Usta yazar Rasim Özdenören vefat etti

Rasim Özdenören (AA)
Rasim Özdenören (AA)
TT

Usta yazar Rasim Özdenören vefat etti

Rasim Özdenören (AA)
Rasim Özdenören (AA)

Sağlık sorunları nedeniyle bir süredir Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi gören Rasim Özdenören, 82 yaşında, hayatını kaybetti.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, 82 yaşında vefat eden yazar, yarın Eyüp Sultan Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından defnedilecek.
Usta edebiyatçı, İstanbullu mühendis Hakkı Özdenören ile Kahramanmaraşlı Ayşe Hanım'ın oğlu olarak 1940'ta Maraş’ta dünyaya geldi.
Şair Alaeddin Özdenören'in ikiz kardeşi olan yazar, ilkokula Kahramanmaraş’ta başladı, babasının görev yeri değişikliği nedeniyle Malatya'da devam etti. İlkokulu 1952'de tamamlayan Özdenören, 1955’te Tunceli Ortaokulundan mezun oldu.
Rasim Özdenören, Kahramanmaraş Lisesinde, edebiyatla yakından ilgili Erdem Bayazıt, Hasan Seyithanoğlu, Sait ve Cahit Zarifoğlu kardeşlerle arkadaş oldu.
Öğrencilik yıllarında arkadaşlarıyla Türkiye’nin önde gelen edebiyat dergilerini izleyip, yerel gazetelerde sanat sayfaları düzenlemeye başlarken, birlikte, o dönem yayınına ara verilen Maraş Lisesinin Hamle dergisini yeniden çıkardılar.

İlk hikayesi Varlık'ta 1957'de yayınlandı
Usta yazarın ilk hikayesi, "Akarsu", Varlık dergisinde 1 Ocak 1957'de çıktı. Aynı dergide, "Kasap" ve "Bayır Dereden Öyküler" adlı eserleri de yayınlandı. Özdenören'in ilk hikayeleri 1957-1958 arasında Türk Sanatı ve Arayış dergilerinde okuyucuyla buluştu.
Usta kalem, edebi hayatı için bir dönüm noktası olan lise öğrenimini 1958'de tamamladı.
Üniversite öğrenimi dolayısıyla ailesiyle İstanbul’a taşınan Özdenören, İstanbul Üniversitesinde, İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsünü 1964'te, Hukuk Fakültesini ise 1967'de bitirdi.
Sezai Karakoç ile 1962'de tanışan yazar, 1964-1965'te Yeni İstiklal gazetesinin sanat sayfasını yönetti, 1950'li yıllarda yazdığı, "Eskiyen", "Oda", "Yolda", "Kan Otları", "Mani Olunmuş Adam", "Ricat", "Çark", "Sabah", "Koridor" ve "Düğüm" adlı hikayelerini aynı sayfada yayımladı.
Türk hikayesinde yerlilik unsurunu benimseyen Özdenören, 1969'da Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt ve Alaeddin Özdenören ile "Edebiyat" dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

1969'da Edebiyat dergisinde yazıları yayınlandı
Başarılı edebiyatçı, üniversitenin ardından gittiği Ankara'da, Devlet Planlama Teşkilatında (DPT) uzman yardımcısı olarak işe başladı.
Akif İnan ve Erdem Bayazıt gibi isimlerle 1969'da, Nuri Pakdil'in yayımladığı "Edebiyat" dergisinde yazılar kaleme alan Özdenören, "Kalkınma İktisadı" konulu yüksek lisans çalışması için 1970'te ABD'ye gitti.
Usta yazar, New Mexico Üniversitesinde tezini tamamlayamadan geri dönerek, Eylül 1971'de Ayşe Çalkaya ile Kahramanmaraş’ta evlendi. İkilinin, Ömer Ümran ile Merve adını verdiği iki çocuğu dünyaya geldi.
Bursa’da yedek subay personel okulunda 1972'de 6 ay eğitim gören yazar, kışla görevi için Mart 1973’te Şırnak’a gitti. Askerliğini 1974 Şubat’ında tamamladı.

