Putin: Yeni bir dünya düzeninin eşiğindeyiz

Rusya Ukrayna’daki işgal girişiminin kapsamını genişletti, ABD yapımı füze rampalarını hedef aldı

Rusya Devlet Başkanı Putin, dünya düzeniyle ilgili iki farklı modelin çatıştığını söyledi. (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Putin, dünya düzeniyle ilgili iki farklı modelin çatıştığını söyledi. (AFP)
TT

Putin: Yeni bir dünya düzeninin eşiğindeyiz

Rusya Devlet Başkanı Putin, dünya düzeniyle ilgili iki farklı modelin çatıştığını söyledi. (AFP)
Rusya Devlet Başkanı Putin, dünya düzeniyle ilgili iki farklı modelin çatıştığını söyledi. (AFP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “tek kutuplu dünyaya alternatif olarak daha adil ve sosyal odaklı yeni bir dünya düzeninin oluşmaya başladığını” ifade etti.
Küresel düzende Batı modelini sert bir şekilde eleştiren Putin, mevcut küresel düzenin ‘halkların zenginliğini yağmalamaya’ dayandığını ve Batı’nın dünyaya kendi gelecek modelini sunamayacağı yönünde bir izlenim edindiğini iddia etti.  
Rusya Stratejik Girişimler Ajansı tarafından düzenlenen ‘Yeni Dönem için Güçlü Fikirler’ başlıklı forumun genel oturumunda konuşan Putin, “Sözde yeni düzenin tüm dünyaya hakim olma modelinin adaletsiz olduğu anlaşılınca, dünyada geri dönüşü olmayan büyük değişimler meydana geldi. Tek kutupluluğa alternatif sosyal odaklı düzenin temelleri atılıyor. Hem ulusal hem de küresel düzeyde uyumlu, daha adil ve güvenli bir dünya düzeninin temelleri ve ilkeleri belirleniyor” ifadelerini kullandı.
Batı ile mevcut çatışmanın sadece Ukrayna’daki durumla ilgili olmadığını, dünya düzeniyle ilgili iki farklı modelin çatıştığını iddia eden Putin, “Batının ve kendilerini ulusların üstünde konumlandıran elitlerin mevcut küresel düzeni koruma çabalarına rağmen, yeni bir dönem geliyor. Dünya tarihinde yeni bir aşama ve yalnızca gerçekten egemen devletlerin yüksek büyüme dinamikleri sağlayabileceği, yaşam standartları ve yaşam kalitesiyle başkalarına örnek olabileceği bir dönem geliyor. Bu dönemde geleneksel değerlerin korunması ve yüksek hümanist idealler daha önemli hale gelirken, sosyal odaklı yönetim biçimleri ve kalkınma modellerine sahip ülkelerle tek kutuplu dünyaya alternatif oluşturuluyor. Bu dönemde, insan bir araç değil amaç oluyor” diye konuştu.
Ülkesinin dünyadaki değişimde önemli bir rol üstlendiğine işaret eden Rus lider, “Bu değişimden geri dönüş yok hem ulusal hem de küresel düzeyde, gelişimin önünde bir engel haline gelen mevcut düzene ya da tek kutuplu dünyaya alternatif olarak daha uyumlu daha adil bir küresel düzen şekilleniyor” dedi.
Batılı ülkelerin yalnızca kendi başarılarından dolayı değil, diğer halkları soymaları sayesinde dünyada lider konumlara geldiklerini söyleyen Putin; “Elbette bu ‘altın milyar’ (Avrupalılar) tesadüf eseri altın olmadı. Birçok şeyi başardılar doğru, ancak bu sadece hayata geçirdikleri fikirlerden kaynaklanmadı. Bu konumlarını, büyük ölçüde hem Asya’da, hem de Afrika’da diğer halkları soyarak ulaştılar. Batı basitçe dünyaya kendi gelecek modelini sunamıyor. Şimdilerde bu ‘altın milyar’ elitleri, dünyadaki diğer merkezlerin, kendi gelişim seçeneklerini sunmasından endişe ediyor’’ değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Rusya’nın Ukrayna’daki ‘özel operasyonları’ yeni bir aşamaya girdi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 'özel operasyon' olarak tanımladığı savaşta Rusya'nın tek hedefinin Ukrayna'nın doğusu olmayacağını ve başka bölgeleri de kapsayacağını duyurdu. Lavrov, ‘’Ukrayna’daki özel operasyonda coğrafi hedefler artık farklı, sadece Luhansk ve Donetsk cumhuriyetleri bölgesiyle sınırlı değil, eğer Batı Kiev’e gelişmiş silahlar ve uzun menzilli füzeler vermeyi sürdürürse, coğrafi hedeflerin kapsamı genişletilecektir. Şu anda Herson ve Zaporijya ve bazı diğer bölgeler de hedefimizde, operasyon kararlı bir şekilde sürdürülüyor’’ diye konuştu.
