Hamideti, Sudan’a yönelik uluslararası tutumlarla nasıl yüzleşiyor?

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (AFP)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (AFP)
TT

Hamideti, Sudan’a yönelik uluslararası tutumlarla nasıl yüzleşiyor?

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (AFP)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) (AFP)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) uzun bir süredir Darfur bölgesinde bulunuyor. Hartum’a kısa bir süreliğine dönen ve daha sonra yeniden Darfur’a geçen Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısı olan Hamideti’nin başkentte olmaması ve asıl görevinden uzakta olması gözlemcilerin ve analistlerin bu konu hakkında çeşitli spekülasyonlar ortaya atmasına neden oldu. Geçtiğimiz Haziran ayının üçüncü haftasında Darfur bölgesine geçen Daklu, bölgedeki kanlı çatışmalarla ilgilenmek adına üç ay Darfur’da kalmak için çadır ve yiyeceklerini beraberinde getirdiğini duyurdu. Ancak aniden Hartum’a dönen Hamideti, düzenlediği basın açıklamasında birleşik bir ulusal ordu oluşturmak için Sudan ordusuyla çalışmaya hazır olduğunu söyledi. Bu, daha önce şiddetle reddettiği kuvvetlerini orduya entegre etme isteği anlamı taşıyor.
Hamideti yeniden Darfur bölgesine dönerek gözlemcileri şaşırtırken, medya ofisi geçtiğimiz Cuma günü yaptığı resmi açıklamada, kabile uzlaşmalarını tamamlamak, güvenliği sağlamak, devletin prestijini sağlamak, bölgede normal yaşamı yeniden sağlamak ve bölgedeki sosyal dokuyu iyileştirmek amacıyla Hamideti’nin Batı Darfur Eyaletinin başkenti el Geneina'ya geçtiğini duyurdu.
Hamideti’ye Egemenlik Konseyi üyesi Tahir Hacer ve Genelkurmay Başkan Yardımcısı Ahmed İbrahim’in yanı sıra güvenlik biriminin üyeleri ile Barış Anlaşması’nı imzalayan silahlı hareketin temsilcileri eşlik etti.
Siyasi analist Muhammed Latif, Hamideti’nin Darfur bölgesinde uzun süre kalmasının Cuba Barış Anlaşması’nın “formülasyon” rolünden bu yana kendisine en yakın olan silahlı mücadele hareketleri aracılığıyla yeni bir ittifak ve siyasi bir kuluçka merkezi oluşturmayı amaçladığını söyledi. Ancak Latif, Egemenlik Konseyi Başkan Yardımcısının başkanlık sarayındaki ofisinin dışında uzun süre kalmasını, orduya karşı sivil tırmanıştan dolayı hüsrana uğramış olabileceği gerçekliğine de bağlayarak, “ Aklı başında hiç kimse ordunun bu ikilik durumundan memnun olduğunu ve silahlı kuvvetlerin bir kurum olarak bu statükodan memnun olmadığını varsayamaz. Bu durum da adamı merkezden uzaklaştırmaya sevk eder” şeklinde konuştu.
Latif açıklamasında, “Belki de Hamideti merkezden biraz uzaklaşmayı, sakince kendi durumuna ve kendi bölgesinde neler olabileceğine odaklanmayı tercih etti. Hartum'a kısa dönüşü sırasında yaptığı açıklama, Sudan gerçeğinin karmaşıklığından veya dış tarafların baskısından kaynaklanan baskı altında olduğunu gösteriyor” diyerek bu durumun onu daha önce “ısrarla sürdüğü tek ordu” tabirini kullanmaya sevk ettiğini kaydetti.
Sudanlı siyasi analist Halid el-Ticani, Hamideti’nin, “birleşik ulusal ordu davasını” kabul etme olasılığını ilk kez açıkladığı açıklamasına odaklanarak, bu yeni durumun ordu dışındaki, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin varlığını reddeden uluslararası kuruluşların baskısı sonucunda olduğunu söyledi. Ticani, bu konunun Cidde Deklorasyonu’nda ortaya çıktığını dile getirerek,  Sudan askeri ve sivil tarafların farklılıkları ve anlaşmazlıkları sebebiyle siyaset sahnesini şekillendiremediklerini kaydetti. Analist ayrıca, bunun yalnızca ülkenin birliğini ve istikrarını değil, aynı zamanda tüm bölgeyi tehdit eden ve uluslararası ittifakların kafasını karıştıran bir siyasi boşluk yarattığına dikkati çekti. Bölgesel ve uluslararası düzeyde ittifakları yeniden oluşturabilecek jeopolitik değişkenler olduğunu söyleyen Ticani, ABD Başkanı Joe Biden’ın, Cidde zirvesinde ABD’nin bölgede Rusya veya Çin'in yararlanabileceği bir boşluğa izin vermeyeceğini doğruladığını hatırlattı.
Uluslararası değişikliklerin Sudan’ın geleceğini etkilediğine değinen Ticani, “Uluslararası toplum bölgedeki güvenlik ve istikrardan endişe duyuyor. Bu, Avrupa Birliği ve Troyka ülkelerinin, Egemenlik Konsey Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ın ordunun siyasi süreçten çekildiği açıklamasını destekleyen tutumlarında açıkça gösterildi” dedi.
Ticani, bölgedeki jeopolitik değişimlerin ve yeni ittifakların ordu için bir tehdit oluşturmadığına, aksine orduya entegre olabileceğine ve yeni denklemde bir rol garanti altına alabileceğine inanıyor. Ticani, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin, siyasi çatışma bağlamında kabul edilebilir ve birçok uluslararası taraf ve silahlı kuvvetler tarafından reddedilen büyük bir bağımsızlığa sahip olduğunu dile getirdi.
Hamideti’nin Darfur'da uzun süre kalmasını, bölgenin silahlı hareketlerle işbirliği içinde siyaset yapabileceği “temel kuluçka makinesi” olmasına bağlayan Ticani, “Hızlı Destek yeni uluslararası dengeler tarafından tehdit edilen askeri ve maddi gücüne bağlı. Adamın kendisini destekleyecek siyasi güçlere ihtiyacı var, bu yüzden gelecekte siyasi bir rol oynamasına izin verecek bir sosyal taban oluşturmak için Darfur bölgesinin istikrarına ilgi duyuyor” şeklinde konuştu.



