İran Devrim Muhafızları uzaya roket fırlatmaya hazırlanıyor

İran televizyonu yeni roket projesini silah deposundaki patlamada öldürülen yetkiliye dayandırdı.

İran televizyonu, Devrim Muhafızları ve ordudaki Hava Kuvvetleri komutanları görüşmesindeki Kaim roket maketinin sızdırıldığına işaret etti.
İran televizyonu, Devrim Muhafızları ve ordudaki Hava Kuvvetleri komutanları görüşmesindeki Kaim roket maketinin sızdırıldığına işaret etti.
TT

İran Devrim Muhafızları uzaya roket fırlatmaya hazırlanıyor

İran televizyonu, Devrim Muhafızları ve ordudaki Hava Kuvvetleri komutanları görüşmesindeki Kaim roket maketinin sızdırıldığına işaret etti.
İran televizyonu, Devrim Muhafızları ve ordudaki Hava Kuvvetleri komutanları görüşmesindeki Kaim roket maketinin sızdırıldığına işaret etti.

İran Devrim Muhafızları roket programı Sorumlusu Ali Hacızade, Devrim Muhafızları güçlerinin uydu taşıyan bir roketi uzaya fırlatmaya hazırlandığını duyurdu. Bu açıklama, İran nükleer programının hızlandığı ve 2015 anlaşmasını canlandırmayı hedefleyen müzakerelerin sekteye uğradığı bir süreçte Batı’da endişeye yol açacak bir adım olarak görülüyor.
Hacızade, dün (pazartesi) İran devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Uzay Atmosferi” adıyla bilinen İran Devrim Muhafızları Roket Departmanı güçlerinin dünyanın yörüngesine uydu taşıyan ve katı yakıtla çalışan bir roket göndermek istediğini söyledi. Hacızade, Kased roketiyle başka bir deneme yapma niyetinin olup olmadığı sorusuna verdiği yanıtta, roketin Kaim adıyla yeni bir roket olacağını belirterek, roket hakkında daha fazla bilgi vermedi.
İran devlet televizyonu Kaim roketinin, ilk kez Devrim Muhafızları roket programının beyni Hasan Tahrani Mukaddem’in katılımıyla
2010’dan önce tanıtıldığına işaret etti. Mukaddem Kasım 2011’de Tahran’ın bir banliyösünde bulunan Malard Üssü’ndeki balistik füze üretim tesisinde yaşanan patlamada öldü. İranlı yetkililerin açıkladığı verilere göre patlamada Devrim Muhafızları mensubu 36 kişi öldü.
İran televizyonu, dini lider Ali Hamaney ve Tahrani Mukaddem’in fotoğrafını göstererek, Hamaney’in Kaim roketi projesiyle ilgili denetleme turunda olduğunu aktardı.
İran televizyonu, Devrim Muhafızları’nın Ocak ayında katı yakıtla çalışan uzay roketi motorlarını test edeceğini ilan ettiğini anımsattı. Hacızade, Ocak’ta yaptığı açıklamada, yeni roketlerin “metal yerine bileşik kompozit malzemelerden yapıldığına ve motorlarının hareketsiz olduğuna” dikkat çekerek, bunun ucuz ve füzenin enerjisini arttırdığını, aynı zamanda uydu gibi ağır yükleri taşıyabildiğini ifade etti.
İran daha önce de uzaya sıvı yakıtla çalışan roketler fırlattı.
İran 26 Haziran’da “araştırma amaçlı” uydu taşıyabilen “kanatlı” bir füzenin test edildiğini duyurdu. Buna göre fırlatma süreci 3 aşamadan oluşuyor: İlk iki aşaması katı yakıtla, üçüncü aşaması ise sıvı yakıtla.
Bu deney, Maxar Technologies’e ait uyduların Mart ayının başında, başkent Tahran'ın doğusundaki Semnan'da yer alan Humeyni Uzay İstasyonu'ndaki füze fırlatma rampasındaki yangın ve hasarın etkilerini gösteren fotoğrafları yayınlamasından üç ay sonra gerçekleşti. Middlebury Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü'nden uzmanlar, bunun "Kanatlı" adlı uydu fırlatma füzesinin başarısız bir testi olduğunu söyledi. Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü'nden uzmanlar, bu durumun “Kanatlı” isimli uydunun fırlatma füzesinin testinin başarısız olduğunu gösterdiğini belirtti.
Fotoğraflar yayınlanmadan önce, Devrim Muhafızları 8 Mart’ta yaptığı açıklamada, Kased roketinin taşıdığı Nur2 adlı askeri bir uydunun dünyanın yörüngesine yerleştiğini duyurdu.
İran Savunma Bakanlığı Aralık’ta uzaya üç adet “araştırma yükü (kargosu)” taşıyan bir roket fırlattığını açıkladı. Bakanlık daha sonra yaptığı açıklamada ise Simurg adlı roketin yeterli hıza ulaşamadığı için yükünü yörüngeye bırakmakta başarısız olduğunu duyurdu.
Önceki füze fırlatma süreçleri, nükleer anlaşmanın tarafı olan Batılı ülkelerden tepkisine neden oldu. Batılı ülkeler bu tür uydu fırlatmalarının, İran’a nükleer silah taşıma kapasitesine sahip balistik füzelerle ilgili her türlü faaliyetten uzak durma çağrısında bulunan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarına meydan okuduğunu söylüyor.
ABD, İran’ın, uyduları yörüngeye yerleştirmek için kullanılan uzun menzilli roket teknolojisinin nükleer savaş başlıklarını fırlatmak için de kullanmasından endişe duyuyor. ABD ve müttefiki İsrail, Tahran'ın uydu fırlatma programını kıtalararası balistik füzeler geliştirmek için bir kılıf olarak kullanmasından korkuyor.
Batı'nın endişelerini artıran şey, İran’ın, 5 bin kilometreden fazla menzile sahip kıtalararası roketlere dönüştürmek için katı yakıtla çalışan uydular üzerinde değişiklikler yapma ihtimalidir.



Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

TT

Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

Filistinli yetkili, Uluslararası Adalet Divanı önünde konuştu: İsrail yardımları engellemeyi ‘savaş silahı’ olarak kullanıyor

Üst düzey bir Filistinli yetkili bugün Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım erişimini engellemeyi bir ‘savaş silahı’ olarak kullandığını söyledi.

Filistinli yetkili Ammar Hicazi, İsrail'in insani yükümlülüklerine ilişkin bir hafta sürecek duruşmalar başlarken yargıçlara “Bir açlık operasyonuyla karşı karşıyayız. İnsani yardım bir savaş silahı olarak kullanılıyor” dedi.

dfgthy
Filistinli yetkili Ammar Hicazi (sağda) Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) bir duruşmaya katıldı. (EPA)

Hicazi, “Gazze Şeridi'nde Birleşmiş Milletler (BM) destekli tüm fırınlar kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Her on Filistinliden dokuzu güvenli içme suyuna erişemiyor. BM ve diğer uluslararası kuruluşların depoları boş” ifadelerini kullandı.

‘Sistematik zulüm’

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistinlilere yönelik insani yükümlülüklerine ilişkin duruşmaların ülkesine yönelik ‘sistematik zulmün’ parçası olduğunu söyledi.

Saar yaptığı basın açıklamasında, “Bu dava, İsrail'i gayri meşrulaştırmak ve zayıflatmak için yapılan sistematik bir zulmün parçasıdır. Mahkemede olması gereken İsrail değil, BM ve UNRWA'dır” diyerek Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na atıfta bulundu.

İsrail duruşmalara katılmıyor, ancak müttefiki ABD çarşamba günü katılacak.

UAD bugün, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'ne yönelik yardıma tam bir abluka uyguladıktan 50 günden fazla bir süre sonra İsrail'in Filistinlilere karşı insani yükümlülükleri üzerine bir haftalık duruşmalar başlattı.

dfvgrthy
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) heyeti, mahkemenin İsrail'in insani yükümlülüklerine ilişkin bir hafta sürmesi planlanan duruşmalarının ilkinde (EPA)

Lahey’deki BM temsilcileri, BM'nin en yüksek mahkemesi olan UAD’da beş gün sürecek maratona saat 10:00'da 15 yargıçtan oluşan bir heyet önünde başladı. Filistin devleti günün büyük bir bölümünde argümanlarını sunacak olan ilk ülke olacak.

