ABD tahminine göre Ukrayna savaşına katılan Rus askerlerinin yarısı artık 'savaşamayacak' durumda

Rus askerleri Ukrayna-Rusya sınırında (Arşiv-Reuters)
Rus askerleri Ukrayna-Rusya sınırında (Arşiv-Reuters)
TT

ABD tahminine göre Ukrayna savaşına katılan Rus askerlerinin yarısı artık 'savaşamayacak' durumda

Rus askerleri Ukrayna-Rusya sınırında (Arşiv-Reuters)
Rus askerleri Ukrayna-Rusya sınırında (Arşiv-Reuters)

Beyaz Saray yönetimi, Ukrayna savaşında bugüne kadar 75 binden fazla Rus'un öldürüldüğü veya yaralandığı tahmininde bulundu. The Telegraph'ta yer alan bir habere göre, söz konusu 'gizli bilgi' ABD Temsilciler Meclisi'ndeki yetkililerle paylaşıldı.
Geçtiğimiz hafta Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns, ABD’nin Ukrayna’daki savaşta hayatını kaybeden Rus askerlerin sayısının yaklaşık 15 bin olduğunu ve yaklaşık 45 bin Rus askerinin ise yaralandığını tahmin ettiğini açıkladı.
ABD'li yetkililer, her iki taraftaki zayiat tahminlerinin genellikle belirli rakamlardan ziyade tahminlere dayandığı konusunda uyarıda bulundu. Bazı tahminler ise 80 bin kişinin öldüğü yönünde.
Tahminler doğruysa, bugüne kadar savaşa katılan Rus kuvvetlerinin yaklaşık yarısı öldürüldü veya yaralandı. Batılı yetkililer daha önce, işgale 150 bin kadar Rus askerinin katıldığını belirtmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy önceki gün yaptığı açıklamada, şimdiye kadar 40 bin Rus'un savaşta öldüğünü ve on binlercesinin de yaralandığını duyurdu.
Bu rakamlar genel olarak Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve istihbarat birimlerinin Temsilciler Meclisi'ne verdiği gizli brifingle örtüşüyor.
Pentagon yetkilileri, askeri gücün yüzde 10'unun kaybının, muharebe birimlerinin görevlerini yerine getirme çabalarını baltalayabileceğini söyledi. Bu kayıplar aynı zamanda askeri birliğin moralini ve uyumunu da etkiyor.
Rusya ve Ukrayna şimdiye dek kayıplar hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Her iki taraf da moralleri korumak adına gerçek ölü sayısı vermekten çekiniyor.
Ancak Zelenskiy'nin üst düzey danışmanlarından biri geçtiğimiz günlerde askeri kayıpların günde 100 ila 200 arasında değiştiğini söyledi.



Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
TT

Washington ve Dörtlü'deki müttefikleri, nadir toprak elementlerinin tedarikini güvence altına almak için iş birliği sözü verdi

Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)
Dörtlü İttifak'ın (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dışişleri bakanları dün Washington'daki toplantılarının ardından (Reuters)

Dörtlü İttifak (ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya) dün, yeni teknolojilerin üretimi için elzem olan kaynakların Çin'in hakimiyetine girmesiyle ilgili endişelerin arttığı bir dönemde, nadir minerallerin arzını istikrara kavuşturmak için iş birliği yapma sözü verdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna ve Ortadoğu ile meşgul olan Başkan Donald Trump yönetiminin dikkatini yeniden Asya'ya yöneltmesinin bir parçası olarak dün Avustralyalı, Hintli ve Japon mevkidaşlarını Washington'da ağırladı.

Dört bakan toplantılarının sonunda yaptıkları ortak açıklamada, “tedarik zincirlerinin güvenliğini ve çeşitlendirilmesini sağlamayı amaçlayan ortaklığımızın (...) iddialı bir şekilde genişletilmesinin” bir parçası olarak, nadir metaller alanında ortak bir girişim başlatmaya karar verdiklerini belirttiler. Bakanlar girişim hakkında çok az ayrıntı verdi, ancak amacın, zengin stratejik maden rezervlerine sahip olan Çin'e olan bağımlılığı azaltmak olduğunu açıkça ifade etti.

Açıklamada “Baz metalleri işlemek, rafine etmek ve türev ürünler üretmek için tek bir ülkeye güvenmek, endüstrilerimizi ekonomik baskı, fiyat manipülasyonu ve tedarik zinciri kesintilerine maruz bırakmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca Çin'den ismen bahsedilmedi ancak bakanlar, Güney ve Doğu Çin Denizlerinde “bölgedeki barış ve istikrarı tehdit eden” “tehlikeli ve provokatif eylemlerden duydukları ciddi endişeyi” dile getirdiler.

Dört bakan ayrıca Kuzey Kore'yi “istikrar bozucu füze denemeleri” yaptığı için kınadı ve “tamamen nükleer silahlardan arındırılması” gerektiğini vurguladı. Kuzey Kore'nin nükleer silahı özellikle Japonya için büyük bir endişe kaynağı.

Amerika Birleşik Devletleri Asya-Pasifik bölgesine öncelik vermiş olsa da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş ve Ortadoğu'da devam eden çatışmalar nedeniyle dikkati büyük ölçüde dağılmış durumda. Dörtlü, öncelikle güvenlik konularının görüşüldüğü bir forum niteliğinde.

Çin foruma defalarca karşı çıktı ve forumu kendi yükselişini engellemeye çalışmakla suçladı. Trump seçim kampanyasında Çin'e karşı sert bir tutum takınacağını vaat etti, ancak göreve geldiğinden beri karışık mesajlar verdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump, haziran ayı başında dünyanın en büyük iki ekonomisinin aralarındaki ticaret savaşını hafifletmeyi amaçlayan bir çerçeve anlaşmaya varmasının ardından, Çin’le ilişkilerini “mükemmel” olarak tanımladı.

Trump'ın bu yıl içinde “Dörtlü” liderler zirvesine katılmak üzere Hindistan'a gitmesi bekleniyor. Trump uzun zamandır Çin'i ABD'nin baş düşmanı olarak tanımlıyordu, ancak iktidara geldiğinden bu yana Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile ilişkilerini övdü.

Hindistanlı ve Japon bakanlar basına yaptıkları kısa açıklamalarda, Çin'in yayılmacı emellerine açıkça atıfta bulunan ve bölgenin diplomatik sözlüğünde yer alan tanıdık bir ifadeyi kullanarak “özgür ve açık bir Hint-Pasifik” ihtiyacını vurguladılar.