Lübnan Kamu İhale Kurulu Müdürü Aliyya: İfadeye çağrılmamı fırsat bilip yolsuzlukla ilgili birçok bilgi paylaşacağım

Lübnan Merkezi Kamu İhale Denetçiliği Müdürü Jean el-Aliyya.  (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Merkezi Kamu İhale Denetçiliği Müdürü Jean el-Aliyya. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
TT

Lübnan Kamu İhale Kurulu Müdürü Aliyya: İfadeye çağrılmamı fırsat bilip yolsuzlukla ilgili birçok bilgi paylaşacağım

Lübnan Merkezi Kamu İhale Denetçiliği Müdürü Jean el-Aliyya.  (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Lübnan Merkezi Kamu İhale Denetçiliği Müdürü Jean el-Aliyya. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)

Lübnan Merkezi Kamu İhale Denetçiliği Müdürü Jean el-Aliyya, ‘hakaret ve iftira’ suçlaması nedeniyle Cumhuriyet Savcılığı’na ifade verecek. Kamu İhale Kurulu Müdürü Aliyya’nın ifadeye çağrılması nedeniyle bir grup aktivist, Beyrut Adliye Sarayı önünde eylem yaptı ve kamu görevlilerinin ‘tehditle yıldırılamayacağı’ ve ‘ifade özgürlüğünün kısıtlanamayacağı’ yönünde sloganlar attı.  
Jean Aliyya geçen hafta düzenlediği bir basın toplantısında, ikili adalet sistemini benimseyen Lübnan'daki yüksek idare mahkemesi olan Devlet Danışma Konseyi’nin (Danıştay) 26 Mayıs’ta, Refik Hariri Uluslararası Havalimanı’ndaki ‘Serbest Bölge’nin’ işletme hakkını, 2017’den bu yana elinde bulunduran şirketten geri alma kararını eleştirmişti. Danıştay’ın kararını keyfi ve şüpheli olarak niteleyen Jean Aliyya hakkında, kamu görevlilerine ‘iftira atmak ve hakaret etmek’ suçlamasıyla savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.  
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Jean Aliyya, Serbest Bölge’nin işletmecisinin değiştirilmesinin ardında bazı siyasi güçlerin bulunduğunu, ifadeye çağrılmasını bir fırsat olarak görüp, birçok gizli bilgiyi yargıya taşıyacağını söyledi. Jean Aliyya’nın ifadesi bugün Başsavcı Gassan el-Huri tarafından Beyrut Adliye Sarayı’nda alınacak. Başsavcılıktan bir kaynak Şarku’l Avsat’a, “Danıştay’ın şikayeti üzerine Jean Aliyya ifadeye çağrıldı ve kendisi geleceğini bildirdi. Konuşmasında Danıştay üyelerini usulsüzlükle suçlamış, Serbest Bölge’nin ihalesinin beş yıl sonra iptal edilmesinin arkasında gizli şüpheli işlerin olduğunu söylemiş. Tüm bunlar kendisine sorulacak” dedi.  
Görünen o ki Jean Aliyya, ifadeye çağrılmasını fırsat bilip, bilgisi dahilinde olan usulsüzlükleri yargıya taşımayı hesaplıyor. Şarku’l Avsat’a değerlendirmede bulunan Aliyya; “Hukukun üstünlüğüne ve yargıya olan güvenimden dolayı Cumhuriyet Savcısı’na avukat bulundurmadan ifade vereceğim. Benim açıklamalarımda bir iftira yoktu, ifade vermeye çağırarak beni korkutmak istiyorlar. Şikayet dilekçesindeki tezlerini tek tek çürüteceğim, iptal edilen ihale ve işletmenin verildiği yeni şirketle ilgili tüm bilgileri de savcılıkla paylaşacağım. Şu an yükümlülüklerini yerine getiren işletmeci şirketi bir başka şirketle değiştirmek istiyorlar, bu kararın ardında bazı siyasilerin çıkarları var. Elimde ihalenin iptal edilmesinin arka planı ve bazı odakların devlet kurumlarını nasıl çıkarlarına göre kullandığına dair güçlü deliller var, bu işin arkasında olanları ifşa edeceğim” diye konuştu.  
Hakkındaki suç duyurusunun sadece kendisini değil Kamu İhale Kurulu’nu da hedef aldığını savunan Aliyya: “Serbest Bölgeyle ilgili yeni bir ihale düzenlenmesi gerekiyor, bu konuda kurulu yönlendirmeye ve bizim gözümüzü korkutmaya çalışıyorlar. Danıştay’ın Kamu İhale Kurulu’nun başarısız olduğu yönündeki açıklaması da bu bağlamda değerlendirilebilir, bir defa biz onların yetki alanlarına girmiyoruz. Amaçları işletmenin kendi istedikleri şirkette kalmasıdır” dedi.
Adalet Bakanı Henry Huri’nin, böylesi asılsız suçlamaların savcılığa intikalinde ısrarcı olmasının iyi niyetle bağdaşamayacağını iddia eden Aliyya; Lübnan Meclisi’nin müdahalede bulunarak Adalet Bakanı Huri’den hesap sorması gerektiğini söyledi. Lübnan’ın Birleşmiş Milletler’in yolsuzlukla mücadele anlaşmalarının altında imzası olduğunu hatırlatan Aliyya, böylesi keyfi kararların yabancı yatırımcıların ülkeye olan güvenini de zedelediğini belirtti. 



İsrail'in Beyrut'a düzenlediği saldırıda DMO komutan yardımcısı öldürüldü

Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)
Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)
TT

İsrail'in Beyrut'a düzenlediği saldırıda DMO komutan yardımcısı öldürüldü

Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)
Nilfuruşan, Arap Körfezi açıklarındaki manevralar sırasında düzenlediği basın toplantısında (arşiv - Tesnim)

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) medya organları, DMO Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan'ın Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın öldürüldüğü bombalı saldırıda öldüğünü doğruladı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney’in ofisine yakınlığıyla bilinen Kayhan gazetesi ‘resmi olmayan’ kaynaklara dayandırdığı haberinde, Nilfuruşan'ın İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah'ın kalesine düzenlediği hava saldırısında öldüğünü duyurdu.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansı (ISNA), nisan ayı başında İran konsolosluğunu hedef alan bir hava saldırısında öldürülen Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi'nin yerine atanan komutanın Suriye ve Lübnan'daki rolünü ortaya koyan kısa bir hayat hikayesini yayınladı.

58 yaşındaki Nilfuruşan, 2019 yılında Zahidi'nin yerine DMO kara kuvvetleri operasyon komutan yardımcısı olarak atandı. Her iki isim de ülkenin merkezindeki İsfahan'dan geliyor.

Nilfuruşan son olarak DMO'nun Ortak Operasyonlar Odası'nın komutan yardımcısıydı. DMO güçlerini denetlemek üzere Lübnan'a gittiği ilk kez medya organları tarafından açıklandı.

Zahidi'nin memleketi İsfahan'da düzenlenen cenaze töreninde DMO Komutanı Hüseyin Selami halefinin de İsfahanlı olacağını söyledi.

Nifuruşan’ın bölgedeki direniş cephesinin güçlendirilmesinde önemli bir rolü vardı. Tahran'a sadık silahlı gruplara atıfta bulunan ISNA, Nifuruşan’ın Hizbullah'ın başını çektiği bu grupları destekleme konusundaki ‘geniş saha deneyimine’ dikkat çekti.

Onu ‘direniş güçlerinin temel direklerinden biri’ olarak tanımlayan ISNA, “Nifuruşan, bölgedeki direniş güçleri arasındaki çabaların koordine edilmesinde stratejik bir lider olarak önemli bir rol oynamıştır” dedi.

Şarku’l Avsat’ın ISNA’dan aktardığı hayat hikayesinin devamında şu ifadeler yer aldı: “Nifuruşan, İslam Cumhuriyeti'nin askeri stratejistlerinden biri olarak, Siyonist rejimin ve bölgenin diğer düşmanlarının saldırılarına karşı direniş hareketini desteklemek için her zaman ön saflarda yer aldı. Askeri ve diplomatik planlamalara aktif katılımı, direniş cephesinin Siyonist rejim ve diğer saldırgan güçlerin sürekli tehditleri karşısında kapasitesini güçlendirmesine yardımcı oldu.”

Nifuruşan 1980 yılında DMO’ya girdi ve İran-Irak savaşına katılarak İsfahan eyaletindeki birlikleri denetleyen tanınmış bir saha komutanı oldu.