Mısır ve Türkiye: Yakınlaşma ve istikşafi görüşmeler arasında ‘karmaşık sinyaller’

Mısır ile Türkiye arasında Mayıs 2021’de Kahire'de düzenlenen bir dizi istifşafi görüşmelerden (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır ile Türkiye arasında Mayıs 2021’de Kahire'de düzenlenen bir dizi istifşafi görüşmelerden (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır ve Türkiye: Yakınlaşma ve istikşafi görüşmeler arasında ‘karmaşık sinyaller’

Mısır ile Türkiye arasında Mayıs 2021’de Kahire'de düzenlenen bir dizi istifşafi görüşmelerden (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır ile Türkiye arasında Mayıs 2021’de Kahire'de düzenlenen bir dizi istifşafi görüşmelerden (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Mısır ile üst düzey ilişkilerden’ söz etmesi, gözlemcilerin bunu ‘Mısır ile Türkiye arasındaki normalleşme yolunda ilerlemek için yeni işaretler’ olarak değerlendirmesine sebep oldu. Erdoğan önceki akşam bir açıklamasında, “Mısır ile ilgili süreç alt düzeyde devam ediyor. Üst düzeyde de bu işin olmaması diye bir şey söz konusu değil. Yeter ki birbirimizi anlayalım” ifadelerini kullandı.
Mısırlı diplomatlar, Erdoğan’ın açıklamalarını yorumlayarak, “Kahire sahada atılacak adımları ve yeni tedbirleri bekliyor” dedi.
Erdoğan geçtiğimiz Pazartesi günü TRT ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı açıklamasında, “Mısır ile ilgili süreç alt düzeyde devam ediyor. Üst düzeyde de bu işin olmaması diye bir şey söz konusu değil. Yeter ki birbirimizi anlayalım. Mısır halkı Müslüman, bizim kardeşlerimiz. Yeter ki birbirimize karşı açıklamalarda birbirimizi rencide etmeyecek şekilde bir süreci devam ettirelim” ifadelerini kullandı. Ancak bu açıklamalara karşılık Kahire’den resmi bir yorum gelmedi.

İki ülke arasındaki görüşmeler
Erdoğan'ın açıklamaları, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun geçtiğimi Mayıs ayında "Mısır ile ek adımlar atmak için çalışacağız" açıklamasının ardından Mısır ile ilişkileri normalleştirme sürecinin ‘nispeten yavaş’ ilerlediğine işaret etmesinden günler sonra geldi.
Geçtiğimiz yıl, iki ülke, Mısırlı yetkililerin terör örgütü olarak sınıflandırdığı İhvan (Müslüman Kardeşler) üyesi eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin devrilmesinin ardından ilişkilerin bozulduğu 2013'ten bu yana aralarındaki ilk üst düzey teması temsil eden ‘istikşafi görüşmelere’ başladı.
İki ülke arasındaki istikşafi görüşmelerine dışişleri bakan yardımcıları başkanlık etti. Görüşmelerin ilki Kahire'de, ikincisi Ankara'da gerçekleşti. O dönem, ‘görüşmelerin samimi ve derinlemesine olduğu ve ikili ve bölgesel meselelerin ele alındığı’ duyuruldu. İki taraf, ‘istişarelere devam etme ve tartışılan konularda ilerleme sağlanmasına yönelik ortak arzuyu teyit etme’ konusunda anlaştı.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Erdoğan, ülkesinin İsrail ve bölgedeki diğer ülkelerle attığı adımlara benzer şekilde Mısır'la diyalog geliştirme ve ilişkileri normalleştirme olasılığını açıklayarak, Mısır ile diyalogun en üst seviyelere çıkabileceğine dikkati çekti.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri daha önce, ‘Türkiye'nin özellikle güvenlik alanında Mısır'a yönelik rotasını değiştirme arzusunun işaretleri olduğunu’ söyledi.

