Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki, Sadr Hareketi’nin Meclis’ten çekilmesinden sonra, 2014’te kaybettiği iktidarı geri alma altın fırsatını değerlendirmeye çalışıyor. Fakat son iki haftada yaşananlar, Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın, Maliki’nin siyasi hırslarına son vermek için onu planlanmış bir tuzağa düşürdüğünü gösterdi. Ancak Maliki’nin bu tuzağa düşmesi, etkileri olmayan kısa bir olay olarak kalmayacak.
Kanun Devleti Koalisyonu lideri Maliki’nin, İran Devrim Muhafızları ile iş birliği yapma tavsiyesinde bulunarak silahlı mücadele planları hakkında konuştuğu çarpıcı sızıntılar gün yüzüne çıkar çıkmaz Sadr, Maliki’yi yeni hükümet kurma sahnesinden tamamen çekilmeye zorlamak için faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Şii Koordinasyon Çerçevesi çatısı altındaki siyasi grupların liderleri, geçen hafta ilk sızıntının ortaya çıkmasından bir gün önce, Ulusal Hikmet Akımı lideri Ammar el-Hekim’in evinde toplandı. Bu toplantıda Maliki’ye, Koordinasyon Çerçevesi gruplarının çoğunun onun başbakanlık adaylığını reddettikleri bildirildi. Toplantının yapıldığı tarihte Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri hükümet kurma müzakerelerinden çekildiğini ilan etmişti.
Sızıntılar, Maliki’nin siyasi planını sarstığı gibi başbakan adayının ismini ilan etmeye hazırlanan Koordinasyon Çerçevesi’ni de kısıtladı. Koordinasyon Çerçevesi’nden üst düzey bir yönetici, Şii parti liderlerinin “artık bu işin tamamen bittiğini ve geriye erken seçimlere gitmekten başka bir şey kalmadığını düşündüklerini” söyledi.
Amiri ile Maliki arasındaki ilişkiler, Maliki’nin, Amiri’nin Sadr’a yakınlaştığından şüphelenmesi nedeniyle gerildi. Amiri hükümet kurma müzakerelerinden geri adım adım atarak, kendisini Koordinasyon Çerçevesi liderlerine başbakan adayı olarak sundu. Amiri bu konuda Sadr’ın onayını alabilir. Bu gelişme, sızıntılardan dolayı yıpranan Maliki’yi kışkırtmak için yeterli görünüyor. Nitekim Maliki de bu gelişmenin ardından Çerçeve liderlerine yeni hükümet başkanı konusunda Amiri’den önce geldiğini bildirdi.
Sadr’ın çevresine yakın kaynaklar, Sadr’ın Maliki’den, “ya siyasi işlerden el çekmesini ya da yargıya teslim olmasını” isteyerek ve Çerçeve liderlerine Maliki’den yüz çevirmesi çağrısında bulunarak öldürücü darbeyi indirdiğini söylüyor. Nitekim Sadr’ın “daha önce denenmemiş herhangi bir kişinin adaylığına engel olmayacağını” ilan etmesi, Çerçeve içindeki müzakereler üzerinde etkili olmaya başladığını gösteriyor.
Şii siyasi çevreler, ülkede Şii-Şii çatışmasının patlak vereceğine ve sızıntıların bunun ilk kıvılcımı olacağına dair endişe verici varsayımlarla meşgul oluyor. Sadr Hareketi yöneticileri, Sadr’ın Meclis’ten çekilmekle ilgili aldığı kararın siyasi olmadığını aksine “işlerin çıkmaz sokağa girmesi sebebiyle sokağın aldığı bir karar” olduğunu söylüyor.
Maliki’yle ilişkilendirilen sızıntıların bir süre daha paylaşılmaya devam edilmesi bekleniyor. Fakat bu sızıntıların etkileri, sızdırılan ses kayıtlarında geçen “Sadr’ı hedef alan ifadelerden ve silahlı çatışma tehdidinden” daha tehlikeli boyutlara ulaşacak. Maliki’yi saf dışı bırakma kararının kesinlikle bir sonucu olacak. Maliki’nin müttefikleri bu sonuçla yüzleşmek zorunda kalacak.
Koordinasyon Çerçevesi’nin dağılması -ki bu an meselesi- bağlı siyasi gruplar arasındaki derin ihtilaflar üzerindeki perdeyi de kaldırır. Sadr'ın yokluğundan faydalanarak silahlı gruplara güvenli bir statüko oluşturmayı garanti edecek bir hükümet kurmanın çıkarlarına hizmet edeceği düşüncesi, sızıntı krizinin ardından artık tüm Çerçeve gruplarının üzerinde uzlaştığı bir anlaşma olmaktan çıktı.
İran’ın eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye yakınlığıyla bilinen İmam Ali Tugayları lideri Şibl ez-Zeydi, sızıntı krizi sürecinde, “Fitneyi önlemek adına Hadi el-Amiri’nin başbakanlığa getirilmesi için baskı yapma” çağrısında bulundu. Bu çağrı, Çerçeve gruplarının müttefiklerine ateş açmasının işaret fişeği niteliğindeydi.
Sadr’a yakın kaynaklara göre, Sadr, Koordinasyon Çerçevesi’ni Maliki’den yüz çevirmeye zorluyor. Maliki’nin saf dışı bırakılması, Sadr ile Koordinasyon Çerçevesi’nin geri kalan siyasi oluşumları arasında anlaşma yapmanın gerekli ön adımı olarak kabul ediliyor. Nitekim böyle bir anlaşma, Sadr'ın muhalefet saflarına geçme kararı verme pahasına bile olsa Maliki'nin bulunmayacağı bir hükümetin oluşturulmasında ısrar ettiği pozisyonla örtüşüyor.
Buna karşılık, Sadr’ın hırsları Irak siyasi mutfağındaki herkesi endişelendiriyor. Zira Maliki’yi saf dışı bırakarak denklemi tersyüz etme hamlesi, Sadr ile geri kalan siyasiler arasında bağlayıcı bir formül olmadığı sürece güvenli bir adım olmayacak. Çekişmenin tarafları arasındaki “korku dengesinin” ortadan kalkıp kalkmaması konusunda tereddüt halinde olan kişilerin sorduğu soru şu: Korku dengesi ortadan kalkarsa, bu durumda zafer kazanacak olan Sadr ‘tek adam’ olur mu?
Sadr Koordinasyon Çerçevesi’ni Maliki’siz bir hükümete zorluyor
Sadr Koordinasyon Çerçevesi’ni Maliki’siz bir hükümete zorluyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة