LGS yerleştirme sonuçları açıklandı

AA
AA
TT

LGS yerleştirme sonuçları açıklandı

AA
AA

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında merkezi ve yerel yerleştirme sonuçlarını "meb.gov.tr" ile "sonuc.meb.gov.tr" internet adresleri üzerinden erişime açtıklarını bildirdi.
Bakan Özer, LGS kapsamında yapılan merkezi ve yerel yerleştirme sonuçlarının açıklanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
LGS tercihlerinin 4 Temmuz-20 Temmuz tarihlerinde yapıldığını anımsatan Özer, "LGS kapsamında yapılan merkezi ve yerel yerleştirme sonuçlarını "meb.gov.tr" ve ile "sonuc.meb.gov.tr" adreslerinden erişime açtık. Öğrencilerimize hayırlı olsun. Öğrencilerimiz, yerleştirme sonuçlarına T.C. kimlik numaraları ve doğum tarihleri ile ulaşabilecek." bilgisini verdi.
LGS yerleştirmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Özer, şu ifadeleri kullandı:
"Bu yıl 8. sınıftan mezun olan 1 milyon 236 bin 308 öğrencinin 1 milyon 31 bin 799'u Merkezi Sınav'a katıldı ve 1 milyon 8 bin 139 öğrenci, ilk yerleştirme için tercihte bulundu. Bu öğrencilerden 951 bin 703'ü yani yaklaşık yüzde 95'i, tercih ettiği okullardan birine yerleştirildi. 2021 yılındaki ilk yerleştirme döneminde tercih yapan öğrencilerden yüzde 93'ünün ortaöğretim kurumlarına yerleştirildiği dikkate alındığında bunun önemli bir iyileştirme olduğu görülüyor. Bu süreç, ilk adımda daha fazla öğrencinin ortaöğretim kurumlarına yerleştirilmesi ve yerleştirme sürecine yönelik memnuniyetin artırılması açısından olumlu bir gelişme."

Sınavlı okullarda doluluk oranı yüzde 99
Sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarının kontenjanlarında, bu yıl 2021'e göre önemli bir artış sağlandığına işaret eden Özer, "Bu artışla eş zamanlı olarak bu kurumların doluluk oranları da önemli oranda arttı. 2021'de yüzde 95 olan doluluk oranları yüzde 98,4'e ulaştı. Fen lisesi ve sosyal bilimler liselerinin tüm kontenjanları doldu, diğer sınavla öğrenci alan liselerde ise doluluk oranları yüzde 95 ve üzerine çıktı. Özellikle mesleki ve teknik Anadolu liselerinin doluluk oranları 2021 yılında yüzde 77 iken bu yıl yüzde 95'e ulaştı. Bu da mesleki ortaöğretimde yaşanan dönüşümün öğrenci tercihlerine de yansıdığının bir göstergesi." değerlendirmesinde bulundu.

Sınavsız yerleşen öğrencilerin yüzde 94'ü ilk üç tercihinden birine yerleşti
Liseye geçişte öğrencilerin yaklaşık yüzde 85'inin ortaöğretim kurumlarına yerel olarak yerleştirilmesinin, bu yerleştirme türünü oldukça önemli hale getirdiğinin altını çizen Özer, şu açıklamalarda bulundu:
"Yerel yerleştirmede, 2019'da öğrencilerin yüzde 91'i, tercihlerindeki ilk üç okuldan birine yerleşirken bu oran 2020'de yüzde 92'ye çıktı, 2021'de ise yüzde 92 düzeyinde sabit kaldı. 2022'de ise yerel yerleştirmede öğrencilerin ilk üç tercihine yerleşme oranı yüzde 94'e ulaşarak, son 4 yılın en üst düzeyine ulaştı. Dolayısıyla bu sonuç, LGS'de her yıl yapılan iyileştirmelerle öğrencilerin öncelikli tercihlerine yerleşme oranlarının artırıldığını açıkça gösteriyor."

İlk tercihine yerleşme oranı yüzde 55'e yükseldi
Bakan Özer, benzer bir iyileşmenin ilk tercihine yerleşme oranlarında da görüldüğünü belirterek, "İlk tercihine yerleşme oranı 2019 ila 2021 yıllarında yüzde 49-52 arasında değişirken bu oran, bu yıl yüzde 55'e yükseldi. Bir diğer ifadeyle sınavsız yerel yerleştirmede öğrencilerin yarısından fazlası en öncelikli tercihlerine yerleşebildi. Bu, yerel yerleştirmenin hangi ölçüde iyileştirildiğinin diğer bir göstergesi." ifadelerini kullandı.

Yerleştirmede memnuniyet arttı
Sınavsız yerel yerleştirmede Anadolu lisesi, Anadolu İmam Hatip lisesi ve mesleki ve teknik Anadolu lisesine yerleşen öğrencilerin daha üst tercihlerindeki okullara yerleşmeleri memnuniyetinin arttığını aktaran Özer, şu bilgileri verdi:
"Geçen yıl Anadolu liselerine yerleşen öğrencilerin yüzde 53'ü birinci tercihlerindeki bir Anadolu lisesine, yüzde 98'i ise ilk üç tercihlerindeki bir Anadolu lisesine yerleşti. Bu yıl ise ilk tercihindeki Anadolu liselerine yerleşen öğrencilerin oranı yüzde 57'ye çıktı, ilk üç tercihlerindeki bir Anadolu lisesine yerleşme oranı ise yüzde 99'a ulaştı.
2021'de Anadolu İmam Hatip liselerine sınavsız yerleşen öğrencilerin yüzde 55'i birinci tercihlerindeki bir Anadolu İmam Hatip lisesine, yüzde 88’i ise ilk üç tercihlerindeki bir Anadolu İmam Hatip lisesine yerleşti. Bu yıl ise Anadolu İmam Hatip liselerine sınavsız yerleşen öğrencilerin yüzde 57'si ilk tercihine, yüzde 88'i ise ilk üç tercihlerindeki bir Anadolu İmam Hatip lisesine yerleşti. Bu yıl en büyük iyileştirme mesleki ve teknik ortaöğretimde yaşandı. İlk tercihindeki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumuna yerleşen öğrencilerin oranı 2021'de yüzde 46 iken bu yıl yüzde 52'ye çıktı. Aynı zamanda, ilk üç tercihindeki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumuna yerleşen öğrencilerin oranı 2021'de yüzde 82'den 2022 yılında yüzde 88'e yükseldi.”

Nakil başvuruları başladı
Bakan Özer, ilk yerleştirmede yerleşemeyen veya yerleştiği okulu değiştirmek isteyen öğrenciler için yerleştirme sürecinin devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"LGS kapsamında yerleştirmeye esas birinci nakil başvuruları başladı. 25-29 Temmuz arası, yerleştirmeye esas 1. nakil tercih dönemi olacak. Yerleştirmeye esas 1. nakil sonuçları 1 Ağustos'ta açıklanacak. Yerleştirmeye esas 2. nakil tercih başvuruları 1-5 Ağustos'ta yapılabilecek, sonuçlar 8 Ağustos'ta açıklanacak. Böylece merkezi yürütülen ana yerleştirme süreci, 8 Ağustos 2022'de tamamlanmış olacak. Hiçbir okula yerleşemeyen öğrenciler için il/ilçe öğrenci yerleştirme ve nakil komisyonlarınca yerleştirme başvuruları alınacak ve 19 Ağustos 2022'de yerleştirme süreci tamamlanacak."



Filistin eğitim müfredatı revize ediliyor: İsrail'in değiştirmek istediği şey bu

Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)
Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)
TT

Filistin eğitim müfredatı revize ediliyor: İsrail'in değiştirmek istediği şey bu

Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)
Filistin Yönetimi, Avrupa'nın baskısı altında eğitim müfredatını revize ediyor. (AFP)

Halil Musa

Filistin Yönetimi, yıllarca Filistin anlatısını kışkırtma olmadan koruduğuna inandığı belirli eğitim müfredatlarını uyguladıktan sonra, ABD ve Avrupa ülkelerinin baskısı sonucunda bu müfredatları Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) ilkelerine uygun olarak revize etme kampanyası başlattı.