7 Güzel Adam'dan biriydi
Rasim Özdenören, 1975'te Kültür Bakanlığına bakanlık müşaviri olarak atandı, 1977-1978'de müfettiş olarak çalıştı.
Kültür Bakanlığındaki görevinden 1978'de ayrılan yazar, 1980'de DPT'de yeniden çalışmaya başladı. Burada uzman, yayın ve temsil dairesi başkanlığı, genel sekreter yardımcılığı ve müşavirlik gibi çeşitli görevlerde bulunduktan sonra genel sekreter iken 2005 yılında bu kurumdan emekli oldu.
Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt ve Alaeddin Özdenören ile 1976'nın sonunda "Mavera" dergisini kuran yazarın, hikaye ve yazıları Varlık, Türk Sanatı, Arayış, Hamle, Dost, Soyut, Yeni İstiklal, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yeni Devir, Yeni Zemin, Yedi İklim, Kaşgar, Hece, Zaman, Yeni Şafak, Yeni Dönem'de yayımlandı.
Özdenören, 1967'de ilk kitabı "Hastalar ve Işıklar"ın ardından 1973'te "Çözülme", 1974'te "Çok Sesli Bir Ölüm" adlı kitaplarını okuyucuyla buluşturdu. Prag’da yapılan Uluslararası TV Filmleri Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’nü kazanan Çok Sesli Bir Ölüm 1984'te, Çözülme ise 1973'te, televizyona film olarak uyarlandı.
Yazarın "Çarpılmışlar" kitabı 1977'de, "Gül Yetiştiren Adam" romanı 1979'da, "Denize Açılan Kapı" eseri 1983'te, Hz. Yusuf kıssasından yola çıkarak kaleme aldığı "Kuyu" 1999'da, "Ansızın Yola Çıkmak" ile "Hışırtı" 2000'de, "Toz" ise 2002'de okuyucuyla buluştu.
Rasim Özdenören'in, Türk edebiyatına damga vuran Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan, Alaeddin Özdenören ve Ali Kutlay'dan oluşan 7 güzel adam arasında yer aldığı belirtiliyordu.
Bütün eserleri İz Yayıncılık'tan çıkan usta isim en son aylık yayımlanan Hece dergisinin yayın yönetmenliğini üstlenmişti.

Özdenören'in ödülleri
1978’de İki Dünya kitabıyla Türkiye Millî Kültür Vakfı’nın Fikir Dalında Jüri Özel Ödülü’ne layık bulundu.
1984’te Denize Açılan Kapı kitabı ile Yazarlar Birliği’nin ‘Yılın Hikâyecisi Ödülü’nü aldı.
1986'da Ruhun Malzemeleri kitabı ile Türkiye Yazarlar Birliği’nin ‘Deneme Ödülü’ne layık görüldü.
2008’de Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Dil Kurumu, RTÜK’ün iştirakiyle düzenlenen Karaman Türk Dili Ödülü kapsamında “Türkçeyi Güzel ve Doğru Kullanan Edebiyatçı Ödülü” verildi.
2009'da TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık bulundu.
2011’de Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi ve 2015’te Sakarya Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi.
2015'te Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık bulundu.
2016'da Star gazetesinin düzenlediği Necip Fazıl Kısakürek Saygı Ödülü’nün sahibi oldu.
2018’de Bayburt Üniversitesi’nin düzenlediği 2. Dede Korkut Ödülleri kapsamında Özdenören'e “Bilge Adam Ödülü” verildi.

Eserlerinden bazıları şöyle:
Hikaye: Hastalar ve Işıklar (1967), Çözülme (1973), Çok Sesli Bir Ölüm (1974), Çarpılmışlar (1977), Denize Açılan Kapı (1983), Kuyu (1999), Hışırtı (2000), Ansızın Yola Çıkmak (2000), Toz (2002)
Roman: Gül Yetiştiren Adam (1979)
Deneme: İki Dünya (1977), Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler (1985), Yaşadığımız Günler (1985), Ruhun Malzemeleri (1986), Yeniden İnanmak (1987), Kafa Karıştıran Kelimeler (1987), Çapraz İlişkiler (1987), Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı? (1987), Müslümanca Yaşamak (1988), Red Yazıları (1988), Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti (1996), Ben ve Hayat ve Ölüm (1997), İpin Ucu (1997), Acemi Yolcu (1997), Kent İlişkileri (1998), Yüzler (1999), Köpekçe Düşünceler (1999), Eşikte Duran İnsan (2000), Yazı İmge ve Gerçeklik (2002), Aşkın Diyalektiği (2003), Düşünsel Duruş (2004) Siyasal İstiareler (2009), Açık Mektuplar (2014), Edebiyat ve Hayat (2012), Hadislerin Işığında Hz. Muhammed (2018)
Çeviri: Hayvan Çiftliği (George Orwell, 1964), İslam’da Devlet Nizamı (Mevdudi, 1967), İslam Devletinde Mali Yapı (Dr. S.A. Sıddıki, 1972)



Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
TT

Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)

Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.

İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.

Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.

Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.

Portman şöyle devam etti:

Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.

İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.

Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.

Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.

cvfghyju
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)

"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.

Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.

Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.

Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.

"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:

Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.

2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.

Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.

Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.

Independent Türkçe