Libya’daki son çatışmaların ardından siyasi dengeler değişiyor mu?

Güvenlik sorunları Dibeybe hükümetini zayıflatırken kabileler Başağa hükümetine destek veriyor. Siyasetçilere göre ‘Barış imkansız.’

Dibeybe hükümeti Trablus ve Misrata’daki son güvenlik olaylarını yönetme konusunda başarısız olunması nedeniyle zor durumda. (AFP)
Dibeybe hükümeti Trablus ve Misrata’daki son güvenlik olaylarını yönetme konusunda başarısız olunması nedeniyle zor durumda. (AFP)
TT

Libya’daki son çatışmaların ardından siyasi dengeler değişiyor mu?

Dibeybe hükümeti Trablus ve Misrata’daki son güvenlik olaylarını yönetme konusunda başarısız olunması nedeniyle zor durumda. (AFP)
Dibeybe hükümeti Trablus ve Misrata’daki son güvenlik olaylarını yönetme konusunda başarısız olunması nedeniyle zor durumda. (AFP)

Zayed Hediye
Başta güvenlik olmak üzere Libya arenasında meydana gelen son gelişmeler, Trablus’ta Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) ciddi bir çıkmaza sürükledi. UBH’nin Libya’nın Batı bölgesinden çıkması yönünde çağrıların yapılması nedeniyle Dibeybe hükümeti bir çeşit siyasi ve toplumsal dışlanma ile karşı karşıya.
Dibeybe hükümetinin şu an içinde bulunduğu güç durumun temel sebebi, hükümetin Trablus ve Misrata’da geçtiğimiz günlerde yaşanan tehlikeli olayları kontrol altına alma konusunda başarısız olması ve buna ilaveten hükümete bağlı askeri grupların da iki kentteki çatışmalara katılmasıydı.
Dibeybe hükümetinin halihazırda karşılaştığı dışlanmanın son örneği Zaviye kentinde yaşandı. Libya’nın batısındaki Zaviye kentindeki kabile ve siyasi liderleri ile kanaat önderleri Dibeybe’nin rakibi olan Fethi Başağa ve hükümetine destek için toplandı ve Başağa’nın cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine kadar ülkeyi yönetmesi talep edildi.

Kabile liderlerinin desteği
Libya’nın batısındaki Zaviye kentinin önde gelen kabilelerinin liderleri ve kanaat önderleri düzenledikleri toplantının ardından ortak bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Dibeybe başkanlığındaki UBH’ye iktidarı Temsilciler Meclisi’nin görevlendirdiği Fethi Başağa’ya teslim etmesi çağrısı yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Batı bölgesi mevcut durumun ve devam etmesinin riskli olduğu görüşünde. Bu durum ülkeyi tehlikeli bir savrulmaya sürükleyecek. Tüm taraflar arasında siyasi çatışmanın kızışmasıyla birlikte siyasi istikrarsızlığa ve şehirler ile kabileler arasındaki toplumsal bölünmüşlüğe son verilmesi ve devlet egemenliğini yeniden tesis edilmesi için çalışılmasını gerektiriyor. (Toplantıdaki) Katılımcılar, Libya’nın tüm hapishanelerindeki bütün tutukluların serbest bırakılması, tazminat ödenmesi, Batı Bölgesi İhtiyarlar Konseyi’nin kurulması ve ülke dışındaki göçmenler ile ülke içinde yerinden edilenlerle iletişim kurulması amacıyla iç ve dış uzlaşı komitelerinin kurulmasının yanı sıra ordunun birleştirilmesi, Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilen Libya hükümetinin desteklenmesi ve geçiş aşamalarına son verilmesinin önemi konusunda mutabık kaldı. Göçmenlerin ve yerinden edilenlerin emniyet ve güvenliklerini sağlayarak kayıtsız şartsız şehirlerine ve köylerine dönmeli. Libya’nın içişlerine yönelik dış müdahaleler durdurulmalı. Tüm yabancı askeri güçler ülkeden çıkarılmalı.”
Zaviye kentindeki kabile liderlerin bu çağrısı, başkentin kalbinden yaptığı benzer çağrıdan iki gün sonra geldi. Nitekim başta Trablus Belediye Başkanı olmak üzere başkente bağlı Tacura ve Suk el-Cuma (Cuma Çarşısı) belediye başkanları, en az 7 kişinin hayatını kaybettiği kanlı çatışmaları kontrol almakta başarısız olduğu için Dibeybe hükümetine Trablus’u terk etme çağrısı yaptı.

