Libya: Dibeybe destekçilerinden Başağa’ya Misrata’da gözaltı girişimi

Libya kamuoyu iç savaşın yeniden alevlenmesinden endişesi ediyor

Başağa, Çarşamba akşamı şehirdeki evinde Mısratalı vatandaşları ağırladı (Fethi Başağa’nın Facebook sayfası)
Başağa, Çarşamba akşamı şehirdeki evinde Mısratalı vatandaşları ağırladı (Fethi Başağa’nın Facebook sayfası)
TT

Libya: Dibeybe destekçilerinden Başağa’ya Misrata’da gözaltı girişimi

Başağa, Çarşamba akşamı şehirdeki evinde Mısratalı vatandaşları ağırladı (Fethi Başağa’nın Facebook sayfası)
Başağa, Çarşamba akşamı şehirdeki evinde Mısratalı vatandaşları ağırladı (Fethi Başağa’nın Facebook sayfası)

Libya’da iç savaşın yeniden alevlenmesinden endişe ediliyor. iktidar mücadelesi veren iki hükümetin başbakanları arasındaki anlaşmazlık, Dün (21 Temmuz), ülkenin batısındaki Misrata’ya taşındı.
Temsilciler Meclisi (TM) tarafından desteklenen İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa, destekçileri ve kendisine sadık silahlı milislerin liderleriyle buluşmak için Misrata’yı ziyaret etti.
Başağa’nın Misrata’daki konukevine gelmesinin ardından, Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) destekleyen güçler Başağa’yı gözaltına almaya çalıştı.
Misrata’daki Ortak Kuvvetler dün akşam geç saatlerde Başağa’nın evini kuşattı. Başağa’ya teslim olması veya şehri terk etmesi çağrısı yapıldı. Daha sonra Misrata’dan bazı isimler, Hatin Tugayı ve El-Mahcub Tugayı’na ait silahlı araçlar evi korumak için bölgeye geldi. Başağa destekçisi Tugaylar, Ortak Kuvvetler’e kendilerini ve silahlarını Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genelkurmay Başkanlığı’na teslim etmeleri çağrısında bulundu. Bu adım, Dibeybe destekçilerinin bölgeden çekilmesine neden oldu.
Başağa, yerel medya tarafından yayınlanan videolarda, evinin basılmasına karşı çıkan destekçilerini selamlarken görüntülendi. Yerel medya ayrıca, yoğun bir güvenlik unsuru konuşlandırması ve Başağa’nın evi çevresinde güvenliği sağlamak ve Başağa’yı korumak için görevlendirilen silahlı kuvvetleri gösteren fotoğrafları da yayınladı.
Kendisi de Misratalı olan Başağa’yı destekleyen Hatin Tugayı, Başağa hükümetinin şehre geldiğini açıklamasından sadece saatler sonra, Başağa’nın şehre dönmesinden sonra çıkabilecek herhangi bir çatışmaya veya silahlı saldırıya karşı uyarmıştı. Başağa şehirdeki çok sayıda askeri lider ve kanaat önderinin katılımıyla karşılandı.
Tugay tarafından yapılan açıklamada “Kalabalıklar Başağa’nın Misrata’daki konukevine akın etti. Bu milli projeye inancı, yolsuzluktan ve aile yönetiminden uzak bir şekilde ülkenin kalkındırılması sorumluluğunun üstlenildiğini gösteriyor” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, “Şehit Anneleri Derneği’nde bir grup şehit annesiyle bir araya gelen Başağa’nın tüm halkı memnuniyetle karşıladığı ve kapısının şehrinin ve ülkesinin tüm insanlarına açık olduğu” belirtildi. Bu sırada, Dibeybe’ye bağlı Anayasa Koruma Gücü, Misrata yerel radyo istasyonunun kentte yakın zamanda Dibeybe’ye karşı gösteri çağrısı yayınlamasının ardından radyonun yayınını durdurdu.

Doğu-Batı sahil yolu üç gündür kapalı
Sirte’nin batısındaki 50’nci Kapı’da, ülkenin doğusunu ve batısını bağlayan sahil yolunun silahlı gruplar tarafından kapatılmasının üzerinden üç gün geçti.
Yerel basın, Misrata Belediye Meclisi’nin dün şehirdeki güvenlik güçleri ve askeri güçlerle yaptığı acil toplantıda, göreceli bir gerilim ortamında olayların gelişimini ele aldığını söyledi. Diğer yandan, ez-Zaviye Belediye Başkanı Cemal Bahr, televizyonda yaptığı açıklamalarda, Başağa’yı Trablus’un yaklaşık 50 km batısında bulunan Misrata’yı ziyaret etmeye davet ettiğini yalanladı.
Öte yandan Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, bir kez daha Başağa hükümetini savunarak, iktidara gelmesi için fırsat verilmesini isterken, Dibeybe hükümetine eleştiride bulundu.
Televizyonda yaptığı açıklamalarda, eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın Türkiye ile imzaladığı askeri ve güvenlik anlaşmalarının kaderi hakkında TM’nin yeni bir adım atmadığını söyleyen Salih, “Türkiye ve diğer dış güçlerin Libya’daki askeri varlıklarını ülkeden çekmeleri gerektiğini” ifade etti.
Salih, “Siyaset esnektir, gelişmeye ve değişime açıktır, kalıcı bir rekabet yoktur. Ayrıca Türklerin çıkarları bizim çıkarlarımızla bağlantılı” ifadeleri sözlerine ekledi.
Salih ayrıca, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’nin kardeşi Sami’nin yakın zamanda Tobruk’taki parlamento binasına düzenlenen saldırıya karıştığı yönündeki suçlamasını geri çekti. Sami’nin soruşturulmaya hazır olduğunu açıklamış olması gerektiğini belirtti.

Trablus mayınlardan temizleniyor
Öte yandan Ulusal Birlik Hükümeti’ne bağlı Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, Trablus Uluslararası Havalimanı’ndan toplanan 5 ton mayın ve savaş kalıntısının imha edildiğini duyurdu. Yaptığı açıklamada, söz konusu mayın ve kalıntılardan kurtulmak üzere önceki gün uluslararası standartlara uygun olarak el-Hira bölgesine taşındığını söyledi.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz