İsrail’deki Arap toplumunda suç oranı artıyor

İsrail Polisi bu suçları ‘olağandışı şiddet vakaları’ olarak nitelendirdi

Ekim 2021’de İsrail’in kuzeyinde Arapların çoğunlukta olduğu Umm el-Fehm şehrinde, topluluklarını hedef alan şiddet suçlarını kınayan bir gösteri  AFP)
Ekim 2021’de İsrail’in kuzeyinde Arapların çoğunlukta olduğu Umm el-Fehm şehrinde, topluluklarını hedef alan şiddet suçlarını kınayan bir gösteri  AFP)
TT

İsrail’deki Arap toplumunda suç oranı artıyor

Ekim 2021’de İsrail’in kuzeyinde Arapların çoğunlukta olduğu Umm el-Fehm şehrinde, topluluklarını hedef alan şiddet suçlarını kınayan bir gösteri  AFP)
Ekim 2021’de İsrail’in kuzeyinde Arapların çoğunlukta olduğu Umm el-Fehm şehrinde, topluluklarını hedef alan şiddet suçlarını kınayan bir gösteri  AFP)

İsrail vatandaşı Filistinliler arasında suç oranı, sadece birkaç saat içerisinde bir ölü ve çok sayıda yaralanmaya neden olan bir dizi silahlı saldırı olayı ile yükseldi. İsrail polisi bu olayları ‘olağanüstü şiddet vakaları’ olarak nitelendirdi.
40’lı yaşlarında bir genç ağır yaralanma sonucunda hayatını kaybetti. Tira şehrinin Müsellis bölgesinde yeni bir silahlı saldırıda otomobilde bulunan iki çocuk ağır yaralandı.
İsrail polisi, Muhanned İraki’nin arabanın içerisinde vurulmasının ardından olay yerinde öldürüldüğünü duyurdu. Olayda biri ağır diğeri orta derece olmak üzere iki çocuk yaralandı.
İsrail Haaretz gazetesi Muhanned İraki’nin vurularak öldürüldüğünü, 10 yaşındaki oğlunun orta derecede yaralandığını ve 6 yaşındaki yakının durumunun ağır olduğunu belirtti. Yetkililer halen şüphelileri arıyor. Diğer yandan sağlık görevlisi Murşid Cebali gazeteye, “Çok sayıda kurşun isabet ettikten sonra tüm arabanın nasıl kanla kaplandığını” anlattı.
Aynı zamanda, Kafr Kasım’da bir yas çadırına düzenlenen silahlı saldırıda 4’ü orta derece ve biri ağır olmak üzere 13 kişi yaralandı.
Eilabun ve Zarazeer kasabalarında Kafr Kasım’da bir yas çadırına düzenlenen silahlı saldırının yanı sıra Eilabun ve Zarzir’de çıkan iki ayrı kavga sonucunda 4'ü orta ve biri ağır yaralı da dahil olmak üzere olarak toplam 13 kişi yaralandı.
Zarzir köyünde çıkan kavgada 6 kişi, Eilabun köyünde ise 20’li ve 30’lu yaşlarda bir kişi bıçaklanarak ağır yaralandı. Kafr Kasım’da kimliği belirsiz kişilerce yas çadırına ateş açıldı, 5 kişi çeşitli derecelerde yaralandı. İsrail polisi, bu olayların “Arap toplumunda öncelikli olarak soruşturulacak olağanüstü aşırı şiddet vakaları” olduğunu söyledi.
İşlenen son suçlar, İsrail’deki Arap toplumundaki şiddetin düzeyine ve İsrail polisinin bu olaylara karşı mücadele etmedeki başarısızlığına daha fazla ışık tuttu. Resmi verilere göre, son cinayet, Haziran ayı boyunca öldürülen 14 kurban da dahil olmak üzere, yılın başından bu yana kaydedilen toplam can kaybını yaklaşık 59’a çıkardı. Bu sayı Kudüs’ü ve Golan bölgesini içermiyor. İsrail’deki Arap toplumunda, (Kudüs ve Golan hariç) geçen yıl 16’sı kadın olmak üzere 111 kişi organize suçlar sebebiyle mağdur oldu.  Yüksek Arap İzleme Komitesi tarafından yapılan geniş çaplı protestolarına ve İsrail polisinin suçla mücadele için hazırladığı plana rağmen şiddet devam ediyor.
48 Arapları, geçtiğimiz yıllarda Arap çevresinde suç ve şiddete karşı birkaç kez gösteri yapmıştı. Gösterilerde, İsrail polisini, Yahudi cemaatinde kararlı bir şekilde hareket ederken, Arap suçları karşısında suç ortaklığı ve harekete geçmemek ile suçladılar.
Birkaç hafta önce yayınlanan bir araştırma, İsrail vatandaşı Filistinlilerin yüzde 75’inin İsrail’deki Arap toplumunda şiddet suçlarının artmasıyla karşısında kendilerini güvende hissetmediklerini ve polisi harekete geçmek ile suçladıklarını belirttiler.
Hayfa Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi tarafından yürütülen araştırmada, İsrail vatandaşı Arapların, İsrail polisini Araplar arasında suçu kasıtlı olarak ihmal etmekle suçladıkları ve İsrail polisine olan güvenlerini tamamen kaybettikleri belirtildi. Yüksek Arap İzleme Komitesi’nde Şiddetle Mücadele Dairesi Başkanı Talib es-Sani, birçok kez İsrail polisini yeterince müdahale etmemekle suçladı. Bununla birlikte bu silahlı örgütlere karşı mücadele etmeyen, intikam kültürünü destekleyen ve kadınları aşağılayan bir toplumu da eleştirdi.
İsrail vatandaşı Filistinliler bugün 9 milyonluk ülke nüfusunun yüzde 20’sini oluşturuyor. 18 - 35 yaş aralığındaki “değişim nesli”nin çocukları olacak Araplar ise Yahudilere oranla gelecekte nüfusun yüzde 28’ini oluşturacak. İsrail vatandaşı Filistinli gençler bilimsel ve ekonomik kalkınma konusunda istekli olsalar da bugün yoksulluk onlar için tehdit oluşturuyor zira gençlerin yüzde 61’i zor şartlarda yaşıyor.



