabilir

Unsplash
Unsplash

Sıcaklıkların 41 santigrat dereceyi kadar çıkacağı tahmin edilen Birleşik Krallık (BK) bu hafta kaydedilen en sıcak gününü yaşayabilir.
BK Meteoroloji Ofisi, Londra, güneydoğu ve York ve Manchester'a kadar uzanan kuzey de dahil olmak üzere, İngiltere'nin çoğunda pazartesi ve salı günleri için kırmızı aşırı sıcaklık alarmı yayımladı.
The Independent'ın haberine göre, termometreler yükselirken, birçok kişi bu sıcaklık artışının ortasında serinlemek için alışılmadık yollar bulmaya çalışıyor.
Vantilatörler ve soğutma cihazları serinlemede önemli bir rol oynayabilirken, beklenmedik bir temel mutfak eşyası da boğucu sıcaklardan biraz soluklanmaya yardım edebilir.
Alüminyum folyo hem kolay şekillendirilebilir, hem ucuz, hem de yüksek sıcaklıklara karşı son derece dayanıklı.
Doğrudan güneş ışığı alan herhangi bir pencereyi alüminyum folyoyla kaplamak, güneşi ve ısıyı evinizden uzağa yönlendirebilir.
Evinize bir tür uzay çağı estetiği getirme ihtimali olsa da aşırı sıcaklık sorununa ucuz ve geçici bir çözümdür.
Başa ve omuzlara ıslak, soğuk havlu konması, ayakların soğuk bir kap suya sokulması, perde ve jaluzilerin kapalı tutulması, kafein ve alkolden kaçınılması ve bol su içilmesi diğer çözümlerdir.
BK Sağlık Güvenliği Ajansı'na (UKHSA) göre, 2021'de yaklaşık 1600 kişi ve 2020'de yaklaşık 2 bin 500 kişi sıcak hava dalgaları nedeniyle öldü.
Bazıları için, özellikle yaşlılar, küçük çocuklar ve diğer sağlık sorunları olanların yanı sıra, davranışlarını serin kalmak için değiştiremeyenler ya da yaşadıkları veya çalıştıkları yer nedeniyle yüksek sıcaklık seviyelerine maruz kalanlar için, yaz sıcakları ciddi sağlık risklerine yol açabilir.
Bu sağlık riskleri arasında dehidrasyon, hipertermi veya ısı bitkinliği ve sıcak çarpması vardır.
Aşırı sıcaklar su ve enerji hizmetlerinde, karayolu ve demiryolu taşımacılığında, aynı zamanda sağlık ve itfaiye hizmetlerinde de baskı oluşturabilir.
Birleşik Krallık'ta şimdiye kadarki en yüksek sıcaklık 38,7 santigrat derece olarak 2019'da Cambridge'te kaydedildi.
Ancak İngiltere'de pazartesi ve salı günkü sıcaklıkların bu seviyeyi aşması bekleniyor.



Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
TT

Yiyeceklerin yapısının tokluk hissinde rol oynayabileceği tespit edildi

Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)
Besin değeri aynı olan gıdaların hücre yapısındaki farklılıklar, tokluk hissinde kayda değer bir etki yaratabiliyor (Unsplash)

Bilim insanları yiyeceklerin yapısının tokluk hissini etkileyebildiğini tespit etti. 

Obezite gibi hastalıkların artışında modern beslenme alışkanlıkları kritik bir rol oynuyor. Ultra işlenmiş gıdalar da bu sorunun temel nedenleri arasında sayılıyor.

Öte yandan bu yiyecekler genellikle yağ, şeker ve tuz gibi sağlığa risk teşkil ettiği bilinen besinleri de yüksek miktarda içeriyor. Uzmanlar gıdaların nasıl "işlendiğinin" gözden kaçabileceğini söylüyor.

Birleşik Krallık'taki Imperial College London ve Quadram Enstitüsü'nden araştırmacılar gıdaların yapısının, etkilerini nasıl değiştirdiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Bulguları hakemli dergi Nature Metabolism'de yayımlanan çalışmada 10 sağlıklı yetişkin 4 günlüğüne bir kliniğe yerleştirildi. Katılımcılara beslenme sondası takılarak mide ve üst ince bağırsaklarından düzenli numune alındı. Böylece gıdaların nasıl sindirildiği ve bunun bağırsaktaki metabolizma sonucu ortaya çıkan maddeleri nasıl etkilediği değerlendirildi.

Katılımcılar, hücreleri kırılmış veya bütün haldeki nohut unundan yapılan lapalarla beslendi. Yani bir lapadaki nohutlar, geleneksel nohut unu yapımında olduğu gibi doğal hücre yapısı bozulacak şekilde işlenmişti. Diğerindeyse hücrelerin bozulmaması için farklı bir işlem uygulandı.

Araştırmacılar, besin değerleri birebir aynı olan bu gıdaların vücutta farklı etkilere yol açtığını gözlemledi. 

Hücre yapısı bozulan nohut unundan yapılan lapa, daha hızlı sindirilerek kandaki glikoz seviyesini, diğer lapaya kıyasla 2 ila 4 kat daha fazla yükseltti.

Parçalanmamış hücrelere sahip gıda ise daha yavaş sindirildi. Ayrıca iştahı bastırmasıyla bilinen GLP-1 ve PYY hormonları daha uzun süre boyunca salgılandı. Katılımcılar da daha uzun süre tokluk hissettiğini bildirdi. 

Çalışmanın çok az kişiyle yapılmış olması gibi önemli bir sınırlılığı var. Ancak bulgular obezite ve tip 2 diyabetle mücadelede, gıdaların yapısının kayda değer bir rol oynayabileceğine işaret ediyor.

Makalenin yazarlarından Gary Frost "Gıdaların yapısının değiştirilmesi, nihayetinde halkı tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklardan korumaya katkı sağlayabilir ve bu araştırma bu yüzden çok heyecan verici" diyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Mingzhu Cai ise zayıflama iğnelerinin başarısına değinerek şu ifadeleri kullanıyor:

Ozempic gibi GLP-1 agonistleri hakkında çok fazla tartışma dönüyor. Doğal GLP-1 seviyeleri asla bu ilaçların dozuna ulaşmayacak olsa da nasıl ve nerede salındığını anlayarak vücudumuzun üretebileceği dozları artırma şansımız var.

Bulgular, gıdaların işlenme biçimindeki farklılıkların yalnızca tokluk hissini artırmakla kalmayıp daha sağlıklı sonuçlar da doğurabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe, Imperial College London, Quadram Enstitüsü, Nature Metabolism