Rabıta’dan İki Devletli Çözüm Konferansı’nın sonuç bildirgesinin desteklenmesi çağırısı

Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri, Müslüman Alimler Birliği Başkanı Muhammed el-İsa (Şarku’l Avsat)
Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri, Müslüman Alimler Birliği Başkanı Muhammed el-İsa (Şarku’l Avsat)
TT

Rabıta’dan İki Devletli Çözüm Konferansı’nın sonuç bildirgesinin desteklenmesi çağırısı

Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri, Müslüman Alimler Birliği Başkanı Muhammed el-İsa (Şarku’l Avsat)
Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri, Müslüman Alimler Birliği Başkanı Muhammed el-İsa (Şarku’l Avsat)

Dünya İslam Birliği (Rabıta), adalet ve barışı seven tüm dünya ülkelerini özellikle Filistin topraklarındaki felaket durum ve suçlarına devam eden aşırı sağcı İsrail hükümetinin ihlalleri karşısında Suudi Arabistan'ın Fransa ile ortaklaşa düzenlediği ve başkanlığını üstlendiği Filistin meselesinin barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin yüksek düzeyli uluslararası konferansın sonuç bildirgesini destekleyerek Filistin halkını kurtarmak ve uluslararası hukuk ve meşruiyetin yanında yer almak için harekete geçmeye çağırdı. Birleşmiş Milletler'in (BM) art arda yayınladığı raporlara göre Filistin’deki durum bölge ve uluslararası toplum için ciddi ve tehlikeli bir tehdit oluşturuyor.

Rabıta Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamaya göre Rabıta Genel Sekreteri ve Müslüman Alimler Birliği Başkanı Dr. Muhammed el-İsa, iki devletli çözüm konferansında belirlenen bu yolda acilen ilerlemenin gerekliliğini vurguladı. Rabıta dini, entelektüel ve toplumsal aktörlerden oluşan tüm ortaklarıyla, özellikle de küresel dini liderlerle birlikte çalışarak, konferansın sonuç belgesine uluslararası destek sağlanması için kendi payına düşen katkıyı yapacağını vurguladı.

Dr. İsa, sonuç bildirgesinin bu korkunç savaşı durdurmak, iki devletli çözümü uygulamak ve bölgede adil ve kalıcı bir barış sağlamak için tarihi bir fırsat sunduğunun altını çizdi.