Başağa’ya güçlü destek
Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilen Fethi Başağa başkanlığındaki yeni hükümetin geçtiğimiz haftalarda Trablus’a güç kullanarak girme teşebbüsünün başarısız olması nedeniyle zor ve zayıf bir pozisyona düşmesinin ardından Başağa ve hükümeti Libya’nın batısındaki siyasi ve toplumsal aktörlerden güçlü bir destek aldı.
Başağa pazar günü Zaviye kentindeki petrol rafinerisi salonunda düzenlenen Batı Bölgesi Faaliyetleri Forumu’ndan övgüyle söz ederek, forumu ‘medeni ve onurlu bir ulusal model’ diye nitelendirdi.
Başağa, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Forum ulusal birlik ilkesini güçlendiriyor. Bu ilke, kaos, haksızlık ve yolsuzluk altında inleyen Libya halkının özgür iradesidir. Forum, Libya halkının anayasal meşruiyetle yönetilen sivil ve demokratik bir devletin inşası yönündeki beklentisine açık bir biçimde işaret ediyor. Doğuda, güneyde, Misrata kentinde ve batı bölgesinin tamamında Libya hükümetini destekleyen büyük bir halk hareketi var. Bu hareket, cesur ulusal ruhun, vatanı haram parayla satın alabileceğini düşünen yozlaşmış zümreye galip geleceği konusunda bize umut veriyor.”
Buna karşılık Dibeybe hükümeti yanlısı isimler Zaviye forumunda yapılan açıklamalara yanıt vererek, forumdaki katılımcıları ‘sadece kendilerini temsil eden ve Libya’nın batısındaki kabilelerin tamamı adına konuşma hakkı olmayan azınlık’ diye niteledi.
Başağa ve Dibeybe arasındaki çekişme nedeniyle ikisine bağlı silahlı gruplar ülkede krizin başladığı tarihten bu yana ilk kez iki gün önce Misrata kentinde şiddetli çatışmaların eşiğine geldi. Ancak bölgedeki kanaat önderlerinin olaya müdahalesiyle durum kontrol altına alındı.

Bu çatışmanın çözümü yok
Temsilciler Meclisi Üyesi Abdulmunaim El-Urfi şu açıklamada bulundu:
“Zaviye’deki Batı Bölgesi Etkinlik Forumu’ndan çıkan sonuç, Başağa’nın sokağın güvenini kazanmaya başladığını gösteriyor. Buna karşılık Dibeybe davranışları nedeniyle güven kaybediyor. Forum’un açıklaması kurumsal ve hukuk devletinin menfaatinedir. Başağa’nın Trablus’a girişi yakındır. Başağa şu anda bunu gerçekleştirmek için son düzenlemeleri yapmaya başladı.”
ABD'nin Trablus Büyükelçisi ve Libya Özel Temsilcisi Richard B. Norland da şu açıklamada bulundu:
“Bu akşam Dibeybe ve Başağa ile yaptığım telefon görüşmelerinde son trajik ölümlerin ardından sükunetin sağlanması ve şiddetten kaçınılması konusunda kararlı olduklarını duymuş olmam beni cesaretlendirdi. Başağa silahlı gruplarca siyasi ifade haklarının tehdit altında olduğu yönündeki derin endişeleri aktardı ve yine Başbakan Dibeybe kamu düzeninin sarsılması olarak ifade ettiği adımlara ilişkin endişelerini dile getirdi. Taraflar arasındaki ihtilafların temelinde meşruiyet konusu var. Meşruiyet konusu ancak seçimler yoluyla çözülebilir.”