“Türkiye'nin daha atması gereken adımlar var”
Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Mısır Dışişleri Konseyi üyesi Büyükelçi Reha Ahmed Hasan konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Türk tarafı, mevcut çerçevede dış ilişkilerini geliştirmek istiyor, bunu Körfez ülkeleriyle başardı. Geriye kalan tek şey Mısır ile ilişkileri geliştirmek. Türkiye'nin Libya'daki rolü konusunda henüz anlaşmaya varılamayan bir sorun var, Türkiye paralı askerler getirdi ve Mısır için bu durum kabul edilemez. Aynı zamanda İhvan örgütünün üyelerine özgü bazı koşular gibi sorunlar da var. Örgüt unsurları Türkiye'de habersiz de olsa toplantılar düzenlemekte. Bazı medya platformlarının Mısır'a yönelik kışkırtmalarına son verdiği doğru, bu olumlu bir adım. Ama en büyük sorun, ilişkilerin seyrini engelleyen Libya'da” şeklinde konuştu.
Hasan açıklamasında, “Mısır ve Türkiye arasında temaslar var ve ticari ilişkiler gelişiyor. Ama siyasi ilişkiler bekleme halinde, sahnede sessizlik hakim. Türkiye'nin daha atması gereken adımlar var çünkü açıklamalar tek başına yeterli değil, sahada adımlar gerekli. Siyasi kriz temel nokta” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Cemal Beyumi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Mısır tüm ülkelere açık. Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin istikşafi görüşmeler çerçevesinde derinleştirilmesi için şimdiden girişimlerde bulunuldu. Mısır memnun, ama Türkiye’den işaretler olmalı. İhvan'ın dosyasında, özellikle Mısır'ın terör örgütü olarak sınıflandırmasından bu yana örgütün Türkiye'de ikamet eden ve Mısır'a karşı kışkırtan unsurları var” dedi.
Türkiye son aylarda Kahire'nin ‘olumlu’ olarak nitelendirdiği adımlar atarak İhvan’ın bazı medya faaliyetlerini durdurdu. Geçtiğimiz Nisan ayı sonunda İstanbul’dan yayın yapan üç kanaldan biri olan ‘Mekameleen TV’ Türkiye’deki yayınını kalıcı olarak durdurduğunu açıkladı.

"Mısır-Türkiye ilişkileri birçok faktörden etkilendi"
Mısır'ın Afrika İşlerinden Sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ali el Hefni Şarku’l Avsat’a, “Mısır-Türkiye ilişkileri birçok faktörden etkilendi. İki ülke, aralarında diyalog olması gerektiğine karar vermiş ve üzerinde anlaşmaya varmış olabilir” diyerek tam bir mutabakata varılmış olması halinde bunun duyurusunun yapılacağını kaydetti.
Hefni, “Bunun olmaması, ilişkileri etkileyen ve umut verici bir şekilde ele alınmayan bazı faktörlerin olduğunu gösteriyor. Konu çok karmaşık ve Kahire'nin umduğu şeyle tutarlı olabilecek şeyler fark ettim. Ama hala çözülmemiş sorunlar var. Türk açıklamaları ne olursa olsun, gerçek başka bir şey ve sorunları çözecek olan bir dizi önlem” dedi.
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli daha önce, Türkiye ile diplomatik ilişkilerin yeniden başlamasını ‘olağanüstü sorunların üstesinden gelmek’ şeklinde nitelendirdi. Mısır Dışişleri Bakanı ise daha önce, ülkesinin, iki ülke arasındaki normal ilişkileri yeniden tesis etmek için gerekli bir çözüme ve formüle ulaşmak için heyecanlı olduğunu bildirdi. Ancak Şukri o zaman, ‘hala çözülmesi ve değerlendirilmesi gereken sorunlar olduğunu’ söyledi.



Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-Türkiye yakınlaşması sıcak bölgesel dosyalara nasıl yansıyor?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da düzenlediği ortak basın toplantısında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, bölgesel ilişkilerin haritasının yeniden çizilmesine katkıda bulunabilecek bir değişimle, yıllar süren gerginliğin ardından kayda değer bir yakınlaşmaya tanıklık ediyor. Dünyanın gözü ise bu gelişen ortaklığa ve bunun Libya, Suriye ve Gazze gibi bölgedeki sıcak meselelerin yanı sıra Afrika Boynuzu ve Doğu Akdeniz'deki gerilimler üzerindeki potansiyel etkisine çevriliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Şubat ayında Mısır'a yaptığı benzer bir ziyaretin ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'ya yaptığı ilk resmi ziyaret, Kahire ile Ankara arasındaki yakınlaşmayı pekiştirdi ve on yıllık gerginliğin ardından ilişkileri ‘yeni bir döneme’ soktu.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, bu ziyaretin ardından iki ülkenin ikili iş birliğinden bölgesel iş birliğine geçtiğini ve bunun Mısır Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında 4 Eylül'de Ankara'da iki ülke tarafından düzenlenen Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk ortak bildirisinin şartlarına da yansıdığını belirtti. Uzmanlar, iki ülkenin ya da bölgenin tanıklık ettiği kritik dosyaların önümüzdeki dönemde yaklaşımlar, anlayışlar ve geniş ve alışılmadık ortak destek için bir yol bulabileceğine işaret ettiler ki bunların başında Kahire ve Ankara'nın bu konudaki etkisi ve dengesi göz önüne alındığında Libya dosyası geliyor.