Filistin Eğitim Bakanlığı, bazı ders kitaplarını toplayarak, mahkûmlara atıfta bulunmayan geçici ders kitaplarıyla değiştirdi. Bu adım, ‘revizyonun başlangıcı’ olarak görünüyor.

Mevcut eğitim-öğretim yılı başlamadan önce, Devlet Başkanı Mahmud Abbas geçtiğimiz eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Filistin hükümetine UNESCO standartlarına uymak için eğitim müfredatını geliştirmeye ve güncellemeye devam etmesi talimatını verdiğini duyurdu.

Şiddeti ve kışkırtmayı reddetmek

Abbas, Filistin hükümetine, uluslararası taahhütlere uygun olarak bu süreci tamamlamak için iki yıl süre verdi.

Abbas, ‘Filistin ulusal kimliğine ve sabitelerine’ bağlılığı vurgulasa da ‘medya, eğitim müfredatı ve kültür alanı dahil olmak üzere çeşitli alanlarda şiddeti ve kışkırtmayı reddettiğini’ bildirdi.

dfg
Alman Georg Eckert Enstitüsü (GEI) birkaç yıl önce yaptığı araştırmada, “Filistin eğitim müfredatı İsrail'e karşı nefreti körüklüyor” sonucuna vardı. (AFP)

Filistin Eğitim Bakanlığı birkaç hafta önce bazı ders kitaplarını topladı ve bunların yerine mini eğitim paketleri koydu.

İsmini vermek istemeyen bir Filistinli yetkili, hükümetin ‘aylardır okul müfredatını gözden geçirmek için ciddi bir şekilde çalıştığını ve bu konuda önemli ilerleme kaydettiğini’ söyledi.

Bu çalışmanın ‘yeni bir mekanizma uyarınca’ yürütüldüğünü belirten yetkili, bunun ‘Avrupa'nın baskısı altında yapıldığını ve önceki Filistin hükümetinin müfredatı değiştirmek için Avrupa'nın baskısına yanıt vermeyi reddettiğini’ bildirdi.

Bu paketlerin bazılarını inceleyip orijinal ders kitaplarıyla karşılaştırdığımızda, Arapça ders kitabında mahkûmlara değinen bazı bölümlerin ve matematik ders kitabında Kudüs ile ilgili sözlü soruların silindiğini gördük.

xcdf
İsrail, Filistin Yönetimi'ni ‘eğitim müfredatında şiddeti teşvik etmekle’ suçluyor. (Independent Arabia)

Ancak Filistin Eğitim Bakanlığı, ders kitaplarının okullardan toplandığını yalanladı.

Filistin Eğitim Bakanı Emced Berhem, Independent Arabia'ya eğitim müfredatının gözden geçirilmesi konusunda talimatlar alındığını doğrulasa da ‘konunun hassasiyeti nedeniyle’ bu konuyu müzakere etmeyi reddetti ve bu konuda konuşma yetkisi olmadığını söyledi.

Filistin'in çatışma anlatısı

İsrail, Filistin Yönetimi'ni sık sık ‘eğitim müfredatında şiddeti teşvik etmekle’ suçlarken, Filistinliler bu suçlamayı reddederek müfredatın Arap-İsrail çatışması, Filistin tarihi ve halkının mücadelesine ilişkin Filistin'in anlatısını ele aldığını savunuyor.

Filistin Eğitim Bakanlığı Müfredat Merkezi eski Başkanı Servet el-Kilani, Filistin öğretim materyallerinin ‘UNESCO ilkeleri, uluslararası hukuk ve insan hakları ile uyumlu’ olduğunu değerlendiriyor.

Kilani, “Anlaşmazlık bu ilkeler üzerinde değil, bunların yorumlanması üzerinde. Çünkü Tel Aviv ve Washington, Filistinlilerin hoşgörü yoluyla teslim olmasını istiyor” dedi.

Kilani'ye göre İsrail, Siyonizmden, Filistinlilerin çatışmaya ilişkin anlatımından ve Filistin halkının ve tarihi liderlerinin mücadelesinden herhangi bir şekilde bahsedilmesini şiddet ve nefreti kışkırtma olarak görüyor.

ghy
Filistin Eğitim Bakanlığı bazı ders kitaplarını toplayarak, mahkûmlardan hiç bahsetmeyen geçici ders kitaplarıyla değiştirdi. (Independent Arabia)

Kilani, ABD ve Avrupa Birliği'nin (AB) desteğini alan İsrail'in ‘eğitimi siyasallaştırmak’ ve Filistin eğitim müfredatına İsrail'in kavramlarını, isimlerini ve anlatımlarını sokmak istediğini belirtti.

Alman Georg Eckert Enstitüsü (GEI) birkaç yıl önce AB tarafından finanse edilen bir çalışma yürüttü. Bu çalışmanın sonucunda ‘Filistin eğitim müfredatının İsrail'e karşı kışkırtma amacıyla kullanıldığı’ sonucuna varıldı.

İsrail haritası

Ancak Kilani, GEI’nın ön raporlarının ‘Filistin eğitim müfredatının hoşgörüsünü ve uluslararası hukuka bağlılığını övdüğünü’ belirterek, ‘nihai raporun İsrail'in kışkırtmasıyla hazırlandığını’ ifade etti.

Kilani, eğitim müfredatlarında Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak belirtilmesinin bir tür kışkırtma olarak değerlendirildiğini ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İsrail, Yafa ve Akka gibi şehirlerin İsrail’in kuruluşundan önce Filistin toprağı olduğuna dair tarihi atıfların yapılmasını da istemedi.

Tel Aviv'in, İsrailliler henüz sınırlarını çizmemiş olmasına rağmen ders kitaplarına İsrail haritasının eklenmesini istediğini belirtti.

Kilani, Filistin müfredatının ‘işgal altındaki toplumun ruhunun bir yansıması olduğunu ve hafızayı silmeye çalışan Siyonist anlatının karşısında ulusal anlatıyı yeniden ürettiğini’ söyledi.

7ı8
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, hükümete UNESCO standartlarına uygun olarak eğitim müfredatını geliştirmeye ve güncellemeye devam etme talimatı verdi. (Independent Arabia)

Filistin Devlet Başkanı’nın müfredatla ilgili kararına değinen Kilani, “Bu karar, müfredatın gözden geçirilmesini öngörüyor, ancak mutlaka değiştirilmesi gerektiği anlamına gelmiyor” dedi. Ayrıca, ‘yenileme ve geliştirme çabalarını desteklediğini, ancak bunun Filistin iradesi ve yönetimiyle yapılması gerektiğini’ vurguladı.

Kilani’ye göre kışkırtıcılık, İsrail veya Amerikan iradesiyle uyuşmayan şeylerde değil, uluslararası hukukun ve insan haklarının çiğnenmesinde yatıyor.

Kilani, “Sorun, kavramların farklılığında yatıyor; ulusal kurtuluş kavramlarının, işgalci güçlerin anlayışından farklı olması son derece doğal” değerlendirmesinde bulundu.

Siyaset araştırmacısı Cihad Harb, Filistin eğitim müfredatının öldürmeye teşvik etmediğini, ancak İsrail’in kuruluşundan önceki Filistin yurduna ve Nekbe’nin tanımına yer veren Filistin anlatısını içerdiğini belirtti.

Harb’a göre İsrail, Filistinlilerin tarih ve geleceklerine bakışını değiştirmek, zihinlerini dönüştürmek ve onları siyaseten yönlendirmek amacıyla Filistin müfredatının değiştirilmesini istiyor.

Harb ayrıca, Filistin Yönetimi’nin son dönemde eğitimden güvenliğe, hatta mahkûm maaşlarına kadar her alanda Amerikan baskılarına maruz kaldığını ifade etti.


Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Araştırmacılar sınavlar için en iyi zamanı belirledi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Yeni bir araştırmaya göre sözlü sınava girmek, iş görüşmesi yapmak ve hatta mahkemeye çıkmak için en iyi zaman öğlen olabilir.

İtalya'nın Messina Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, öğrencilerin sınavları geçme oranlarında, öğlene doğru saatlerle, sabahın erken saatleri veya akşama doğru saatlere kıyasla önemli bir fark buldu.

Öğrencilerin geçme oranı 08.00'de yüzde 54, 16.00'daysa yüzde 51 olarak kaydedilirken bu oran 12.00'de yüzde 72 oldu. Geçme oranları 11.00 ve 13.00'te biraz daha düşük seyrederek yüzde 67'yi gördü.

Profesör Carmelo Mario Vicario, "Akademik değerlendirme sonuçlarının gün boyunca sistematik olarak değiştiğini ve öğle saatlerinde geçiş oranlarında net bir zirve olduğunu gösteriyoruz" dedi:

Öğrencilerin geçme olasılığı, sabahın erken saatleri veya veya akşama doğru olan saatlere kıyasla, sabah öğlene doğru daha yüksek. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz.

Çalışma, sınav yapan 680 kişi tarafından 1243 derste gerçekleştirilen 104 bin 552 değerlendirmenin sonucuna dayanıyor. Araştırmacılar, yalnızca doğru cevaplara dayanmayıp daha öznel olan ve ifade tarzının da değerlendirildiği, üniversitelerdeki sözlü sınavlara bakmayı tercih etti.

Yargıçların bir sanık lehine karar verme olasılığının ilk duruşmalarda veya yemek molalarından sonra daha yüksek olduğunu gösteren araştırmanın ardından bu çalışma yayımlandı.

Diğer yandan bunun, günün farklı saatlerinde farklı türde davaların görülmesiyle de ilgisi olabileceği düşünülüyor.

Çalışma kesin nedeni belirleyemese de öğle saatlerinde zirvenin görülmesinin, bilişsel performansın sabah saatlerinden ileriye doğru gittikçe yükseldiğini ve öğleden sonra azaldığını gösteren kanıtlarla tutarlı olduğunu belirtti.

Raporda bunun, öğrencilerin enerji seviyelerinin düşmesinin yanı sıra karar yorgunluğu yaşadıklarında daha kötü notlar verebilecek öğretim üyelerinden kaynaklanabileceği belirtildi.

Ayrıca araştırmacılar bunun, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin (vücudun uyku zamanlarına yönelik doğal tercihi olan) kronotiplerinin yarışmasının sonucu olabileceğini söyledi:

20'li yaşların başındaki kişiler genellikle gece kuşu olurken, 40'lı yaşlarındakiler ya da daha yaşlılar erkenci olma eğiliminde. Öğretim üyelerinin en uyanık olduğu zamanlarda öğrenciler bilişsel keskinlikten en uzakta olabilir.

Prof. Vicario öğrencilerin daha iyi uykuyla, zihinsel molalarla ve sınavlarını kişisel düşük dönemlerinin dışında planlayarak bu etkilere karşı koyabileceğini öne sürdü:

Kurumlar için, sabah oturumlarını ertelemek veya kilit önemdeki değerlendirmeleri öğleye doğru toplamak sonuçları iyileştirebilir. Bu örüntünün iş görüşmelerine veya gün boyunca planlanan herhangi bir değerlendirme sürecine kadar uzanabileceğine inanıyoruz. İşe alım kararlarının da günün saatine bağlı olarak adalet veya sonuç açısından dalgalanma gösterip göstermediğini araştırmak da çok ilgimizi çekiyor.

Independent Türkçe


Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
TT

Harvard, Trump yönetiminin uluslararası öğrenci kabulüne ilişkin yasağını uzatması için mahkemeye başvurdu

Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)
Harvard Üniversitesi'nin Boston'daki kampüsünden (AFP)

ABD'li bir federal yargıç bugün Başkan Donald Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etme yetkisini iptal eden yasağını uzatıp uzatmayacağını değerlendirecek. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, Ivy League üniversiteleri bu kararın öğrencilerinin yaklaşık dörtte birini etkileyeceğini ve kendilerini yıkıma uğratacağını belirtti.