Devlet medyasına değerlendirmelerde bulunan Rus bakan, nükleer bir çatışma ihtimaliyle ilgili soruyu; "Şüphesiz nükleer bir savaşın kazananı olmayacaktır, dolayısıyla asla bir nükleer savaş çıkmamalıdır. Bununla birlikte, nükleer güçlerin kullanımına başvurulması gereken durumları doktrinimiz açıkça ortaya koymaktadır” diye yanıtladı. Rus nükleer doktrini, Moskova’nın, ulusal güvenliğini tehdit halinde hissetmesi durumunda caydırıcı bir güç olarak nükleer silah kullanmasını öngörüyor.
Birleşmiş Milletler'in (BM) sorunun çözümünde oynaması gereken rolü hatırlatan Lavrov, “ABD ve İngiltere, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e kendi çıkarları için büyük bir baskı kuruyor. Avrupalı ülkeleri uyarıyoruz, ABD ve İngiltere güvenli bir mesafedeler ancak Avrupa’nın ekonomisi savaştan ötürü zarar görüyor, Washington sorumlu davranmıyor ve savaşın diyalogla çözülmesini istemiyor. Bazı Batılı ülkeler Kiev’i kışkırtarak savaşın sürmesini istiyor, savaşı meydanda kazanması gerektiği yönünde açıklamalar yapıyorlar, böylesi bir ortamda Kiev tarafıyla müzakerelerin bir anlamı olamaz” ifadelerini kullandı.
Batılı ülkelerdeki mevcut siyasi elitlerin sınırlı yetenekleri olduğunu ileri süren Rus Bakan, Batılı bazı değerleri eleştirerek “Şahsen eşcinsel ve transgender değerlerin teşvik edilmesine anlam veremiyorum, belki de bunun nedeni ‘altın milyarın’ gezegendeki insan sayısını azaltmak istemesiyle ilgilidir, çünkü onlara göre mevcut kaynaklar tüm insanlar için yeterli değildir” ifadesini kullandı.
Dolaylı olarak, Rus nakliye gemilerine yönelik uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasını talep eden Lavrov, “Gıda maddeleri ve gübreye yaptırım uygulanmıyor, ancak Rus gemilerinin hareketine getirilen kısıtlamalar gıda malzemelerinin taşınmasını engelliyor. Batı Rusya’ya tüm yaptırımları uyguladı, şimdi yaptırım için yeni alanlar düşünmek zorundalar” dedi.
Bu arada Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Ukrayna’da savaşan birliklerini teftiş etti ve Batılı ülkelerin Ukrayna ordusuna sağladığı uzun menzilli füze rampalarının hedef alınması yönündeki talimatlarını yineledi. Öte yandan Ukrayna ordusu karşı saldırıları kapsamında bu hafta ikinci kez Rus topraklarını hedef aldı. Ukrayna topçu birliklerinin Rusya sınırındaki Kursk bölgesine saldırı düzenlediği bildirildi. Ayrılıkçı Donetsk yönetimi, Ukrayna birliklerinin son 24 saat içinde, Donetsk’e 67 kez saldırı düzenlediğini ve çeşitli kalibrelerde 437 top ve havan topu fırlattığını açıkladı. Aynı kapsamda Moskova tarafından Zaporijya bölgesine atanan Askeri-Sivil Yönetim Başkanlığı üyesi Vladimir Rogov, Ukrayna’ya ait 3 adet kamikaze tipi insansız hava aracının (İHA) bölgedeki nükleer elektrik santraline saldırı girişiminde bulunduğunu, santralin çevresinde maddi zarar oluşurken santralin işleyişinde bir aksama olmadığını belirtti. Bu arada ayrılıkçı Luhansk yönetimi askeri sözcüsü Andrei Maruchko, Ukrayna ordusunun bölgedeki güçlerine takviye birlikler gönderdiğini, yerel istihbarat servislerinin bu birlikler arasında yabancı savaşçıların ve askeri uzmanlarının da bulunduğunu tespit ettiklerini söyledi.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, hava kuvvetlerinin yüksek hassasiyetli silahlarla Ukrayna ordusunun 14. Mekanize Birliğinin Donetsk bölgesinde Soledar yerleşim biriminde bulunan füze ve topçu deposunu vurduğunu, saldırı sonucunda 19 askeri zırhlı araç ve 40’a yakın milliyetçi gücün etkisiz hale getirildiğini söyledi. Rus hava kuvvetlerinin yüksek hassasiyetli silahlarla Odessa bölgesinde Usatovo yerleşim birimi yakınlarında, ABD üretimi Harpoon füze sistemi fırlatıcısını yok ettiğini belirten Konaşenkov, denizden fırlatılan yüksek hassasiyetli füzelerle Odessa bölgesinde Daçnoye yerleşim birimi yakınlarında Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin 35. Deniz Tugayına ait yedek askerlerin eğitildiği geçici konuşlanma noktasının da vurulduğunu ve 200 askerin imha edildiğini kaydetti. Rus sözcü ayrıca, Rus savaş uçaklarının, hava mücadelesinde Mikolayiv bölgesinde Snigirevka yakınlarında Ukrayna hava kuvvetlerine ait bir Mig-29 savaş uçağı ve Donetsk bölgesinde bir Su-25 savaş uçağını düşürdüğünü, Rus hava savunma sistemlerinin bir günde 4 Ukrayna insansız hava aracını imha ettiğini açıkladı.



Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
TT

Trump, Venezuela'dan karayoluyla yapılan uyuşturucu sevkiyatlarını hedef almakta kararlı

ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)
ABD Devlet Başkanı Donald Trump ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, (AFP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, Karayipler'deki ABD güçlerinin ülkesinin kıyıları açıklarında bir petrol tankerine el koymasının ardından ABD'yi "korsanlıkla" suçladı.

Maduro devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Mürettebatı kaçırdılar, gemiyi çaldılar ve Karayipler'de yeni bir dönemi, suç teşkil eden korsanlık dönemini başlattılar" ifadelerini kullandı.

İlgili bir gelişme olarak, ABD Başkanı Donald Trump bugün Beyaz Saray'da gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkesinin yakında Venezuela'dan ABD'ye kara yoluyla gelen uyuşturucu sevkiyatlarını engellemek için operasyonlar yapmaya başlayacağını söyledi.

Trump, son haftalarda karayoluyla yapılan uyuşturucu kaçakçılığını hedef almaya başlayacağı yönünde defalarca tehditte bulundu.


Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazanan Nemo, İsrail'in katılımına protesto amacıyla ödülü iade ediyor

2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)
2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)
TT

Eurovision Şarkı Yarışması'nı kazanan Nemo, İsrail'in katılımına protesto amacıyla ödülü iade ediyor

2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)
2024 yılında "The Code" performansıyla ödül kazanan Nemo (Arşiv- DPA)

Eurovision Şarkı Yarışması'nın İsviçreli galibi Nemo, dün yaptığı açıklamada, Gazze'deki savaş nedeniyle İsrail'in yarışmaya katılmasına yönelik son protesto olarak ödülü iade edeceğini söyledi.

2024 yılında "The Code" adlı şarkısıyla birinci olan Nemo, İsrail'in yarışmaya katılmasının, yarışmanın kapsayıcılık ve herkes için onur idealleriyle çeliştiğini belirtti.

Bu yorumlar, Eurovision Şarkı Yarışması'nın organizatörü olan Avrupa Yayın Birliği'ne karşı yapılan son protestolar arasında yer alıyor. Birliğin geçen hafta İsrail'in Avusturya'da düzenlenecek 2026 etkinliğine katılmasına izin vermesinin ardından beş ülke yarışmadan çekilmişti.

Nemo, Instagram paylaşımında şunları yazdı: “Eurovision, birlik, kapsayıcılık ve tüm insanlar için onuru savunduğunu söylüyor. Bu değerler, bu yarışmayı benim için çok anlamlı kılıyor. Ancak İsrail'in katılımının devam etmesi, BM Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu'nun (İşgal Altındaki Filistin Toprakları, Doğu Kudüs ve İsrail hakkında) soykırım teşkil ettiği sonucuna vardığı bir döneme denk gelmesi, bu idealler ile Avrupa Yayın Birliği'nin aldığı kararlar arasında açık bir çelişkiyi göstermektedir.” İsrail, soykırım suçlamalarını reddederek, uluslararası hukuka saygı duyduğunu ve 7 Ekim 2023'te Gazze'den Filistinli İslamcı grup Hamas'ın sınır ötesi saldırısının ardından kendini savunma hakkına sahip olduğunu belirtiyor.

