SDG, Rus ve Amerikan generallerle Türk tehditlerini görüştü

Türkiye destekli bir Suriyeli grup, Halep vilayetine bağlı Menbiç kırsalında SDG ile arasındaki temas hattında yer alan bir bölgede görülüyor (8 Haziran – AFP)
Türkiye destekli bir Suriyeli grup, Halep vilayetine bağlı Menbiç kırsalında SDG ile arasındaki temas hattında yer alan bir bölgede görülüyor (8 Haziran – AFP)
TT

SDG, Rus ve Amerikan generallerle Türk tehditlerini görüştü

Türkiye destekli bir Suriyeli grup, Halep vilayetine bağlı Menbiç kırsalında SDG ile arasındaki temas hattında yer alan bir bölgede görülüyor (8 Haziran – AFP)
Türkiye destekli bir Suriyeli grup, Halep vilayetine bağlı Menbiç kırsalında SDG ile arasındaki temas hattında yer alan bir bölgede görülüyor (8 Haziran – AFP)

ABD Merkezi Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Michael Erik Kurilla dün (çarşamba) Haseke kentinde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi ile Türk tehditlerini görüştü. Kurilla, Washington’ın Suriye topraklarına, terörizmle mücadele çabalarına, Fırat’ın doğusundaki bölgelerde istikrar ve güvenliği destekleme operasyonlarına yönelik her türlü saldırıyı reddettiğini dile getirdi. İkili ayrıca bölgede terör örgütü DEAŞ militanları ve ailelerinin kaldığı hapishaneler ile kampların güvenliğini ele aldı.
Kurilla ve Abdi arasındaki görüşme, bir gün önce Suriye’deki Rus kuvvetleri Komutanı General Alexander Çayko ile Abdi arasında gerçekleşen benzer bir görüşmenin ardından geldi.
Üst düzey bir Kürt yetkili kaynak, Kurilla başkanlığındaki ABD heyetinin Abdi ile görüşmesinde, Washington’ın Türk operasyonunu reddettiğini söylediğini bildirdi. Heyet görüşmede El-Hol Kampı’ndaki güvenlik durumunun kötüleşmesinin oluşturduğu artan riskler, hapishaneler ve mahkumlarla ilgili endişeler ve bu meselenin kontrol altına alınması ve riskin azaltılması için uluslararası ve yerel çabaların düzeyinin yükseltilmesi gibi konulara değindi. Taraflar ayrıca örgüt yanlısı uyuyan hücrelerle mücadeleyle ilgili askeri hamleler ve DEAŞ hücreleriyle mücadele ve takip hususunda Uluslararası Koalisyon ile SDG arasındaki iş birliğinin sürdürülmesini görüştü.
Kurilla, SDG ile ortaklığın, terörle mücadele çabalarına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve Suriye’nin kuzeydoğusunda istikrar ve güvenliğin desteklenmesinin önemini vurguladı. Abdi ise ABD heyetine hitaben, Türk tehditlerinin tırmanmasından ve bu tehditlerin DEAŞ’la mücadele çabalarını ve El-Hol Kampı ile hapishanelerin durumunu etkilemesinden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Abdi diğer görüşmesini ise önceki gün (salı) Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kamışlı kentinde bulunan havaalanında Suriye’deki Rus kuvvetleri Komutanı General Alexander Çayko ile gerçekleştirdi. Çayko, askeri danışman ve uzmanların yer aldığı bir heyetin başkanlığında görüşmelere katıldı. İki taraf Suriye hükümet güçlerinin sınır bölgelerinde yeniden konuşlanmasını, Türk operasyonu tehdidiyle karşı karşıya olan Haseke, Rakka ve Halep’te Türk ordusu ve desteklediği Suriyeli gruplarla olan temas noktalarının güçlendirilmesini ele aldı.
Kürt kaynaklara göre, Çayko, Moskova’nın Suriye’de her türlü Türk operasyonunu reddeden tutumunu aktararak, SDG liderlerini Suriye hükümetiyle anlaşmaya teşvik etti ve Suriye-Türkiye sınırının korunmasının Suriye ordusunun sorumluluğunda olduğunu ifade etti. Nitekim rejim güçlerinin konuşlandığı sınır karakollarında Suriye bayrağı asıldı. Rus heyeti ayrıca SDG ve Şam hükümeti arasında arabuluculuk, SDG bölgelerinde konuşlanan Suriye ordusu ile ortak askeri anlaşmaların aktifleştirilmesi ve rejim kontrolü dışındaki bölgelerde devlet kurumlarının yeniden çalışmaya başlaması meselelerini görüştü.



Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.


Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
TT

Tarabin aşiretinden Ebu Şebab'ın öldürülmesi Gazze'de karanlık bir dönemin sonu anlamına mı geliyor?

Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)
Yasir Ebu Şebab (Sosyal Medya)

Gazze Şeridi'ndeki Tarabin kabilesi, dün yaptığı açıklamada, üyelerinin her zaman Filistin halkının ve haklı davasının yanında olduğunu ve kabilenin adının, tarihini veya değerlerini temsil etmeyen konulara karıştırılmasına yönelik her türlü girişimi kesin bir dille reddettiğini belirtti.

İsrail kanalı i24NEWS’te yer alan açıklamada, kabilenin "yeminini bozup işgale bulaştığını" söylediği Yasir Ebu Şebab'ın öldürülmesinin, kendileri için "açık ve net bir duruşla kapatmaya çalıştıkları karanlık bir dönemin sonu" anlamına geldiği belirtildi.

Aşiret, "Filistin direnişinin tüm fraksiyonlarıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve işgalin gündemine her ne pahasına olursa olsun hizmet eden herhangi bir grup veya milisi reddettiğini" vurguladı.

Aşiret, Gazze'deki tüm aileleri ve aşiretleri birlik olmaya ve "toplumsal veya ulusal yapıya müdahale etmeye çalışan herkesi reddetmeye" çağırarak, "Gazze'de ihanete veya işbirlikçilere yer olmadığını" vurguladı.

Filistin ve İsrail güvenlik kaynakları, İsrail kanalına, Gazze Şeridi'nin güneyindeki merkezi milislerin lideri Yasir Ebu Şebab'ın, liderliğini yaptığı milis gruplarıyla girdiği şiddetli çatışmada aldığı yaraları sonucu hayatını kaybettiğine dair yeni bilgiler aktardı.

Şarku’l Avsat’ın Kanal’ın internet sitesinden aktardığına göre kaynaklar, kavganın aşiret içindeki liderlik, yetki dağılımı ve nüfuz alanlarının paylaşımı konusundaki iç anlaşmazlıkların yanı sıra Ebu Şebab'ın İsrail ile iddia edilen iş birliğinden kaynaklanan artan gerginlik nedeniyle çıktığını belirtti. Kaynaklar, Ebu Şebab'ın bıçaklanma veya silahlı saldırıdan değil, darptan yaralandığını doğruladı.

Kaynaklar, Ebu Şebab'ın İsrail güvenlik güçlerinin yardımıyla acilen Gazze dışına tedavi için nakledildiğini, ancak Beerşeba'daki Soroka Hastanesi'ne kaldırılırken aldığı yaralar nedeniyle yolda hayatını kaybettiğini belirtti. Yardımcısı Gassan el-Dahini'nin milislerin komutasını otomatik olarak devralması bekleniyor.