En kötü ihtimal ve tek çözüm
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Herkes İçin Libya Akımı Partisi Siyasi Büro Başkanı Fethi el-Baca’nın açıklaması ise şöyle oldu:
“Slahlı milisler arasındaki çatışmalar yineleniyor. Çünkü Başağa sahadaki birçoğunun güçlü desteğini elde etti. Daha önce Trablus’a girme konusundaki tüm çabalarının ardından eli kolu bağlı oturmayacak. Başağa yeniden çatışacak. Bu sefer bekleyen bazı güçlerin de katılımıyla hem Trablus hem Trablus dışında uzun süren çatışmalar yaşanabilir. Süreç savaşa doğru ilerliyor. Çünkü Dibeybe ile barışçıl çözüm imkansız.
Baca açıklamasının devamında ABD’nin ortak hükümet kurma çağrısına değindi:
“Böyle bir hükümet üçüncü bir hükümet anlamına gelir. Bu elbette krizi derinleştirecek bir boşuna uğraş demektir. Bence uzlaşı meselesi nihai sınırlara ulaştı ve maalesef süreç silahlı gücün kullanılacağı bir çözüme doğru ilerliyor. Çünkü bu krizde bir galip bir de mağlup olmalı.”
Cumhurbaşkanı adayı Süleyman el-Buyudi de Libya krizinin tek barışçıl çözümünün, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi’nin seçimlerin yapılacağı nihai tarih için bir anayasal zemin üzerinde anlaşmaya varmasından geçtiğini belirtti.
“Çözüm vizyonunun olmadığı bir ortamda bölünmüşlüğün ve siyasi kamplaşmanın artması nedeniyle iki meclisin anlaşması acil bir mesele haline geldi” diyen Buyudi iki meclise ‘ülkeyi kurtaracak bir yürütme otoritesinin yapısı, birleşik mi yoksa ikili bir otorite mi olacağı konusu üzerinde acilen anlaşma’ çağrısında bulundu.
Buyudi, bu anlaşmanın sağlanmaması halinde Libya’nın acı verici senaryolara yönelmesine karşı uyararak, bunun Libyalıların ulusal kurumlarının başındakileri yenilemesinin engellendiği bir ortamda durumların daha kötüleşmesine sebep olacağını vurguladı.



Dahlan Gazze'de güvenlik veya hükümet rolü üstlenmeyi reddettiğini yineledi

Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)
Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)
TT

Dahlan Gazze'de güvenlik veya hükümet rolü üstlenmeyi reddettiğini yineledi

Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)
Filistinli lider Muhammed Dahlan (Facebook sayfası)

Filistinli lider Muhammed Dahlan dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, savaşı durdurmanın en önemli öncelikleri olduğunu belirterek, Gazze'de herhangi bir güvenlik ya da hükümet rolü üstlenmeyi reddettiğini yineledi.

Dahlan “X” platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada: “Tüm meslektaşlarım ve şahsen ben, BAE'deki kardeşlerimizin bu iğrenç soykırım boyunca verdikleri cömert ve sürekli desteğe dayanarak, Gazze'deki halkımıza yardım için elimizden geleni yapmak üzere buradayız.”

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Wall Street Journal, Filistinli lider Muhammed Dahlan'ın ateşkesin ardından Gazze Şeridi'nde güvenlik sorumluluğunu üstlenmesinin beklendiğini belirten bir haber yayınladı.

Dahlan mesajında: “Savaşı durdurmak en önemli önceliğimizdir. Bizi Filistin siyasi sistemini şeffaf bir demokratik süreç yoluyla yeniden inşa etmeye götürecek ve halkımızın başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma mücadelesinin gerçekleşmesine yol açacak belgelenmiş ve programlanmış bir uluslararası eylem planı sağlayacak Filistin ulusal anlayışları dışında, hiçbir seçeneği desteklemeyeceğiz.”

Dahlan “herhangi bir güvenlik, hükümet veya yürütme rolünü kabul etmeyi ya da yerine getirmeyi” reddettiğini vurguladı.