İzlanda'nın kamu yayın kuruluşu ROV, çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze savaşı sırasındaki eylemlerini gerekçe göstererek yarışmadan çekilen İspanya, Hollanda, İrlanda ve Slovenya'ya katılarak, ülkenin gelecek yılki Eurovision Şarkı Yarışması'na katılmayacağını duyurdu.

Nemo, ciddi bir şeylerin ters gittiğinin açık ve bu ülkelerin yarışmadan çekilmesine neden olduğunu belirterek, Eurovision ödülünü Cenevre'deki Avrupa Yayın Birliği genel merkezine göndereceğini söyledi. Nemo sözlerine şöyle devam etti: "Bu, bireyler veya sanatçılarla ilgili değil. Bu, yarışmanın, ciddi ihlallerle suçlanan bir ülkeyi aklamak için defalarca kullanılmasıyla ilgili; oysa Avrupa Yayın Birliği yarışmanın apolitik olduğunu ısrarla savunuyor."

Şarkıcı, yaklaşık 160 milyon izleyiciye ulaşan yarışmayı düzenleyen Avrupa Yayın Birliği'ne net bir mesajı olduğunu söyledi. Nemo, “Söylediğiniz kişi olun. Sahnede kutladığımız değerler sahne dışında yaşanmazsa, en güzel şarkılar bile anlamsız hale gelir” ifadelerini kullandı. Sözlerine şöyle devam etti: “Bu sözlerin eylemlerle eşleştiği anı özlüyorum. O zamana kadar bu ödül sizin.”


ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
TT

ABD, Venezuela açıklarındaki tankere el koydu: Trump’ın stratejisi nedir?

ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)
ABD Adalet Bakanlığı, tankere düzenlenen operasyonun görüntülerini sosyal medyada paylaşmıştı (@AGPamBondi/X)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koymasıyla Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, dün yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savundu.

Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelendi.

Trump'ın "Venezuela petrolüne el koymak istediği" ve bu yüzden uyuşturucu kaçakçılığını bahane ederek ülke açıklarındaki gemilere saldırı düzenlediği savunuldu.

Adlarının paylaşılmaması şartıyla CBS'e konuşan kaynaklar, el konan tankerin adının Skipper olduğunu belirtiyor.

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Kaynaklar, tankere yönelik harekatın USS Gerald R. Ford'dan kaldırılan iki askeri helikopterle gerçekleştirildiğini söylüyor.

20 yıllık tankere baskın düzenleyen ekipte özel harekatçıların ve donanma askerlerinin yer aldığı aktarılıyor.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

Bakanlığın açıklamasında tankerin, yine ABD'nin yaptırım uyguladığı Rus iş insanı Viktor Artemov'un kontrolündeki şirketlerden birine ait olduğu savunulmuştu.

Geminin üzerinde Guyana bayrağı olması da dikkat çekti. Ancak Guyana yönetiminden yapılan açıklamada, geminin ülkede kaydı olmadığı iddia edildi.

Diğer yandan Reuters'ın aktardığına göre Venezuela limanlarında 80'den fazla tanker var ve bunlardan en az 30'u ABD'nin yaptırım listesinde.

Analizde, Venezuela'dan hareket eden tankerlerin genellikle konumlarını gizleyerek Çin ve Malezya'ya petrol taşıdığına dikkat çekiliyor. Bu gemilere, Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'nın limanlarında sahte isimler altında yükleme yapıldığı öne sürülüyor.

CNN'in haberinde de Trump'ın ekonomik baskıyı artırmak için tankeri hedef aldığı belirtiyor. Bölgede yaptırımları delerek petrol taşıyan "gölge filo" kaptanlarına gözdağı verilmek istendiği de yazılıyor.

Trump, ABD'nin 2019'dan beri yaptırım uyguladığı Latin Amerika ülkesine ekonomik baskıyı artıracaklarını önceki açıklamalarında belirtmişti.

Independent Türkçe, CBS, CNN, Reuters