Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı: Petrol piyasasında arz yetersizliği yok, rafineri kapasitesinde bir yetersizlik mevcut

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tokyo'daki Yabancı Muhabirler Kulübü'nde düzenlediği basın toplantısında konuşurken (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tokyo'daki Yabancı Muhabirler Kulübü'nde düzenlediği basın toplantısında konuşurken (AFP)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı: Petrol piyasasında arz yetersizliği yok, rafineri kapasitesinde bir yetersizlik mevcut

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tokyo'daki Yabancı Muhabirler Kulübü'nde düzenlediği basın toplantısında konuşurken (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tokyo'daki Yabancı Muhabirler Kulübü'nde düzenlediği basın toplantısında konuşurken (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bugün, piyasada petrol yetersizliği görünmediğini, rafine kapasitesinde bir yetersizliğin söz konusu olduğunu belirterek, bunun ham petrolü çeşitli petrol ürünlerine işleme kabiliyetine yapılan yatırımı artırmayı gerekli kıldığını söyledi.
Suudi Bakan Tokyo’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar piyasada petrol sıkıntısı görmüyoruz. Rafinaj kapasitesi yetersizliği var ve bu da bir sorun, bu yüzden rafinaj kapasitesi yatırımını artırmamız gerekiyor” ifadelerini kullanarak, OPEC+ işbirliği olmadan yeterli petrol arzını sağlamanın imkansız olacağına dikkati çekti.
Prens Faysal açıklamasında, Rusya'nın OPEC+'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.
Batı'nın Rus ham petrolü ve yakıt tedarikine yönelik yaptırımlarının rafinerilere ve ardından tüketicilere yapılan ticari sevkiyatları aksatmasının ardından petrol fiyatları arz endişeleriyle dalgalanırken, ABD Merkez Bankası’nın enflasyonu kontrol etme girişimlerinin, gelecekteki yakıt talebini azaltacak bir durgunluğa yol açacağına dair artan endişeler doğurdu.

OPEC + ittifakı, 13'ü Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) üyesi olan 23 petrol ihraç eden ülkeyi içermekte. Anlaşma, petrol piyasalarının istikrarını sağlamak amacıyla Kasım 2016’da yapıldı.
Prens Faysal’ın bu açıklamaları, ABD Başkanı Joe Biden'ın Suudi Arabistan'a resmi ziyaretini tamamlamasının ardından, yetkililerin yeni petrol kararlarının piyasa mantığına göre ve OPEC+ ittifakı dahilinde alınacağını söylediklerini doğrular nitelikte.
Biden geçtiğimiz Cuma günü geç saatlerde, Suudi Arabistan'daki yetkililerle, petrol arzını artırmak için ‘acil ihtiyacı’ paylaştığını ve bu amaca ulaşmak için ‘önümüzdeki haftalarda daha fazla adım’ beklediğini söyledi.
Suudi yetkililer ise, petrol üretimini artırma kararının 3 Ağustos’ta yapılması planlanan OPEC + toplantısında ele alınacağını vurguladı.
Diğer yandan Suudi Arabistan’ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve İklim İşleri Elçisi Adil el-Cubeyr, “Bu anlaşmayla ilgili değil, Krallığın piyasalarda yeterli ham petrol arzını sağlamak için uzun vadeli çalışma politikası ile ilgili. Arz ve talebin durumunu çok dikkatli bir şekilde takip ediyoruz. Potansiyel bir eksiklik varsa, OPEC ve OPEC+ ortaklarımız aracılığıyla ham petrol üretimini artırmak için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
İttifak, ABD de dahil olmak üzere tüketici ülkelerden gelen çağrıların ardından Haziran ayında üretim artışlarını hızlandırmak için harekete geçti. Ancak, petrol fiyatlarının son zamanlardaki en yüksek seviyelerinden düşmesi ve resesyon riskleri nedeniyle 3 Ağustos'ta yapılacak toplantı öncesinde tablo değişebilir.
Mevcut OPEC+ anlaşmasının şartlarına göre, Suudi Arabistan'ın üretimi önümüzdeki ay, ham petrol ihracatçısı olarak sözleşmelerinde nadiren koruduğu bir seviye olarak günlük 11 milyon varile ulaşacak.



Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
TT

Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)

Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini kazanmasıyla ABD-Çin ilişkilerinin nasıl şekilleneceği belirsizliğini korurken Pekin, Washington'ın "arka bahçesi" Güney Amerika'daki yatırımlarına devam ediyor. Çin'in finansmanıyla Peru'da inşa edilen mega liman da Washington'ın radarında. 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte, Chancay Limanı'nın açılışını 14 Kasım'da gerçekleştirdi. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin analizinde, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında inşa edilen mega limanın "Kuzey Amerika'yı devre dışı bırakacak yeni ticaret rotaları oluşturabileceği" ifade ediliyor. 

Şi'nin açılışa katılmasının, Pekin'in bu limana ne kadar değer verdiğinin göstergesi olduğu yorumu da yapılıyor. Boluarte ve Şi, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında bir araya gelmişti. Chancay Limanı'nın açılışı da zirveye damga vurdu. 

Şi, Çin ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki ekonomik bağları güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtirken, Boluarte de limanın açılışını "Peruluların gurur duyduğu tarihi bir an" diye niteledi.

BBC'nin analizinde, ABD'nin Güney Amerika'daki "komşularına ve onların ihtiyaçlarına kayıtsız kalmasının bedelini ödediği" değerlendirmesi paylaşılıyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Monica de Bolle, Pekin'in hamlesine ilişkin şu yorumu yapıyor: 

ABD, Latin Amerika'da uzun süredir etkin değil, Çin de çok hızlı adımlar attı, son 10 yılda bölgedeki durumu gerçekten yeniden şekillendirdi. Amerika'nın arka bahçesinde doğrudan Çin'le ilişki kuruluyor. Bu sorun yaratacak bir durum.

Çin devletine ait Cosco Shipping'in yürüttüğü 3,5 milyar dolarlık proje, Peru'nun Pasifik kıyısındaki balıkçı kasabası Chancay'ı devasa bir lojistik merkezine dönüştürdü. Peru'nun başkenti Lima'nın yaklaşık 70 kilometre kuzeyindeki mega liman, iki ülke arasındaki tek yönlü nakliye süresini 35 günden 23 güne indirdiği gibi, lojistik maliyetlerinde de yüzde 20'den fazla tasarruf sağlayacak. 

Ayrıca Peru'da her yıl 8 binden fazla kişinin doğrudan istihdama katılmasına ek olarak yıllık 4,5 milyar dolar gelir yaratması öngörülüyor. 

"Şanghay'dan Chancay'a" sloganıyla inşa edilen mega liman, 15 güvertesiyle Latin Amerika'nın en büyük derin deniz limanı olacak. Tüm aşamaları tamamlandığında bu mega liman sadece Peru'nun değil Şili, Ekvador, Kolombiya ve Brezilya'nın ürünlerinin de Asya'ya ulaşmasını sağlayacak.

ABD'li yetkililer, bu limanın askeri amaçlarla kullanılabileceğini de öne sürüyor. Britanya gazetesi Financial Times'ın (FT) görüştüğü ABD Güney Komutanlığı'ndan emekli General Laura Richardson, Çin donanmasının buraya gemi konuşlandırarak limanı "çift fonksiyonlu" şekilde kullanabileceğini savunuyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal, Çin'in Arjantin'den lityum, Venezuela'dan ham petrol ve Brezilya'dan demir cevheriyle soya satın aldığını hatırlatarak, Pekin'in Güney Amerika'daki projelerinin toplam değerinin 286 milyar doları bulduğuna işaret ediyor. 

ABD'nin Güney Amerika ülkelerini "ikinci plana atması" sebebiyle Pekin yönetiminden birçok diplomat ve bürokratın bölgede yoğun faaliyet gösterdiğine dikkat çekiliyor. WSJ'ye konuşan Washington'ın eski Panama Büyükelçisi John Feeley, ABD'nin bölgeye yönelik politikasını değiştirmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor: 

ABD, Latin Amerika'ya bir fırsat gözüyle değil bir sorun olarak bakıyor.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, Financial Times, RT