Libya'nın doğu ve batıda iki hükümet arasında bölünmüş olması ve her iki hükümetin de Mısır ya da Türkiye tarafında güçlü bağlara sahip olması, Mısır-Türkiye yakınlaşmasının bir sonucu olarak çatışan iki hükümet arasındaki uçurumun kapatılması şansını artırıyor.

Bir Türk askeri üssüne ev sahipliği yapan ve Mısırlı barış gücü askerlerini kabul etmeye başlayan Somali, Etiyopya'nın yılbaşından bu yana ayrılıkçı bir bölgede (Somaliland) liman kurma girişimini giderek daha fazla reddediyor. Ankara iki taraf arasında arabuluculuk yapmak için devreye girerken, Türkiye'nin Mısır ile iyi ilişkileri olan Suriye ile temasları da artıyor.

Diğer yandan iki ülke arasında İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaklaşık bir yıldır devam eden savaşına karşı ortak tutum ile Nisan 2023'ten bu yana Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmayı durdurma arzusu var.

Yaklaşımlar

4 Eylül'de Stratejik İşbirliği Konseyi'nin yeniden kurulmasına ilişkin ortak bildiri yayınlandı. Mısır ve Türkiye'nin ‘çevrelerinde barış, refah ve istikrarı teşvik etmeyi amaçladıkları’ belirtildi ve 36 maddeden 9'u ile Gazze Şeridi'nde iki ülke arasındaki koordinasyon ve iş birliği düzeyinin güçlendirilmesi vurgulandı.

grnhtyum
Mısır ve Türkiye Cumhurbaşkanları başkanlığında düzenlenen Mısır-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısından (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, Suriye'nin egemenliğinin önemini vurgulayarak, çatışmaya kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması ve terörle mücadele konusundaki ortak kararlılıklarını teyit ettiler. Libya'da ise ‘Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılacak bir siyasi süreci desteklemeyi dört gözle beklediklerini’ ifade ettiler.

İki ülke, Afrika Boynuzu'nda ‘barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasının önemi ve her ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı’ konusunda mutabık kaldı. Ayrıca ‘Sudan'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabalara destek’ vurgusu yapıldı.

Yansımalar

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in Danışmanı Dr. Abdulkadir Azuz'a göre Mısır-Türkiye yakınlaşması ilişkileri ‘normalleşmeden stratejik iş birliğine taşıma’ arzusunu yansıtıyor. Azuz’a göre bu durum iki ülkenin bölgedeki ağırlığı nedeniyle çeşitli bölgesel konulara olumlu yansıyacak.

Sisi’nin basın toplantısında Ankara ile Şam arasındaki yakınlaşmayı memnuniyetle karşılamasının, Türkiye ve Suriye arasındaki meselelerin çözümünde Kahire ile Ankara arasında iş birliği olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Azuz, “Mısır bu meselelerin birçoğunun uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak çözümünde önemli bir rol oynayabilir” dedi.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye meseleleri araştırmacısı olan Dr. Kerem Said de Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye-Suriye yakınlaşmasını olumlu etkileyeceği görüşüne katılıyor. Said, Kahire ile Ankara'nın bölgenin iki ağır ülkesi olduğunu, bölgede geniş bir denge ve etkiye sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının bölge için çözüm işaretleri taşıdığını belirtti.

