Suriye rejimi Halep’in doğu kırsalında yeniden konuşlanma çalışmalarını tamamladı

Kürt yönetici Türkiye’nin operasyonuna karşı ‘silahlanma’ çağrısı yaptı.

Türk askerleri Ekim 2019’da Halep’in doğu kırsalında SDG’nin kontrolündeki Menbiç kenti yakınlarında görülüyor (AP)
Türk askerleri Ekim 2019’da Halep’in doğu kırsalında SDG’nin kontrolündeki Menbiç kenti yakınlarında görülüyor (AP)
TT

Suriye rejimi Halep’in doğu kırsalında yeniden konuşlanma çalışmalarını tamamladı

Türk askerleri Ekim 2019’da Halep’in doğu kırsalında SDG’nin kontrolündeki Menbiç kenti yakınlarında görülüyor (AP)
Türk askerleri Ekim 2019’da Halep’in doğu kırsalında SDG’nin kontrolündeki Menbiç kenti yakınlarında görülüyor (AP)

Suriye rejim ordusu, Suriye’nin kuzeyindeki Halep’in doğu kırsalında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyonun desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Türkiye destekli Suriyeli silahlı gruplar arasındaki temas ve çatışma hatlarındaki konuşlanma çalışmalarını tamamladı. Suriye rejim güçleri SDG’yi hedef alacak olası Türk operasyonunu püskürtme hazırlıkları kapsamında Avn ed-Dadat, Arab Hasan ve Es-Sacur Nehri’nden Halep’in doğusundaki El-Bab kenti kırsalındaki El-Arime beldesine uzanan hatta konuşlandı. Aktarılan bilgilere göre, Halep’in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab (Kobani) ve Rakka’nın kuzey kırsalındaki Ayn İsa beldesinde konuşlu Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlısı hükümet güçlerine daha fazla takviye ulaştırıldı.
SDG’den üst düzey bir asker kaynak ve bölge sakinlerinden görgü tanıkları, rejim güçlerinin son 48 saat içinde aralarında tankların da bulunduğu ağır silahlar, askeri araçlar, havan topları, füze rampaları, mühimmat ve teçhizat kasaları yüklü 130 ve 131 model araçlardan oluşan askeri konvoyun bölgeye ulaştığını ve bununla eşzamanlı olarak Rus savaş uçaklarının Suriye’nin takviye sevkiyatını korumak için bölgenin üzerinde uçuş gerçekleştirdiğini bildirdi.
Suriye rejiminin söz konusu askeri hareketliliği, Rus güçlerin garantörlüğünde SDG ve Şam hükümeti arasında yapılan anlaşmanın ardından geldi. Bu anlaşma, rejimin, aralarında uçaksavarlar ve obüslerin de bulunduğu daha fazla ağır silahı ve askeri Türk operasyonu tehdidi altındaki bölgeye sevk etmesini öngörüyor. Ayrıca anlaşma uyarınca tüm sınır noktalarına ve karakollara Suriye bayrağı asıldı. Halep kırsalındaki 4 üste konuşlu bulunan Rus güçleri rejim ve SDG arasında koordinasyon ve iletişimi sağlayacak.

“Türkler büyük kayıplar verecek”
Suriye savaşının aksine yerel, bölgesel ve uluslararası aktörlere bağlı güçlerin iç içe geçtiği bu bölgedeki son saha gelişmelerinin ardından SDG Medya Ofisi Müdürü Ferhad Şami, telefon görüşmesiyle Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Türkiye olası saldırısını gerçekleştirmek için Suriye hava sahasını kullanmasına izin verecek birini arıyor. Hava kuvvetleri Türk güçlerine koruma sağlamazsa Türkler büyük kayıplar verecek” dedi.
SDG yönetimi ve Suriye ordusunun Rusya garantörlüğünde imzaladığı anlaşma doğrultusunda Suriye ordusu halihazırda Menbiç kenti kırsalına 300 asker konuşlandırmıştı. Ayrıca rejim güçlerinin kontrolündeki bölgelerden yola çıkan 250 rejim askeri Menbiç’in güneybatısındaki Et-Tayha Sınır Kapısı’ndan giriş yaparak Ayn İsa beldesine ve uluslararası M4 karayolu üzerine konuşlandı.
SDG’nin siyasi şemsiyesi olan Demokratik Suriye Meclisi (DSM) tüm Suriyelilere, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine operasyon düzenleme tehdidi karşısında pozisyonları ve safları birleştirme çağrısı yaptı. DSM dün (salı) internet sitesinde yayınladığı yazılı açıklamada, Suriye’deki Kürt sorununu öncelikli bir ulusal mesele olması dolayısıyla bu soruna ‘adil bir çözüm’ bulunması talebini dile getirdi. Açıklamada ‘Kürt halkının tüm meşru haklarının tanınması gerektiği’ vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, başta ABD, Rusya ve DEAŞ Karşıtı Uluslararası Koalisyon olmak üzere Suriye meselesinin tarafı olan ülkelere ‘Suriye’yi daha fazla kan ve göç dalgalarından uzak tutmak ve Türk askeri operasyonunun gerçekleşmesini engellemek için müdahalede bulunma’ çağrısı yapıldı.

“Olağanüstü hâl ilan ettik”
Özerk Yönetim ve SDG’nin idaresinde önde gelen taraflardan biri olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Heyeti Üyesi Fevza Yusuf, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Olağanüstü hâl ilan ettik. Çünkü bölgelerimize yönelik günübirlik Türk bombardımanları nedeniyle daimî bir savaş halindeyiz ve her gün şehitler ve kurbanlar veriyoruz. Olağanüstü hâl, daima teyakkuz halinde olmamız ve hayatımızı savaş şartlarına göre düzenlememiz gerektiğini vurguluyor” dedi.
Yusuf, Suriye’nin kuzeydoğu sakinlerine hitaben, “Güç sahibi herkes silahlanmalı ve kendimizi bir halk savaşına hazırlamamız gerekiyor. Topraklarımızı ve namusumuzu savunmak her vatansever için bir görevdir. Bu sadece askeri güçlerin görevi değildir” ifadelerini kullandı.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."