Helen Mirren, Kraliçe'yi canlandırırken II. Elizabeth'e gönderdiği mektupta ne yazdığını açıkladı

Mirren, "Umarım sizin için çok berbat değildir" diye yazdığını anımsadı

Helen Mirren, Kraliçe'de II. Elizabeth rolünde (Reuters)
Helen Mirren, Kraliçe'de II. Elizabeth rolünde (Reuters)
TT

Helen Mirren, Kraliçe'yi canlandırırken II. Elizabeth'e gönderdiği mektupta ne yazdığını açıkladı

Helen Mirren, Kraliçe'de II. Elizabeth rolünde (Reuters)
Helen Mirren, Kraliçe'de II. Elizabeth rolünde (Reuters)

Dame Helen Mirren, 2006 tarihli Kraliçe (The Queen) adlı biyografi filminin çekimleri sırasında Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth'e gönderdiği mektupta ne yazdığını açıkladı.
The Independent'ın haberine göre, Mirren, Prenses Diana'nın öldüğü dönemde geçen filmde Britanyalı hükümdarı canlandırmasıyla Oscar ve Bafta kazanmıştı.
Oyuncu, filmin konusunun ağırlığıyla boğuştuktan sonra Kraliçe'yle iletişime geçtiğini belirtti.
Radio Times'a konuşan oyuncu, "Hayatının son derece acı verici bir bölümünü araştırdığımızı fark ettim ve ona yazdım" dedi.

"Kraliçenize nasıl yazarsınız? 'Hanımefendi' mi, 'Ekselansları' mı yoksa 'Majesteleri' miydi? Dedim ki: 'Bu filmi çekiyoruz. Hayatınızdaki çok zor bir zamanı araştırıyoruz. Umarım sizin için çok berbat değildir.' Tam nasıl söylediğimi hatırlayamıyorum. Yalnızca araştırmamda ona giderek artan bir saygı duyduğumu fark ettiğimi söyledim ve sadece bunu belirtmek istedim."
Mirren kraliyetten kişisel bir yanıt almadığını fakat Kraliçe'nin sekreterinden bir mektup geldiğini söyledi.
"Daha sonra o mektubu yazdığım için çok rahatladım" diye ekledi.



Yaygın öksürük ilacı, Parkinson hastalarına umut oldu

Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
TT

Yaygın öksürük ilacı, Parkinson hastalarına umut oldu

Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)
Stratford'daki bir huzurevinin demans teşhisi konan sakinleri (AFP)

Yeni bir çalışma, Avrupa'da yaygın bir şekilde satılan bir öksürük şurubunun Parkinson hastalarında demansın ilerlemesini yavaşlatabileceğini öne sürüyor.

Parkinson teşhisi alanların yaklaşık yarısında 10 yıl içinde demans görülürken, giderek kötüleşen hafıza kaybı, kafa karışıklığı, halüsinasyonlar ve ruh hali değişiklikleri hastaları, aileleri ve sağlık sistemini etkiliyor. 

Kanada'daki Western Üniversitesi'nden nörolog Stephen Pasternak, "Parkinson hastalığı ve demansın mevcut tedavileri, semptomları hedef alsa da altta yatan hastalığı durdurmuyor" diyor.

Bir yıl süren yeni bir klinik çalışma, Avrupa'da onlarca yıldır güvenle kullanılan öksürük ilacı Ambroksol'ün bu semptomların gelişimini yavaşlatma potansiyeli taşıdığını öne sürüyor.

Hakemli dergi JAMA Neurology'de yayımlanan küçük ölçekli çalışmada, Parkinson'la ilişkili demansı olan 55 katılımcı izlenerek hafızaları, psikiyatrik semptomları ve beyin hasarıyla bağlantılı kan belirteci GFAP değerlendirildi.

Bir grup katılımcı her gün Ambroksol alırken diğer gruba plasebo verildi.

Araştırmacılar ilacın güvenli olduğunu, iyi tolere edildiğini ve beyinde tedavi edici seviyelere ulaştığını saptadı.

Bilim insanları yaptıkları açıklamada, plasebo grubunun psikiyatrik semptomları kötüleşirken, Ambroksol alanlarda sabit kaldığını söylüyor.

Araştırmacılar çalışmada şöyle yazıyor:

Plasebo alan bireyler nöropsikiyatrik semptomlarda klinik açıdan anlamlı bir kötüleşme gösterirken, ambroksol alanlar stabil kaldı.

Bilim insanları demansla bağlantılı kritik bir genin yüksek riskli varyantlarını taşıyanların, Ambroksol kullanınca bilişsel performanslarında iyileşme gösterdiğini söylüyor.

Plasebo grubunda GFAP seviyeleri artarken Ambroksol'le sabit kalması, öksürük ilacının beyni Parkinson'da daha hızlı bozulmaya karşı koruma potansiyeli taşıyabileceğine işaret ediyor.

"Ambroksol güvenli bulundu, iyi tolere edildi ve hedefe ulaştığını gösterdi" diye yazan bilim insanları, ilacın biliş üzerindeki klinik etkisinin çalışmada "doğrulanmadığını" da ekliyor.

Önceki çalışmalar Ambroksol'ün, Parkinson hastalarında düşük seviyede olan glukoserebrosidaz (GCase) adlı kritik bir enzimi desteklediğini göstermişti.

Araştırmacılar daha önce Ambroksol'ün, çocuklarda GCase eksikliğinden kaynaklanan nadir genetik bozukluk Gaucher hastalığının tedavisine katkı sağlayabileceğini bulmuştu.

Bu enzimin düzgün çalışmaması durumunda, beyin hücrelerinde atık birikir ve bu da hasara yol açabilir.

Dr. Pasternak "Bu bulgular Ambroksol'ün özellikle genetik risk altındaki kişilerde beyin fonksiyonlarını koruyabileceğini gösteriyor. Bu durum umut verici yeni bir tedavi yolu sunuyor ve halihazırda çok az tedavi var" diyor.

Ambroksol gibi bir ilacın fayda sağlaması, gerçek bir umut yaratabilir ve hastaların yaşam kalitesini artırabilir.

Avrupa'da solunum rahatsızlıklarının tedavisi için onaylanan öksürük ilacı, yüksek dozlarda ve hamilelik sırasında kullanım da dahil olmak üzere uzun süredir güven sağlıyor ancak ABD veya Kanada'da herhangi bir kullanım için onaylanmadı.

Bilim insanları bu çalışmadan elde edilen farmakolojik verilerin, Ambroksol'ün demans semptomlarını yavaşlatmadaki etkisini değerlendirmek üzere daha geniş ölçekli klinik deneylerin yapılmasını sağlayabileceğini umuyor.

Independent Türkçe