Mısır-Türkiye yakınlaşmasından etkilenecek dosyaların başında Libya dosyasının geldiğini ve bunun seçimlerin hızlandırılması, askeri birlik ve istikrarın teşvik edilmesi temelinde ortak bir yaklaşıma yol açmasını umduklarını belirten Said, “Yakınlaşma ışığında Afrika Boynuzu'nda, özellikle de Somali'de iki ülkenin çıkarları ve bölgenin istikrarı açısından ortak düzenlemeler olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nairobi'deki Doğu Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Abdullah İbrahim, her iki ülkenin de Somali ve Doğu Afrika bölgesinde kendi çıkarları olduğunu ifade etti. İbrahim, ‘iki ülkenin çabalarını birleştirmeleri halinde Somali'nin toparlanma kabiliyetinin, güvenlik ve istikrarının artacağına, bölgenin savaş korkusundan kurtulacağına ve özellikle Doğu Akdeniz, Libya ve Filistin'deki durum gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında niteliksel bir sıçrama yaşanacağına’ inanıyor.

Yakınlaşmanın Filistin davasının gidişatına yansıyacağına inanan Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, “Mısır ve Türkiye arasındaki yakınlaşma Filistin davasına alışılmadık bir şekilde fayda sağlayacaktır. Bu, Arap ve uluslararası arenalarda destekleyici rollerin daha da güçlendirilmesini ve Filistin hakkının tüm arenalarda, özellikle de uluslararası alanda desteklenmesi için daha fazla ortak baskı uygulanmasını ve bundan taviz verilmesinin reddedilmesini gerektirecektir” ifadelerini kullandı.

Dr. Kerem Said, yakınlaşmanın Filistin devletinin kurulmasını destekleyen ortak bir vizyon ışığında ve Türkiye'nin Gazze'deki krizin insani yardım ve müzakere düzeyinde yönetilmesinde Kahire'ye verdiği kayda değer destekle ya da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Mısır'a yönelik son suçlamalarını reddetmesiyle Filistin davasının gidişatına olumlu yansıyacağına inanıyor.

Türk siyasi analist Taha Avde, “Yakınlaşma dosyaları arasında en büyük zorluk kuşkusuz Gazze dosyası olacak” dedi. Avde’ye göre Mısır ve Türkiye'nin ortak mutabakatı bu dosyadaki uluslararası çabalarını güçlendirecek. Zira Mısır ile Türkiye'nin ilişkileri ikili iş birliğinden bölgesel ortaklığa doğru ilerliyor.

Avde, “Türkiye-Etiyopya ilişkilerinin yanı sıra Doğu Akdeniz'deki Mısır-Yunanistan-Kıbrıs ilişkileri temelinde Mısır-Türkiye yakınlaşması, Kahire ile Addis Ababa arasındaki Rönesans (Nahda) Barajı krizinde ya da bir yandan Ankara, diğer yandan Atina ve Lefkoşa arasında olsun, her iki ülke için de çözümler ve hamleler getirebilir” dedi.

Libya dosyasına gelince, Libyalı siyasi analist Eyub el-Evceli, Mısır ve Türkiye'nin orada önemli oyuncular olduğunu, yeniden inşa projelerine sahip olduklarını ve yakınlaşmalarının, Merkez Bankası Başkanı’nın seçimiyle ilgili mevcut kriz de dahil olmak üzere birçok sorunun çözümünde yeni ufuklar açacağını belirtti. El-Evceli, Libya'da iki ülkeye yakın aktörlerin görüşlerini uzlaştırma, seçimlerin yapılmasını engelleyen konulara çözüm bulma ve herhangi bir çatışmayı önleme olasılığı olduğunu, ancak genel olarak Libya krizini çözmenin çok daha büyük bir mesele olduğunu ve bir gecede çözülemeyeceğini düşünüyor.

Sudanlı siyasi analist Muhammed Turşin'e göre Türkiye, Etiyopya ve Somali arasındaki arabuluculukta önemli bir rol oynayacak ve bu da Mısır'ın ve ulusal güvenliğinin yararına olacak. Ancak Turşin, ‘Türkiye'nin Rönesans Barajı üzerindeki etkisinin sınırlı olacağına’ inanıyor. Turşin, Sudan'ın barışı tesis etmesine ve kalkınma projelerini uygulamasına destek olmak için Mısır-Türkiye koordinasyonunu bekliyor.