Bu hafta, aralarında ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Afrika Birliği'nin (AfB) de bulunduğu 38 ülke daha görüşlerini sunacak.

Geçtiğimiz aralık ayında BM Genel Kurulu, Norveç tarafından desteklenen ve UAD'dan tavsiye niteliğinde bir görüş bildirmesini isteyen kararı ezici bir çoğunlukla kabul etti.

Kararda UAD'dan İsrail'in BM'nin, kurumlarının, uluslararası örgütlerin ya da üçüncü devletlerin varlığı karşısında ‘Filistinli sivil nüfusun hayatta kalması için gerekli olan acil yardımların engelsiz bir şekilde ulaştırılmasını ve kolaylaştırılmasını sağlamak için’ ne yapması gerektiğine açıklık getirmesi isteniyor.

İsrail, eşi benzeri görülmemiş bir insani kriz yaşayan Gazze Şeridi'ndeki 2,4 milyon Filistinli için hayati önem taşıyan tüm uluslararası yardım akışını kontrol ediyor. İsrail bu yardımı 2 Mart'ta, 15 ay süren kesintisiz çatışmaların ardından kırılgan bir ateşkesin çökmesinden sadece günler önce kesti.

dsfgth
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de yiyecek almak için sıraya giren yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini cuma günü yaptığı açıklamada, ‘siyasi amaçlı kıtlığı’ kınadı.

BM'ye göre iki aylık ateşkesin sona ermesinden bu yana yaklaşık 500 bin Filistinli yerinden edildi.

İsrail'in 18 Mart'ta hava ve kara saldırılarına yeniden başlaması, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasıyla tetiklenen savaşın başlangıcından bu yana BM'nin Gazze Şeridi'nde ‘belki de en kötü’ insani kriz olarak nitelendirdiği duruma yol açtı.

Hayal kırıklığı

AFP'nin İsrail'in resmi verilerinden aktardığına göre, 7 Ekim saldırısında İsrail tarafında çoğu sivil bin 218 kişi öldü.

BM'nin güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı rakamlarına göre o tarihten bu yana İsrail askeri misillemeleri Gazze Şeridi'nde çoğu sivil en az 52 bin 243 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 18 Mart'tan bu yana ise en az 2 bin 111 Filistinli yaşamını yitirdi.

İsrailli yetkililer, Hamas'ı Gazze Şeridi'nde halen tutulan 58 esiri serbest bırakmaya zorlamanın tek yolunun askeri baskı olduğunu söylüyor.

dfgthy
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırıların yol açtığı yıkımdan (AFP)

UAD'ın tavsiye niteliğindeki görüşlerinin yasal bağlayıcılığı yok, ancak bu tavsiye niteliğindeki görüş İsrail üzerindeki diplomatik baskıyı arttırabilir.

Ocak 2024'te UAD, İsrail'i olası bir soykırım eylemini önlemeye ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişine izin vermeye çağırdı. Mart 2024'te, İbrani devletini soykırımla suçlayan Güney Afrika'nın talebi üzerine mahkeme, Filistin bölgesindeki yaygın ‘kıtlıkla’ başa çıkmak için İsrail'in yeni önlemler alması çağrısında bulundu.

Cenevre'deki Graduate Institute'de doktora öğrencisi olan Haris Horimajic, “Çatışmaya dahil olan taraflar uluslararası hukuka saygı gösterme konusunda çok az kararlılık gösterdiler. Danışma görüşü talebi, Gazze Şeridi'ndeki feci durumun ele alınması için anlamlı bir diyalog kurulamamasından duyulan yaygın hayal kırıklığını yansıtıyor” dedi.

Geçtiğimiz temmuz ayında UAD İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini ‘yasadışı’ ilan eden ve mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi çağrısında bulunan bir tavsiye kararı yayınladı.