21 ülke, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim planını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi

İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)
İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)
TT

21 ülke, İsrail'in Batı Şeria'daki yerleşim planını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi

İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)
İsrail planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyden ayıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor (EPA)

Aralarında İngiltere ve Fransa'nın da bulunduğu 21 ülke, dün yaptıkları ortak açıklamada, İsrail'in çarşamba günü onayladığı işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim planının "kabul edilemez" ve "uluslararası hukukun ihlali" olduğunu belirtti.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre söz konusu ülkeler, "Bu kararı kınıyor ve derhal ve en güçlü şekilde geri çekilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Kanada, İspanya ve İtalya'nın da aralarında bulunduğu 21 ülkenin dışişleri bakanları, İsrail hükümetinin kararını kınayarak, bunun “Ortadoğu'da güvenlik ve refahı sağlama konusundaki ortak taahhüdümüzü zedelediğini” belirtti. Avrupa Birliği'nin dışişleri politikasından sorumlu yetkilisi Kaja Kallas da bildiriyi imzaladı.

Dışişleri bakanları, İsrail hükümetine “yerleşim yerlerinin inşasını durdurması” ve “Filistin Yönetimi'ne uygulanan mali kısıtlamaları kaldırması” çağrısında bulundu.

Fransa Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, İsrail Yüksek Planlama Komitesi'nin Kudüs'ün doğusundaki “E 1” bölgesinde yerleşim birimleri inşa etme projesini onaylamasının kabul edilemez olduğunu ve uluslararası hukuku ihlal ettiğini belirtti.

İsrail'in Londra Büyükelçisi çağrıldı

İlgili bir gelişmede, İngiltere, İsrail'in Batı Şeria'daki yeni yerleşim planını onaylamasının ardından Londra'daki İsrail büyükelçisini çağırdı. İngiltere, diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte bu planı eleştirmiş ve uluslararası hukuku “açıkça” ihlal ettiğini ve iki devletli çözümü baltalayacağını belirtmişti.

Birleşmiş Milletler de çarşamba günü planı kınadı.

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini perşembe günü yaptığı açıklamada, “İki devletli çözüme hiç bu kadar yakın olmamıştık” dedi. Lazzarini, İsrail hükümetinin “bu iki devletin kurulmasını imkansız hale getirecek kararlar aldığını” vurguladı.

İsrail'in planı, Batı Şeria'nın kuzeyini güneyinden ayıracak ve bitişik bir Filistin devletinin kurulma şansını ortadan kaldıracak 3 bin 400 yerleşim biriminin inşasını öngörüyor. İsrail, çarşamba günü, Savunma Bakanlığı'na bağlı Planlama Komitesi'nin “E1” projesini nihai olarak onayladığını duyurdu.

İsrail'in 1967'den beri işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık 3 milyon Filistinli yaşıyor. Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası hukuka göre yasadışı kabul edilen yerleşim yerlerinde ise yaklaşık 500 bin İsrailli yaşıyor.

Batı Şeria'daki yerleşim yeri inşası hem sağ hem de sol görüşlü çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etti.

Bu yerleşim yeri faaliyetleri, özellikle Hamas'ın 7 Ekim 2023'te Güney İsrail'e düzenlediği eşi benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'deki savaşın patlak vermesinden bu yana, mevcut hükümetin görev süresi boyunca önemli ölçüde yoğunlaştı.