Boston Bölge Mahkemesi Yargıcı Allison Burroughs, İç Güvenlik Bakanlığı'nın bir önceki gün yayınladığı iptali uygulamasını engelleyen geçici ihtiyati tedbiri uzatıp uzatmamayı değerlendirecek.

Bakanlığın bu hamlesi, Trump yönetiminin Harvard Üniversitesi'ne yönelik girişiminin bir adımıydı. Bakanlık üniversiteyi muhafazakârlara karşı önyargılı olmakla ve kampüste antisemitizmi teşvik etmekle suçladı.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eyleminin ‘Harvard'da akademik özgürlüğe yönelik benzeri görülmemiş misilleme saldırısının’ bir parçası olduğunu söyledi. Harvard, yönetimin Ivy League üyesi üniversiteye yaklaşık 3 milyar dolarlık federal araştırma hibesini sonlandırma kararına itiraz eden ayrı bir dava açtı.

Harvard, Trump yönetiminin, üniversitenin yönetimini, müfredatını ve öğretim üyeleri ile öğrencilerinin ‘ideolojisini’ kontrol etme taleplerini kabul etmediği için kendisine misilleme yaptığını iddia ediyor.

Dava, İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem'in geçen hafta okulun ABD dışındaki öğrencileri kabul etmesine izin veren Öğrenci ve Değişim Ziyaretçi Programı akreditasyonunu iptal etmesinin ardından eski Demokrat Başkan Barack Obama'nın atadığı Allison Burroughs'un önüne getirildi.

Kararı açıklayan Noem, kanıt sunmadan üniversiteyi ‘şiddeti, antisemitizmi teşvik etmek ve Çin Komünist Partisi ile koordinasyon içinde olmakla’ suçladı.

Noem ayrıca üniversiteyi, burada eğitim görmek üzere vize almış öğrenciler hakkında ve bu öğrencilerin disipline tabi tutulmalarını gerektirecek herhangi bir yasadışı ya da şiddet içeren faaliyette bulunup bulunmadıklarına ilişkin çok sayıda bilgi talebine yanıt vermemekle de suçladı.

Harvard, kararın üniversite ve öğrencileri için ‘yıkıcı’ olduğunu söyledi. ABD'nin en eski ve en zengin üniversitesi olan Harvard, içinde bulunduğumuz akademik yılda yaklaşık 6 bin 800 yabancı öğrenci kabul etti ve bu sayı toplam kayıtlarının yaklaşık yüzde 27'sini oluşturuyor.

Bakanlığın bu hamlesi Harvard'ın yeni yabancı öğrenci kabul etmesini engelleyecek ve mevcut yabancı öğrencileri başka üniversitelere geçmeye ya da yasal statülerini kaybetmeye zorlayacak.

Trump dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, Harvard'ın kabul ettiği Amerikalı olmayan öğrenci sayısının yüzde 15 ile sınırlandırılması gerektiğini söyledi.

Trump, “Onlar (Harvard) uygun şekilde davranmak zorundalar” dedi.

Üniversite, yabancı öğrenci kabul etme yetkisinin iptal edilmesinin, ABD Anayasası ve işleyişini düzenleyen İdari Usul Yasası uyarınca ifade ve dava özgürlüğü hakkını ihlal ettiğini belirtiyor.

Üniversitenin avukatları, bakanlığın eylemleri için meşru bir neden sunması, üniversiteye önceden bildirimde bulunması ve herhangi bir sorunu ele alma fırsatı vermesi gereken federal düzenlemelere uyulmadan akreditasyonunun aniden iptal edildiğini söylüyor.

Avukatlar, yönetmelikler uyarınca bakanlığın üniversiteye suçlamalara karşı kanıt sunması için en az 30 gün süre tanıması ve idari itirazda bulunma fırsatı vermesi gerektiğini ifade etti.